GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
21 Mart 2023 Salı 12:11

KESK Eş Genel Başkanı Bozgeyik: Barış, demokrasi olmadan ekonomi olamaz!

Hükümetin kamusal alandaki politikaları sonucunda kamu kurumlarının ticarethane ve kamu emekçilerinin kapı kuluna döndüğünü belirten KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik “14 Mayıs’taki seçimler sonrasında yeni oluşacak parlamentoda bu taleplerimizin hayata geçirilmesi için takipçisi olacağız. Özellikle demokrasinin olmadığı yerde yeni bir toplumsal yaşamın inşa edilmesi noktasında yeni bir ekonomik politikaların hayata geçirilmesi mümkün değildir. Doğal olarak önümüzdeki dönem daha fazla adalet, demokrasi ve hukukla bu ekonomik politikaların hayata geçmesi mümkündür.” dedi.

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin son gününde “Çokluğa ve Birliğe Davet” başlığında sunumlar gerçekleştirildi.

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik,  kongrenin katılım boyutluyla uluslararası bir boyutta gerçekleştirdiğini belirterek kamu emekçilerinin yaşadığı ekonomik zorluklara değindi.

Çoklu krizin yönetememe krizine döndüğünü ifade eden Başkan Bozgeyik “Deprem bölgesindeki insanların yaşadığı sorunlar bu yönetememe krizinin sonuçlarını ortaya çıkardı. İhmaller ve yönetememe krizi nedeniyle insanlar sevdiklerini, yaşadıkları kentleri geride bırakarak göç etmek zorunda kaldı. Özellikle 20 yıldır bu hükümetin uyguladığı yıkım ve talan politikaları ile doğal afetlerin can kayıplarını kat ve kat arttırdı. Bu felaketler yaşandığında da iktidarın ne kadar yetersiz kaldığına şahit olduk. Bugün bu iflas eden hükümet sisteminde sorumlular hesap vermediği gibi vatandaşlar borçlandırılmak isteniyor. Bu karamsar tabloya rağmen her türü baskın ve engellemelere rağmen de bizi umutlandıran ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayan dayanışmanın gözlerimizi yaşarttığını söyleyebiliriz. Yıllardır bizzat iktidar eliyle sürdürülen kutuplaşma politikalarına rağmen yeşertilen toplumsal dayanışmanın her alana yayılacağına yürekten inanıyoruz. Deprem iktidarın yalan perdesini yıktı ve iktidarın gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi.”  dedi.

‘KAZANILMIŞ HAKLAR ORTADAN KALDIRILDI’
Çalışma hayatını 19’uncu yüzyılın koşullarına benzeten Başkan Bozgeyik “Yaşadığımız çoklu krizi aşma açısından yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç duyuyoruz. Bunun için krize neden olan sistemi de irdelememiz gerekiyor. Yaşadığımız neo-liberal dönemde emekçilerin hakları önemli ölçüde gasp edildi. Daha önce de kazanılmış olan haklar ortadan kaldırıldı. Hak gaspları ile yetinmediler. Özelleştirmeler ile kamu kaynakları ve doğal alanlar sermayeler arasında paylaşıldı. Sermayenin küreselleşmesine karşı sınıf mücadelesinin de uluslararası bir boyuta taşındığı söyleyebiliriz. Birçok ülkede emekçiler sokaklarda, Fransa bunun son örneği. Yarım yüzyıl öncesi kapitalizmin içine girdiği krizden çıkarmak için uygulanan politikalar bugün küresel işsizliğe, kuralsız bir çalışma yaşamını, gelir adaletsizliğini getirmiştir. Yine öte yandan neo libareal politikalar kapitalizmi kriz aşamasından kurtaramamış, telafi güç, insani ve ekolojik tahribatlara neden olmuştur. Bunu sadece biz değil ILO ve IMF raporlarında da görebiliyoruz” diye konuştu.

