GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İnşaat/Emlak
24 Şubat 2023 Cuma 08:24

Müteahhitlerin 'ak saçlı'sından eleştirilere cevap: Mülk sahiplerinin hiç mi suçu yok?

"Müteahhitler demirden, çimentodan çalıyor" şeklindeki düşüncenin, geçmişten gelen bir algı olduğunu öne süren KAMİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı, kamu müteahhidi Alaattin Epözdemir, "Demirden çalarsa, yapı denetime yakalanır. Çimentodan çalamaz, çünkü hazır beton kullanılıyor. Üç üç katlı binayı taşıyabilecek zemin olduğu halde, siyasi ilişkilerle, başka ilişkilerle 10 kat imar çıkartan mülk sahibinin hiç mi suçu yok? Ülkemizde ne yazık ki yetersiz denetim var, hatalı imar var " diye çıkıştı.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkez üssü olan, 11 ilde büyük yıkımlara ve can kayıplarına yol açan depremin yankıları, tartışmaları devam ediyor. Yıkılan binalarda büyük sorumlulukları oldukları öne sürülen müteahhitler için "Demirden, çimentodan çalıyorlar" iddiaları dillerden düşmezken, Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği'nin (KAMİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Alaattin Epözdemir, Egedesonsöz'e bu iddialarla ilgili önemli açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulundu. Epözdemir, müteahhitlerin demirden, çimentodan çaldıkları yönündeki iddiaların, geçmişten gelen bir algı olduğunu öne sürdü, "Siyasal ilişkilerle, çeşitli yollardan, üç kat taşıyabilecek zemine 10 kat imar çıkartan mülk sahiplerinin hiç mi suçu yok?" ifadesini kullandı.

ZEMİN SİZE ÜÇ KAT İMAR İZNİ VERİYORSA, 6 KAT, 10 KAÇ YAPMAYACAKSIN
İzmir Ticaret Odası'nın önceki döneminde Meclis üyeliği de yapan Alaattin Epözdemir, "Hatay'da gördük; iki katlı, üç katlı olacak şekilde imara açılmış yerlere, 6 katlı, 10 katlı binalar yapılmış. O zemin, bunu kabul eder mi, o kadar yükü taşıyabilir mi? Elbette kabul etmez" dedi ve şunları söyledi:

"O zemin size üç kat izni veriyorsa, 6 kat, 10 kat yapmayacaksın; daha fazla kata imar vermeyeceksin. Bu işin bir ayağı müteahhit, tamam ama mal sahiplerinin hiç mi günahı yok? Arsasını kat karşılığı veren kişinin hiç mi günahı yok? İmar aşamasında bir şekilde iki katlı, üç katlı bina yapılabilecek bir yere siyasi ilişkilerle 10 kat imar çıkartan mülk sahibinin hiç mi suçu yok? Binanın yapımıyla ilgili olarak kullanılan malzeme, projenin uygulanması anlamında sorumluluk müteahhittedir, kabul. Ancak projeyi müteahhitler yapmıyor, mühendisler, mimarlar yapıyor. Müteahhit, imarla uğraşmaz; arsa sahibinden arsayı imarlı halde alır. Müteahhit vatandaşın arsasını alıp kafasına göre imar düzenlemesi yaptıramaz. Arsa sahibi, belediyenin, imarın izin verdiği ölçüde bir bina yapması için müteahhitle sözleşme yapar. Müteahhit, o projenin dışına çıkamaz. Bazı arsa sahipleri var ki, üzülerek söylüyorum, taslak projeler hazırlıyorlar ve o taslakları esas projelerin ekine koyuyorlar. Üstelik müteahhidi denetleyen yapı denetim denilen bir mekanizma var."

O BÖLGENİN YENİDEN İNŞAASI ON YILLAR BOYU SÜRER, İKİ YILDA BİTMEZ
Deprem bölgesindeki 11 il ve çok sayıda ilçe ile köyde yıkılan binlerce binanın yeniden yapımının, şehirlerin yeniden kurulmasının öyle bir iki yılda olamayacağının altını çizen Alaattin Epözdemir, "Biz bir yılda biten konut istemiyoruz, sağlıklı binalar olsun istiyoruz" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok büyük, akıllara, hayallere sığmayacak bir felaket yaşadık. Ülkemizde yaşanan en büyük felaket diyebiliriz. İzmir'de, 30 Ekim 2020'de, Kahramanmaraş depremine göre çok daha küçük bir deprem oldu ve aradan 2,5 yıl geçti. Hala depremin yol açtığı sorunlar aşılamadı. O şehirlerin kurulması, sadece kamu müteahhitlerinin başarabileceği bir şey değildir. Ciddi bir organizasyon gerekir. Belediyeler olacak işin içinde, valilikler, bakanlıklar olacak. O şehirlerin yeniden kurulması, on yıllar sürer. Yıkılan binaların enkazları içimizi kanattı. Bazı binalar gördük mesela, binaya hiçbir şey olmamış ama devrilmiş, yan yatmış. Niye devriliyor, niye çökmüyor? Demek ki zeminde bir sorun var!  Bir başka sorun da satın alınan konutta hemen tadilata girişilmesi. Yeni alınan evin mutfağıyla oynarız, balkonu içeriye alırız, banyoyu yenileriz, salonda değişiklik yaparız. Kardeşim mimar çizmiş, inşaat mühendisi ona göre projelendirmiş, hesabını kitabını yapmış. Dokunma duvarlara, alanı genişleteceğim diye kolonlara müdahale etme. Kolonları hırpalarsan, duvarlarla oynarsan, dengeleri bozarsan, o evin yıkılmasına davetiye çıkarıyorsun demektir."

