GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
19 Aralık 2023 Salı 18:01

Özgener, Ekonomi Rotası’nda konuştu: Asgari ücret enflasyonda belirleyici olacak

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ‘Ekonomi Rotası 2024 Türkiye ve Dünya Gündemine Bakış’ programında, “Birkaç gün içinde netleşecek olan asgari ücret artışı, enflasyon beklentilerini belirleme eşiği olacak. Eğer enflasyonla mücadele ve sıkı para politikası yerel seçimlere kadar devam ederse ve 2024 yılının birinci döneminde, ilk sinyallerini almaya başladığımız portföy akımları ile birlikte doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında da ciddi bir ivme yakalanabilirse, hedeflerin tutturulması mümkün olacaktır” diye konuştu.

Diren ÇELİK / EGEDESONSÖZ - ‘Ekonomi Rotası 2024 Türkiye ve Dünya Gündemine Bakış’ programı EGİAD’ın ev sahipliğinde İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleştirildi. Toplantıya, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz ve iş dünyası katıldı.

Programda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener enflasyonun belirlenmesinde asgari ücretin etkili olacağını kaydetti. Özgener, “Ülkemiz ekonomisi orta ve uzun vadeye yönelik planlar odağında kararlı adımlarla ilerlerken, ekonomik istikrarımızın devamı için dünyadaki olumlu gidişatın bozulmamasına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.Ekonomi yönetiminin politikaları ve Merkez Bankası’nın etkin para politikası uygulamalarının ardından, uluslararası kuruluşlar ve yabancı yatırım bankalarının ülkemize yönelik beklentilerini olumlu yönde revize ettiğini görüyoruz. Bu ilginin devam etmesi açısından 2024, ülkemiz ekonomisi açısından kritik bir yıl olacak.Uygulanmakta olan ekonomi program kapsamında enflasyonla mücadelenin kararlılıkla devam etmesi sadece 2024 için değil, önümüzdeki birkaç yıl için de önemli. Özellikle global ekonomide beklenen yapısal değişiklikleri de göz önüne aldığımızda; ülkemizde verimliliği artıracak adımlar atılması gerektiğine inanıyorum.Bu bağlamda, 2024 yılında bir yandan Merkez Bankası’nın hamlelerinin, diğer yandan ekonomik hedeflere ulaşmak için kamu kurumlarının eş güdümle hareket etmesinin yaşamsal öneme sahip olduğunu düşünüyorum” dedi.

ENFLASYONLA MÜCADELE ÖNCELİKLİ OLACAK
Özgener konuşmalarının devamında şu ifadelere yer verdi:

Enflasyonda kalıcı bir düşüşün başladığına dair göstergelerin önem taşıyacağı fikrindeyiz. Enflasyonun düşeceğine dair algının oluşması için tüm paydaşlarda benzer bir yaklaşımın olması, enflasyon hedefinin kabul görmesi ve bütün paydaşların enflasyonu düşürmek için birlikte çalışmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu gelişmelere paralel olarak; 2024 yılı ülkemiz ekonomisi beklentilerinde, enflasyonla mücadelenin son birkaç aydaki gibi öncelikli olmaya devam edeceği düşünülüyor.  Bu bağlamda, dünyanın geri kalanından farklı olarak, ülkemizde faiz artırımlarının sona erdiğini söylemek için henüz çok erken.  Enflasyon, diğer ülke seviyelerine geri gelene kadar, özellikle tüketim tarafında sınırlayıcı ekonomi politikalarının devam edeceğini görüyoruz. Bu süreçte, enflasyonu düşürmenin maliyetini arttıracak konuların da hassas bir şekilde üstesinden gelmek gerekecek. Bunların başında 2024 yılı asgari ücreti geliyor. Asgari ücretin belirlenmesi ile bu ücretin dışında kalan ücretlerin de arttırılması söz konusu olacak. Birkaç gün içinde netleşecek olan asgari ücret artışı, bu noktada önemli bir enflasyon beklentilerini belirleme eşiği olacak. Eğer enflasyonla mücadele ve sıkı para politikası yerel seçimlere kadar devam ederse ve 2024 yılının birinci döneminde, ilk sinyallerini almaya başladığımız portföy akımları ile birlikte doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında da ciddi bir ivme yakalanabilirse, hedeflerin tutturulması mümkün olacaktır. Uzun zamandır vurguladığımız makroekonomik istikrarı artıracak yapısal reformlar da kritik bir ağırlığa sahip. Global ekonomide daha dalgalı ve maliyetli bir döneme girerken; kamunun ekonomiye destek için atabileceği en önemli adımların hukukun üstünlüğü, kurumların ve yargının bağımsızlığı olduğu kanaatindeyiz. 

