GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
11 Ocak 2023 Çarşamba 14:14

Mimarların başkanından ‘bilirkişi’ çıkışı: Üstün kamu yararı kararı onların görevi değil!

Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Dr. İlker Kahraman, Bayraklı’da depremde yıkılan evlerine yerine yapılacak binalarla ilgili olarak verilen emsal artışı kararının mahkeme sürecinin devam ettiğini söyledi. Bilirkişi raporunun önce lehe, sonra aleyhe dönecek biçimde 4 gün içinde revize edilmesini “ilginç” buluğunu söyleyen Kahraman, “Üstün kamu yararı olarak isimlendirilen şey bilirkişi tarafından söylenebilir mi, söylenemez mi? Önce buna bakmak lazım. Benim eleştirdiğim yer 4 gün sonra farklı rapor gelmesinden ziyade bilirkişilerin üstün kamu yararını söyleyememesi gerekir” dedi.

EGEDESONSÖZ- Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Dr. İlker Kahraman SonSöz Tv’de Gazeteci Fatih Yapar’ın konuğu oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Oda Başkanı Kahraman, deprem mağdurlarının emsal artışı davasındaki bilirkişi raporunu eleştirdi.

Depremden en çok etkilenen Bayraklı ilçesinde, ilçe belediyesi K sınırlarında geçerli olacak yüzde 10'luk emsal artışı önerisi meclise gelmiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde görüşülen konu parsel bazında yüzde 20, ada bazında ise yüzde 30 olarak revize edilmişti. Ancak karar TMMOB tarafından mahkemeye taşınmıştı. 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede 1/1000 ölçekli uygulama imar plan notunun ‘kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı’ olduğu görüşünü mahkemeye iletmesinin ardından deprem mağdurları büyük bir eylem gerçekleştirmişti. Bilirkişi ise geri adım atarak “üstün kamu yararı var” kararı almıştı.

BU BİR ÇELİŞKİ DEĞİL Mİ?
Emsal artışı davası ile ilgili durumu değerlendiren Kahraman, “TOKİ rezerv alanda konut yaparım dedi, aslında tam orada bir acayiplik var. TOKİ 5 kat yaparım dedi ve konutları da 5 kat yaptı. Emsal artışında ise 8 kat üzerine 2 kat daha verelim 10 kat olsun dendi.   Bilirkişi bu olmaz dedi.  İlk gelen bilirkişi raporu çok iyiydi. Ancak 4 gün sonra aynı kişiler ek rapor hazırladılar ve orada dediler ki burada üstün kamu yararı vardır. Benim aklıma takılan konu şu: TOKİ binaları 5 kat yaptı yani devlet binaların 5 kat olmasının kamu yararı olduğunu söyledi. Ardından bilirkişiler döndüler dediler ki kamu yararı 10 katta oluyor. Bu bir çelişki değil mi? Her ikisi de kamu yararıysa TOKİ yani devlet diyor ki 5 kat… Bilirkişiler diyor ki 10 kata üstün kamu yararı var. Biz de bu iki uç üzerinde gidip geliyoruz ve kafamız karışıyor. Üstün kamu yararı varsa hangisinde üstün kamu yararı var o zaman” dedi.

4 GÜN ARAYA İKİ AYRI RAPORU İLGİNÇ BULUYORUM
Mahkemenin 4 gün arayla iki farklı karar çıkarmasını yorumlayan Kahraman, “Bilirkişilere bir şey öğretecek durumda değilim haddime de değil hocalarımızdır onlar. Böyle bir yaklaşım getirmişlerdir. Ancak kendi içimde 4 gün arayla iki farklı, birbiri ile çelişen raporu ilginç buluyorum. 4 gün sonra bir değişiklik olması bir kuşku uyandırıyor, benimde bir kuşkum var. Burada yazıp belirledikleri şeyler de emsal artışı ile çözülecek konular değil. Üstün kamu yararına kimler karar veriyor? Bilirkişiler mi karar veriyor bunu tartışabiliriz. Üstün kamu yararı kararı bilirkişilerin görevi olamaz… Herhangi bir bilirkişinin üstün kamu yararını dile getirme şansı olduğuna inanmıyorum. Kamu yararına kamu kararı versin.  Burada kamu kuruluşu olan TOKİ 5 kat olduğunu söylüyor. Üstün kamu yararı olarak isimlendirilen şey bilirkişi tarafından söylenebilir mi, söylenemez mi? Önce buna bakmak lazım. Benim eleştirdiğim yer 4 gün sonra farklı rapor gelmesinden ziyade bilirkişilerin üstün kamu yararını söyleyememesi gerekir” şeklinde konuştu.

Mahkemenin odayı haksız bulması durumunda sürecin nasıl işleyeceği sorusuna yanıt veren Başkan İlker Kahraman, “Süreci bir görelim, sonuç bir gelsin. Türk yargısına verdiği kararlar ışığında çok güveniyoruz” dedi.

