GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
29 Temmuz 2020 Çarşamba 11:14

Mal varlığının üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istedi: Mahkeme talebi reddetti!

İzmir Emniyet Müdürlüğü eski İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen, mahkemeye başvuru yaparak FETÖ borsası soruşturması nedeniyle mal varlığının üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istedi. Talep ret edilirken, öldürülen AK Parti eski İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un dosyası ise FETÖ Borsası Davası ile birleştirildi.

EGEDESONSÖZ- İzmir’de birçok ismin yargılandığı emniyet-yargı ve mafya ilişkisinin gözler önüne serildiği “FETÖ Borsası” davası devam ediyor. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan son duruşmaya tutuklu sanıklar koronavirüs sebebiyle getirilmezken yargılanan isimlerin talepleri değerlendirildi.

- FETÖ BORSASI DAVASI’NDA YARGILANIYOR! KRİTİK İSİM NE DEDİ?

FETÖ Borsası Davası’nın kilit ismi İzmir eski İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen mahkemeye başvuru yaparak mal varlığının üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istedi. Avukatı aracılığıyla başvuru yapan Dikmen’in talebi ret edildi.  Ayrıca, Manisa’da servis taşımacılığı şirketi bulunan ve Bayraklı’da otelden çıkarken öldürülen Gökhan Kalıpçı davasında tutuklu bulunan polis memurunun avukatının “tutuksuz yargılansın” talebi de kabul edilmedi. Liderliğini Serkan Kurtuluş’un yaptığı organize suç örgütüne bilgi sağladığı iddiasıyla açıkta bulunan polis memurunun avukatı Dikmen’in pasif görevde olmasına rağmen emniyet müdürlüğü kadrosunda görev yapmasını örnek gösterdi. Müvekkilinin mağdur olduğunu belirtti.

DOSYA BİRLEŞTİRİLDİ
Mahkeme, AK Parti İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un öldürülmesiyle ilgili davayı da bu dosya ile birleştirdi. Tüm dosyaların 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirilmesine karar verdi. Kurtuluş, ev hapsindeyken polis kimliği giyen bir kişi tarafından öldürülmüş, cinayeti işleyen kişinin Erzurum’dan gelerek eylemi gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştı.

DİKMEN NE DEMİŞTİ?
Gökhan Kalıpçı’nın öldürülmesi ve FETÖ Borsası davalarında mahkeme heyetine ayrıntılı savunma yapan Eski İstihbarat Şube Müdürü Dikmen şu açıklamaları yapmıştı:

“MUZ SERASI YAPTIM”
Dosyada mevcut MASAK (Mali Suçlar Araştırma Kurulu) raporu ve suç gelirlerini aklama ve inceleme raporu okunarak sorulduğunda: “Tarihini tam olarak hatırlamamakla birlikte 2016 yılı mart ayı gibi Narlıdere'de Batıgöz'ün sahibi olan ve 2005 yılından beri tanıdığım M.S.'den 450.000 TL karşılığında bir daire satın aldım. 2004 yılında kayınvalidemin babası tarafından kayınvalideme ve kız kardeşine 3'er dönüm olmak üzere Mersin ili Anamur ilçesi iskele mevki deniz kıyısında 3'er dönüm yer verildi. Söz konusu yerler maddi anlamda değerlidir. Aynı yıl babama ait Afyon ili Başmakçı ilçesindeki 2200 hayvanlı tavuk çiftliğini satarak Anamur'daki söz konusu arsayı muz serası yaptırdım. O tarihten sonra yatırım amaçlı yıllık olarak hatırı sayılır bir gelir elde ettim. Bu şekilde bir birikimimiz oldu. Zaten eşim öğretmen bende 24 yıllık emniyetçiyim. Bir takım birikimlerimiz var. 2,5 yıldır Futbol Federasyonu gözlemciliği yapıyorum. Bundan da gelirim var. Yine istihbaratçı olmamdan kaynaklanan mevzuat anlamında verilen artı gelirlerimiz var. Mal bildirim beyanlarında birikimlerim arasında altın olduğuna dair beyanım bulunmakta. Bu şekilde birikimlerimizi değerlendirmek amacı ile bahsi geçen evi aldık. Kayınpederimin adına almamın herhangi bir nedeni yoktur. Eşim ailenin tek çocuğudur. Kayınpederimin de hatırı sayılır geliri bulunmaktadır. Her şey prosedürü dahilinde gerçekleşmektedir. Bu evi 580. 000 TL'ye sattım 20,000 TL'de emlakçıya komisyon olarak verdim. 300,000 TL'sini mecburen tapu sahibi üzerine göndereceği için alıcı olan şahıs (kredi çektiği için) bu parayı kayınpederime EFT yaptı. Geri kalanı da elden V.S., ben İstanbul’da denetlemede olduğum için eşime getirip vermiş. Bu para yatırım hesabımda durmaktadır. Bunların hepsinin kaynağı yukarıda da belirttiğim gibi ailevi gelirler ve yıllık maaş vesaire birikimlerdir”

