GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
3 Ekim 2020 Cumartesi 11:10

Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı: Böyle giderse Kordonboyu'nda sünnet yaparlar!

Çimlerde her akşam cümbüş yaşandığını, o yeşil alanın her sabah Harmandalı Çöplüğü'ne döndüğünü anlatan Şanlı, "Kordon'daki o kötü görüntülerin artık sona ermesi, o bölgenin disipline edilmesi gerekiyor. Yetkililer, bu konuya acilen el atmalı. Kordon'da gürültü, görüntü kirliliği zirve yapmış durumda" dedi.

EGEDESONSÖZ - İzmir Kordon İşadamları Derneği ve Türk Kızılayı Konak Şubesi Başkanı Ömür Şanlı, SonSöz TV'de önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci Yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan, çeşitli değerlendirmelerde bulunan Şanlı, Kordonboyu'nun acilen disipline edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Pandemi sürecinden Kordon'daki işletmelerin çok fazla etkilendiğini belirten Ömür Şanlı, o süreçte yaşananları şöyle anlattı:

DEVLETTEN HENÜZ BİR DESTEK GÖRMEDİK

"Sıkıntılarımız henüz bitmiş değil. Bu süreçte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de pandemi etkilemişti. Hükümet tabii ki önce insanların sağlığını güvence altına aldı, daha sonra üretimi, şimdi de küçük esnaflarla ilgili paketleri yavaş yavaş, kademe kademe açıklamaya başladı. Fakat bugüne kadar bize dokunan bir destek gelmedi. Aşağı yukarı 70-80 gün kapalı süreçlerimiz oldu. Tabii ki üretim olmadığı için bu sefer kiralarımız birikti, ister istemez onlar ötelendi ama bu borç, yine bizim borcumuz. Bu borçlar, yılbaşına doğru karşımıza çıkacak.  Geçmişten kalan vergi borçlarımız vardı. Devletin, bu durumlarla ilgili önlem alması lazım. Biz esnaf olarak iş yaptığımız günlerde vergimizi ödedik, üzerimize düşen ne varsa yaptık. Şimdi de zor günlerimizde devletimizi yanımızda görmek istiyoruz."

KORDON'DA YÜZDE 50 KAPASİTEYLE ÇALIŞIYORUZ

"Bazı esnaflarımız, hala sıkıntıda. Mesela nargile sunumu yapan esnaflarımız kan ağlıyor. Diğer sektördeki arkadaşlarımız yüzde 50 kapasiteyle çalışıyor. Şunu beklemek hakkımız diye düşünüyorum; biz yüzde 50 olarak çalışıyorsak, kiramızın da yüzde 50 oranına düşürülmesi lazım. Yüzde 50 oranında verginin ödenmesi lazım, işgaliyenin de yüzde 50 ödenmesi lazım. Konak Belediye Başkanımız Sayın Abdül Batur, işyerlerimizin kapalı olduğu o süreçte işgaliye borçlarımızı almadı. Esnafa babalık yaptı. Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte belediye, bizden işgaliye bedelinin yüzde 50'sini alabilir, bize böyle bir jest daha yapabilir Abdül Batur başkanımız. Devletimizden de beklentilerimiz var. Açıklanan paketler, büyük sanayicilere, büyük işyerlerine yönelikti."

İZMİRLİLER, KORDON'A DÖNMEYE BAŞLADI

"Pandeminin ilk başlarında insanlar mekanlarımıza gelmiyordu ama şimdilerde alışmaya başladı. Yavaş yavaş sokağa çıkıyoruz artık. Bu hastalıkla yaşamaya alışmamız lazım. Aşı çıkana kadar çekeceğiz bu illeti. Aşı bulunduğunda herkes sokağa çıkacak, eskisi gibi hayat devam edecek. Şu anda sokağa çıkanların oran, yüzde 70 gibi. Mekanlarımızda 14 kurala harfiyen uyuyoruz. Müşterilerimize maske veriyoruz. Şu andaki iş kapasitemizle ne kiramızı ödeyebiliyoruz, ne vergimizi ödeyebiliyoruz. Masa aralıklarının artırılması nedeniyle, kapasitemizin yüzde 50'si kadar müşteri kabul edebiliyoruz."

