GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
29 Ocak 2019 Salı 10:05

MHP Lideri Bahçeli'den Tunç Soyer tepkisi: Ne ülkücülerin ne devrimcilerin...

CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Tunç Soyer'i aday göstermesine tepki gösteren MHP lideri Bahçeli, 'Bu ismi ülkücü veya devrimci olan hiç kimse kabul edemez' dedi. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman da CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Tunç Soyer'i aday göstermesine tepki gösterdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Tunç Soyer'i aday göstermesine tepki gösterdi.

Bahçeli, Soyer'in adaylığını ne ülkücülerin ne de devrimcilerin kabul edebileceğini söyledi.

''DEMOKRASİDEN YANA OLAN İNSANLAR BUNU SORGULAMALIDIR''
İstanbul'dan Ankara'ya dönüşü sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP lideri, CHP'nin 12 Eylül'de herkesin üzerinde olumsuz etki yaratan bir kişinin oğlunu aday gösterdiğini belirterek, ''Demokrasiden yana tavır koyan insanların bunu sorgulaması lazım'' ifadesini  kullandı.

BÜYÜKATAMAN'DAN TEPKİ!
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman da CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Tunç Soyer'i aday göstermesine tepki gösterdi.

MHP'li İsmet Büyükataman, yaptığı yazılı açıklamayla CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Tunç Soyer'i aday göstermesini eleştirdi. Kimsenin siyasi tercihine karışacak durumunda olmadıklarını belirten Büyükataman, Tunç Soyer'in adaylık mevzusunun üzerine açıklama yapma ihtiyacının ortaya çıktığını kaydetti. Büyükataman, şu ifadeleri kullandı:

"Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi'nin deyimiyle beş benzemezin bir araya geldiği zillet ittifakı, İzmir'de 'MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nın ideolojik takıntılı iddia makamının oğlunu aday göstermiştir. Hukuken fiilin ve suçun şahsiliği elbette tartışma götürmez bir gerçektir. Ancak adaylığı açıklanan zatın babası, hukuku katletmiş bir kişidir. Milliyetçi-Ülkücü Hareketi kendi hastalıklı ideolojik penceresinden yorumlayarak hiç aynaya bakmadan devletin yılmaz bekçileri olan Milliyetçi-Ülkücü Hareket'i anayasal düzeni yıkmakla suçlayan ve bir çete olarak yorumlayan savcının oğlu, geçmişiyle gurur duyduğunu ifade ederek vicdanları titretmiş, küllenmiş öfkeleri yeniden alevlendirmiştir. Hukukun üstünlüğünü ve evrensel hukuku hiçe sayıp, ideolojik bulaşıkları içerisinden Milliyetçi-Ülkücü Hareket'i adeta yok etmek, vicdanı ve insanlığı dar ağacına çekmek isteyen iddia makamının ve babasının bu vicdan kasaplığıyla övünen oğlunun Türkiye'nin üçüncü büyük şehrine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu parti tarafından aday gösterilmesi cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak düşmüştür." (DHA, NTV)