İŞİN İÇİNE RANT GİRDİ, KASAPLAR BİLE MÜTEAHHİT OLDU
Müteahhitlik sektörünün ciddi bir yasal düzenlemeye ihtiyacı olduğuna vurgu yapan KAMİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Alaattin Epözdemir, "Mesela, siz  belediyenin bir kaldırım işi ihalesine girmek istiyorsunuz. İdare sizden iş bitirme belgesi ister. Diyor ki sen daha önce böyle bir iş yaptın mı? Yaptıysan, o işin belgesini istiyorum! Eğer sen daha önce o işi yapmadıysan, istersen trilyonluk binalar yapmış ol, nafile! O ihaleye asla giremezsin. Müteahhitlik o kadar çok yaygınlaştı ki, işin içine rant girdi; kasaplar bile müteahhit oldu. Müteahhit olmak için bir kriter yok çünkü. Konut yapacak müteahhitlerden de iş bitirme belgesi istenmeli ki daha önce konut imal etmiş müteahhitler girsin, işin ehli yapsın o binaları. Avrupa’daki müteahhitleri örnek alalım. Oralardaki meslektaşlarımız onlarca denetimden geçiyorlar. Herkes müteahhitlik yapmamalı. Müteahhitlik bir kültürdür, bir sorumluluktur. Adamın parası çok, ne iş yapayım diyor, müteahhitlik yapmaya karar veriyor. Başlıyor binalar dikmeye… Avrupa’nın hiçbir ülkesinde böyle bir şey. Ben altyapı müteahhidiyim. Bu depremden şu sonucu çıkardım: Hepimiz suçluyuz" diye konuştu.

ESKİDEN DEMİRDEN ÇİMENTODAN ÇALMA OLABİLİR AMA BUGÜN KİMSE BÖYLE BİR ŞEY YAPAMAZ
Müteahhitlerin çimentodan, demirden çaldığı yönündeki suçlamalara da yanıt veren Epözdemir, "Bu iddialar, algıdan başka bir şey değil" dedi  ve ekledi:

"Çimentodan, demirden çalan müteahhit mutlaka vardır, ama şunu sormak zorundayım: Neyini çalacaklar? Diyorlar ki, çimentodan çaldılar. 50 yıl önce 20 torba çimento atacağına, 15 torba attılar diyelim. Bu şekilde çimentodan çalındığını varsayalım. Ya şimdi? Torba torba çimento dökülmüyor ki! Hazır beton var. Hazır betonu müteahhit üretmiyor ki, çalsın. Demir çalıyor diyorlar ya.. Diyelim ki müteahhit demir çaldı! Adama sormazlar mı, nasıl çalacak? Yapı denetleme şirketi geliyor, denetliyor. Eskiden müteahhitlerin “Az demir at” gibi talimatları olabilir ama deprem yönetmeliği çıktıktan sonra böyle bir şey demesi mümkün değil. Yapı denetleme tarafından denetleniyorsun. Müteahhit bir ton demir eksik koyarak kazanç sağlamayı düşünmüş olabilir diyelim. Bir ton demir, 15 bin lira. 15 bin lira için neden bunu yapsın? Müteahhitler çalıyor iddiasının, çok eskilere dayalı, o günlerden günümüze kadar gelen algılar olduğunu düşünüyorum. Eski konutlarda böyle çalma çırpmalar olabilir ama yeni konutlarda böyle şeyler olamaz."

BETON DÖKÜLDÜKTEN SONRA SULAMAZSANIZ, BİR ANLAMI YOK
İnşaatlarda dökülen betonun sulanması gerektiğini hatırlatan Alaattin Epözdemir, yapılan hataları ortaya koyarken, sorununu çözüm yollarını da gösterdi:

"Çağdaş dünyada her şey kurala bağlanmış, yapıların inşası bile. Bizim de aynı yoldan gitmemiz lazım. Biz doğaya eziyet ediyoruz. İki kat binayı taşıyabilecek güçteki sağlamlıktaki zemine 10 kat bina yapıyoruz, buna maalesef izin veriyorlar. Doğa da sonra bizden bu hatanın hesabını soruyor, bedelini ödetiyor.  Beni düşündüren şey, deprem yönetmeliği çıktıktan sonra yapılan binaların yıkılmasıdır. Esas olan, zemin ve yapı tekniğidir. O kadar demir kullanıyorsun, beton döküyorsun, o betonu sulaman lazım. Şimdiki betonların da sulanması lazım. Her şeyi doğru yaptın, zemin sağlam! Demirden çalmadın, betonu döktün. Eğer o betonu sulamadıysan, yaptığın işin bir anlamı yok. Bu bir bilinç işidir. O müteahhit kaldırım yapıyorsa, kaldırım yaptıracaksın. Konut yapıyorsa, konut yaptıracaksın, hastane yapıyorsa hastane yaptıracaksın. Tecrübe çok önemli. Bizim ustaların Fransa’da, Almanya’da, Cezayir’de yaptıkları binalar neden çökmüyor? Çünkü orada denetim var ve kuralların dışına hiçbir şekilde çıkamazsın. Ülkemizde ne yazık ki yetersiz denetim var, hatalı imar var. Uygun olmayan zemin var ve bu zayıf zeminlere haddinden fazla yükleme var."