‘GAYRİ MEŞRU YAPILAR DEVLETLE İÇİÇE’
Türkiye’deki ekonomik gelişmelerin de bu gelişmelerden bağımsız olmadığının altını çizen Başkan Bozgeyik şunları söyledi “Kayıplarımız her geçen gün artıyor. Özellikle 1980’den beri uygulanan neo-liberal politikalar iki temel üzerinden gidiyor. Bunlardan biri KİT’lerin ve kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması, ekonomi yönetiminin bağımsız kuruluşlar adıyla uluslararası sermayeye açılmasıdır. İkincisi ise Türkiye’ye uluslararası sermaye için cazip hale getirilmesi. Bunun için de işçilerin emekçilerin tüm kazanımları ortadan kaldırıldı, emekçilerin ücretleri reel anlamda düşürüldü ancak özellikle bu hükümetin son yıllarda uyguladığı anti demokratik politikalar yabancı sermayenin Türkiye’ye olan güvenini düşürdü. Ülkede geniş bir ekonomik rant oluşturuldu. Rantiye devleti kurulmuş, akraba, ahbap çavuş kapitalizmi diyebileceğimiz ekonomik politikalar da bu hükümet döneminde çok yoğun olarak hayata geçirildi. Bu gün devletin yapısına baktığımız da gayri meşru yapılar daha fazla devletle iç içe geçmiş hale geldi. Şirketler giderek devlet yetkilileri ile donanırken devletler de giderek şirketleşmeye başladı”.

‘KAMU EMEKÇİLERİ KAPIKULU OLDU’
Hükümetin politikaları sonucunda vatandaşların eğitim, sağlık ve ulaştırma gibi hizmetlere erişemez hale geldiğini de ifade eden Bozgeyik “Gelinen noktada sistemin, doğa, emek ekonomi ve barıştan yana çözümler üretmekten çözüm olarak öne sürülenlerin de çözüm olmaktan daha fazla daha da sorunları büyütmüştür. Son 15 yılda özelleştirilmeyen bir kamu kurumu kalmamıştır. Özellikle milyonlarca dar gelirli yurttaşın ihtiyaç duyduğu eğitim, sağlık ve ulaştırmanın özelleştirildiğini ve kamusal anlamda erişimin zorlaştığını görüyoruz. Reel anlamda ücretlerimiz erirken vergiler daha fazla emekçilerin üzerine yıkılmıştır, sermaye vergi muafiyeti ile ödüllendirilmiştir. Neo liberal politikalarla kamuda da güvencesiz istihdamın yaygınlaştığını görüyoruz. Bu da iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına neden olmuştur. Biz bu uygulamaların kaldırılmasını kararlarımız arasına da ekledik. Çünkü bir dönem açısından kamu kurumları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye, kamu emekçileri ise kapıkullarına dönüştürüldü. Bu noktada iktidar çok ileri yol aldı ve bunun bir an önce durdurulması gerekiyor. Kamuda biat edenlerin istihdam edilmesi ile çok büyük bir ayrımcılık, ötekileştirme, kadrolaştırma ve ayrıştırma politikaları ile kaldığımızı ifade etmemiz gerekiyor. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan 45 bin öğretmenin atacağını söyledi. “ dedi.

‘BARIŞ VE DEMOKRASİ OLMADAN HAYATA GEÇİRİLEMEZ’
Yeni dönemde de kamu hizmetlerinin kamu eliyle yürütülmesi için kongrede alınmış kararların takipçisi olacaklarını vurgulayan Başkan Bozgeyik “Sosyal güvence, gelir eşitliği, kamusal emeklilik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve iş istihdamı güvencesi konusunda adımlar atılması, yeni politikaların üretilmesi gerekiyor. Yine kamu görevine girme, görevde yükselme, adalet, pazarlık, grev, TİS, sendikalar hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı. 14 Mayıs’taki seçimler sonrasında yeni oluşacak parlamentoda bu taleplerimizin hayata geçirilmesi için takipçisi olacağız. Özellikle demokrasinin olmadığı yerde yeni bir toplumsal yaşamın inşa edilmesi noktasında yeni bir ekonomik politikaların hayata geçirilmesi mümkün değildir. Doğal olarak önümüzdeki dönem daha fazla adalet, demokrasi ve hukukla bu ekonomik politikaların hayata geçmesi mümkündür. Türkiye uzun süreden fiili bir OHAL süreciyle karşı karşıya kaldı. Filli OHAL döneminin de sonlandırılması için hepimize çok fazla görev düşüyor. Demokrasi, eşitlik ve kardeşlik emekçiler açısından vazgeçilmezdir. Önümüzdeki dönem barış, demokrasi, eşitlik ve adalet mücadelesi de ekonomik politikalar kadar önemlidir” diye konuştu.