GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Televizyon
15 Ağustos 2023 Salı 11:11

Oyuncu adayları için dolandırılmama rehberi: Senet imzalamayın, otele gitmeyin!

Son yıllarda dolandırıcıların avı haline gelen cast ajansı dolandırıcılığı ile ilgili olarak İzmir’de bulunan Oyuncu Vagonu Cast Ajansı’nın işletmecisi Onur Aykul gözlemlerini anlattı. Aykul ayrıca oyuncu adaylarının nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda da bilgilendirme yaptı.

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – İş dünyasında dolandırıcılık vakaları gün geçtikçe artarken, PwC’nin Küresel Ekonomik Suç ve Dolandırıcılık Araştırması 2022’ye göre, dolandırıcılık verileri en çok ‘cast’ ajansları üzerine oldu.

İzmir’de bulunan Oyuncu Vagonu Cast Ajansı’nın işletmecisi Onur Aykul, bu sürece dair bilgilendirmelerde bulundu. Aykul, cast ajanslarının bilinmeyen yönlerini anlattı.

DOLANDIRILMAMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
Cast ajansı dolandırıcılığında dikkat edilmesi gerekenlere değinen Aykul, “Öncelikle ajansa gitmeden önce çok iyi araştırmak gerekiyor. Bugüne kadar yapmış oldukları işler, çalışmış oldukları yapım şirketleri, bulunduğu şubeler, bu şubeler nerede, aktif şubeleri var mı, son zamanlarda çalışıp bir yerlere oyuncu kazandırabilmişler mi bu konuları araştırabilirler. Hiçbir şey yapmasalar bile herhangi bir yapım şirketini arayıp böyle bir ajans var mı diye bilgi sahibi olabilirler. En azından bize gelen insanlara bunları anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘SENET İMZALAMASINLAR, YASAL OFİS OLUP OLMADIĞINA DİKKAT ETSİNLER’
Sürekli olarak böyle vakalarla karşılaştıklarını belirten Aykul, “Oyuncu adayları yüz yüze görüşmeyi tercih etsinler. Görüşürken ajansın kendi yasal ofislerinin olduğuna dikkat etmeliler. ‘Görüşmeye gittim ama yarın gittiğimde o adamlar hala orada olacak mı?’ diye sorsunlar kendilerine. Otellerde görüşmeye gitmesinler. Hizmet almadıkları sürece senet imzalamasınlar. Size eğitim vereceğiz deyip eğitimin altına sığınıp uzaktan eğitimler ve videolar izletiyorlar. Bu sektörde eğitim dediğiniz şey birebir olur. Herhangi bir sözleşme veya senet imzalamasınlar” ifadelerini kullanarak oyuncu adaylarına uyarılarda bulundu.

‘İSİM DEĞİŞTİRİP AYNI KİŞİLER SİZİ BİRÇOK KEZ KANDIRABİLİR’
Bazı ‘dolandırıcı’ kurumların isim değiştirmesine dikkat çeken Aykul, “Bazı kurumlar sürekli isim değiştiriyorlar. Sizi bir kere kandırdıktan sonra ikinci bir defa farklı bir isimle bir daha kandırabiliyorlar. Her ajansa başvuru yapmasınlar. Her ajansa kayıt olmak onların hızlı oyuncu olacağı anlamına gelmiyor. İyi kurumlar var” dedi.

5 BİN TL ALIP SETE GÖTÜRENLER DOLANDIRICI MI?
Cast seçim sürecinin uzun olduğunu ancak bunu çok daha hızlı bir şekilde yapıp ana casttan ziyade figürasyon olarak sete götürenlerin de olduğuna dikkat çeken Aykul, “Ana castlarda seçilme süreci uzundur. Bir projeye seçilmek için önce sunum gerekir, sunumdan sonra deneme çekimi olur. Ondan sonra call back ve yönetmen görüşmesi gerekir. Bu süreçler uzun süreçlerdir. İnsanlar kapıdan girdikleri anda ünlü olmak istiyorlar. Bunun garantisini veren şirketler var. Seni bir saat içinde sete gönderir ama figürasyon olarak gönderir. ‘Bana 5 bin TL ver, seni sete göndereceğim’ dediği anda o parayı verirsiniz sete gidersiniz figürasyon olarak. İki oyuncu görürsünüz fotoğraf çektirirsiniz ve süreç orada biter ama vaadini yerine getirmiş oluyor. Bu adam dolandırıcı değil. Söylediği şeyleri yapıyor. Önemli olan siz ajansın çalışma modelini bilmelisiniz. Belki bizi sette biri görür oyuncu oluruz düşüncesiyle yapıyorlar bunu” ifadelerini kullanarak ‘dolandırıcı’ tanımının sektörde farklı bir yere oturduğuna da değindi.

