Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer’in, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım, hala gündemdeki yerini koruyor. Soyer, o paylaşımıyla ilgili olarak Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulundu. “Emek günü, yerli ve milli diye fide dağıtanlar… Bu paketler, her mahalledeki 3 harflilerde” sözleriyle Arjantin’den barbunya, Çin’den pirinç, Kanada ve Rusya’dan mercimek ithal edilmesine tepki gösteren Soyer, bu ürünlerin ithal etmenin, Türk çiftçisinin emeğine saygısızlık olduğunu söyledi.
ÇAMYAYLA VE OVACIK BARBUNYASINI ÖRNEK GÖSTERDİ
Türkiye’nin, eskiden tarımsal ürünlerde kendi kendine yeten ülkeler arasında olduğunu hatırlatan Neptün Soyer, “Pekala Türkiye, bu özelliğini koruyabilir” dedi ve pirinç, mercimek ve barbunya gibi ürünlerin ithal edilmesine anlam veremediğini, bu ithal ürünlerin üç harfli bir mağazada satıldığını anlattı. Soyer, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye, yıllar önce söylenen, kendi kendine yeten bir ülke olma özelliğini koruyabilir, üretim planlamaları, köylerin korunması, köylerdeki hayatın iyileştirilmesi ile yapılan tarımsal planlamayla kendi kendine yetebilen bir ülke olabilir. Hatta ihracat yapabiliriz. Rusya’dan, Kanada’dan mercimek ithal etmenin ne gereği var? Çin’den pirinç almışız. Ödemiş’in Çamyayla, Beydağ’ın Ovacık barbunyası dururken, buralardaki üretimi artırmamız gerekirken, Arjantin’den, hem de o kadar uzak bir yerden karbon salınımını göze alarak, dünyayı kirleterek barbunya ithal etmeyi, Türk çiftçisinin emeğini yok saymak ve haksızlık olarak görüyorum.”
HACİMLİ TARIMSAL ALANLARDA PLAN VE PROGRAM ŞART
İzmir Tarım İl Müdürlüğü’nün geçen yıl dağıttığı 1 milyon 300 bin dolayındaki fidelerin, nerede üretildiğini, kime ürettirildiğini merak ettiğini belirten Başkan Neptün Soyer, “Tarım döngüsel, sürdürülebilir olmalı. Verimlilik takip edilmeli, üretim kayıt altına alınmalı. İklim değişikliğine karşı önlemler alınmış olmalı. Bu fideler nerede üretildi, kime ürettirildi? İklim değişikliği ile ilgili su krizine bir önlem alınarak, önceleyerek mi üretildi, gibi sorular aklıma geliyor. Ama farkındalık yaratarak, kentte yaşayanlar için de balkon veya çatı bahçeciliği için de önemli bulurum. Şu bir gerçek ki, hacimli tarımsal alanlarda plan ve program şart” ifadelerini kullandı.
BAKANLIK, ÜRETİMİNİ TEŞVİK ETMELİ
Mercimek, pirinç, barbunya gibi ürünlerin ülkemizde de pek çok yerde üretildiğine, üretimin artırılması yerine ithal etme tercihin, bakanlığa ait olduğuna vurgu yapan Başkan Soyer, “Bakanlık maalesef ithalat politikaları üretiyor ve geliştiriyor. Bunun da doğru olduğunu savunuyor” dedi. Çözüm yollarını, Tarım Bakanlığı’nın öncelikle atması gereken adımların neler olması gerektiğini anlatan İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Köy nedir, köylü nedir? Binlerce köy, mahalle oldu bir gecede bu memlekette. Önce bu köyler kalkındırılmalı. Okulu, sağlık ocağı, ulaşımı, yolları iyileştirilmeli. 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde çiftçilerin eğitim talepleri ile sonrasında temel olacak köy enstitüleri yeniden kurulmalı. Kırsalda insan yetiştirmeliyiz. Ekonomik ve sosyal olarak güçlenen insanlar da elbette kırsalda yaşamayı ve üretmeyi tercih edecektir.”