KORDON'UN FOTOĞRAFI, HİÇ DE GÜZEL DEĞİL

Kordonboyu'nda koronaya rağmen insanların birbirine son derece yakın olduğunu, çimlerin üzerinde çeşitli etkinliklerde bulunduğunu anlatan Ömür Şanlı, şu bilgileri verdi:

"Belediyemiz Kordon’da sosyal mesafeli çemberler yaptı. Ama bir bakıyorsunuz kimse o çemberlerin içinde oturmuyor, aksine herkes dışında. İçinde oturanlar da dört-beş kişi olması gerekirken, 15 kişi oluyorlar. Sosyal mesafeye uyulmuyor. Oradaki işletmeler uyuyorsa, Kordon’daki halkın da uyması lazım. Akşam olunca çimlerin üzerinde çeşitli etkinlikler yapıyorlar, büyük kabinler getiriyorlar. Bir davul zurna ekibi yok. Yakında nişan- düğün de yaparlar. Sünnet düğünü de yaparlarsa, ben şaşırmayacağım. Bunun bir önleminin alınması lazım. Çünkü Kordon, İzmir'in kalbidir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Şanzelize'de böyle bir şey yapabilir misiniz? Kruvaziyer gemiler İzmir'e geldiğinde ilk gördükleri yer, Kordon'dur. Oraya piknik tüplerini getirip piknik yapanlar var. Okey takımlarını getirmişler, okey oynuyorlar. Halay çekiyorlar. Kordon'da her akşam Covid 19 partisi var. Doğum günü kutlamaları yapılıyor. Kordon’a yerel yönetimle merkezi yönetimin el atması gerekiyor. Bu güzelim alanı disiplin altına almak gerekiyor. Belediyelerimiz, emniyetimiz, valilik, el ele verip bu sorunu çözmeli."

ORADA YAŞAYAN VATANDAŞLAR DA RAHATSIZ

"Kordon'da her akşam bir kavga çıkıyor. Saat 24.00 olmuş, uykunuz gelmiş, yatacaksınız. Karşınızda, Kordon'daki çimlerin üzerinde saat 02.00'ye, 03.00'e kadar eğlenen, bağırıp çağıran, kavga eden insanlar var! Hastanız vardır, çocuğunuz vardır, sabah işe gideceksiniz! Özgürlük, bir yere kadardır. Özgürlük, bir yerden sonra sıkıntı yaratıyor. Aslında orada imitasyon heykeller olabilir, açık hava kültür müzesi yapılabilir. Orası, turistlerin, İzmirlilerin en çok fotoğraf çektireceği yer olur. Orada koşu alanları var, nostaljik tramvayımız geldi, bisiklet yolları var. Hepsi çok güzel. Kordon madem ki turizm bölgesi, orasını kirletmemek, daha da güzelleştirmek lazım. Mekanlarımıza gelen müşteriler de gördükleri manzaradan çok rahatsız oluyor, apartmanlarda oturanlar da... Orada tuvalet sorunu var, seyyar tuvalet yetmiyor. İşletmelerimize geliyorlar, tuvaletleri kullanmak istiyorlar, sıralar oluşuyor. Gün geliyor, kendi işletmemizin tuvaletini kullanamaz hale geliyor müşterilerimiz... Özetle, Kordon'a hep beraber el atalım."

