GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
28 Temmuz 2024 Pazar 10:11

Oda Başkanı Özkan hesabı anlattı... 20 kişi bir hayvanı sahiplense!

İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Selim Özkan, 4 milyon sahipsiz hayvan bulunduğunu, 85 milyonluk ülkemizde 20 kişinin birer hayvan sahiplenmesiyle sokakta hayvan kalmayacağını söyledi. Bunun fiiliyatta mümkün olmadığını ifade eden Özkan, “Veteriner hekimler olarak ötanaziye karşıyız ve uygulamayacağız. Ötanaziyi kabul etmiyoruz. 180 köpek ısırma vakası oldu diye 4 milyon köpeği mi öldürelim?” çıkışında bulundu.

EGEDESONSÖZ – Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle ilgili tasarının, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’ndan tartışmalı bir şekilde geçerken, Meclis tatile girmeden oylanması bekleniyor. Sahiplenilmeyen hayvanlara ötanazi uygulaması tartışmaları kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı ve ötanazi ibaresi tasarıdan çıkarıldı. İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Selim Özkan, SONSÖZ TV’deki programda Gazeteci Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı, söz konusu tasarı ve hayvanların uyutulması gibi konularda çok önemli değerlendirmelerde bulundu.

VETERİNER HEKİMLERİ OLARAK ÖTANAZİYİ KABUL ETMİYORUZ, UYGULAMAYACAĞIZ
Veteriner hekimleri olarak ötanaziye karşı oldukları her platformda dile getirdiklerini belirten Başkan Selim Özkan, şunları söyledi:

“İlk günden beri veteriner hekimleri odaları, merkez konseyi, sahadaki veteriner hekimlerimizle birlikte ötanaziyi kabul etmiyoruz ve uygulamayacağız, dedik. Bu yönde söylemlerimiz halen devam ediyor. Ötanazi kabul edilebilir bir şey değil. Neden değil? Çünkü her canlının yaşam hakkı vardır. Dolayısıyla sokak hayvanları olarak tabir edilen sahipsiz hayvanların da yaşam hakları var. Tabii ki çoğalma, üreme gibi sorunlar var. Köpek saldırılarından ölenler oluyor. Bu tarz ölümleri kabul etmemiz mümkün değil. Yılda 180 civarında sokak hayvanı saldırısı var. Bu durumu da yok sayamayız, görmezlikten gelemeyiz elbette. Orana bakarak, 180 olay için 4 milyon hayvanı mı öldürelim? Geçtiğimiz Kurban Bayramı tatilinde 9 gün içerisinde 500 civarında insanımız kazalarda hayatlarını kaybetti. Kızlarımızı, kadınlarımızı öldürüyorlar. O zaman tüm erkekleri öldürelim mi? Empati yaparak bu açıdan da bakmak lazım. Ötanazi bir çözüm değil. Ötanazi, zaten mevcut yasada tarif ediliyor. Eğer bir hasta hayvan, uygulanan tedaviye cevap vermiyorsa, yapılacak bir şey kalmamışsa, hayvan sahibinin de onayını alarak ötanazi uygulanıyor. Ama bu çok nadir görülen bir durumdur. Önünüze gelen her hayvana, şunu uyutalım, buna ötanazi uygulayalım, diyemezsiniz.”

VET-POL PROJESİNİ ÖNEMSİYORUZ
Sahipsiz hayvan sayısının 4 milyon, istatistiklere göre 8 milyon olarak tanımlandığını hatırlatan Başkan Özkan, “Sahipli hayvan sayısı bile net değil. Bu durumda sokaktaki hayvanların sayısını bilmemiz imkansız” dedi ve ekledi:

“Bu meselede en büyük sıkıntı, hayvanların sokağa atılmasıdır. Evde bakılmak üzere alınan hayvanların, kimliklendirme yapılmadığı için kime ait olduğu bilinmeyen hayvanların terk edildiğini görüyoruz. Sokak hayvanı diye bir şey yoktur, sokağa terk edilen hayvan vardır. 2022 yılı sonunda kimliklendirme çalışması sınırlandırıldı ve önü kapandı. Yeni söylemlerle bu süre 2025 sonuna kadar uzatıldı. Burada yurttaşlara çok büyük sorumluluk düşüyor. Bu kimliklendirme için son günü beklemesinler, hemen yaptırsınlar. Bu kadar uzun süre bir fırsattır ve hayvanınızın kimliğini hemen alın. Bu işlem yapılmazsa, sokaktaki hayvanların kaynağını çözmemiz mümkün olmaz. Bizim bu konuda çok güzel bir önerimiz var. VET-POL adını verdiğimiz proje, bir polis ve bir veteriner hekiminden oluşan timdir. Hayvan polisimiz var ama şikayet üzerine gidiyor olay yerine. Bu polislerin sahada denetleme yapması veya aktif çalışması söz konusu değil. Polis, devletin kolluk kuvveti olarak orada bulunacak; veteriner hekimi de hayvanlarla ilgili donanımlı en büyük bilgiye sahip kişi olması nedeniyle hekim olarak orada bulunacak. Bu tim, özellikle büyükşehirlerde parklarda bahçelerde sokaklarda dolaşacaklar. Hayvanını gezdiren vatandaşa pasaport soracaklar. Pasaportu yoksa, o kişiye 15 gün süre verilecek; o süre içinde pasaportu çıkarılmazsa ağır para cezası uygulanacak. Bu sistem İlçe tarım müdürlüklerine entegre olacak.”