 2018 yılı ilk aylarında toplam 302. 000 TL'lik bir para girişi olduğu hatırlatılarak sorulduğunda ise: “Tarihini tam olarak hatırlamamakla birlikte geçen sene Armağan isimli tanıdığım İstanbul'da hasarlı araç alıp satma işine girdi. Bunun için toplamda 180.000 TL'ye yakın bir para kendisine banka aracılığı ile gönderdim. Bu parayı mal beyanında da belirttiğim gibi altınlarımın bozdurulması ile elde etmiştim. Bu iş nedeni ile para kazandığı için karı benimle paylaştığı için bana elden 20-30.000 TL fazlası ile geri verdi. Bende kendi hesabıma yatırdım. Kesinlikle Ahmet Kurtuluş'un dediği gibi F.A.'dan alınan paranın bu şekilde bana aktarılması gibi bir olay olmadı. M.B.D.'yi (İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait Buca/Kaynaklar’da Tansaş Et Entegre Tesisi’nin mülkünü milli emlaktan ihaleyle satın alan kişi) Manisa'da çiftliği olması nedeni ile tanırım. Ailece görüşürüz, samimiyetimiz bulunmaktadır. Kendisi yurtdışından ithal hayvan getiriyordu. Bana ‘birikimin varsa senin de paranı değerlendirelim’ dediği için kendisine iki kere toplamda 135.000 TL civarı para gönderdim. 20-30.000 TL'de bu işten gelir elde ettim. Kendisi ile para trafiğim bu şekilde gerçekleşti”

U.M.'nin yaptığı inşaattan kaç tane ev alındığı ve sonraki tarihlerde neden Şaban Kurtuluş ile yeni bir sözleşme yapma girişiminde bulunduğu hususu sorulduğunda ise: “U.M.'den tek ev aldım. Ahmet de kardeşi Şaban Kurtuluş adına ev almıştı. Parayı ödeyemedikleri için U.M. sözleşmeyi feshedecekti. Konu bu şekilde gelişti. Bende vesile olduğum için ve arkadaşım U.M. mağdur edildiği için yine Armağan'ında Ahmet ve Şaban'dan alacağı olduğu için aracı oldum. Başkaca bir şey yapmadım”

Dosyada mevcut U.M.'nin savcılığa vermiş olduğu 12/12/2018 tarihli, Kudret Dikmen  tarafından emniyette ifadesi alınırken yönlendirildiğini, onun talebi ile Şaban KURTULUŞ ile eski tarihli sözleşme yaparak, banka kanalıyla para aldığı yönünde ifadesi okunarak sorulduğunda ise:

“Doğrusu benim dediğim gibidir. U.M.'nin ilk ifadesi doğrudur. İlk ifadesini niye vermiş anlamış değilim. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Ben kesinlikle Uğur Morgül'den almış olduğum ev karşılığı ödemeyi Ahmet'ten yapmadım. Başka bir diyeceğim yoktur.

TEK TEK YAZILDI
Öte yandan iddianamede Dikmen’in para ilişkileri ve mali durumuna ilişkin bilgilere de yer verildi.

Savcılık kanaatinde, “Bizzat en yakınım dediği U.M.'nin alınan beyanı ile şüpheli Kudret Dikmen’i yalanladığı ve kendisini ifade verirken yönlendiren kişi olduğunu belirttiği, Şüpheli Kudret Dikmen’e ait hesap hareketlerinin incelenmesinde, ayrıntılı dosyada mevcut raporlardan anlaşılacağı görülmüştür” denilerek raporu sundu.

Yine savcılık değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: 

“Parasal harekelerden de anlaşılacağı üzere geliriyle orantılı bir nakit hareketi olmadığı gibi menkul ve gayrimenkul hareketleri de geliriyle orantılı değildir. Şüpheli Ahmet Kurtuluş’un samimi beyanları ile Gizli Tanık SPİL’in iddiaları ile örtüşen nitelikte, Ahmet Kurtuluş’tan nedeni bilinen ancak bağlantısı somut bir şekilde ortaya konulamayan bir parasal destek aldığı, Ahmet Kurtuluş’tan aldığı çekleri ev aldığı U..M.’ye verdiği, hatta çekler karşılıksız çıkınca sorunlar yaşadıkları, yine Ahmet Kurtuluş ile orantısız sözde araç takası yaptıkları, bu eylemler ile her ne kadar yaptığı iş itibariyle “Rüşvet-İrtikap” suçunu işlediği söylenemez ise de 3628 Sayılı Yasa Kapsamında Haksız Mal Edinme suçunu işlediği aşikardır.  Şüpheli Kudret Dikmen’in yıllık aile geliriyle orantılı olmayan mali hareketinin kuşkulu bulunması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, Maliye Bakanlığı Maliye Uzmanı ve Emekli Maliye Uzmanı olan Bilirkişilerce düzenlenen 03/01/2019 tarihli raporda özetle; Kudret Dikmen tarafından verilen beyannamelerin incelenmesi sonucunda; Kudret Dikmen’in beyanname verirken dikkatli davranmadığı, aldığı ve sattığı araba plakalarını dahi doğru beyan etmediği, Balatçık Mahallesi adresindeki daireyi sattığını beyannamelerde belirtmemesine rağmen bu dairenin bir ay sonra satıldığının belirlendiği, ancak Kudret Dikmen tarafından bu dairenin satıldığına ilişkin kurumuna herhangi bir beyan verilmediğini, bu yönüyle Kudret Dikmen’in Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğin “ek mal bildirimi” başlıklı 10. Maddesini ihlal ettiği, Kudret Dikmen’in 2010-2018 yılları arası gelir gider farkının 340.060 TL, toplam gelirlerinin 573.138, toplam giderlerinin 233.078 TL olduğu, bu dönemde yapabileceği maksimum tasarrufun 340.060 TL olacağı, ülkemiz koşullarında bütün giderlerin kredi kartı ile yapılmadığı dikkate alındığında giderlerin daha da yüksek çıkacağının aşikar olduğu, yine de somut olayda gider olarak yalnızca bankacılık sistemi üzerinde yapılan harcamaların dikkate alındığı, Kudret Dikmen’in belirtilen yıllarda mal varlığında 681.000 TL artış olduğu, yapabileceği maximum tasarruf tutarının 340.060 TL olması sebebiyle malvarlığındaki artış ile yapabileceği maksimum tasarruf arasındaki farkın 340.940 TL’lik mal varlığı artışının yasal olmadığı ve haksız mal edinme olarak kabul edilmesi gerektiği,