ÇİMLERİ KALDIRALIM, BİTKİ ÖRTÜSÜNÜ ARTIRALIM

Ömür Şanlı, çözüm önerisi olarak şunları söyledi: "Biraz bitki örtüsünü artıralım, peyzaj çalışmaları yapalım. Binaların dış cepheleri bile değiştirilebilir. İzmir ne kadar gelişmiş, ne kadar güzel bir şehir dedirtmemiz gerekiyor. Baktığınız zaman her şehrin bir kimliği vardır. İstanbul ticaretin başkenti, Ankara siyasetin başkenti. Ege bölgesinin turizm başkenti  İzmir neden olmasın? Sabah saat 08.00 gibi geliyordu turist, öğlen dört beş gibi hareket ediyordu gemi. Aslında bir gece ağırlayabilirsek, çok daha keyifli olurdu. Sonuçta insanlar geliyor, bir grup Kuşadası’na, Meryem Ana’ya gidiyor; bir grup Kemeraltı’na gidiyordu. Bizde en fazla bir-iki saatini geçiriyordu. Yine de bir katkısı vardı esnafa. Şimdiden önlemlerimizi almamız lazım; kruvaziyer gemilerin yanaşacağı alan yapmamız lazım, gelen misafirlerimizi güzelce ağırlamamız lazım. Menülerimizi İngilizce, Türkçe yapmıştık o zamanlar. O zamanlar turist, Kemeraltı'na da gidiyordu. Bize gelip çayını kahvesini içiyor, yemeğini yiyordu. İzmir Ticaret Odası Başkanımız Mahmut Özgener, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, kruvaziyerlerin gelmesi için yoğun çalışıyor. Umarım ve dilerim, gemilerle gelen turistleri yeniden ağırlamaya başlarız."

BELEDİYENİN TALEPLERİNİ YETİRMEK, GÖREVİMİZ

Kordon ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin talepleri olduğuna dikkat çeken Ömür Şanlı, o konuda şu açıklamalarda bulundu: "Şu anda s orunlarımızın yüzde 80-90'ı çözüldü. Geçmiş dönem Başkanımız Aziz Kocaoğlu ve bugünkü Başkanımız Tunç Soyer ile uyum içindeyiz. Genel Sekterimiz Buğra Gökçe’nin de çok büyük katkıları oldu Kordon esnafına... Alınan kararlara harfiyen uyuyoruz. Bazı eksikliklerimiz var tabii. Nedir bunlar? Tabela... Kimliksiz insan olmadığı gibi tabelasız da mekan olmaz. Orada logolarımız var ama gece olduğunda siz perdeleri kaldırdığınızda, tabela falan görünmüyor. Bu da çözülür elbette. Biz sonuçta oranın röntgenini çektik. Dedik ki buradaki sıkıntılar bunlar, tedavisi de şudur. Eskiden Kaddafi çadırları vardı. Bunları aştık. Biz para kazanacağız diye orada oturan aileleri rahatsız etme hakkımız yok. Kapı aralıkları konusunda esnafımız bir dönem sıkıntı yaratıyordu ama biz bunu da aştık. Orada oturuyorsanız, rahat rahat evinize girip çıkmanız lazım. Burada oturan aileyi yok sayamayız. Sonuçta onlarla bir bütün içindeyiz. Biz o aileleri de dinliyoruz. Tunç Başkan ile, seçildiği dönemde bir toplantı yaptık. Konak Belediyesi, Büyükşehir ve esnafımız bir araya geldik. Biz beklentilerimizi ilettik. Onlar da bizden beklentilerini dile getirdi. Bizim de haklı olduğumuz davalar var, belediyenin de haklı olduğu davalar var. Bunları masaya yatırdık. Çok verimli oldu. Araya Covid süreci girdi, aksadı ama bundan sonra süreç hızlanacak. Tunç Başkanın turuncu projesi var; kaliteli ve hijyen koşullarına uyan esnafa turuncu bir çember veriyor. Ben bunu yıllar evvel gündeme getirmiştir. Hayal ettiğim şeyi, Tunç başkan hayata geçirdi. Umarım bu güzellik, İzmir'den tüm ülkeye yayılır. Kavga eden esnaf kitlesinden kurtulmamız lazımdı. Kurtulduk. Belediye, kapı girişlerini kullanılır halde tutmamızı istedi. Gürültü yapılmamasını istedi. Hepsine uyuyoruz, yerine getiriyoruz. Belediye, hijyenik koşullara uyun, temiz düzgün olsun, o Kaddafi çadırlarından arındırılsın, dedi. Hepsini yerine getirdik. Oturduğunuzda akşam bir bakıyorsunuz canlı müzik çalıyor, sadece orda oturan aileleri değil, yanındaki esnafı da rahatsız ediyor. Yemeğinizi yiyorsunuz, siz de müzik yok ama yan taraftaki işletme bangır bangır müzik çalıyor. Aslında bunun da denetime girmesi lazım. Son dönemler de özellikle müzik dışarıda yapılıyo. Siz bu ruhsatı verirken, şu şu şartların yerine getirilmesini istiyorsunuz.  Çift cam yapacaksın, çift kapı yapacaksın, izolasyonu sağlayacaksın, gibi. Belediye, bunun da olmaması gerektiğini söyledi. Haklı mıydı belediye? Haklıydı elbette. Bizim haklı olduğumuz taleplerimiz vardı. Tentelerin düzgün olması, gelen misafirlerimizin ağırlanması. Kış geliyordu yanların kapatılması. Cam yaptırdık, perdeler yaptırdık, yerleri ahşap yaptırdık. Bunlar bittikten sonra bizim birçok sorunumuz bitti. Şimdi belediyenin beklentilerini, esnaf olarak bizlerin yerine getirmesi lazım."

