GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Magazin
13 Eylül 2024 Cuma 10:00

‘Podyumların hanımefendisi' linçi yorumladı: Dış güzellik tek kriter değil!

Miss Turkey 2024 geride kalırken, birinci olarak seçilen İdil Bilgen tartışmalara sebep oldu. Dış görünüşü ile eleştiri oklarının hedefleri haline gelen Bilgen için eski manken Çağla Kubat yorumlarda bulundu. Miss Turkey 2002 ikincisi olan İzmirli güzel, yarışmanın sadece fiziki güzellik üzerine kurulu olmadığının altını çizdi. Kubat ayrıca sosyal medya linçlerine değinerek, “Yarıştığım yıllarda sosyal medya daha aktif olsaydı ne olursa olsun Azra ile bizlere de linç kültürü yapılırdı. Orada insanlar kendilerini her şeyi söylemeye serbest hissediyorlar” dedi.

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Miss Turkey 2024 yarışmasının sonuçları belli oldu ve bu yılın güzeli olarak İdil Bilgen seçildi. Bilgen’in seçilmesinin ardından kendisine karşı bir linç kültürü oluştu ve ‘güzelliği’ konusunda olumsuz benzetmeler yapılmaya başlandı.

Takvimler 2002 yılını gösterirken tam 20 genç kız podyuma çıkarak Miss Turkey yarışmasında birinci olmak için birbiriyle yarıştı. O yıl birinci olan isim Azra Akın olurken, İzmirli Çağla Kubat ikincilik koltuğuna oturmuştu. Aynı yıl düzenlenen yarışmada Azra Akın dünya güzeli seçilirken Kubat, Türkiye’yi Porto Riko’da düzenlenen Miss Universe Kainat Güzellik Yarışması’nda temsil etmişti.

Kubat, daha sonraki yıllarda modellikten dizi oyunculuğuna ve oradan tutkusu olan rüzgar sörfüne doğru yelken açtı.

‘GÜZELLİK YARIŞMASI SADECE FİZİKSEL GÜZELLİK ÜZERİNE KURULU DEĞİL’
Sörf okulu açan ve hayatına Çeşme'de devam eden Kubat, güzellik yarışmalarına dair olan süreci Egedesonsöz’e değerlendirdi.

Uzun süredir yarışmayı takip etmediğini belirten Kubat, yarışmanın sadece fiziksel güzellik üzerine olmadığının altını çizerek, “Güzellik yarışmalarında sadece fiziksel güzellikle alakalı bir seçim yapıldığını düşünmüyorum. Ülkemizi yurt dışında temsil edecek genç kızlar seçiliyorlar. Türkiye’yi yansıtan özellikleri taşıması bekleniyor içerisinde. Ben yarışmaya katıldığımda bunu görmüştüm. Orada nasıl konuştuğunuz, kaç yabancı dil bildiğiniz, etrafla nasıl iletişim kurduğunuz, eğitim hayatınız gibi durumlara önem verildiğini gözlemlemiştim ve ben de bu nedenle katılmıştım. Ülkemi yurt dışında temsil etmek istiyordum” dedi.

‘TÜRK KADININI TEMSİL EDİYOR’
Miss Turkey yarışmasının Türk Kadını temsiliyeti olduğunu belirten Kubat, “Artık sosyal medyada herkes her şeyi karalıyor. Acı bir şekilde duygular hiçe sayılıyor orada. Çok ayıp ediyorlar, oradaki seçim sadece fiziksel güzellik üzerine kurulu değil. Miss Turkey ile Türk Kadını denmek isteniyor. Eminim seçiminde sadece dış güzellik ön plana alınmamıştır. Dış güzellik zaten en başında herkese göre değişen bir kavramdır. Seçilen güzellerin başka birçok özelliğine bakılmıştır” ifadelerini kullandı.

