Onur DENİZ/EGEDESONSÖZ - Ege Bölgesi Sanayi Odası koordinesinde gerçekleşen 3 günlük Polonya zirvesi sona erdi.
- BAŞKAN AÇIKLADI: MOODY'S İZMİR'İN NOTUNU DÜŞÜRDÜ MÜ?...
150 kişilik İzmir heyetinin Başkent Varşova’da gerçekleştirdiği temasların ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, izlemlerini ve kent gündemine ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
EBSO’YU TEBRİK ETMEK LAZIM
Polonya seyahatindeki iş birlikteliklerini değerlendiren Başkan Kocaoğlu, “Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı tebrik etmek lazım. Ülkeyi doğru tespit etmiş... Polonya’nın ekonomisinde hızlı bir büyüme trendi var. EBSO Başkanı Ender Yorgancılar’ın dediği gibi, onların ihracatının bizim ihracatımızda belli ürünler örtüşüyor. Ciddi bir ticaret hacmi var. Bu görüşmeler de ihracatın artmasını sağlayacak bir doku olacak” dedi.
İZMİR’İN ÇEHRESİNE VARŞOVA MODELİ
Varşova ziyareti kapsamında gerçekleştirilen şehir turunda kentin yapısını özel olarak inceleyen Aziz Kocaoğlu, kenttin çehresinin İzmir’e örnek olması konusunda vatandaşlara çağrı yaptı. Kocaoğlu, ”Varşova ziyaretinde kentin bina cephelerindeki modeli İzmir’de uygulamak istiyoruz. Bina cephelerinde hiç tabela kirliliği, balkon çıkmaları, farklı panjurlar, görüntü kirliliği yok… Şehir çok düzenli görünüyor. Kentte ilk hissettiğimiz şey dinginlik… Biz bu modeli Kordon’da proje olarak yaptık. Daire sahiplerine binaların boyamasını biz yapalım, panjurların aynı renk olmasını tekelden çıkmasını siz yapın dedik. Her apartmanı topladık. Daha bir adım yok ama kentin belli yerlerinde bina cephelerinin boyanması gibi bir kıpırtı var. Apartman sakinleri evlerin içine yaptıkları masrafın birazını dışarıya yaparlarsa, evlerine biraz da dışarıdan bakarsa ve düzeltmeye çalışırsa İzmir çok şey kazanır” şeklinde konuştu.
BELEDİYENİN ORTAMI GERMESİYLE OLMAZ
Kentin çehresinin değişmesi için sadece yaptırımların yeterli olmadığını ifade eden Kocaoğlu, “Toplumun genel yaşam biçimiyle kentlerde tabela kirliliği vardır. Biz de ortada kalıyoruz. Biz Kordon’daki tabelalara düzen vermeye başladık. Bir sürü telefon geldi. Daha yapmadan dejenere etmeye başlıyoruz. Bizde belli konularda kural mutlaka kıyısından köşesinden tırtıklanmış gibi görünüyor. Mutlaka burayı görenlerin kentin çehresine imrenmeleri kadar doğal bir şey yok. Türkiye’de de bunlar olacak. Sadece disiplinle, belediyenin ortamı germesiyle bu işlerin olmasının sürdürebilirliği mümkün değil. Vatandaşların yardımcı olması gerekir” diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE VATANDAŞI ZORLAYICI MADDELER GİDERİLİRSE…
İzmir’deki kentsel dönüşüm hakkında da konuşan Kocaoğlu, “İzmir’de kentsel dönüşümün
yapılması gerekli. İsteyen istediği yasayı kullanabilir. Eğer 6306 sayılı yasanın vatandaşları zorlayıcı maddeleri giderilirse biz de seve seve kullanırız. Zaten 6306 sayılı yasa ile kentsel dönüşümü yapılmadı. Bina dönüşümü yapıldı. Bunu ben de yaparım. Evimi yıkar yeni bina yaparım. Bu ayrı bir şey, kentsel dönüşüm ayrı bir şey. Kentsel dönüşümden ne anlatıldığının müteahhitler tarafından anlanması gerekiyor. Herkesten bir görüş var. Kentsel dönüşümde eğer bir miktar insan yaşayacaksa oranın okulunun, parkının, yeşil alanının, her şeyini planlamamız lazım. Kentsel dönüşüm yapılacak yerlerinde yol yok, park yok. Kentsel dönüşüm yapılacak yerlerde mezarlıklar dışında yeşil alan yok” dedi.
BİZİM YÖNTEMİMİZ DAHA ADİL
Kocaoğlu, ”6306 sayılı yasayla Fikirtepe’de Bakanlığın gayretiyle çalışma yapılıyor. Bizim yöntemimizin daha adil olduğuna inanıyoruz. Yerinde dönüşecek. Orada sağlanan değer neyse maliyeti ve karı haricindeki bütün değerin oradaki yaşayanlara paylaştırılması lazım. Bunlar yapılmalı ki biz hızlı bir şekilde bu yapılardan kurtulalım. Bizim karımız, vatandaşların sağlıklı yapılarda, daha iyi bir kentte oturmasıdır. İzmir’e gelen biri havaalanından inip geçerken daha iyi bir İzmir’le karşılaşacak” diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM SİYASETE ALET EDİLMEMELİDİR
Kentsel dönüşümün siyasete alet edilmemesi konusunda müteahhitleri uyaran Kocaoğlu, ”Kentsel dönüşüm siyasetin hiç bulaşmayacağı bir konudur. Kentsel dönüşüme siyaseti bulaştırırsanız bu işin içinden çıkamazsınız. Bunu biz bulaştırmıyoruz. Merkezi hükümet de bulaştırmıyor. Bunu kentteki müteahhitlerin de siyasete alet etmemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
MİKROFONU ALIP KONUŞMAK KOLAY
Karabağlar Uzundere’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uzlaşma ile gerçekleştirildiği kentsel dönüşüm projesiyle ilgili açıklama yapan Başkan Kocaoğlu, ihaleyi Folkart Yapı’nın almasına yönelik eleştirilere yanıt verdi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Uzundere’de ‘Aziz Kocaoğlu projeyi İzmir’e yaptır’ dendi. İzmir’de proje firması yok kardeşim. İzmir’de belli yeterliliği olan firma yok. Bu tür toplu konut yapacak inşaat firması yok. Mikrofonu alıp konuşmak ayrı şey; yapabilir olmak ayrı şey… Biz de yap-sat müteahhitleri var. Toplu konut ayrı bir şey… Bu süreçte ihalelere çıktık. Folkart ‘bizim bir büyüyebilme hedeflerimiz var’ dedi. Kendi planları doğrultusunda ihaleye teklif verdi kazandı” şeklinde konuştu.