Yine benzer şekilde F.A. isimli Sakarya’da vagon işi yapan müştekinin ifadesinin alındığı, bu olayda da müştekinin Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı’nda Kudret Dikmen ile Ahmet Kurtuluş’un daveti ve referansıyla görüştüğünü, kendisi hakkında FETÖ havuz sorgusunun Kudret Dikmen tarafından yapıldığının ve karşılığında Ahmet Kurtuluş’a peyder pey yaklaşık 800.000 TL’ye yakın bir miktar para gönderdiğini belirtmesi üzerine bu dosya yönünden yetkisizlik kararı verileceğinden dosyanın tefrik edildiği,

Bu bağlamda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kamuoyunda “Babalar Dosyası” olarak bilinen iş adamlarına yönelik FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak soruşturması kapsamında yapılan operasyon listesinin, dönemin İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen tarafından diğer şüpheliler Ahmet Kurtuluş ve Serkan Kurtuluş’a gönderildiği, gönderilme amacının bu işadamlarından  Suç Örgütü Lideri Serkan Kurtuluş tarafından para koparılması olduğu, bu doğrultuda da Serkan Kurtuluş’un ayakkabıcı olarak bilinen FETÖ tutuklusu İşadamı Tamer KÖMÜRGÖZ’ü, dönemin İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen’in bilgisi dahilinde hakkında gözaltı kararı bulunmasına rağmen İzmir İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürünün odasına kadar rahat bir şekilde soktuğu, götürmeden önce Whatsapp programı üzerinden görüştükleri ve “1 trilyon alırım kesin abi”  tarzında tamamen para koparmak niyetini açık bir şekilde sergileyerek cümleler kurduğu, Şüpheli Kudret Dikmen’in de buna karşılık “Yuh” diyerek karşılık verdiği, burada gözaltı kararı ile aranan Tamer Kömürgöz’ün Kudret Dikmen ile görüştüğü, hakkında FETÖ bağlantı sorgusunun Dikmen tarafından yapıldığı, akabinde Kömürgöz’ün geldiği gibi Serkan Kurtuluş ile birlikte hiçbir engelleme olmadan İzmir İl Emniyet Müdürlüğü binasından ayrıldığı, devletin İzmir ilindeki üst düzey görevlisi ile Suç Örgütü Liderinin vasıtasıyla görüşen Kömürgöz’den bizzat örgüt lideri tarafından uçuk bir para istenildiği, verildiği takdirde hakkındaki soruşturmanın kapatılacağına dair güven verildiği, buna refere olarak da İzmir İstihbarat Şube Müdürü Şüpheli Kudret Dikmen’in gösterildiği, istenilen miktarı vermeyen FETÖ gözaltı listesinde bulunan Kömürgöz’ün hakkında yapılan soruşturma sırasında bu olayları olduğu gibi anlattığı, anlatılan bu olayın Serkan Kurtuluş’un kullandığı cep telefonunu daha sonra kullanmaya başlayan Şüpheli Ilgın Şentürk tarafından da dosyaya sunulan Whatsapp yazışmalarındaki Kurtuluş’un yazışmalarından öğrenildiği, ayrıntıları dosyada mevcut Whatsapp yazışmalarında başka bilgilere de ulaşıldığı, Kudret Dikmen tarafından hiçbir yasal dayanağı olmamasına ve haber elemanı olarak kullanılma kararı bulunmamasına rağmen Serkan Kurtuluş’a devletin envanterindeki dinleme cihazlarının resimlerinin gönderildiği, bu cihazların gönderilip gönderilmediğinin halen tespit edilemediği ancak bu yöndeki iradenin gösterilmesinin de vehamet arzettiği, yine ikili arasında oldukça samimi görüşmelerin bulunduğunun gözlemlendiği,