‘KİME OYUNCU OLMAK İSTER MİSİN DİYE SORSAN ZATEN HERKES OYUNCU OLMAK İSTİYOR’
Bir dolandırıcılık yöntemi olarak neden ‘cast ajansı dolandırıcılığı’ olduğuna değinen Aykul, “Ülkede 80 milyon insan var. Kime oyuncu olmak istersiniz diye sorsanız herkes oyuncu olmak ister. İnsanlar iyi markalı isimlerin kazanmış olduğu milyonlara aldanıyorlar ve kolay para kazanma yönteminin ünlü olmak olduğunu düşünüyorlar. Instagram’da milyonlarca kullanıcı için bunun üzerinden reklam ve para kazanmak cezbedici geliyor. Kazanma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu düşündükleri için ve burada daha hızlı olduğunu düşündükleri için ajanslara başvuru yapıyorlar. Ajanslar da bunu sömürüyorlar. Mesela bir bankaya başvuru yapsam kredi çıkar mı çıkmaz mı biliyorum. 18 yaşın altındakiler ajansa başvuru yapabiliyorlar. Aileler de çocuğu istediği için alıp ajansa götürebiliyor. Ajanslar konusunda bilgi olmayınca mesaj geldiğinde olabileceğini düşünüp bunun altına imza atıp dolandırılıyorlar. Talep çok” açıklamalarında bulundu.

KURUNUN YANIN DA YAŞ DA YANIYOR
Cast ajansı dolandırıcılığının nüksetmesi sebebiyle işini düzgün yapan ajansların da etkilendiğini konuşan Aykul, “Aileler bu konuda çok bilinçli olmuyor. İnternette ajans yazınca ilk çıkana giriyorlar. Bazen aileler sırf çocuğu üzülmesin diye otellere gelip bu hatayı yapıyorlar. Hatanın kendilerinde olduğunu kabul etmiyorlar. Hatayı iyi kurumların da üzerine atıyorlar. Ajansların hepsi dolandırıcı diyorlar. Televizyonda izlediğiniz herhangi bir şey varsa zaten bunu çekenler var, ajanslar var” dedi.

‘BİZİM İŞİMİZ HAYAL SATMAK’
Cast ajanslarının çalışma mentalitesine değinen Aykul, “Bizim işimiz hayal satmak. Siz evde hayal kurarsınız. Bu hayaller gerçeğe dönüşsün diye bir kuruma başvuru yaparsınız. Bu kurum size destek olur. Siz bize hayalle gelirsiniz, biz size bu hayalleri iyi bir şekilde satarız. Bu götürdüğün hayal iyi bir hayal, karşılığını alabileceğin kurum iyi midir bunu güzel araştırmak lazım” ifadelerini kullandı.

AJANSLARA BAŞVURU SAYISI AYNI, YAŞ ORTALAMASI DÜŞTÜ
Cast ajanslarında ekonomik krizin bir etkisi olup olmadığına değinen Aykul, “Yıllardır ajansa gelen kişi sayısı aynı. Yıllardır standart oldu bu. Başvuru oranı ve davet ettiğimizde katılım oranı hep aynı. 10 yıl önce bu oran yüzde 20 ise hala yüzde 20. Biraz dikkat edince sadece ajansa gelenlerin yaş ortalaması düştü. Yaşlar düşebiliyor. Artık herkesin elinde telefon var. Başvuruyu yapabilmenin olasılığı daha çok artıyor. Eskiden gazeteler üzerinden başvuru alırdık, şimdi telefon üzerinden başvuru alıyoruz. Sosyal medyayı takip ediyorlar, oradaki isimleri kamera karşısında görünce orada bulunmak istiyorlar. Bunun en hızlı yöntemi ya babasından para alıp ekipman alacak kendini çekecek ya da babasına beni bir ajansa götür diyecek” açıklamasını yaptı.