KORDONBOYU'NDAKİ ÇÖPLERİ GÖRDÜKÇE MORALİM BOZULUYOR

Her akşam Kordon'un çimlerinin kirletildiğini, bu sorumsuzluğun artık sona ermesi gerektiğini söyleyen Ömür Şanlı, "Doğaya ve insanlara saygı gösterilmesi lazım" dedi ve ekledi:

"Her sabah bir bakıyorum, Kordonboyu, Harmandalı Çöplüğü gibi olmuş. İşletmeci olarak siz akşam temizliğinizi yapmışsınız, dışarıdaki masa sandalyenizin üzerini almışsınız. Sabah bir geliyorsunuz, rüzgarla birlikte, çimlerin üzerindeki o çöpler işletmelerimizin önüne gelmiş, kaldırımlara yığılmış. Adeta Harmandalı Çöplüğü gibi... Oraya gelen insanların kendilerine, çevrelerine saygısı olması lazım. Kalkarken çöplerini alıp oradaki çöp kutularına, konteynerlere atmaları lazım; çünkü yarın akşam yine sen orada oturacaksın. Önce doğasına, sonra kendilerine, işletmelere saygısı olması lazım.O saygıyı maalesef göremiyoruz. Bir bakıyorsun arkadaş gibi geliyorlar, sonra birbirlerine giriyorlar. Az önce bakıyorsun sohbet ediyorlar, bir bakmışsınız kıyamet kopuyor. Madem orayı disiplinli bir şekilde kullanmıyoruz, o halde akşam o çimleri sulayalım, kimse oturmasın. Aslında marketteki içki fiyatlarıyla mekanlardaki fiyatlar arasında çok büyük bir fark yok. Oradaki işletmelere gelin, hijyenik ortamda yiyin, için, servis ayağınıza gelsin."

İZMİRLİYİ DENİZLE BULUŞTURMAMIZ LAZIM

Ömür Şanlı, Kordon'da yapılmasını arzu ettikleri şeyleri de anlattı: "İşletmeleri, keşke karşı tarafa, yani deniz tarafına taşıyabilsek. Üç boyutlu eski Kordon yapılması lazım. En azından İzmirliyi denizle buluşturmamız lazım. Orası dolgu olduktan sonra İzmirli denizden uzaklaşmış oldu. Arkamızdaki tenteleri kaldırdığımız zaman oradaki yerler açık hava alışveriş merkezi gibi olacak. Düşünün siz karşıya geçiyorsunuz ve o zaman ailelerle olan sıkıntılarımız çözülecek. İşletmelere hem ön taraftan hem arka taraftan yer vereceksiniz. belli saate kadar arka taraf güneş alıyor, akşam öteki taraf... Kademe kademe İzmirlileri denize yaklaştırmak lazım."