HAYVANLARI KAMPA TIKARAK, UYUTARAK ÇÖZÜME ULAŞAMAYIZ
Başkan Selim Özkan, “Bunca hayvanın hepsinin sahiplendirilmesi mümkün mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu konuyla ilgili olarak Kentli Pati projesi önerdik. Bu sorun, Türkiye’nin sorunudur; sadece İzmir’in sorunu değildir. Topyekün bir kısırlaştırma yapmak ve çipleme işlemini gerçekleştirmek gerekiyor. Bugün esnafın kapısının önünde, vitrininde kediler, köpekler görüyoruz. Belediye başkanlarımızın makam masalarında kediler var. Evimizde, mahallemizde hayvanlar var. Kentli Pati projesini ortaya koyduk. Saldırgan olmayan, sosyal yaşam içindeki kediler köpekler için belediyeler, Kentli Pati pasaportu versin. Bu pasaport sayesinde esnaf ya da bir yurttaş, belediyenin veteriner hizmetlerine gidecek, hayvanın aşısını, çiplemesini ücretsiz yaptıracak, sonra getirecek o dükkanın önüne yine bırakacak. O hayvanı, sahipsiz diye öldürmeyelim, kıymayalım, günahtır. Yurt genelinde 4 milyon hayvan olduğunu kabul edersek, tüm belediyelerin bu kadar hayvanı barınaklarda bakması mümkün değil. Hem çok büyük ekonomik güç ister, hem de fiziki uygun ortam ister. Sokakta yaşayan hayvanların sahiplendirilmesi konusunda devlet, yerel yönetim, hayvansever dostlarımız ve STK’larla veteriner hekimleri el ele vermek zorunda. Bu hayvanları bir kampta toplayarak, onları uyutarak çözüme ulaşamayız. 4 milyon hayvan olduğunu kabul edersek, 20 kişiden biri bir hayvanı sahiplense sorun matematiksel olarak çözülecekmiş gibi görünüyor. Bunu fiiliyata geçirmemiz lazım. İzmir’in nüfusu yaklaşık 5 milyon… Yaklaşık 500 bin sokakta yaşayan hayvan var. Bu kadar hayvanı hangi belediye, nereye toplayacak? Önce dediler ki, bu hayvanları toplayacağız, bir ay içinde sahiplendireceğiz. Eğer sahiplenen olmazsa, o hayvanları uyutacağız! Zaten biz o kadar hayvanı toplayabiliyorsak, hepsini kısırlaştıralım, doğaya salalım. Kısırlaştırıldıkları için zaten üreyemeyecekler. Her şeyden önce hayvanların sokağa atılmasını engellememiz lazım. Sokağa atılmayı engeller, kısırlaştırmayı da aynı hızla yaparsanız, sokaktaki sahipsiz hayvan sorunu diye bir şey kalmayacak.”

YURTDIŞINDA SOKAKLARDA NEDEN KEDİ KÖPEK YOK?
Başkan Özkan, yurtdışında sokaklarda sahipsiz kedi köpek olmadığını doğruladı, “Bunu nasıl başardılar?” sorusuna yanıt verdi:

“1970’lerde, 80’lerde sokaktaki hayvanlar uyutuluyordu, katlediliyordu. Bir yere varıldı mı? Aradan 40 yıl, 50 yıl geçmiş, bir sonuç alamamışız. Aynı hataları yapmayalım. Hayvanları uyutarak, kampa tıkarak bir sonuca ulaşamayız. Avrupa’da sokaklarda hayvan yok, evet yok! Neden yok? Çünkü sokağa terk edilen hayvanın sahibine çok ciddi para cezaları var. Bakamayacağınız hayvanı almayacaksınız. İnsanlara soruyorum, kaç çocuğunuz var, diye. Bir diyor, iki diyor. Neden, üç, dört çocuğunuz yok, diye soruyorum bu kez… O kadar çocuğa bakamayız, yanıtını alıyorum. O zaman bakamayacağınız sayıda hayvanı da sahiplenmeyeceksiniz. Sahiplendiğin hayvanı sokağa atıyorsan da ceremesini çekeceksin ama o talihsiz hayvanı uyutmak, ona ötanazi uygulamak haksızlıktır.”