‘İZMİR’İN BİR FİLM PLATOSU SORUNU YOK’
Geçtiğimiz yıl İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’e film platosu sözüne değinen Aykul, “İzmir’de bir plato yapmak çok uzun süre alacak bir şey değil. Belediye ve yatırımcılar bence bunun yatırımını yapabilirler. Burası sadece yazlık ve 2-3 aylık projelerde kaçış şehri oldu. Ege kasabasını anlatmaya başlayınca hikayeler hiç değişmiyor. Hep aynı tema oluyor. İzmir’de bir mekan sorunu yok” dedi.

‘ŞEHİRDE OYUNCU SAYISI AZ, İSTANBUL’DAN OYUNCU GETİRMEK PAHALIYA GELİYOR’
Aykul, İzmir’in sinema ve dizi çekimlerinde İstanbul kadar ev sahibi olamamasına şu sözlerle değindi:

İzmir coğrafya olarak çok güzel bir şehir. İzmir’in sıkıntılarından biri buradaki ajanslar. Ellerindeki oyuncuları nasıl kullanması gerektiğini bilmiyorlar. Dizi devam ederse 70-80 bölümlük bir projeden bahsediyoruz. Şehirdeki oyuncu sayısı az. Oyuncuları iyi bir oyuncu olmaya itmek yerine sadece parasını alıp küçük şeylerde kullanmak olduğu için insanların iyi oyuncu olmasına izin vermiyorlar. Buradaki ajanslar da ellerindeki iyi oyuncuları alıp bir iki bölümlük projelerde kullanınca bu defa ileride uzun bir karakter geldiği zaman sunabilecekleri oyuncuları olmuyor. Bu defa İstanbul’dan oyuncu gelmeye başlıyor. İstanbul’dan oyuncu geldiği zaman iki kaşe ile geliyor, en az günlük olarak. Yol, konaklama gibi ücretleri de sayınca ‘yapım şirketi neden İzmir’deyim?’ diyor. Sırf oyuncular üzerinden buraya gelmiyorlar. Bir lens, kamera arızası olsa burada tamir ettirebileceğin düzgün bir yer yok. Ekipmanı yine oradan bekliyorsun. Buradan İstanbul’a gidelim, orada istediğimiz her şeyi bulabiliriz. Oradan buraya gelince her şeyi düşünmek zorundasınız. Bir şeyiniz eksildiği zaman 4 saat yol demek. Bizim sektör için 4 saat demek bir günün bitmesi anlamına geliyor.

‘ESKORT SİTESİ ZANNEDİYORLAR, ELİNİZDE KADIN VAR MI DİYORLAR’
‘Eskort’ sitelerinin de kendilerine ‘ajans’ ismini vermesinden dolayı zaman zaman zorluk yaşadıklarını belirten Aykul, “Bizler arama motorlarında reklamlarla yukarıda oluyoruz. Eskort siteleri de isimlerini ajans olarak kullanabiliyor ve isimler çakışabiliyor. Elinizde kadın var mı diyorlar. Biz bunu telefonda kadın oyuncu olarak algılayabiliyoruz. Ne için kullanacaksınız, projeniz nedir deyince karşı taraf anlıyor. Daha sonra yanlış numara diyorlar kapatıyoruz direkt” dedi.

‘BİZİM SEKTÖRDE GÜZEL VEYA ÇİRKİN DİYE BİR KAVRAM YOKTUR’
Son olarak cast ajansına başvuracak olan adayların güzellik-çirkinlik kavramlarına takılmaması gerektiğini belirten Aykul, “Bizim sektörümüzde güzel veya çirkin diye bir kavram yoktur. Karaktere uygunluk diye bir kavram vardır. O anda senaristin yazmış olduğu karakter neyse ona göre insan ararız. Manav arıyorlarsa mesela karakter olarak yakışıklı diye bakmazlar. Manava en oturan insanı alırlar. İnanılmaz yakışıklı olmak da iyi bir şey değil. Kıvanç Tatlıtuğ ile beraber oynarken ondan daha yakışıklı birini oynatmazlar zaten. Modellikte de aynı şekilde. Kimse ürünün önüne geçmesin isterler. İnsanlar ben çirkinim diye hiç düşünmesin” ifadelerini kullandı.