EGEDESONSÖZ- İzmir Cumhuriyet Savcısı Osman Tufan Kayıran tarafından hazırlanan ve Organize Suç Örgütü Lideri Serkan Kurtuluş ve ekibinin faaliyetlerini kapsayan 322 sayfalık iddianame kabul edildi.
“Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, Var Olan Veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak Yağma Suçuna Teşebbüs Ve Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla Yağma Suçuna Teşebbüs, Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte Yağma Suçuna Teşebbüs, Gece Vakti Yağma Suçuna Teşebbüs, Silahla Yağma Suçuna Teşebbüs, Tasarlayarak Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs, Mala Zarar Verme, Yakarak Mala Zarar Verme, Kasten Yaralamaya Teşebbüs, Var Olan Veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak Tehdit, Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte Yağma, Var Olan Veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak Yağma, Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla Yağma, Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkındaki Kanuna Muhalefet” suçlarından cezalandırılması istenilen kişilerin bulunduğu listede çoğunluğu tutuklu 61 şüpheli yer aldı.
Egedesonsöz'ün ulaştığı bilgilere göre, iddianamede, AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir eski Milletvekili Prof. Dr. Nükhet Hotar da “müşteki” olarak kayıtlara geçti. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü sıfatıyla şikayetçi olan Hotar, Serkan Kurtuluş’un kendisine attığı telefon mesajları ve bilgileri paylaştı. İzmir Emniyet Müdürlüğü ve İzmir Valiliği’nin de durumunu yakından takip ettiği Hotar’a İçişleri Bakanlığı’nın da bilgisi dahilinde 10’a yakın koruma polisi tahsis edildi. Hotar’ın ailesi için de koruma tedbiri uygulanmasına karar verildi.
Uzun süredir hem Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlük binası ve evinde hem de gittiği her yerde yoğun güvenlik önlemleri altında korunan Hotar ile Serkan Kurtuluş arasında geçen görüşme ve yazışmalar iddianameye yansıdı. Cumhuriyet Savcısı Kayıran’ın hazırladığı iddianamede olayların gelişmesi ve son durum hakkında bilgiler de paylaşıldı.
GECE YARISI ARADI!
Kurtuluş ile birlikte Kemal A. ve Cenk Y’nin de yargılandığı dosyada Rektör Prof. Dr. Hotar, iddianameye göre kendisinin kullandığı cep telefonunun gece yarısı 01:30’da arandığını belirtti.
Hotar, "Vekilim (avukatım) aracılığında sunmuş olduğum dilekçe içeriğini tekrar ederim. Flash bellekte kayıtlı bulunan ve rızamla dosyamda delil olarak kullanılmasını istediğim veriden de anlaşılacağı üzere, kullanmakta olduğum telefonuma bırakılan iki ses kaydıyla para talep ederek, tehdit etmek suretiyle şantaj ve iftiraya maruz kaldım. Kullandığım telefonum iki defa çaldı. Yurt dışı numarası olması ve gece geç saat olması nedeniyle bu iki aramayı yanıtlamadım. Bir süre sonra aynı numaradan şikayet konusu yaptığım ses kayıtları telefonuma mesaj olarak bırakıldı” dedi.
Hotar, telefonunun üzerinde kolluk birimleri tarafından inceleme yapılmasına izin verirken, “Telefonun geldiği numarayı tanımıyorum. Daha önce bu numara üzerinden herhangi bir kimseyle görüşmedim, ses kaydı bırakan şahsın yer verdiği mesajlarda benim kendisinin işlemiş olduğu suçların azmettiricisiymişim gibi yalan ifadesi ve sonrasında para istemesi olayı, rektörlük görevimde dikkate alındığında ziyadesiyle rahatsızlık vermiştir. Bu nedenle bırakılan ses kayıtları sahibinin tespit edilerek hakkında yasal işlemin yapılması, arayan şahsın tespitiyle cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
İŞTE O SÖZLER…
Hotar’ın başvurusu ve ifadesinin ardından savcılık talimatıyla cep telefonu üzerinde inceleme yapıldı. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce tanzim edilen adli kopya alma tutanağına istinaden; iki adet ses kaydının içerdiği whatsapp konuşmaları metin haline getirildi.
Kayıtlara göre 35 saniyelik ses kaydı şu şekilde yer aldı:
"Erkek şahıs: Alo. Nükhet hanım, telefonu açmıyorsun benim olduğumun farkındasın muhtemelen. Seni ilk ve son kez arıyorum. Biliyorsun bu gazeteciyi bize vurdurttunuz ona suikast düzenlettirdiniz. Ondan sonra başka olayların içine bizi soktunuz Ahmet Kurtuluş’la beraber. O ib...nin ölmesinde senin de payın var. Sen sebep oldun. Tüm bu olayların başında sen varsın. Ne dediyseniz yaptık o dönem. En son dediklerinizi de yaptık. İstediğiniz iş adamlarına gittik onu yaptık, bunu yaptık. Bizi çırak çıkardınız. En son ne oldu? Ahmet öldü. Benim paramı vereceksiniz. Benim paramı vermeden hiçbirinize rahat uyku uyutmam"
Rektör Hotar’ın emniyete teslim ettiği ikinci ses kaydının içeriği ise şu şekilde yer aldı:
"Erkek şahıs: Yine de kurtulamazsın belki arkanı bugün bir yerlerine dayıyorsun ama yarın oda olmayacak. Gerçi sen ben var ya sen bugün arkanı bir yerlere dayarken ben sana bunu yapıcam ha beklemicem yani yarın. Benim paramı vereceksin. Bana iş yaptırdınız. Bana adam vurdurturdunuz. Bana iş adamlarını tehdit ettirdiniz, sırtımdan milyon dolarlar kazandınız. Oteli aldınız bilmem neyi aldınız. Hepsini biliyorum. Kimlerle ne ortak olun, benim sayemde hepsini biliyorum. Benim paramı vereceksin tamam"
Savcılık, yaptığı tespitte Kurtuluş ve adamlarının tehdit ettiği yani öldürülen Ahmet Kurtuluş’un da dünürü olan Mikdat Dabak’a atılan mesajların geldiği telefon ile Hotar’a atılan mesajların geldiği telefon numarasının aynı olduğunu tespit etti. Mesajları gönderen kişinin Serkan Kurtuluş olduğunun da altı çizilirken yapılan değerlendirmede şu tespitler yer aldı:
“Müştekinin (Nükhet Hotar) hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit olgusunu alenen perçinlediği, bu suretle müştekiden para talebinde bulunarak ona karşı malı teslime mecbur kılmaya çalıştığı, şüphelinin müştekiye yönelik kurduğu örgütün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak ve suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla nitelikli yağmaya teşebbüs suçunu işlediği, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen bu suçlardan örgüt yöneticisi sıfatlarıyla Cenk Y. ve Kemal A'nın da sorumlu oldukları, Serkan Kurtuluş'un firari olması nedeniyle haklarında yakalama çıkartıldığı, bu nedenle ifadelerinin temin edilemediği tespit edilmiştir”