PROAKTİF POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİ
Özgener, enflasyon artışının bozulan  dengeler sonucu oluştuğunu kaydederek, “Ülkemiz için enflasyon, faiz artırımları, jeopolitik gerilimler ve iklim krizinin etkilerinin yanında, deprem ve seçim kilit kelimeler oldu. 2023 yılına, ne yazık ki Şubat ayında yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli deprem felaketleriyle başladık. Deprem, ülkemiz çapında büyük bir acının yaşanmasına neden oldu ve yaklaşık 13.5 milyon vatandaşımız etkilendi.Yılın ilk yarısında bir yandan depremin ağır bilançosuyla mücadele ederken; ekonomide bozulan dengeler sonucunda enflasyonun yükselmesinin kalıcı hale geldiğini gördük. 2024 yılında reel sektör olarak; dünyadaki diğer yapısal değişiklikler için, kamu politikalarının ötesinde, daha proaktif politikalar geliştirerek hazırlıklı olmalıyız” şeklinde konuştu.

2024 YILI UYGUN BİR ZAMAN
Özgener 2024 yılının iyi değerlendirilmedi gerektiğini vurgulayarak, “Değişen global ekonomik yapıda, ülke olarak da sektörler olarak da yeni zemini doğru algılamamız ve kendi rekabetçiliğimizi yaratmamız kritik önem taşıyor. Yüksek faizlerden ötürü, dalgalı ve daha maliyetli bir ekonomik ortamda olacağız.  Artan kuyruk risklerine karşı, gerekli önlem ve risk haritalarını geliştirmek için 2024 uygun bir zaman ve bu zamanı mutlaka iyi değerlendirmeliyiz.  Ülkemizde enflasyonla mücadelenin 2024 yılında kararlılıkla devam edeceğinden hareketle, bu politikanın yurtiçi tüketimi sınırlayacağını düşünmeli ve yıllık planlarımızı bu etkiyi göz önünde bulundurarak yapmalıyız.  İklim değişikliği ve jeopolitik risklerin 2024 bilançolarını da etkilemeye devam edeceğini hesap ederek, planlamalarımızı bu konuları dikkate alarak yapmalıyız” şeklide konuştu.

Özgener son olarak şunları aktardı:

DÜŞÜK FİYATLI REKABETİN ÖTESİNE GEÇİLMELİ
Pandemi sonrası tedarik zincirindeki bölgesel çeşitlenme hamlesinden Vietnam, Meksika gibi ülkelerin, artan jeopolitik gerginliklerden ise Hindistan ve Brezilya ekonomilerinin faydalandığını görüyoruz.  Ülkemiz ise, maalesef özellikle tekstil ve hazır giyim gibi sektörlerde ilk başta yakaladığı ivmeyi devam ettiremedi.  İhracatta yapısal birtakım değişiklikler olurken, Avrupa Birliği ekonomisinin büyümesinin dünyanın geri kalanına göre daha düşük seyretmesi, ihracatımız açısından önemli bir risk.İhracatımız açısından mutlaka düşük fiyat rekabetinin ötesine geçmemiz gerekiyor.  Fiyat rekabetine dayalı ihracat, bugüne kadar karlılığı istediğimiz kadar artıramadı. Bundan sonra ise hiç işe yaramayabilir.  Artık, stratejik rekabetimizi artıracak sektörel politikalar üretmek zorundayız.Bu bağlamda, yapay zeka ve dijital dönüşümü, uzaktan izleme lüksümüz yok.  Şu anda bile sağlık, eğitim, lojistik ve ulaştırma gibi sektörlerde, yapay zekanın şirket verimliliğine olan etkileri net bir şekilde hissedilmeye başladı.  2024 yılında kendi sektör yapılarımıza uygun olarak, bu teknolojileri şirketlerimize nasıl adapte edeceğimize kafa yormalıyız.  Her şirketin kendi ait adaptasyon yol haritası olmalı.  Aksi takdirde, yapısal kırılmalarla değişen ihracatta, rakiplerimizin takipçisi olarak kalırız.