İZMİR İSTANBUL OLMASIN
İzmir’deki yapılaşma ve kentsel dönüşüm sürecinin İstanbul’a benzeyeceği yönündeki görüşleri değerlendiren Kocaoğlu, “İzmir, İstanbul gibi olmasın zaten. Oradaki bina dönüşümüdür. İstanbul bugün yaşanmaz hale gelmiştir. Bütün sosyal donatı alanlarının bol miktarda olması lazım… Binalar yıkılıp yapılacaksa bile kent yaşama devam etsin” dedi.
CENTRAL PARK ARIYORLARSA İNCİRALTI’NA GİDECEKLER
Aziz Kocaoğlu İzmir gündeminde tartışmaları devam eden Kültürpark’ın dönüşüm projesi hakkında soruları yanıtladı. Eleştirileri değerlendirmeye devam ettiklerini söyleyen Kocaoğlu, “Kültürpark hakkında eleştirilere saygı duyuyorum. Eleştirileri titizlikle okuyorum. Aklımın ermediği yerlerde sonuç çıkarmaya çalışıyorum. 12 senedir böyle yürütüyorum. Amerika’daki Central Park ve İngiltere’de Hyde Park üzerinde Kültürpark’a yükleniliyor. Kültürpark bu iki park da değil... Eğer Central Park arıyorlarsa İnciraltı’na, Kadifekale’ye gidecekler… İnciraltı’nda görecekler Central Park’ın nasıl yapıldığını. Kadifekale bir hayaldir, gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
İEF’Yİ KÜLTÜRPARK’TA YAPMAK ZORUNDASINIZ
Kocaoğlu, “Kültürpark’ın 2 temel ponksiyonu var. Biri kültür ve park bir diğeri fuarcılık... Biz yeni fuar alanına ihtisas fuarlarını taşıdık. Ama İzmir Enternasyonal Fuarı çok farklı… İEF’yi yeni alana taşıyamazsınız. İEF hem bir ticari fuardır, hem bir kurtuluş şölenidir, hem de en büyük aktivitesidir. Bunu Kültürpark’ta yapmak zorundasınız. Kültürpark’ta kültür etkinliklerini yapmak zorundasınız. Etkinlikleri ya açık alanda yapacaksınız ya da ismet İnönü’de yapacaksınız. İsmet İnönü küçük bir açık hava tiyatrosuydu. Şimdi kapalı olarak hizmet veriyor. Bu salon ciddi ölçüde yıpranmış durumda. Atlas Pavyonu, ismet İnönü’yü yıkalım, 30 dönümlük yeri yıkalım, 11 bin metrekare üzerine bir kültür merkezi yapalım. Sorun burada… Biz bu fuarları geçici olarak yaptırdık izin verdik deniyor. Ki öyle bir şey yoktur” diye konuştu.
İEF’Yİ YOK EDEN BAŞKAN OLARAK MI TARİHE GEÇECEĞİM?
Yeşil alan eleştirilerine rakamlarla yanıt veren Kocaoğlu, “1990’lı yıllarda Kültürpark’taki yeşil alan yüzde 26, bina oranı yüzde 26, sert zemin oranı yüzde 44... Ahmet Priştina dönemindeki 2000’li yıllarda Yeşil alan yüzde 26’dan yüzde 43’e, bina oranı yüzde 26’dan yüzde 13’e iniyor. Sert zemin yüzde 40’a düşüyor. Bu projede yeşil alan yüzde 56’ya çıkıyor, bina oranı yüzde 7’ye, sert zemin yüzde 26’ya düşüyor. Ağaç kesilmiyor. Yeni ağaçlar dikiliyor. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile uzun süreli bakım anlaşması yapılıyor. Buna bile karşı olabilirsin ama Kültürpark’ı sadece park olarak değerlendirmek yanlış... Bu kültür merkezini yapmazsam İEF’nin kültür etkinliğini nerede yapacağım, çadırda mı yapacağım? İEF’yi ben yok mu edeceğim? Bu sene dünya kaynak ayırdık, sponsorlarımız çalıştı. Ben bu değeri yok mu edeyim? Bunun sorumluluğunu ben taşırım. Atatürk’ün talimatıyla Behçet Uz’dan başlayan İEF’yi ben Kültürpark’ta yapmayıp ne yapacağım? İEF’yi yok eden başkan olarak mı tarihe geçeceğim? Bina oranı yüzde 26’ya çıkarken neredeydiniz? Geldiğimiz noktada rakamlarla belli . O düşünce bana göre doğru bir düşünce değil” şeklinde konuştu.