Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – Son dönemde turizm bölgelerinde tarım arazilerinde yaşanan imar baskısı artmaya devam ediyor.
İzmir’in Karaburun ilçesinde tarımdan çekilen üreticiler, zeytinliklerini satarak paraya çevirmeye çalışıyor. Satılan arsalarda ise villa yapılırken bir diğer sorun da RES ve GES projeleri…
Son olarak oyuncu Erkan Petekkaya’nın sahibi olduğu şirketin mera alanına dikmek istediği güneş enerji santralı projesi (GES) gündem olmuştu.
Egedesonsöz’e konuşan Karaburun Kent Konseyi Başkanı Mustafa Özer, ilçede yaşanan imar baskısı ve RES-GES tehdidi ile ilgili değerlendirmede bulundu.
‘ZEYTİN AĞAÇLARI GES İÇİN SÖKÜLDÜ’
Özer, açıklamasında şunları söyledi:
“Arsa alanlar, satış amaçlı ya da RES amaçlı alıyorlar. Örneğin Yaylaköy’deki zeytin ağaçlarının tamamı 5 bin tane rüzgar enerji santralı (RES) ve altına güneş enerji santralı (GES) yapmak için söküldü. Karaburun Yarımadası’nın tamamına baktığınız zaman bu bölge, sakız, zeytin ve üzüm ile geçinen bir bölgedir. Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık ama insanlar arazilerini satıp değerlendirmek istiyorlar. Zeytin ağaçlarını sökerek bulunduğu yerlere arıcılık için alan hazırlıyorlar. Hayvan bahçesi veya işlik yapmak için belediyeden izin almadan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım Bakanlığı veya Turizm Bakanlığı’ndan izin alarak buradaki zeytinleri yok ediyorlar. Ağaçları söküp atıyorlar”
20 YIL SONRA BURASI HEM ÇÖPLÜK OLACAK HEM KANSEROJEN BİR BÖLGE OLACAK
Oyuncu Erkan Petekkaya’nın sahibi olduğu şirketin Karaburun’daki GES projesine dair konuşan Özer, “İnsanlar zeytinliklerini satsınlar, para kazansınlar, evleri yapsınlar. Villa yapsınlar, biz oradan parayı alalım. Zeytin tarlasındaki zeytin üreticisinin çoğu böyle düşünüyor artık. Doğrudan doğruya RES’ler ve GES’ler de tarımı tehdit ediyor bölgemizi. Erkan Petekkaya’nın GES şirketi 750 dönümlük alan. O proje, yarımadada bulunan bütün endemik türleri de yok edecek. GES’in ömrü 20 yıl. Sonunda burada ağır metal çöplüğü olacak. Karaburun Yarımadası’nda. Kurşun, nikel, demir, bakır çürüyerek toprağa karışacak ve doğaya büyük bir zarar verecek. Toprağın üzerindeki endemik türleri de tıraşlayarak üzerine GES dikecekler. Bundan 20 yıl sonra burası hem çöplük olacak hem kanserojen bir bölge olacak. Bunu insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Para, doğanın önünde geçtiği zaman biz kaybedeceğiz” dedi.