GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
4 Temmuz 2016 Pazartesi 08:24

Rektör Adayı Prof. Dr. Hoşcoşkun: İlk hedefim mutluluk!

Ege Üniversitesi rektörlük yarışında gün sayıyor. Adaylıkta çalışmalarına hız katan Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun süreci ve projelerini Egedesonsöz’e anlattı. Hoşcoşkun ilk hedefinin üniversitede mutluluğu sağlamak olduğunu söyledi.

Onur DENİZ / EGEDESONSÖZ - Ege Üniversitesi’nde rektörlük yarışı öncesi son dönemece girildi. Bayram sonrası gerçekleşecek seçimlerde mevcut rektör Prof.Dr.Candeğer Yılmaz ikinci dönemin ardından yasa gereği aday olamaması nedeniyle yarışa 9 adayla gidiliyor.

Geçtiğimiz dönem rektörlük seçimlerinde Yılmaz ile yarışta yer alan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, seçim sürecini ve gerçekleştireceği projeleri Egedesonsöz’e anlattı. 

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 1979 yılında öğrenci olarak giren Hoşcoşkun rektörlük yarışında çalışmalarına hız kazandırdı.

CÜNEYT HOŞCOŞKUN VE DİĞERLERİ

Yarıştaki adaylık sürecini değerlendiren Hoşcoşkun, seçimde iki farklı zihniyetin yarıştığını söyleyerek, “Bu seçimde çok aday yok. İki tane aday var. Bir tanesi farklı bakış açısı, vizyonu olan ve şu an ki yönetimde hiç olmamış Cüneyt Hoşçoşkun; öbür tarafta ise şu an ki yönetimde bulunan, daha önce de yer almış kişiler var. Yani şu anki yönetimin bir parçası olan kişiler var. Asıl olarak baktığımızda bir Cüneyt Hoşçoşkun ve diğerleri var” şeklinde konuştu.

İYİ MESAFE KAT ETTİK

Seçim sürecindeki çalışmalar hakkında bilgi veren Hoşcoşkun, “Süreç gayet iyi gidiyor. İyi ve düzenli bir çalışmamız var. Bize karşı gösterilen ilgi ve alaka bizim bu konuda iyi bir mesafe kat ettiğimizi, güven verdiğimizi ve hocalarımızın bize büyük bir destek verdiğini gösteriyor” dedi.

İLK HEDEFİM MUTLULUĞU SAĞLAMAK

Ege Üniversitesi yönetimi devralması halinde ilk olarak çalışanların hakları ve mutluluğu için çalışacağını söyleyen Hoşcoşkun, “Benim göreve gelmem halinde ilk olarak yapmak istediğim konu şu; üniversitemizde görev yapan 650 çalışanın, akademisyenin, personelin hatta öğrencinin yüzünü güldürmek. Sabah okula gelirken güler yüzle gelmelerini, huzur içinde çalışarak güler yüzle akşam eve gitmelerini sağlamak istiyorum.  Şu an üniversitenin en çok ihtiyacının olduğu konu da bu. Burada çalışan insanlar her gün güler yüzle işlerine gelecekler, çalışırken ne bir olumsuzluk ne bir tatsızlık yaşamadan mutlu ve huzurlu bir şekilde evlerine gidecekler” ifadelerini kullandı.

ÖZLÜK HAKLARI KORUMAK TEMEL GÖREVİMİZ

Ege Üniversitesi akademisyen ve personelinin mutluluğunun oluşması için özlük haklarının korunması ve kadro sorununun çözümünü işaret eden Hoşcoşkun, “Bu mutluluk çalışanların özlük haklarının korunması ile olacaktır. Çalışanların temel insan haklarını, özlük haklarını korumak üniversite yönetiminin temel görevidir. Bunu yapacağım” dedi.

KADRO OLMAZSA PSİKOLOJİK KAYIP OLUR

Hoşcoşkun, “Bunun dışında bir diğer konu ise kadro meselesidir. Çalışan üreten, belli bir kademeye gelen hocaların çalışanların hak ettiği kadroya ulaşmalarını en kısa sürede sağlamak okul yönetiminin en başta görevidir. Bunu göreve gelir gelmez sağlayacağım. Hocalarımızın hak ettiği kadroya yükselmesi gerekiyor. Yükselmediği zaman öncelikle akademik, ekonomik ve sosyolojik kayıp içerisinde oluyor. Ama hepsinden önemlisi psikolojik kayıp yaşanıyor. Psikolojik kayıp, çalışanların üniversite ile olan bağlantısını, çalışma azmini, motivasyonunu kaybettiriyor. Kadroları hak eden arkadaşların en kısa zamanda kadroya geçmesini ve mutlu olmasını sağlayacağım” şeklinde konuştu.

ÜNİVERSİTE DÜZENLEMESİ LÜTUF DEĞİL

Üniversite içerisinde huzur ve mutluluğun sağlanması halinde üniversite başarısının hızla artacağını ifade eden Hoşcoşkun, “Bunları gerçekleştirdikten sonra akademik çalışmalar, bilimsel çalışmalar hızlanacak. Bir sorunu olmayan insan ne yapar? Üretim yapar, çalışır, vazifesini tam yapar.  Mutlu olursa burayı severek gelir, isteyerek çalışır, daha fazla üretir. Yoksa otopark hizmeti, işletme, mali düzenleme, güvenlik gibi faaliyetleri gerçekleştirmek zaten asıl görevimiz. Bunlar zaten olacak.  Bunların zaten yapılıyor olması bir lütuf değil şarttır” diye konuştu.

