GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
23 Temmuz 2024 Salı 08:50

Oda başkanı, çarpıcı detay aktardı: İlaç dilenen bürokratlar!

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, yılın ilk yarısında eczacıların yaşadıkları sorunlara dair değerlendirmelerde bulundu. Sayılkan, Aralık’tan beri ilaç fiyatlarına zam gelmediğini belirterek eczacıların gelir ve gider konusunda büyük zorluklar yaşadıklarını belirtti. Sayılkan ayrıca, “İsim vermeyeyim ama İzmir’in çok önemli bürokratları ve işadamları arayıp kendileri veya yakınları için ‘bu ilacı nasıl buluruz, nereden getirtiriz, nasıl bir sistemle temin ederiz’ diyorlar. Kendi işi bitince bizi hemen unutuyorlar” dedi.

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Kurdaki yükseliş, ekonomideki dalgalanma, temel ihtiyaç kalemlerine gelen zamlar Türkiye’de pek çok sektörü etkilediği gibi sağlık sektörünü de derinden etkiliyor.

Sağlık sisteminin temel ve başlangıç yapıtaşlarından biri olan eczaneler, ilaç satışı konusunda zamlardan etkilenmeyen bir sektör olduğu için İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, eczacılar yılın ilk yarısında yaşadıkları zorlukları Egedesonsöz’e anlattı.

‘ARALIK’TAN BERİ ZAM YOK, ECZACILAR PERSONEL ÇIKARIYOR’
Sayılkan açıklamasında “İlaçlara en son Aralık ayında yüzde 25 gibi bir zam yapıldı. Hayatın akışı içerisinde fiyatların artışı varken ilaçlarda bu durum böyle değil. Personel, elektrik, kira gibi giderleri de düşününce bizim eczacılar olarak kısıtlı imkanlarımız var. Piyasada ithal ilaçlar bulunmuyor. Eczacılar tasarrufa yönelik olarak eleman çıkarıyorlar, tedbirler almaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

‘İLAÇ FİYATLARINI DEVLET BELİRLİYOR, GİDERLERİMİZE BAKMIYOR’
İlaç fiyatlarında herhangi bir değişiklik yapma haklarının olmadığını belirten Sayılkan, “Bize özel bir durum var; ruhsatı devlet veriyor, ilaç fiyatlarını devlet belirliyor, yapılacak indirimi devlet belirliyor, hangi koşullarda reçete yazılıp hangi koşullarda ilaç verileceğini devlet belirliyor sen sadece eğitimini gördüğün nasıl doğru kullanılır diye vatandaşa danışmanlık yaptığın bir iş yapıyorsun ama ticari giderler de sana bağlı” diye konuştu.

GECE NÖBETLERİNDE ZORLUKLA KARŞI KARŞIYA
İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, eczanelerin nöbet gecelerinde yaşadığı mali zorluklara dikkat çekti. Sayılkan, "Eczanede her nöbet akşamında nöbette yediğimiz yemeklerin karşılaştırmasına baktım. Biz üç kişiyiz en son söylediğimiz yemek 420 TL tuttu içecek hariç. Aralık ayında ise nöbetteki yemek masrafımız 200 TL civarında seyrediyor. Her eczane her ay 2-3 gün nöbet tutuyor. Benim bahsettiğim fiyatlar nispeten daha mütevazi olan Altındağ için geçerli. Biraz daha merkezi yerlerde eczacılık yapan arkadaşlar için bir tane dürüm yeseler bile 200 TL tutuyor. Üç kişi için tek gece nöbeti 700 TL’yi buluyor hatta geçiyor. Nöbetin elektriği ve personelin fazla mesaini koyunca çoğu eczane nöbette para kazanmıyor, zarar ederek bir hizmeti sürdürmek uzun süreli olarak yapılabilecek bir şey değil" şeklinde konuştu.

‘DEVLETTEN 90 GÜN SONRA ÖDEME ALIYORUZ’
Eczanelerin devletten 90 gün sonra parasını aldığını belirten Sayılkan, ilaç fiyatlarının sabit kaldığını ancak işletme giderlerinin sürekli arttığını dile getirdi. Sayılkan, "Bizim derdimiz zam değil, zammı ilaç firmaları istiyor. Biz ise makul bir karla ayakta kalmak istiyoruz. Bunun için de bizim karlılığımızın gözden geçirilmesi gerekiyor. Öyle yüzde 20’lerle bu işi sürdürebilme şansımız yok" diyen Sayılkan, sektördeki ekonomik dengenin bozulduğunu vurguladı.