BEN ULUKENT’E GİTSİNLER DEMİYORUM
Yeni yapılar ile birlikte kentsel yoğunlaşma yaşanacağını ve bunun sorunlara yol açacağını kaydeden Kahraman, “Burada bizim aslında derdimiz kimseyi barınma problemi ile karşı karşıya bırakmak değil ancak şöyle bir örnek vereyim. İnsanlar yapılacak yerlerde,  asıl emsal artışının gelmesinin onlara getireceği yükün farkındalar mı? Tüm şehir trafikten şikâyetçi… İstanbul yaşanmaz oldu, İzmir yaşanmaza gidiyor deniliyor. Alt yapısı olmayan ve buna uygun yeşil alanların olmadığı bir şehirde biz yeni problemler yarattığımızın farkında mıyız?” açıklamasını yaptı. Barınma sorunuysa mesele arsa konumundaki dairelerin şu anda reel değerleri 1 milyon 200 bin lira. Bu paraya Harmandalı-Ulukent tarafında 0 daire alabilirisiniz. Ben Ulukent’e gitsinler demiyorum ancak bu bir barınma problemi değil onu söylüyorum. Hiç olamayan binanın rayiç değer yüksekliği ile ev alınabilir. Bu rayiç değer yüksekliği nereye ulaşacak? Bitmiş konutların fiyatlarının 7 milyon lira olacağını tahmin ediyorum ben, biz barınma problemi haricinde bir de gelir konuşuyor oluyoruz. Bu bizi rahatsız ediyor” açıklamasını yaptı.

BİZ İSTEMEZÜKÇÜ DEĞİLİZ
Mahkeme kararının odalar lehine olması durumunda açıklama yapan Oda Başkanı Kahraman, “Mahkeme kararının çıktığı ana göre bakacağız. Geriye dönük olarak da kazanılmış hak söz konusu değil. Zaten o yüzden sözleşmeler iptal oluyor. Yoksa sözleşmeler iptal olmaz. Herkes bu durumun hukuki sürecinin farkında... Mahkeme kararı gelirse ruhsatlar iptal olur.  Siz binanızı yıktınız, emsal artışı ile sözleşme yaptınız, 20 daireniz vardı, 24 daireniz oldu. Bu daireleri müteaahhite verdiniz. Emsal artışı iptal olduğunda sizin arsa ortaklığınız 20 kişi üzerinden değil 24 kişi üzerinden ama yanı katta. Sözleşmelerin iptal olma nedeni bu aslında tam olarak… Biz bunun tartışılmasını çok ufak bir alanda yapıyoruz. Kent ölçeğinde yapmıyoruz. Peki ‘99 depremi öncesinde yapılmış tüm binalarda aynı konular gündemde. Diğer binalar da yıkıp yeniden yapılmak istendiğinde aynı hakları verecek miyiz? Vereceksek sorun yok. O zaman tüm şehre emsal artışı verelim, herkese verilsin hatta 2 katlıyı 8 katlı verelim. Biz istemezükçü değiliz” şeklinde konuştu.

ORTA HASARLI BİNASI OLANLARA ÇAĞRI
Orta hasarlı binalar için de hak doğduğuna değinen Başkan Kahraman, “Hafif, az hasarlı olanlarla ilgili hiçbir şey yok onlar binalarını yıkıp kendi cebinden ödüyorlar, oturabilirler mi bu sarsıntılardan sonra bu binalarda o insanlar… Bu gerçekçi mi? Orta hasarlılar da mahkemeye gitmeli ve bu hakkı talep etmeli. Emsal artışı kararının tarafımıza uygulanmasını istiyoruz deseler bence haklılar ve gitmeliler. Onlar neden dışarıda kalsın ki veya orta hasarlı olmayan ancak 99 öncesi yapılmış bir bina kendini güvende hissetmek için yıkıp yenden yapmak isteyince ona bu hak neden tanınmıyor?  Bir binada bu emsal artışı var. Ancak bir yandakinde yok. Diğeri hakkını alamıyor. Düşünsenize yan yana aynı bina biri 10 kat, biri 8 kat… Bunu kim, nasıl açıklayacak? Bu hak değil mi? O zaman elinizi korkak alıştırmayın, tüm şehirdeki binalara artı 8 kat verelim…  Bunu demek ile emsal artışına artı 2 kat artış demek birbirinin aynısıdır” ifadelerini kullandı.

BİNA ENVANTERİ ÇALIŞMASI KAMU ELİYLE DESTEKLENMELİ
İzmir’de bina dayanıklılık envanterinin çıkarılmasının önemine dikkat çeken Başkan Kahraman, kamu desteğinin önemine dikkat çekerek  “Deprem İzmir için bir gerçeklik Agora kazılarında İzmir’in gözyaşları ile ilgili şiirler var. Demek ki depremi İzmir yeni yaşamıyor. Deprem gerçeği ile yaşamak gerekiyor. Bununla ilgili de depreme dayanaklı binalar yapmak gerekiyor. Yönetmelikler, alışkanlıklar değişiyor, eskiden betonu elle karardık şu anda hazır betonlarla ev yapıyoruz. Yetmiyor bu betonlar içerisine çip koyarak deneylere gönderiyoruz. Aslında yönetmeliklerimiz günden güne iyileşiyor.  İşleyişte hatalar oluyor. Çeşitli denetimler ve kontrollerde eksikliklerimiz var. Ancak eskiye nazaran olağanüstü bir yerdeyiz. Yeni yapılar iyi yapılıyor diye varsayarsak eski yapılarda problemler ne olacak? Çeşitli ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyesi bir proje yönetiyor. Binaların hangisi iyi, hangisi kötü tarzında ancak bu projeye yönelik finansman desteği lazım… Proje için Dünya Bankası’ndan kredi alınmak istendi ancak devamı getirilemedi veya kamu eliyle desteğin yapılması lazım” ifadelerini kullandı.