‘BİZİM YARIŞTIĞIMIZ YIL SOSYAL MEDYA OLSAYDI AZRA İLE BERABER BEN DE LİNÇE UĞRARDIM’
Bilgen’in yaşadığı linçe değinen Kubat, “Yarıştığım yıllarda sosyal medya daha aktif olsaydı ne olursa olsun bizlere de linç kültürü yapılırdı. Orada insanlar kendilerini her şeyi söylemeye serbest hissediyorlar. Bu sürekli yapılıyor ve herkes bundan çok şikayetçi. O dönemde bazı insanlarla karşılaştığımda ‘çok hakkın yendi’ deniyordu. ‘Yok öyle bir şey, Azra çok tatlı bir kadın. O kadar güzel kendini ifade etti, o kadar rahattı ki sahnede o sırada enerjisiyle benden bi’ tık yukarıda oldu, bunu bu kadar büyütmeyin’ diye söylüyordum. Böyle birkaç kişi sizin yüzünüze söylüyordu. Şimdi sosyal medyada istedikleri gibi yazıp çizebiliyorlar, çok daha sert oluyor tepkiler. Böyle bir karalama çok üzücü” dedi.

‘KEŞKE MISS UNİVERSE’YE KATILIRKEN DAHA FAZLA HAZIRLANMA ŞANSIM OLSAYDI’
Kainat Güzellik Yarışması olarak bilinen Miss Universe sürecini anlatan Kubat, “Bizim ülkemizde ben seçildikten sonra 1 ay içerisinde yarışmaya gitmem gerekiyordu. Miss Universe’ye katıldım. Porto Riko’ya gittiğim zaman dikkatimi çeken durum yarışmacıların yarışmaya hazır olmuş durumda gelmeleriydi. Miss Universe içerisinde 1 sene boyunca pek çok sosyal etkinlikte bulunuyorsunuz. Orada dünyada pek çok hayır kurumu olan kuruluşlarla birlikte yardım desteklerinde bulunuyorsunuz. Bir sembol gibi bütün dünyayı geziyorsunuz. Kendi ülkelerinden aday olan kızlar bunları kendi ülkelerinde pratik edip gelmişlerdi. Bu yaptıklarını da çok güzel televizyon şovları haline getirmişlerdi. Ben o süreçte keşke biraz daha hazırlanıp, daha uzun bir zaman verilerek katılsaydım diye içimden geçirdim” dedi.

‘TÜRKİYE’DE MODEL GİBİ HAREKET EDİYORDUK, YURTDIŞINDA POLİTİKA KONUŞUYORDUK’
Türkiye’deki yarışma ile yurtdışındaki yarışma arasındaki farkları değerlendiren Kubat, “Türkiye’deki yarışmada yürüyüşünüzü düzeltmeye çalışıyor, daha model gibi hareket etmeye çalışıyorsunuz. Yurtdışında bunu hissetmedim. Orada daha çok görüşmeler yapıyorsunuz. Ülkenizle ilgili politik ilişkilere dair bilgiler anlatıyorsunuz. Ülkenizde yapılan yardım çalışmaları ile ilgili sorular geliyor. Biraz daha kendinizi anlatıp ifade etmeniz gereken bir yer. Türkiye’deki ise biraz daha görsellik ön planda gibi hissettim yarışırken” diye konuştu.

‘YARIŞMANIN SONUCUNU NEGATİF HALE SOKMALARINA ÜZÜLDÜM’
Yarışmaları halen daha güzel anılarla hatırladığını belirten Kubat, “Her iki tarafta da çok güzel bir deneyim. Çok bilmediğim bir konuydu, modelliği de yarışmadan sonra çok kısa bir dönem yaptım. Daha çok televizyonda çalıştım. Hep çok güzel anılarla hatırlıyorum. Negatif bir hale sokmuş olmalarına üzüldüm. Aslında çok değerli bir şey” dedi.

‘BİR FOTOĞRAFLA GÜZELLİK ANLAŞILMAZ’
Güzellik algısının değişken olduğunu ve tek bir fotoğraf ile değerlendirilemeyeceğini belirten Kubat, “Güzellik; bakışta, sözde, kendinizi ifade etme biçiminde, kendinizi nasıl taşıdığınızla ilgili olan şeyler. Bütün bu değerler orada ortaya çıkıyor. İnsanların bir fotoğrafa bakıp ‘çok çirkinmiş, nasıl seçildi’ diye yorumlar yapmaları çok komik ve çok basit bir yorum tarzı” ifadelerini kullandı.