GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
19 Mart 2024 Salı 12:01

Pehlivan’dan resmi tören eleştirilerine yanıt: Sağlık konusu siyaset üstüdür!

Menemen Belediye Başkanı  Aydın Pehlivan, dün ilçede 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yıl dönümü vesilesiyle yapılan resmi törene katılamaması ile ilgili yapılan eleştirilere yanıt verdi. Pehlivan, “Yoğun tempom nedeniyle vücut direncim epeyce zarar görmüş. Sabah şehitlikteki törene katılmak için hazırlanırken küçük bir rahatsızlık yaşadım. Bu nedenle anma etkinliğine yetişemedim. Rahatsızlığımı kontrol altına alır almaz şehitliğimizi ziyaret ederek günün anlam ve önemine uygun olarak görevimi yerine getirdim” dedi.

EGEDESONSÖZ- Menemen Belediye Başkanı  Aydın Pehlivan yaptığı yazılı açıklamada, dün ilçede 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen resmi törene sağlık sorunları sebebiyle katılamadığını belirtti.

Törene katılamaması sebebiyle kendisine yapılan eleştirilere yazılı açıklama ile yanıt veren Pehlivan şunları söyledi:

“Sağlık konusu siyaset üstü bir durumdur.

Seçim dönemindeyiz. Bazı adaylar rakiplerinin de insan olduğunu, insani sorunlarının olabileceğini unutarak onları eleştirmek, zor duruma sokmak için her şeyi mubah sayabiliyor. Bu söyleyecek sözü ve özgüveni olmayan insanların tercih edebileceği bir yöntemdir.

Bizi elbette eleştirecekler. Seçimin en sıcak günlerindeyiz. Çalışıyorsanız rakiplerinizin şansını da zora sokuyorsunuz demektir. Çok çalışıyorsanız, çok eleştirilirsiniz. Biz bunu biliyoruz. 3,5 yıldır hayal bile edilemeyen projelerin bir bir açılışlarını yaptık, yapıyoruz. Bütün bunların üzerine yapacaklarımızı tanıttık. Ortaya çıkan pozitif etki rakiplerimiz açısından gerçek bir kâbus. Farkındayız. Onların kâbusu güzel kentimizin atılım ve kalkınması anlamına geliyor. Başardıklarımız karşısında vatandaşlarımızın memnuniyetini görüyoruz. Bu teveccüh anketlere de yansıyor. Böyle bir durumda rakiplerimizin bizi daha acımasızca eleştirebileceklerini de biliyoruz.

Keşke bu insanlar Menemen’i gerçekten biraz sevselerdi. Keşke az da olsa kendilerini değil de bu güzel kenti düşünselerdi. Belki o zaman hizmetlerimize daha nitelikli eleştiriler getirebilirlerdi. Hem bizler hem de Menemenimiz bu eleştirilerden faydalanabilirdik. Ama görüyorum ki kaybetme korkusu insani değerlerinin bile önüne geçmiş.

Oysa bu insanlarla uzun bir süre mecliste birlikte çalıştık. Kendilerinde benim telefonum var. Nezaketen önce bir arayıp sorsalardı. Sabahki anma törenine gelememe nedenimi benden öğrenselerdi.

Yaşadığım küçük sağlık sorunumu paylaşmak istemedim. Bunu hiçbir zaman da yapmadım. Yapmam da. Çok yoğun çalışıyoruz. Dinlenemiyoruz. Yeteri kadar uyuyamıyoruz. Bir süre sonra vücut bu duruma tepki veriyor. İnsanız hepimiz açısından bu tür zamansız talihsizlikler olabiliyor. Bizim kültürümüzde böyle durumlar için öncelikle geçmiş olsun denir!..

Büyük Menemen Ailemin affına sığınarak biraz da mecburen duruma dair kısa bir açıklama yapma ihtiyacı duyuyorum. Yoğun tempom nedeniyle vücut direncim epeyce zarar görmüş. Sabah şehitlikteki törene katılmak için hazırlanırken küçük bir rahatsızlık yaşadım. Bu nedenle anma etkinliğine yetişemedim. Rahatsızlığımı kontrol altına alır almaz şehitliğimizi ziyaret ederek günün anlam ve önemine uygun olarak görevimi yerine getirdim.

Ancak rakiplerimden birisi konuyu alıp bambaşka yerlere taşımış. Arkadaşlarım gösterdiğinde üzüldüm. Menemen Müftüsü siyasi bir kişi değildir. Bizler gibi kamu görevlisidir. Kendisi ile ilgili bir sıkıntı varsa laf kalabalığı yapmazsınız, sorunu ilgili mercilere iletirsiniz. Her devlet görevlisi işini iyi yaptığında bulunduğu yerde görevine devam eder. Yanlışlar yaptığı tespit edilirse de bağlı olduğu kurum tarafından hakkında gerekli işlem yapılır. Müftü bey sabah yaşananlara dair kendi açısından durumunu izah etmeye çalışmış. Söylediklerine inanmak, inanmamak herkesin kendi meselesidir.

Kimin bu ülkeyi, bu ülkenin korucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ne kadar sevdiğini ancak kişi kendisi bilir. Bunun terazisi de yoktur. Bir başkasının vatanını, bayrağını, milletini ne kadar sevdiğini de biz tartamayız. Bunun da tek göstergesi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi "Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır." Bizim sözümüz de cevabımızda bugüne kadar hep yapabildiklerimiz oldu. Kimin ne kadar dindar, ne kadar inançlı olduğunu ve Allah’ı ne kadar sevdiğini tartmak hiç kimseye düşmez. Bu konuda kimsenin kimseyi teraziye çekme, yargılama hakkı da yoktur. Bunlar Allah’la kul arasındaki konulardır. En nihayetinde kişi yaptığı iyiliğin de kötülüğün de hesabını öbür dünyada kendisi verecektir.

Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha yad ediyor, saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.

Saygı ve sevgilerimle"