GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
11 Kasım 2017 Cumartesi 16:55

Siemens İzmir’e gelir mi?

Enerji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Rüzgâr Enerjisi Yenilenebilir Kaynak Alanları (YEKA) ihalesini kazanan Siemens-Türkerler-Kalyon Ortak Girişim Grubu’nun RES türbinleri üreteceği yer henüz netleşmedi. Rüzgar enerjisinde yatırımların arttığı İzmir de potansiyel şehirler arasında bulunuyor

Ege Telgraf Gazetesi’nden Serkan Aksüyek’in gündeme getirdiği yeni yatırım için kurulacak fabrikaya talipler arasında İzmir ön sıralarda yer alıyor.

İŞTE O YAZI:

"Siemens’in dev yatırımı için İzmir iş dünyası seferber olmalı!..

Rüzgâr, güneş, biyokütle ve jeotermal…

Bu kelimeler artık günlük hayatımıza daha sık giriyor, enerji kaynaklarımızın ithalata bağımlılığının kırılması için anahtar sözcükler olarak öne çıkıyor.

Temiz, yerli ve yenilenebilir enerjiyi sağlayan bu kaynakların planlanması ve yatırıma dönüşmesinde son yıllarda çok başarılı işler yapıyoruz.

Dünyanın dev firmaları Türkiye’yi radarlarına alırken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın planladığı ve kısa adı YEKA olan Yenilenebilir Kaynak Alanları projesi çok başarılı sonuçlar veriyor.

Bu yıl içinde rüzgâr ve güneş enerjisinde gerçekleştirilen 1000’er megavat gücündeki YEKA ihaleleri, ülkemizin temiz enerji kurulu gücünü artırırken, Türk Kobi’lerinin katma değeri yüksek ürünlerin üretimi ile tanışmasını sağlıyor…

ENERJİ ŞEHRİ…

Ve İzmir…

Pek çoğumuz bilmese de İzmir, bugün itibarıyla 4400 megavat kurulu gücü ile ülkemizin en fazla enerji üretilen şehri… Bu kapasitenin 1234 megavatını, yani yaklaşık üçte birini rüzgâr enerji santrallerinin (RES) oluşturduğunu dikkate alırsak, İzmir’in aynı zamanda yenilenebilir enerjinin de başkenti olduğunu söylememiz pekâlâ mümkün.

Şimdi ise yepyeni bir sınav bekliyor İzmir’i…

Enerji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Rüzgâr Enerjisi Yenilenebilir Kaynak Alanları (YEKA) ihalesinin 3 Ağustos 2017’de açıklanan sonucuna göre; ihaleyi kazanan Siemens-Türkerler-Kalyon Ortak Girişim Grubu; Kayseri, Niğde, Sivas, Edirne-Kırklareli-Tekirdağ, Ankara-Çankırı-Kırıkkale, Bilecik-Kütahya, Eskişehir olarak belirlenen 5 ayrı bölgede 1.000 MW kapasiteli rüzgâr enerjisi santrali devreye alacak.

Sözleşme imza tarihinden itibaren 21 ay sonra, 4 megavat (MW) kapasiteli rüzgâr türbinlerinin üretileceği bir fabrika kurulacak. Bu fabrika, tek vardiyada en az 150 adet/yıl veya 400 MW/yıl kapasiteye sahip olacak. Üretilecek rüzgâr türbinleri yüzde 65 yerlilik oranına sahip olacak. Bu oran özellikle mevcut yerli yan sanayilerin kendini geliştirmesine ve yeni yan sanayi yatırımlarının yapılmasına da vesile olacak.

YERLİLİK ŞARTI

Yerlilik oranları 13 Eylül 2014 tarihli ve 29118 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yerli Malı Tebliği’ne göre hesaplanacağı için, üretimlerde kullanılan tüm ham ve sarf malzemelerin de menşeleri hesaba dâhil edilecek. Yani sadece yerli ara mamûl değil, yerli ham ve sarf malzeme üreticilerinin de ürünlerinin kullanılması gerekecek.

 

Ayrıca yine sözleşme imza tarihinden itibaren 21 ay içinde, 10 yıl boyunca tam zamanlı 50 teknik personelin çalışacağı Ar-Ge merkezi kurulacak. Ar-Ge faaliyetlerinin yıllık bütçesi, sabit değerler ve makine-ekipman yatırımları hariç, ilk yıl için asgari 2 (iki) milyon ABD Doları, ikinci yıl için asgari 3 (üç) milyon ABD Doları ve sonrası her yıl için asgari 5 (beş) milyon ABD Dolar olmak zorunda… Bir başka ifade ile 10 yıllık süre içinde toplam en az 45  milyon ABD Doları tutarında bir Ar-Ge harcaması yapılacak.

Fabrikanın kurulum ve işletilmesinde mavi ve beyaz yaka ayrı ayrı olmak Üzere en az yüzde 90 ve Ar-Ge faaliyetlerinde en az yüzde 80 yerli istihdamın sağlanması zorunlu olacak.

