GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Enerji
9 Haziran 2021 Çarşamba 13:48

Karaburun’da ‘RES’ savaşları… Anayasa Mahkemesi son sözü söyledi

Karaburun’da vatandaşların yoğun tepki gösterdiği Rüzgar Enerji Santralleri (RES) ile ilgii önemli bir karara imza atıldı. Sarpıncık RES Projesi ile ilgili olarak süren davada Anayasa Mahkemesi son sözü söyledi. Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ın kararını bozdu ve çevrecileri haklı buldu.

EGEDESONSÖZ- Anayasa Mahkemesi, 6 yıldır süren hukuki mücadelede çevrecileri haklı buldu. Danıştay’ın Karaburun’daki Sarpıncık RES Projesi ile ilgili olduğu kararı gözden geçiren mahkeme, Anayasa’nın 36. Maddesi uyarınca kararın iptaline karar verdi.

Davanın müdahillerinden olan Karaburun Kent Konseyi ve Karaburun Yurttaş Davacıları’ndan yapılan yazılı açıklamada ise süreç ile ilgili ayrıntılı bilgi verildi. Yapılan açıklamada “Kazandığımız hukuk savaşı sürecinde Karaburun Yarımadası’nda yaratılan ekolojik tahribatın hesabını kim verecek?” denildi.

Açıklama ise şöyle:

“İzmir 5. İdare Mahkemesi, 22/10/2015 günlü, E:2015/403, K:2015/1646 sayılı kararıyla, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Çalık Rüzgar Enerjisi Üretim Ltd. Şti. yatırımı ile ilgili ÇED olumlu kararına Karaburun Yurttaş davacılarının yaptığı itirazı haklı bulmuş ve “ ÇED Olumlu” kararını iptal etmişti.

Davayı kaybeden T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve müdahil şirket, Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunmuştu.

Danıştay 14. Dairesi;  Evrensel hukuk kurallarını hiçe sayarak, Bakanlığın ve müdahil şirketin iddialarını objektif ve gerçekmiş, hukukun gereğiymiş gibi sunarak yenileri geldiği için yürürlükten kalkmış bazı yönetmelik kurallarına sığınarak ve farklı disiplinlerden bilim insanlarının hazırladığı “bilirkişi raporunu” soyut ve bir anlamda güvenilmez diye göstermişti. Bu tavrın devamı olarak oy çokluğuyla, İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin kararını bozarak, Bakanlığın “ÇED olumlu” kararını geçerli ilan etmişti. Bu kararla, Karaburun Yurttaş davacılarına tüm mahkeme masraflarını yükleyerek, “karar düzeltme istemine kapalı olarak” davayı sonlandırmıştı.

Bu karar daha çıkmadan, türbin inşaatına başlayan Çalık Rüzgar Enerjisi Üretim Ltd. Şti ise, gelecek kararı biliyormuş gibi işlerini tamamlayarak üretime geçmişti.

Danıştay 14. Dairesi üyesi bir yargıç ise karara muhalif kalarak;

“İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.” diyerek, bu alınan hukuk dışı karara karşı şerhini koymuştu.

Bu noktada “Karaburun Yurttaş Davacıları” olarak, ülke çevre mücadelesine bir işaret düşmek amacıyla ve haklı olduğumuzu bilmekten doğan inanç ile hukuk mücadelesine devam etmeye karar vererek, Anayasa Mahkemesine, 18.07.2016 tarihinde bireysel başvuru hakkımızı kullanmıştık.

Anayasa Mahkemesi konuyu tüm yönleriyle, sadece bizim iddialarımız ve karşı tarafın iddiaları değil, mevcut tüm yasal mevzuat ve temel hak ve hürriyetleri de kapsayan bir detaylı değerlendirmeye alarak aşağıda temel noktalarını gösterdiğimiz kararı almıştır.

ANAYASA MAHKEMESİ,

“… başvurucular yönünden gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

“... Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

 “... Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Danıştay Altıncı Dairesine (Danıştay Ondördüncü Dairesinin kapatılması nedeniyle bu Dairenin görevinde olan uyuşmazlıklardan doğan davaları ve temyiz başvurularını çözümlemekle görevlendirilen) GÖNDERİLMESİNE

 Ve Mahkeme masraflarının Karaburun Yurttaş davacılarından tahsil edilmesi kararının KALDIRILMASI yönünde karar verilmesine,

OY BİRLİĞİ İLE KARAR VERDİ.”

