GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
11 Temmuz 2018 Çarşamba 08:34

Sendika Başkanı Ervüz’den tren kazası için ihmal çıkışı: Günahını almayayım ama…

Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Ervüz, Çorlu’da gerçekleşen, 24 kişinin hayatını kaybettiği kaza için, “Taşeron eliyle yapılan iş çoğaldı. Taşeronun kar hedefi vardır ve işin emniyeti önemli değildir. Günahını almayayım ama yol bakım onarım şefi görevini ihmal etmiş gibi duruyor” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde meydana gelen ve 24 kişinin hayatını kaybettiği tren kazası sonrasında Egedesonsöz’e konuşan Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye Cumhuriyet Devlet Demiryolları (TCDD) bünyesinde faaliyet gösteren ve Uzunköprü-Halkalı arasındaki seferini gerçekleştiren trenin raydan çıkarak 5 vagonuyla birlikte devrilmesi sonrasında yetkililer kazanın sebebini yağışla birlikte toprak zemin kayması olarak göstermişti.

Sendika, oda ve sivil toplum örgütleri ise ayrıca 124 kişinin yaralandığı olayın altında ihmaller yattığını ifade etmişti.

Şube Başkanı Ervüz hem Çorlu’da yaşanan acı olay hakkında konuştu hem de İzmir’deki hatların durumuna ilişkin bilgi verdi.

TAŞERON İÇİN KAR ÖNEMLİDİR EMNİYET DEĞİL!
Başkan Ervüz TCDD’nin 1980’li yıllardan günümüze kadar olan süreçte eridiğini söylerken, “Olay yerine gidip inceleme yapmış değiliz. Ama bildiğimiz şey şu; işverenlerin artık ucuz maliyetlerle müteahhitlere iş yaptırma hevesleri arttı. 1984 yılında Özal zamanında başlayan bir furyayla bütün işler yavaş yavaş müteahhitlerin eline gitti. Devlet Demir Yolları’nda 80’li yılarda 34 bin kadrolu işçi vardı. Şu an 12 bin kadrolu işçi var. Erime oldu. Taşeron eliyle yapılan iş çoğaldı. Taşeronun kar hedefi vardır. Kar için işin emniyeti önemli değildir” diye konuştu.

YOL BEKÇİLERİ KALDIRILDI DENİYOR, KALDIRILMADI SADECE ALIM YAPILMIYOR
Alt yapının altında kalan köprü ve menfez aralıkları ve yükseklikleri belli açıda olması lazım. Oranın jeolojik yapısı incelenmeden, gerekli doneleri elde edilmeden, bunlar dikkate alınmadan gerçekleştirilmiş. Alt yapının üstünde kalan bölümü yapılmış. Menfez tadilatı ve menfezin tıkanıklıkların giderilecek şekilde genişletilmemiş. Böyle meydana gelmiş bir kaza. Yol bekçilikleri kaldırıldı deniyor. Memur statüsündekiler kaldırıldı, doğru. Ancak işçi statüsündeki yol bekçilikleri toplu iş sözleşmesine eklendi ama alım gerçekleşmedi. Yani kaldırılmadı bir yerde. Alımı yapılmıyor. Alımı yapılmış olsa o yol bekçileri her gün o yolun üstünden bir defa geçer. Bu, kazayı yüzde yüz engelleyecek demek değildir. Yol bekçisinin görevi nedir? Gözle görülür hataları, kayıpları rapor edip varsa yanındaki aletle müdahalesini yapmaktır. Diyelim gündüz saat 11:00’de yol bekçisi geçti. Yağmur 15:00’te başladı, çökme 17:00’de oldu. Buna yapacak bir şey yok. Onu o yol bekçisi bilemez. Yol bekçisi mühendis değil. Yol bekçisi gözle görebildiği eksikleri görür ve raporlar. Acilse yolun kapatılmasını ister” dedi.  