KORDON'U TRAFİĞE KAPATMAK LAZIM AMA BİR ŞARTLA...

"Dünyanın her yerinde, Kordon gibi alanlar trafikten arındırılmıştır. Çünkü insanların egzoz kokusunun olduğu yerde pek oturmak istemezler. Dünyanın hiçbir ülkesinde, insanın aracını seyrettiği, aracında denizi seyrettiği bir yer yok. Adeta bir Çin Seddi gibi deniz kıyısındaki otopark...  Otopark sorununu çözmemiz lazım. Avrupa’da böyle yerler var ama otopark sorununu çözmüşler. Yeraltı otoparkları da yapabiliriz. Şu an kullandığımız yolu kazıp alttan geçen bir yol ve otopark şeklinde yapabilsek, ne güzel olur. Yeraltı otoparkların değerlendirmek lazım, çünkü yerüstünde kamulaştırmalar zor. Gazi İlkokulunun alt tarafına da yeraltı otoparkı yapabiliriz. Onları çözdükten sonra Kordon’un trafiğe kapatılmasıyla iş gücünün daha fazla artacağına inanıyorum. Siz bunları çözmediğiniz sürece Kordon’un trafiğe kapatılması, insanların zararına olur. Bir kitlemiz var ki, aracını illa ki gösterecek, havasını atacak. Golf arabaları ile insanlar otoparklardan alınıp işletmelere getirilebilir. Hatta biz onlara kemanla eşlik ettirelim, nostalji yapalım. Artık araçlar, denizi seyretmesin."

TÜRK KIZILAYI, ASLINDA ÇOK GÜZEL İŞLER YAPIYOR

Türk Kızılayı Konak Şubesi Başkanı olarak yaptıkları işleri de anlatan Ömür Şanlı, şu bilgileri verdi: "Kızılay’ı eskiden kan birimi olarak biliyorduk. Allah korusun, bir deprem olduğunda çadır kuran, çorba dağıtan birim olarak biliyorduk. Sosyal yardımlarla ilgisini pek bilmiyorduk. Şimdi yavaş yavaş başladık bunları İzmirliye tanıtmaya. Ben bayağı bir çalışmalar yaptım, havasını kokladım. Ne yapabiliriz? Neler yapabiliriz, diye notlarımızı aldık. Bugüne kadar ne yapılmış, daha fazla nasıl ailelere ulaşabiliriz, bunların tespitlerini yaptık. Şu an arkadaşlarımız her gün sahada. Ben şunu da tespit ettim; gerçekten ihtiyacı olan aileler bizi bulmuyor, biz onları buluyoruz. Çevremizdeki arkadaşlarımız, muhtarlıklar, kaymakamlıklar yoluyla. Bizim arkadaşlarımız gidiyor inceliyor, biz yapmamız gereken şeyleri yapıyoruz.Kızılay sizin bir aileniz gibi. Kızılay, Atatürk’ün ismini verdiği bir değerdir. Daha fazla sahip çıkmamız lazım. Ulvi bir görev yapıyoruz biz burada."

ÇOK SAYIDA ÖĞRENCİYE BURS VERİYORUZ

"Öğrencilerimize burs veriyoruz. İhtiyacı olan aileye; gıda, mobilyasını veriyoruz. Bunları verirken bağışçılarımızdan aldığımız bağışları veriyoruz. Bu noktada bağışçılarımız çok önemli. Evinizde mobilyalarınız var ama yeni bir mobilya alacaksınız. Sizin o eski mobilyalarınız bir aileyi mutlu edecek. Bizi arıyorsunuz, geliyoruz, ekip arkadaşlarımız alıyor, gerekli bakımını yapıyor.  Öğrencilerimizi tespit ediyoruz, gerçek anlamda ihtiyacı olan öğrencilerimize burs veriyoruz. Ben geldiğimden bu yana yardımlar arttı. Hem nakdi yardımlar aldım hem de diğer yardımlara bakıyorum. Bakıyoruz geçen dönemlere neler yapılmış, ne kadar bağış alınmış ne kadar yardım yapılmış. Baktığımız zaman daha fazla yardım almışız ve gerekli yerlere ulaştırmışız. Bu konuda da duyarlı olan vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz."

