GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
12 Kasım 2018 Pazartesi 09:39

Kılıçdaroğlu’ndan çarpıcı İzmir açıklamaları!

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet Gazetesi’nden İpek Özbey’e yaptığı açıklamalarda önemli ifadeler kullandı. Kılıçdaroğlu İzmir özelinde de çarpıcı mesajlar verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuştu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu birbirinden önemli mesajlar verirken İzmir özelinde de açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun İzmir ile ilgili öne çıkan konuşmaları:

İzmir CHP’nin kalesi bilinir. Ne olursa olsun, İzmir CHP'nin midir?
İzmir, sadece CHP’nin değil, aynı zamanda demokrasinin, çağdaşlığın, huzurun kalesidir; kadın- erkek eşitliğinin kalesidir. İzmir’e göç eden kişi kısa zamanda kendini İzmirli olarak görmeye başlar. Çünkü aynı zamanda İzmir kimseyi ötekileştirmemenin de kalesidir. Evet, İzmirli de bizi seviyor, çünkü biz de çağdaş değerleri savunuyoruz, Mustafa Kemal’in ilkelerini, kadın-erkek eşitliğini savunuyoruz. Belediyelerimiz de başarılı projeleri hayata geçiriyorlar. Hükümetin bütün engellemelerine rağmen, bütçeye daha fazla kaynak verip, daha az kaynak almasına rağmen Türkiye’nin çağdaş yüzüdür İzmir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesinden çok daha saygın bir bütçedir. Uluslararası kredi notu çok yüksektir. Ki İzmirlinin sosyal, siyasal ve kültürel bilinci de yüksektir, her şeyi sorgular. Doğru belediyecilik yapmadığınızda size oy vermez. Her icraatınızın doğru ve hesabını verebilir olmanız lazım.

AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki  “İzmirliler AK Parti belediyeciliğinin tadına baksın istiyoruz” diyor. 
7- 8 ilçe belediyesini kazanmışlardı. Biliyoruz ve görüyoruz ki o tadı göremedi o ilçelerde yaşayan vatandaşlarımız. Neden göremediler acaba? Halk, iktidardan destek alanların bile hizmet sunamadıklarını anladı. Şimdi o ilçeleri de kazanacağız. Diğer ilçelerde olduğu gibi önceki seçimlerde AK Parti’ye oy vermiş değerli vatandaşlarımızın da oylarını alarak kazanacağız.

Netlik kazanan isimler belli mi; İzmir ya da İstanbul adayınız için kafanız net mi?
Elbette birden fazla isim var. Bu isimler üzerinde de çalışıyoruz, anketler yapıyoruz. Sizin merakınızı anlıyorum ama sizden daha çok Saray’ın adaylarımızı merak ettiğini de biliyorum. Çünkü özellikle büyük metropollerde hızla kan kaybettiklerini görüyorlar. Bizim adaylarımız da açıklanınca bu kan kaybının hızlanacağını da biliyorlar.

İstanbul ve Ankara’yı kaybettiniz... Bırakır mısınız?
Neden kaybedelim? Kazanacağız ancak dediğim gibi hep birlikte kazanacağız. Hiç aksini düşünmem bile. Eğer CHP korkusu olmasa ittifak tartışmaları da bu kadar olmazdı. CHP yerel yönetimlerde ne kadar başarılı olduğunu herkese gösterdi. AK Partili belediyelerle ilgili Sayıştay raporları çıkıyor, vatandaş bu rezaleti görmüyor mu? Geçmişte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı 400 yılla yargıladılar, ne oldu, hepsi FETÖ’cülükten içerde.