ÜNİVERSİTE PARALARI İNŞAATA GÖMÜLDÜ

Üniversite’nin başarılı olması için alt yapı çalışmalarının teknik yapılanmaların gelişmesi gerektiğini ifade eden Hoşcoşkun, “Üniversitede yapılan hizmetlerin geliştirebilmesi için alt yapı çalışmalarının teknik ekipmanların gelişmesi lazım. Bunların yapılması için her türlü imkanı sağlayacağım.  Ama son dönemde maalesef üniversitenin paraları inşaata gömüldü.  Ege Üniversitesi alt yapıyla, insana yapılana yatırımlarla değil,  inşaat yatırımlarıyla ön plana geldi.  Ben insana ve altyapıya yatırım yaparak bunun üstesinden geleceğim” dedi.

EKONOMİK KAYNAKLARI HAKKANİYETLE YÖNETRİSENİZ…

Ege Üniversitesi’nin kaynaklarını verimli kullanarak insan odaklı çalışacağını dile getiren Hoşcoşkun, “Üniversitenin ekonomik durumu olarak baktığımızda ekonomik gelir kaynaklarının katma bütçeden oldukça fazla gelir kaynakları olduğunu görüyoruz.  Üniversitenin döner sermaye gelirleri var.  Bu gelirleri de koyduğunuz zaman 1 milyar TL’yi buluyor. Bunun dışında gelen ek gelirleri ve hakkaniyetle bu süreci yönetirseniz, kaçakları önlerseniz bunu değeri 1 milyar 200 bine kadar çıkıyor.  Oldukça yüksek bir rakam... Akademisyenlerin tüm altyapı imkanlarını sağlayacak bir para” şeklinde konuştu. 

ÜNİVERSİTE DEĞİL YÜKSEK LİSE OLURSUNUZ

Hoşcoşkun, “Toplumun her kesimine ulaşmak ve hizmet etmek zorundayız.  Üniversiteler bulundukları yerlerdeki ışık kuleleridir. Etrafını bilimle aydınlatması yön vermesi gerekiyor. Sadece vatandaşlara değil belediyelere, odalara, kurumlara katkı sağlaması gerekiyor. Bulunduğu şehre bilim ve teknoloji getirmesi gerekiyor. Bunu yapmak zorundasınız yapmazsanız üniversite değil yüksek lise konumunda kalırsınız” ifadelerini kullandı. 

SIRÇA KÖŞKTE SALTANAT SÜRMEK İÇİN GELMEDİM

Rektörlüğü bir makam olarak değil, görev olarak kabul ettiğini açıklayan Hoşcoşkun, “Ben bu üniversiteye 1973 yılında girdim. O dönemden bugüne üniversitenin her aşamasında yer alım.  Üniversitede açık kalp cerrahisinin sıfır noktasında, organ naklinin sıfır noktasında yer aldım.  Ben bu üniversiteye Türkiye‘de o dönemde olmayan açık kalp cerrahisi ve organ naklinde hizmet ettim. Rektör olmakla profesyonel mesleğimi bir kenara bırakacak değilim. Bu benim geçici görevlendirilmemdir. Profesyonel mesleğimizi yapacağız ve bununla beraber mesleğimizin bize yılların birikimiyle yapılması gerekenleri yapmamız gerekiyor. Bir takım sıkıntıları söyledik. Bunların aşılması için bu görevlerde bulunmamız gerekiyor. Ben bu makamı yaparken iş yükümlülüğümün artacağını biliyorum. Ben buraya gelirken sırça köşkte saltanat sürmek için gelmedim. Hocalarımıza hizmet etmek için üniversitenin sorunları çözmek için aday oluyorum” diye konuştu.

İPİ GÖĞÜSLEYECEĞİM

Seçimlerdeki şansını değerlendiren Hoşcoşkun, “Üniversite seçimleri, siyasi seçimler gibi kamuoyu araştırmaları ile araştırmalarla belli olmaz. Ben geçen dönem de adaydım. Geçen dönemki adaylığım sürecinde geçerli olan 430, geçerli olmayan oylarlar 450 oy almış biriyim. O dönemde özellikle hocalarımızın, ‘Hocam çıkmayacak mısın?’ ısrarlarını gördüm. Adaylığa çıktım andan itibaren o potansiyeli gördüm. Bu süreçte de bu potansiyelin üzerine eklemeler yaparak yüksek bir oy sayısı ile ipi göğüsleyeceğimi düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Hoşcoşkun sözlerini şöyle sürdürdü: Önümüzde bir seçim süreci var. Seçim sürecinin üniversitemiz için ülkemiz için ve bütün adaylarımız için hayırlı olmasını diliyorum. Hayırlı bir seçim, sağlıklı bir atama sürecinin ardından üniversitemize ve ülkemize uygun bir rektör gelmesini istiyorum.