ÇİĞLİ'YE, KONAK'A TEŞEKKÜR, GAZİEMİR'E SİTEM

"Şehrin birçok yerinde Kızılay’ın giysi bağış kumbaraları var. Biz buradaki gelirle ihtiyaçlı olan ailelerimize yardım yapıyoruz. Belki sizin giymediğiniz, kullanmadığınız, yırtık da olsa giysiyi o kumbaraya atın. Eski perdenizi de atın. Böylece hem doğayı mutlu edin, hem bir aileyi mutlu edin. Biz bunların içinden düzgün olanları ailelere veriyoruz. Yırtık olanlar, giyilemeyecek olanlar iplik fabrikalarına veriliyor. Bunlardan da Kızılay’a gelir elde ediliyor. Bakıyorum son dönemlerde bazı belediyeler yapmaya başladı bu işi. Belediyenin asli görevi bu değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinde belediyenin görevi değildir bu. Kime vermiştir bunu? Kızılhaç'a, Kızılay'a...Belediye, insanların giysisine karışmamalı. Bazı belediyelere bakıyorsunuz, diyor ki, giysi kumbaranı kaldır! Ya neyi kaldırıyorsun, sen iyilik yapmak istemiyor musun? Bu konuda sitemim var. Gaziemir belediyesi ne yazık ki, giysi kumbaramızı kaldırdı. Başkan, ben eşime sosyal market açtım, diyor. Sen Gaziemir'e açtın sosyal marketi, eşine açmadın, kusura bakma. Gaziemir belediyesinin şu an yaptığı şık değil. Atatürk’ün kurduğu Kızılay’a sahip çıkman lazım. Benden daha fazla sahip çıkman lazım. Atatürk’ün partisiyim diyorsan, Atatürk’ün ismini verdiği bir kuruma benden daha fazla sahip çıkman lazım. Eleştirebilirsin beni ama sahip çıkman lazım. Bırak, tercihi insanlar yapsın. Bu beni çok derinden yaraladı. İnşallah diğer belediyelerimiz de bu tür şeylere gitmezler. Gelin beraber çalışalım. Örneğin Çiğli belediyemizle bir sosyal market yapacağız, bunu aynı şekilde Konak belediyemizle de yapacağız, diğer belediyelerimize de örnek olacak. Onların da bizim de belirlediğimiz aileler oraya gidecek, giysilerini alacaklar. Bunu biraz daha geliştireceğiz, nohutunu, pirincini vereceğiz vatandaşım."

SİYASET, BENİM İÇİN ARTIK ÇOK ARKA PLANDA

Bir dönem Belediye Meclis üyeliği görevinde de bulunan, siyaset yapan Ömür Şanlı, "Siyasetin neresindesiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Şu anda siyaset benim gündemimde en son noktada. Mecbur siyaset içindesin ama bu ulvi görev (Türk Kızılayı Konak Şube Başkanlığı'nı kast ediyor) bana ayrı bir haz, ayrı bir keyif veriyor. Ben üç kişinin işini çözdüğümde, o akşam şöyle bir rahat uyuyorum. O gün bir şey bulamadığım zaman, akşam bende bir sıkıntı başlıyor. Neden acaba diyorum, bizim bir eksiğimiz mi var, ihtiyaç sahibi birini bulamadık mı, ulaşamadık mı? Böyle bir dert var. İnsanlarımızın dertleriyle dertleniyorum. Kordon’da da aynı şekildeydi. Her görevde bu böyleydi. Oradaki esnafın dertleriyle dertlenmek, onların ekmeğinin büyümesini görmek, bana ayrı bir keyif veriyor. Aldığım her görevi dertleniyorum. Ulvi görevimizi yapıyoruz; o yüzden elimden geldiğince ailelere ulaşmaya çalışıyoruz. Bu görevimizi bir tamamlayalım, ondan sonraki süreç bizi nereye götürür, bekleyip görelim."