GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
3 Ağustos 2021 Salı 20:28

Kılıçdaroğlu gündeme getirmişti… Buca’daki orman yangınları eğitim merkezi neden kapatıldı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir-Buca’daki Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün kapatılması ile ilgili yaptığı açıklama sonrası Tarım ve Orman Bakanlığı’na verildiği ortaya çıktı. İzmir Milletvekili Ednan Arslan’a verilen yanıtta “Önergede geçen birimin kapatılması ile yangınla mücadele eğitim faaliyetlerinin engellenmesi ve aksatılması gibi bir durum söz konusu değildir” denilmesi dikkat çekti.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, günlerdir devam eden orman yangınları ile ilgili olarak yaptığı basın toplantısında İzmir’in Buca ilçesinde bulunan ve Dokuz Eylül Üniversitesi’ne devredilen Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nü gündeme taşımıştı.

KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A YANGIN SALVOSU: BUCA'DAKİ EĞİTİM KAMPINI KAPATTILAR!

Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada “"Bir cumhurbaşkanı orman yangınlarına karşı mücadele edecek personeli eğitmek için kullanılan İzmir Buca’daki eğitim merkezini kapatmışsa o cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez" ifadelerini kullanmıştı.

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Tarım ve Orman Bakanlığı’na verdiği soru önergesine bakanlık tarafından verilen yanıt ortaya çıktı.

Bakanlık tarafından verilen yanıtta şunlara yer verildi:
“Bakanlığımızca, 2013 yılından itibaren Antalya Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezinde 2018 yıl sonu itibariyle 1.150 Orman Mühendisine yangın uzmanlık eğitimi ve orman yangınları ile mücadele simülatörü ile simülasyon eğitimi, 1.686 Orman Muhafaza Memuruna yangınla mücadele eğitimi, 960 arazöz aperatörüne de ileri sürüş teknikleri eğitimleri verilmiştir. Ayrıca, dünyanın her yerinden gelen orman yangınlarıyla mücadelede görevli 16 ülkeden 256 yabancı personele orman yangınları ile mücadele eğitimi verilmiştir. Bu zamana kadar toplam 4.626 yerli ve yabancı personele eğitim verilmiştir. Orman yangınlarıyla mücadelede görev yapan tüm personele işbaşı eğitimleri her yıl sezon öncesi verilmekte, personelin kişisel koruyucu güvenlik ekipmanları ve donanımları tedarik edilmektedir.

Bakanlığımızca, orman yangınlarına müdahalede yeterli sayıda araç, ekipman ve personel bulunmaktadır.
Bakanlığımız bağlı kuruluşu olan Orman Genel Müdürlüğümüzce (OGM) Hizmet İçi Eğitim faaliyetlerini öncelikli olarak eğitim merkezlerimizde veya konaklamaya müsait uygun görülen tesislerde gerçekleştirmektedir. Önergede geçen birimin kapatılması ile eğitim faaliyetlerinin engellenmesi ve aksatılması gibi bir durum söz konusu değildir.

Bakanlığımız tarafından ihbar alınan veya tespit edilen orman yangına noktada konuşlanmış 1.173 ilk müdahale ekibi ile en kısa sürede yangınlara müdahale edilmektedir. Yangına hassas ormanlarımızın bulunduğu bölge müdürlüklerinde ortalama yangına ilk müdahale süresi 2003 yılında 40 dakika iken; verilen eğitimler, geliştirilen altyapı faaliyetleri ve teknolojiyle donatılmış sistemlerimiz sayesinde iken 2018 yılında 12 dakikaya indirilmiştir. Birkaç yıl içerisinde de 10 dakika ya ulaşmak için gerekli yatırımlar yapılmakta ve tedbirler alınmaktadır”

DOĞRU BİR KARAR DEĞİL!
Bakanlığın soru önergesine verdiği 'Önergede geçen birimin kapatılması ile eğitim faaliyetlerinin engellenmesi ve aksatılması gibi bir durum söz konusu değildir' yanıtını Ege'de Sonsöz'e değerlendiren Arslan, "Nerede bu eğitimleri yapıyorlar? Otelde yapmıyorlar herhalde… Böyle bir eğitim merkezini. 7/24 365 gün faaliyette olması gerekiyor. Eğitimlere engel olunmuyor deniliyor ancak bu eğitimler ne kadar yeterli oluyor bilinmiyor. Sonuç itibari ile neden kapatıldı, bina kime verildi o arazi kime devredildi buna da bakmak lazım. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin güzel sanatlar fakültesine verileceği söyleniyordu ancak o günden bu güne ne değişti bilmiyorum. Ancak bir eğitim merkezinin kapatılması doğru bir karar değildir. Daha iyisini, daha modernini yapabilirsiniz ancak var olanı değiştirin" dedi.

Türkiye'de kaç adet eğitim merkezi olduğunun sorulması üzerine de konuşan Arslan, "Bu merkezlerden yanlış bilmiyorsam 2 adet bulunuyordu. Bir tanesi İzmir Buca da diğer ise Antalya'da mevcuttu."