ECZACILIKTA GENİŞLEYEN GÖREV ALANI: KOZMETİK, ORTOPEDİ…
Eczacıların sadece ilaç satışıyla değil, kozmetik ve diğer sağlık ürünleriyle de ilgilendiklerine dikkat çeken Sayılkan, eczanelerin sağlık hizmetlerindeki kritik rolüne vurgu yaptı. Sayılkan, "Kozmetik ürünlerinin eğitimini alan Türkiye’deki tek meslek grubu eczacılar. Üniversitede bir yıl onun eğitimini alıyoruz. Kozmetolojiyi biz biliyoruz, böyle bakınca onları yapmak lazım aslında. Eskiden eczacılar gerek görmüyordu, ilaç satarak geçim yeterli oluyordu. Sistem tıkanınca kimisi ortopedik işlere de girdi. Emzik, biberon, kozmetik malzeme, ortopedik malzeme gibi ürünleri eczanelerin satması gerekiyor. Onları satmazsa sadece ilaç satarak belki de ayın sonunu getiremeyecek. Eczacılar 30 bin noktada sağlık hizmetlerinde önemli bir yükü alıyor. İlk başvuruyu, ilk tıbbi danışmanlığı, yönlendirmeyi, randevu alım sistemini hepsini vatandaşlara gösteriyor. Ekonomik sorunları sebebiyle eczacılar kapatılırsa işte o zaman eczanelerin sağlık içerisindeki önemi anlaşılır" dedi.

‘KRİTİK İLAÇLARDA KAR MARJLARI ÇOK DÜŞÜK’
İthal ilaçlarda kar marjlarının çok düşük olduğunu ifade eden Sayılkan, "İthal ilaçlar, kanser ilaçları, kutusu 10 bin lira olan ilaçlarda brüt karlılık yüzde 10’a düşüyor. Satış rakamı büyük diye büyük bir kazanç var zannediliyor ama büyük reçeteli ilaçların satışlarında eczacıların çok mutlu olduğunu söyleyemem. SGK acaba öder mi, kesinti yapar mı korkusu var" diye konuştu.

‘İLAÇ DEPOLAMANIN ÇOK ÖZEL KRİTERİ VAR VE GİDERLERİ BİZE AİT’
İlaç depolamanın ve eczanenin sıcaklık ve nem seviyesiyle ilgili olarak özel bir kriter olduğunu belirten Sayılkan, bu durum ayrıca bir giderleri olduğunu anlatarak, “İlaç depolamanın özel bir kriteri var. Yasayla zorunlu hale getirilmiş ilaç depolama koşulları var. Eczanenin içindeki ısıyı, nemi ve buzdolabı ısısını gün içinde belli saatler aralığında kaydedilmesi gerekiyor. İlaçların saklanma koşullarının iyi olup olmadığıyla ilgili bilgisayarlı bir sistem var. Oradan sürekli kaydediyoruz. Bunu da sağla diyor bakanlık ama karlılıkla ilgili bir şey yapılmıyor” dedi.

‘İZMİR’İN ÇOK ÖNEMLİ BÜROKRATLARI İLAÇ İÇİN BİZİ ARIYORLAR’
İzmir’de üst düzey bürokratların kendisinden ilaç temini konusunda yarım istediklerini belirten Sayılkan, "Ne zaman bir yakınına bir şeyler oluyor; o zaman hastane, doktor ve eczanenin önemini anlıyorsun. Onun dışında bürokratlar oturdukları yerden ‘yeter bu kadar, fazla masraf oluyor’ diyorlar. Sağlığa harcanan para masraf diye adlandırılamaz. İsim vermeyeyim ama İzmir’in çok önemli bürokratları ve işadamları arayıp kendileri veya yakınları için ‘bu ilacı nasıl buluruz, nereden getirtiriz, nasıl bir sistemle temin ederiz’ diyorlar. Kendi işi bitince bizi hemen unutuyorlar" dedi.