SADECE BELEDİYELER O AĞIR YÜKÜN ALTINDAN KALKAMAZ
Türkiye’de barınakların sayısal olarak yetersiz kaldığına vurgu yapan Başkan Özkan, “Barınaklarımızın yeterli olduğunu elbette söyleyemeyiz. Barınakların fiziki şartları uygun değil, belediyelerin bütçeleri yetersiz kalıyor. Bu iş için ciddi kaynak sağlamak gerekiyor. Devlet desteği şart. Çok ciddi bir yük getiriyor. Bu noktada belediyelere, sivil toplum kuruluşlarına, hayvanseverlere, devlete iş düşüyor. Bu işi çözeceksek, birlikte çözeceğiz. Bu yükü bir kurumun üstüne bırakırsak, o kurumun o yükün altından kalkması imkansız. Yaz geldi, okullar kapandı ve çocuklara oyalanmaları, hayvan sevgisinin aşılanması amacıyla birer kedi veya köpek alındı. Tatil bitince o hayvanlar kaderlerine terk edilecek. Bu yanlış. Cami avlusuna bırakılan çocuklar gibi hayvanlar da sokağa terk ediliyor. Oysa o hayvanın pasaportu çıkarılmış olsa, o kadar kolay sokağa atamazlar” dedi.

TASARI HAZIRLANIRKEN BİZDEN HİÇ GÖRÜŞ ALAN OLMADI
“Veteriner hekim bir milletvekilimiz olsaydı keşke” diyen Başkan Selim Özkan, kanun tasarısı hazırlanırken veteriner hekimlerden görüş alınmadığını öne sürdü:

“Tasarının geri çekileceğine dair bir umut yok içimde. Oysa sorunun değil, çözümün yanında olmamız, ortak paydalarda buluşmamız lazım. Keşke komisyondaki kişiler, bu işin erbabı veteriner hekimlerinden görüş alsalardı. Komisyonda veteriner hekim bir vekil de yok. Zaten Meclis’te bizim mesleği temsil eden biri yok. Bu sorunu bizzat yaşayanlardan, bu işin erbabından bir görüş alınmış olsaydı, böyle bir tartışmanın içinde zaten olmazdık. Kanun tasarı sessiz sedasız hazırlanmış, son raddeye gelmiş, bu saatten sonra istediğiniz kadar itiraz edin, boşunadır. Tasarı hazırlanırken, karşılıklı görüşlerin alınması gerekirdi. Sorunu da kabul edeceğiz, çözümü de ama ötanaziyi kabul etmeyeceğiz. Televizyon programlarında bu konu tartışılıyor, tartışanlar arasında çok nadir bir veteriner hekimi oluyor. Bu işin bilimini bilmeyen herkes konuşuyor! Buna çok üzülüyorum. Bırakın komisyonda olsun, TBMM’de veteriner hekim milletvekilimiz yok. Veteriner hekimlerimize maalesef temsil yetkisi verilmedi.”

İZMİR BÜYÜKŞEHİR’DEN İŞBİRLİĞİ İÇİN ÇAĞRI BEKLİYORUZ
2022 yılında olduğu gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi ile sahipsiz hayvanları çipleme konusunda Oda olarak işbirliği yapmak istediklerinin altını çizen Başkan Selim Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sokak hayvanlarını çipleme konusunda oda olarak devreye girdik, 2022 yılında. En az 100 veteriner hekimle bu sorunu çözeceğimizi ifade etmiştik. Önce inanamadılar. Sonuçta 144 veteriner hekimiyle biz bu projeye başladık. Yakalayamadığınız hayvanı kısırlaştıramazsınız. İkincisi; sokağa atılmayı önleyemediğiniz takdirde sokaktaki sahipsiz hayvanların artışına engel olamazsınız. Türkiye genelinde hayvanların sokağa atılmasını önleyeceksiniz her şeyden önce, sonra kısırlaştıracaksınız! Çok da güzel işler yaptık. 2023’te devam edilmesi için görüşmeler yaptık ama çeşitli nedenlerden dolayı devam ettirilmedi.  Sayın Cemil Tugay başkanımız, 19 Ocak’ta odamızı ziyaret etti, o zaman aday adayıydı. Cemil Bey, siz hekimsiniz, bizi en iyi anlayacak kişi sizsiniz. Başkan olursanız, gelin, veteriner işleri halk sağlığı daire başkanlığı kurun, dedik. Başkan olduğu takdirde bu daire başkanlığını kuracağına söz verdi. Nitekim de kurdu. Kendisine sonsuz teşekkürler ediyoruz. Bu konuda söylemleri olan, katkı koyan kim varsa, onlara da teşekkür ediyorum. Çünkü bu bir hizmettir. Pek çok şehirde veteriner işleri müdürlüğü yok. Böyle bir durumda daire başkanlığının kurulmuş olmasını çok kıymetli buluyoruz. Geçen dönem yarım kalan projenin devamı konusunda biz Oda olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Büyükşehir’den bu konuda bir işbirliği çağrısı bekliyoruz. Biz veteriner hekimler hayvanları yaşatmak için varız, öldürmek için değil.”