İZMİR’E YAKIŞIR…

Şimdi sıkı durun…

Rüzgâr YEKA ihalesinin sonucu, 1 milyar Doların üzerinde rüzgâr tesisi yatırımı yapılması, bu projeyle kurulacak santrallerin işletmeye girmesiyle her yıl asgari 3 milyar kWh elektrik enerjisi üretilmesi ve yaklaşık 1,1 milyon evin yıllık elektrik ihtiyacının rüzgârdan karşılanması planlanıyor. Dünyaca ünlü Alman devi Siemens’in öncülüğünde gerçekleştirilecek bu dev yatırımın adresinin KESİNLİKLE İzmir olması gerekiyor. Ancak, rüzgâr enerjisinin başkenti konumunda olan, yetişmiş işgücü ve yatırım alanları ile pek çok kente göre mukayeseli üstünlüğe sahip İzmir’in işi elbette kolay değil. Bu dev yatırıma ev sahipliği yapacak ve kaderi değişecek olan kentin de yapması gerekenler çok iş var.

Hem kamu otoriteleri hem de iş dünyası örgütleri nezdinde İzmir’in çok iyi tanıtılması gerekiyor. Bir pazarlama iletişimi çalışmasından bahsediyoruz aslında…

Bana göre İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, kentin “seçilmiş lideri” olarak bu işe önderlik etmesi; Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri, ESİAD, EGİAD, BASİFED, İZSİAD, MÜSİAD ve tüm iş dünyası örgütlerinin bu dev yatırımı İzmir’e çekebilmek için el ele tutuşması gerekiyor. Başkan Kocaoğlu’nun, bir İzmir aşığı olan ve Siemens’in uzun yıllar tepe yönetiminde görev alan Aykut Güsar ağabeyimizin de desteğini alması ve ilişki ağından yararlanması gerekiyor.

 KAPISINDA YATALIM…

İzmir bu yatırımı çekmekle, sadece yatırım ve istihdam avantajı sağlamayacak. Bir rüzgâr santralinin 2 bin 500’ün üzerinde parçadan oluştuğunu hatırlamak isterim okurlarıma. İzmir ve çevresinde rüzgâr santrallerine makine, ekipman ve komponent üretecek yerli kobilerimiz de bu katma değer zincirinin birer halkası olabilecek.

Belediye başkanlarının, seçildikleri kente yol, kaldırım, park, kanalizasyon yapmalarının yanında farklı işler için de kafa yorması gerekiyor. O kentin ekonomik kalkınmasına, iş ve aş sahalarının açılmasına, yeni yatırımların kazandırılmasına hizmet edecek çalışmaların hemen hepsi, bana göre belediye başkanlarının asli görevleri arasında yer alıyor. Bu nedenle ben belediye başkanlarının, yönettikleri kentin birer “pazarlama müdürü” gibi çalışmasını ve liderlik etmesini önemsiyorum. Hele ki İzmir gibi çok ciddi miktarda beyin göçü veren bir kentin siyasi önderlerinin, bu yatırımların peşinde koşmaları, ilişki yönetimini profesyonelce yapmaları; hadi sokak ağzı ile söyleyelim, Siemens yöneticilerinin kapısında yatmaları gerekiyor

SİEMENS YATIRIMI NEDEN ÖNEMLİ?

Türk sanayisi, son 40 yılda ciddi bir üretim ve ihracat başarısı yakalasa da, yüksek teknolojili ürünlerin üretimi ve ihracatında çok gerilerde yer alıyor. Bugün 1,37 kg/ Dolar olan ihracat değerimizle, bu ülkenin kalkınması, gençlerine iş ve aş yaratması, 4.0 sanayi devrimini yakalaması mümkün değil. Kendimizi inandıracak coşkulara değil, gerçekçi ve ayağı yere basan analizlere ihtiyacımız var. Ayrıca unutmayalım, Türkiye, pek çok sektörde dünya için vazgeçilmez de değil. Çünkü emek yoğun sektörlerde bile rekabetçi yapıdan hızla uzaklaşıyoruz. Bir sanayi ülkesi olan Almanya’nın ihracatında kilogram değeri 4.1 Dolar…

Türkiye’nin ihracat değerini en azından 2-3 Dolar/Kg seviyelerine çıkarabilmesi için bilgi, sermaye ve teknoloji yoğun sektörlere ev sahipliği yapması gerekiyor. Örnek vermek gerekirse, rüzgâr enerjisi santrali yatırımında türbin kanadı tamamen cam elyaf olursa, yaratılan katma değer 7,5 ilâ 9,0  USD/kg (Türkiye ortalamasının 6 katı) seviyesine ulaşıyor. Türbin kanadı bir kısmı karbon elyaf olursa yaratılan katma değer 13 ilâ 14 USD/kg, yani Türkiye ortalamasının yaklaşık 10 katına kadar çıkabiliyor. Yani sadece kanat üretiminin bile ülkemizin ortalama ihracat fiyatına çok olumlu etkisi bulunuyor. Ancak rüzgâr santrallerinde gerçek katma değer, tesisin türbin üretiminde yaşanıyor. Siemens’in YEKA ihalesi sonucuna göre Türkiye’de türbin üretecek olması, işte bu nedenle heyecan veren bir yatırım… Bu yatırımda çalışacak Türk mühendisler, yatırıma yan sanayi üretecek Türk kobileri; belki de günün birinde Siemens gibi bir Türk markasının dünya sahnesinde yer almasını sağlayacak.

İşte bu nedenle “Haydi İzmir” diyorum, Başkan Aziz Kocaoğlu’nu bu dev yatırımın peşine düşmeye, kentin ne kadar kanaat önderi varsa peşine takarak bu yatırımın İzmir’e kazandırılması için gayret göstermeye davet ediyorum.

İzmir’in dört yanına dağılmış ve ortalama yüzde 40 kapasite kullanan organize sanayi bölgelerimiz, bu türden ileri teknolojili doğrudan sermaye yatırımlarını bekliyor…"