BİLGİYİ KAZANDIRACAK BU EĞİTİMİ VERECEK EĞİTİM KURUMUNU KAPATIYORSANIZ BU ZATEN SÖZÜN BİTTİĞİ YERDİR
Son dönemlerde artan teknolojiye rağmen yanan alanların büyümesinde bir sorun olduğuna dikkat çeken Arslan, "Teknoloji arttı ancak ona rağmen yanan alanların boyutunda çok ciddi bir artış var, yani burada bir terslik var. Burada karadan müdahile edecek personel çok hayati bir önem taşıyor. Ormanı biliyor, yolları biliyor, nasıl mücadele edeceğini biliyor… Siz bu bilgiyi kazandıracak bu eğitimi verecek eğitim kurumunu kapatıyorsanız bu zaten sözün bittiği yerdir."

NEDEN TEKNOLOJİ GELİŞMESİNE RAĞMEN YANAN ALAN ARTTI?
Karadan müdahalenin önemine de dikkat çeken Arslan, "Karadan müdahile çok önemli. İlk kıvılcımı gördüğümüz an… Sonuç itibari ile yangın gözetleme kuleleri var oradan bilgiyi aldığınız an ilk müdahile eden birimler kara birimleridir. O yolu bilmeyen, ormanı tanımayan, arazi şartlarını bilmeyen, yangına nasıl müdahile edeceğini bilmeyen, bu konuda eğitim almayan kişilerin müdahile edememesi büyük bir sorun yaratır. Sonuç olarak bir arazözde bir şöför ve yangına müdahile edecek donanımlı bir ekibe ihtiyaç var. Burada bir ekip işine ihtiyaç var. Asıl önemli olan konu ilk müdahiledir. Uçak, helikopter her yerde olmayabilir ancak arazöz her yerde var. Biz o ekipleri zayıflattık, azalttık. Asıl önemli konulardan bir tanesi de orman köylüsünün devre dışı bırakılmış olması.  Eskiden orman köylüsü ormanı geçim kaynağı olarak görüyordu ve buralara müdahile ediyordu ancak şu an bunlar kalmadığı için artık müdahile edemiyor ve bu anlamda da ciddi bir etki oluşuyor. Bizler zaten yangınla mücadele edilemediğini zaten ciğerlerimiz yanarak görüyoruz! Bu yaptıkları iş doğru ise neden kısa sürede müdahile edilip söndürülemiyor? Neden teknoloji gelişmesine rağmen yanan alan arttı?"

KADROLARDA DA ŞU AN CİDDİ BİR AÇIK MEVCUT
Orman yangınında dikkat edilmesi gereken konulardan birinin 'gizli yangın' olduğunu da belirten Arslan, "Konunun uzmanı değilim ancak uzmanların söylediği bir konu var. Gizli yangınlardan bahsediyorlar… Biz yazın bir bidon benzinin kapağını açtığımızda bir buhar görüyoruz, tam olarak buna benzer görünmez yangınlar var. Personel tecrübesiz ve eğitimsizse, araziyi tanımıyorsa, o tip yangınları bilmiyorsa maalesef bu yangınların içine girebiliyor ve hayatını kaybedebiliyor. Bu yüzden bunun eğitimini almamış kişiler bunu yapamaz. Orman yangınları ile mücadele edecek ekiplerin özel eğitilmesi gerekli. Bununla ilgili de zaten AKP iktidarı maalesef eğitimli donanımlı kadroları bir şekilde emekli edildi ya da emekli olmaya zorlandı. Bu kadrolarda da şu an ciddi bir açık mevcut."

YANAN ORMANLARI MAALESEF SÖNDÜREMİYORUZ
Gerekli ekipmanın yetersiz olduğunu yanan ormanlardan anlayabileceğini belirten Arslan, "Şu an görünen manzara şu ki bizim ormanlarımız yanıyor ancak buna müdahile edecek yeterli sayıda personelimiz ve ekipmanımız yok. Zaten olmuş olsa yangınlar bu kadar yayılmaz. Sosyal medyada görüyoruz, insanlarımız damacanalar ile yangına müdahile etmeye çalışıyor. Bu bile bizim düşmüş olduğumuz durumu gösteren en iyi durumdur. Yanan ormanları maalesef söndüremiyoruz."

İTİBAR, ORMANINI KORUMAKTIR!
Hükümetin, muhalefetin eksik bulduğu konularda yaptığı eleştiriler için 'ülkeyi küçük düşürme çabası' yorumuna da değerlendiren Arslan, "Sarayda oturacak uçakları uçacak, kendileri şahşalı yaşayacak e itibar bu mu? İtibar bir ülkede ormanı korumaktır. İtibar yoksullukla mücadele etmektir. İtibar kadının şiddet görmesini  çocuğun tacize uğramasını engellemektir! İtibar temel hak ve özgürlükleri vatandaşarın sonuna kadar kullanmasıdır! Ne alakası var bununla itibarın? Yanıyorsa bir orman elbet onu biri söndürecek. Yansın mı yanı orman? Bütün şehir yansın mı? Bu mu itibar! Yanlış politikalar bize çok net sorunu gösteriyor. AKP iktidarı görevde olduğu 19 yıl boyunca her yıl 1 helikopter alsaydı, şu an 19 helikopterimiz olmuş olurdu. Bunlar ortada yoksa demek ki kaynaklar yanlış kullanılmış ve ormanlar da kaderine terk edilmiş demektir. Bu ülkede insanlar damacana ile su taşıyorlar…"