Bu AYM kararı sonrası, Danıştay 6. Dairesi;  Esas No : 2020/10746 Karar No : 2020/13387 numaralı kararıyla, AYM kararına uydu ve ;

 Açıklanan nedenlerle;

 1. Davalı idare ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddine,

 2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki İzmir 5. İdare Mahkemesinin 22/10/2015 tarih ve E:2015/403, K:2015/1646 sayılı temyize konu kararı…………………….. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,

 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,

 4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 22/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verdi.

Çalık Rüzgar Enerjisi Üretim Ltd. Şti. Sarpıncık RES Projesi  ÇED raporunun iptali üzerinden bir hukuk mücadelesine çıkarken Karaburun Yurttaş davacıları olarak amacımız;  Yarımada geneline yayılan ve 5’er,  10’ar Türbin’e ayrı ayrı verilen ÇED olumlu kararlarında, şu anda 150 adet civarındaki olan türbinlerin ve 100 km. den fazla servis yollarının, ÖÇKB ilan edilen  Karaburun Yarımadası ekosistemi üzerindeki olumsuz kümülatif etkisinin mutlaka göz önünde bulundurulmasını sağlamaktı.

Karaburun Yarımadası’nda meralara, orman alanlarına, zeytinliklerin ve köylerin kıyısına kadar yapılan türbinler, bugün yerel halkın yaşam hakkını ve ekonomik faaliyetlerini tehdit ediyor. Sadece türbinlere ulaşım için, 6 metre genişliğinde 100 km dolayında servis yolu yapılarak, karbon yutağı işlevi gören 600.000 metrekare orman ve frigana yok edildi. Toprak servis yollarında her gün türbinlerin bakımı vb. nedenlerle gidip gelen ve yoğun toz yağdıran şirket araçları, makiliklerin ve zeytin ağaçlarının üzerinin toz ile kaplanmasına neden oldu. Bu durum, meralarda keçi sürülerinin beslenmesini imkânsız hale getirirken, tozla kaplanan zeytinlerde verim düşmesi ve gelişim bozukluğuna yol açtı. Bunlara ilaveten bazı türbinlerin servis yolları orman alanları içinde yapıldığından, Yarımadanın nadir ve önemli türler içeren flora ve faunası üzerindeki olumsuz etkisi yıkım boyutuna vardı. Köylerin 500 metre yakınına kadar sokulan türbinlerden çıkan aerodinamik ses, türbinlerin sürekli çalışması, dönen kanatlardan doğan gölge etkisi gibi nedenler, köylerde yaşamı dayanılmaz hale getirdi.

Danıştay 14. Dairesinin 2016 yılında fütursuzca verdiği ve Anayasa Mahkemesi’ne göre hukuk dışı olan karar sonunda kazanılan bir hukuk zaferidir.

Bu hukuk dışı kararın, geçen 5 yıl içinde Karaburun Yarımadasına ekolojik maliyeti çok ağır olmuştur. Bu karar ile Karaburun’da yaşayanların yaşam hakkı hiçe sayılmıştır. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önerisiyle ÖÇKB ilan edilen Karaburun Yarımadası’nın florası, faunası ve tüm ekosistemi yok sayılmıştır.

Danıştay 14. Dairenin Sayın Yargıçları;  Geçen 5 yılda Karaburun Yarımadası ekosisteminin gördüğü zarar ve yıkımın başlıca sorumlusudur. Bu hatalı kararlarının doğurduğu olumsuz sonuçların hesabını verecek bir açıklama yapmaları mümkün değildir.

Karaburun Yarımadası Yurttaş Davacıları olarak; bu süreçte zarar gören böceğin, kuşun, çetirin, ağacın ve tüm ekosistemin sözcüsü olmaya devam edecek,  böylesi doğaya insana hoyrat bir uygulamayla “yenilebilir-temiz enerji” adı altında bu nadir doğanın, yaban hayatının, tarım, mera ve turizm alanlarımızın  kısacası Karaburun’da yaşamın  yok edilmesine rıza göstermeyeceğiz.

Karaburun-Ildır Körfezi ÖÇKB sürecini denetleme yetkisini üzerine alan T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, ÖÇKA ilanının gerekliliklerini yerine getirmeye bir kez daha davet ediyor, Karaburun Yarımadasında yeni RES projelerine ve eski yatırımların kapasite artırım taleplerine “olur” verilmemesini istiyoruz”