İLGİNÇ OLAN MÜTEAHHİTLER KURUMUN MAKİNESİYLE İŞ YAPIYOR
İzmir’deki hatlar hakkında konuşan Ervüz, “Bölgemizde şu an yollarımız yeni. Genişlikler sağlandı. Bizde müteahhit yenileme yapıyor ama ilginç olan şu; Devlet Demir Yolları’ndan kiralanmış makineleri müteahhit çalıştırıyor. Adam bizim makinemizle bize iş yapıyor. Bir kısım dışarıdan makine temini var. Bizim elemanlarımız bir şey yapıyorsa biz zaten onu görüyoruz. Yol bakım onarım ekiplerimiz 9’ar kişilik hale getirildi. Günlük acil bakım gerektiren işleri yapar. Genel bakım değil. Çünkü artık makineyle bakım yapılıyor. Bizim yol mekanik atölye dediğimiz yerde yaklaşık 100 tane işçi arkadaşımız sadece yolun tamirini, bakımını ve ölçümlerini gerçekleştiriyor” açıklamasında bulundu.

GÜNAHINI ALMAYAYIM AMA KISIM ŞEFİ GÖREVİNİ İHMAL ETMİŞ GİBİ DURUYOR 
Olası bir tehlike anında personelin gösterdiği refleksleri anlatan Ervüz, “Örneğin, bizim yol bekçimiz gitti tespitini yaptı. Ancak olması gereken şudur; hangi arazinin neresinde yolun kayabileceği kısım şefleri tarafından bilinir. Örneğin Buharkent’te yağmur başladığında önce kısım şefi gider nöbet tutar. Yolun riskini görürse bildirir. Orada geniş bir dere yatağı var. Su çok gelirse rayların üstüne çıkar. Altının boşalma durumu ortaya çıkarsa kısım şefi yolu kapatır. O bölgenin (Çorlu) kısım şefi, yol bakım onarım şefi yeni adıyla, günahını almayayım ama bu görevi ihmal etmiş gibi duruyor. Yolu bilir çünkü. Her ne kadar köprü ve menfez bakımının ihaleleri iptal edilmiş olsa da herkesin bir sorumluluk alanı var. Yolun kenarındaki hendekleri, su kanallarını, derelerini hepsini bilmen lazım. Yağmur başladı, o bölgede bir şey olur mu diye gidip bakması lazım. Hatta o hatta girdiğinde yolu kaptır. Telsiz sistemi iyice ilerledi. ‘Yolu kapatın, kayma ihtimali iyice arttı’ der. Bizim takayyüdat dediğimiz bir şey var. Takayyüdat nedir? ‘Buradan sınırlı kilometre hızla geçiş yapın’ demektir. Takayyüdadın üst sınırı 25 kilometredir. 120 kilometre hızla gideceksen takayyüdat başlangıcına disk dikilir. Makinist onu görünce orada durur düdüğünü çalar yeniden hareket eder. Hatta bazı yerlerde marka dolabı konur, iner makinist elindekini bırakır, oradakini alır. Bu nedir? Bak burada durdum onu aldım. Bu kadar sağlıklı sistemler var. ‘Demiryolları refah ve ümran tevlit eder’ kelimesi boşuna değil. Bu kurallar yeni konmuş kurallar değil. İngilizlerden bu yana kullanılmıştır ama geliştirilmiştir. Zaman içinde adam sendecilik deyip olmuyor denildi. Eskiden imdat katarları vardı. Böyle durumlar için bekletilirdi. Yol kapandığı zaman üzerinde bir köprü bile değiştirebilecek katarlar vardı. Yağmur yağdı şuradan vinç çağıralım değil. O hazırdı. Geliştirilmiş ekipleri de vardı. Şimdi bunlar yok. O imdat katarları da kaldırıldı.  Bunlar gereksiz gibi görüldü. Şimdi kaza olduğu anda piyasadan vinç temin ediliyor” ifadelerini kullandı.