Ankara’da ne yapacaksınız?
Ankara’yı alacağız. Ankara’nın kimliği Cumhuriyet ve modernleşme kimliği olacak. Küçücük bir Anadolu kasabasından, modern ve devasa bir başkent çıktı. Cumhuriyet ile birlikte büyüyen bir kenttir burası. Kimliğini bunun üzerine inşa edeceğiz. Evet, Hititlilere kadar uzanan bir tarihi vardır Ankara’nın, Selçuklu ve Osmanlı’nın da önemli kentlerinden biridir ama esas kimliğini başkentimiz olmasıyla kazanmıştır. Tarihi ve turizmi görmek isteyenler İstanbul’a, İzmir’e, Muğla’ya gidebilir ama modern Türkiye’yi görmek, anlamak isteyenlerin, Büyük Atatürk’ü anlamak isteyenlerin adresi Ankara olacak. Akşam belli saatten sonra Ankara bir köy gibi, hiçbir etkinlik yok. Neden yok? Milyonlarca insan yaşıyor. Kent dediğiniz 24 saat yaşar. Oysa biz o kentin sosyal hayatını öldürüyoruz, sadece fırıncılarla, hastanelerin acil servisleri çalışıyor. Eğlence merkezleri olmalı, çocukların ufkunu açacak bilim merkezleri kurulmalı… Hiçbiri yok.

Seçim stratejiniz ne üzerine kurulu?
Ekonomi ve demokrasi üzerine kuracağız. Ekonominin ve demokrasinin tüm yönleriyle ele alındığı bir strateji. Örneğin dar ve orta gelirliler için salt barınmaya dayalı bir kentsel dönüşüm anlayışını kabul etmiyoruz. Bir süre sonra o konut alanları kentin çöküntü alanlarına dönüşüyor. Aksine kent rantını, kamunun hakkını da öncelikle koruyarak, kentin sakinlerine paylaştırmak. Bunu sağlarken de pozitif ayrımcılık yaparak dar ve orta gelirlilerinin ranttan daha fazla pay almasının koşullarını yaratmak. CHP’li belediyeler, kentleri kimliksizleştiren “Ranta dayalı dönüşüm” yerine vatandaşlarımızı düşünen, yaşanabilir, akıllı kentler hedefleyen bir kentsel dönüşüm ve yönetim modelini uyguluyorlar zaten. Şimdi sıra bunu Türkiye’nin çok daha büyük kesimine ulaştırmakta. Öte yandan kent ile kır arasındaki ekonomik ilişkiyi güçlendireceğiz. İzmir, Aydın, Tekirdağ örneklerinde olduğu gibi, kırsal alandaki üreticilerimiz özellikle kooperatifler aracılığıyla desteklenecek. Belediye bir yerde ağaçlandırma mı yapacak, fidesi o kentin kırsalındaki üreticiden alınacak. Çocuklara süt mü dağıtılacak, kooperatifler yoluyla doğrudan süt üreticisinden alınacak süt. Baktığınız zaman İzmir’in, Aydın’ın, Tekirdağ’ın kırsalından şikâyet gelmez. Bu projelerimizi diğer illere de uyguluyoruz. Yerel ekonomiyi canlandırıyoruz, istihdam yaratıyoruz, kırsaldan kente göçü engelliyoruz, kırsaldaki insanın gelir düzeyi yükseliyor. Bursa, Balıkesir, Denizli’ye de aynı uygulamayı yapacağımızı söylüyoruz. Kırsaldaki vatandaşımız şehrin varoşlarında asgari ücretle sürüneceğine, ekip, biçip, çalışıp, rahat bir yaşam standardı elde edebilir. Bunu yolu kolay, CHP’ye oy vermek…” Tekirdağ Büyükşehir Belediyemiz meraların ıslahını bile yaptı. İzmir, Muğla, Burdur da öyle… Özellikle büyükşehirlerde elde edeceğimiz başarı, Türkiye’nin bozulmuş olan demokrasi aksını da düzeltecek. Demokrasinin yeniden filizlenmesini, yaşamın renklenmesini ve ekonominin yerel ölçekte canlanmasını sağlayacağız. Verdiğim örneklerden de göreceğiniz üzere CHP’li belediyelerin yarattığı vahalar ortada. Bu kentler ve örneğin İstanbul’un CHP’li ilçeleri aynı zamanda Türkiye’nin en demokratik, en özgür yerleri.

Röportajın tamamı için tıklayınız