GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
30 Ağustos 2023 Çarşamba 08:54

Sertel, 'İzmir’i AKP’nin aldığını düşünün' dedi ve ekledi: Çimlerde oturanların başına zabıta gelir!

CHP’nin İYİ Parti ile birlikteliği öncesinde de çok şehirde seçim kazandığını hatırlatan CHP geçmiş dönem İzmir Milletvekili Atilla Sertel, “Büyükşehirleri kaybedersek, sadece CHP değil, İYİ Parti de toplum da bunun faturasını öder” dedi. Sertel, İzmir’i AK Parti’nin aldığı varsayımından yola çıkarak, “AKP’nin yönetiminde bir İzmir’i hayal edebilir misiniz? Kordon’un halini, gençlerin halini düşünün! Özgürlüğü yaşayan çocukları düşünün! Çimlerde bile oturtmayabilirler! Zabıta gelir, zabıta!” ifadelerini kullandı

EGEDESONSÖZ – CHP İzmir eski Milletvekili Atilla Sertel, SONSÖZ TV’de, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ittifakla ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan, İstanbul, Ankara gibi yerlerde ittifak olmadığı takdirde o kentlerin kaybedilme riski olduğunu hatırlatan Atilla Sertel, “Eğer böyle bir şey olursa, bunun faturası ağır olur. O faturanın bedelini sadece CHP değil, İYİ Parti de öder, toplum da ödemek zorunda kalır” dedi. İzmir’i AK Parti’nin alması durumunda İzmir’in yaşam tarzına müdahalenin kesin olacağını öne süren Sertel, önemli açıklamalarda bulundu.

BÖYLE SÖYLEMLERİN KİMİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRDÜĞÜNÜ İYİ BİLİYORLAR
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yerel seçimlerde kendi adayıyla yarışması durumunda CHP’nin İYİ Parti’siz oy kaybı olup olmayacağı yönündeki soruya cevap veren Sertel, şunları söyledi:

“Bazı iller için sıkıntı yaratabilir ama şöyle bakmamak lazım hadiseye. Bizim CHP ve Genel başkanımızın izlediği çizginin doğru ve düzgün olduğuna, diğer partilerin ne liderlerine, ne de içişlerine yönelik konuşma yapmadığına ben de tanığım, toplum da tanıktır. CHP olarak diğerlerine yönelik söz söylemediğimiz halde CHP’ye söz söyleme haklarını kendilerinde bulanların, bir kere daha oturup düşünmesi gerektiği kanısındayım. Çünkü bu söylemlerin kimin ekmeğine yağ sürdüğünü, kendileri bizden daha iyi biliyorlar. Biz bu ülkede haksızlığı, hukuksuzluğu birlikte yaşıyoruz. Meral Hanım gibi bir liderin 7 yıl boyunca bir tane PKK’li gizli bir tanıkla -  ki bunu AK Parti kullanıyor- FETÖ’cü kılıcının üzerinde sallandırıldığını görüyoruz. Bugün hukuken ve demokrasi açısından yaşanan tüm sorunların ana kaynağının AKP sistemi olduğunu Meral hanım da biliyor, biz de biliyoruz. Ha şimdi şartlar koşuluyor. Birliktelikler gönüllülükle olur. Biz kimseye bizimle ittifak yapın diyemeyiz. Yan yana gelmek istiyorsak, bunun yollarını tartışırız. Gelmek istemiyorsak, bunu karşılıklı derinleştiririz. Ama ben öyle yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü, AKP’nin gerilediği büyükşehirler var. Bir inat uğruna İstanbul’u, Ankara’yı kaybettirmenin faturasının ağır olacağını düşünüyorum. Eğer o iller kaybedilirse, fatura sadece Cumhuriyet Halk Partisi’ne çıkmaz CHP’yi kaybettirdik, o ne kadar rahat ettik, gibi bir bakış açısı doğru olmaz. Faturayı İYİ parti de öder, toplum öder. Liderler gelip geçiyor, partililer var, faturayı onlar ödüyor. Toplumun bize kızgınlığı neden? Mazota zam geliyor, CHP’ye kızıyorlar! Emekli maaşı 7500 lirada kalıyor, CHP’ye kızıyorlar. Neden kızıyorlar? Neden kazanamadınız diye kızıyorlar! Bizi bu kötü rejimden kurtaracaktınız, neden kurtarmadınız, sözünüzde durmadınız, diye kızıyorlar. Bazı yerlerde birliktelik olmazsa, kayıplar, istenmeyen şeyler olur ama dünyanın sonu olmaz. CHP, bu birliktelikten önce de pek çok kentte seçim kazandı.”

GAVUR İZMİR, SÜMÜKLÜ İZMİR, YAKIŞTIRMALARINI HATIRLATTI
Birlikteliğin olmaması durumunda bazı yerlerde öfkeli seçmen kitlesinin sandığa gitmeyerek, oy kullanmayarak tepki gösterebileceğini öne süren Sertel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öfkeli bir seçmen grubu var, sandığa gitmeyebilir, oy kullanmayabilir. Sonuçta ayın kentte yaşadıkları için onun faturasını kendileri de ödemek zorunda kalır. CHP’li belediyelerin olduğu kentlerin çok daha rahat ve özgür, insan hakları temelinde güzel yönetildiğini düşünüyorum. AKP’nin yönetiminde bir İzmir’i hayal edebilir misiniz? Kordon’un halini, gençlerin halini düşünün! Özgürlüğü yaşayan çocukları düşünün! Zabıta gelir, zabıta! Çocukları çimlerde bile oturtmayabilir! Çünkü Anadolu kentlerinde bunu görüyorum. Bir yere gidip iki yudum bir şey içmeye kalktığınızda, yok. Şehrin dışına gitmeniz lazım. Konserleri yasaklayan zihniyetin, her türlü özgürlüğün yaşandığı İzmir’e geldiğini düşünün! Müzikteki engeli bile daha yeni kaldırdılar, turistlerin, otellerin baskısıyla… İzmir’in yaşam tarzına müdahale kesin olur. İzmir’e gavur tanımını yapan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ben demedim dese de o tanımlamayı yaptığı için o laf orada duruyor. İzmir, solun kalesi değil. İzmir Atatürkçülerin, Kuvayı Milliyecilerin, bayrağına, vatanına düşkün olan laik, çağdaş yaşamak isteyen insanların kenti. Diyelim ki Erdoğan, gavur demedi. Eski Milli Eğitim Bakanı geldi, İzmir sümüklü çocuğa benziyor dedi. Bir müftü geldi, İzmir’in irfanı eksik, ben irfan katmaya geldim, dedi.  Ee sen irfanı eksik İzmir’e yapacağın ilk iş nedir? İrfanını tamamlamak olacaktır tabii ki! Ne kadar çark ederlerse etsinler, ne kadar takiye yaparlarsa yapsınlar, siyasi bakış açılarını değiştirmezler bunlar! Onların felsefesinin İzmir’le uyuşmadığını pekala kendileri de biliyorlar. O nedenle çıkaracaklarını adaylarda değişik nosyonlar arıyorlar. İzmir’de başarılı olacaklarını düşünmüyorum. CHP’ye oy veren, gönül veren seçmenlerin birlikte hareket etmesi, kırılmanın olmaması lazım. Eğer yerelde bir önseçim olursa, toplumun benimsediği adayla yola çıkılırsa, hiçbir sorunun yaşanmayacağına inanıyorum. 30 ilçenin en az 28’inde, 29’unda seçimin kazanılacağını düşünüyorum. Bir iki ilçede kayıp olabilir, en fazla.”