Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Yüksek kiralar ve yeni dönemde uygulanacak TÜFE oranında artışlar, milyonlarca yurttaşı zor duruma sokarken, aile hekimleri de bu problem yüzünden sıkıntılı. İstanbul, Ankara ve Antalya’da yüksek kiralar yüzünden Aile Sağlığı merkezleri bir bir kapandı ve yakın zamanda İzmir’de de benzer durumların yaşanmasına kesin gözüyle bakılıyor. İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Muhteber Çolak, yeni bir yere taşınmanın, yüksek kiralar nedeniyle neredeyse imkansız hale geldiğini belirterek, bu konuda Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulundu.
ŞU ANDA KAPANAN YOK AMA BUNUN GARANTİSİ DE YOK
Aile hekimleri olarak yüksek kiralarla başlarının dertte olduğuna vurgu yapan Başkan Dr. Muhteber Çolak, kendisinin de çalıştığı ASM’yi örnek göstererek şunları söyledi:
“Şu anda Balçova’da bizim hizmet verdiğimiz belediyeye ait yerde 7 doktor görev yapıyoruz ve oturduğumuz bina kentsel dönüşüme gireceği için boşaltmak zorundayız. Bir yer bulduk, 120 bin lira istediler. Böyle bir kirayı ödememiz mümkün değil ve biz yıkılmaya yüz tutmuş binada çalışmaya devam ediyoruz. Devletin bize verdiği parayla bu rakamı ödeyebilmemiz imkansız. Şu anda kapanan aile sağlığı merkezi yok ama kapanmayacağının da bir garantisi yok. Yüzde 65’lik zam oranı uygulanmaya başlarsa, hiç kimse o kadar yüksek kira bedellerini ödeyemeyeceği için kapanmalar da başlayabilir. Çok yakın bir zamanda çok ciddi sıkıntılar yaşayacağımız bir gerçek. Eskiden beri aynı yerde hizmet veren arkadaşların bulundukları dairelerin kirası, makul artışlarla devam edebiliyor. Fakat yeni bir yere geçmek zorunda kalan bizim gibi arkadaşlar, fahiş kira talepleri karşısında çaresizlik içinde kıvranıyorlar. Doktor sayısına ve dairenin genişliğine göre aile sağlığı merkezlerinin kiraları 30 bin liradan başlıyor. “
CARİ GİDER ÖDEMESİ İHTİYACIMIZI KARŞILAMIYOR
Çalışan doktor ve personel sayısına göre Aile Sağlığı Merkezlerinin A, B, C, D şeklinde gruplara ayrıldığını, kendisinin de çalıştığı ASM’nin D grubunda yer aldığını hatırlatan Başkan Dr. Muhteber Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hizmet verdiğimiz binalar farklı konumlarda. Mesela eskiden sağlık ocağı olan kamuya ait binalar var, bir de belediyelerin binaları var. Buralarda da kira ödüyoruz ama kira bedelleri uygun. Bir de apartman altlarında olan yerlerimiz var. Bu özel apartmanların altındaki yerlerde pek çok arkadaşımız mahkemelik oldu. Çıkın, daireyi tahliye edin, diyen, tehditler savuran mal sahipleri var. Bayraklı’da bir ASM’mizin bulunduğu apartman için yıkım kararı çıkmış, tüm daireler boşalmış, sadece ASM kalmış. Arkadaşlar yeni bir yer bulamıyorlar, ne yapacaklarını bilemez durumdalar. Devletin cari gider olarak bize ödediği para, bunları ödemeye yetmiyor. Mesela biz D grubuna giriyoruz ve 27 bin lira cari giderler için devletten para alıyoruz. Bu parayla kira mı ödenir, personel maaşı mı ödenir, tamiratlar mı yaptırılır? Hiçbirine yetmez! A, B,C gruplarında daha fazla masraf oluyor. Cari gider adı altındaki ödemeye devlet, memur maaşına yaptığı zam gibi zam yapıyor. İhtiyaçlara yetecek bir rakam olmuyor hiçbir zaman. “
MÜSTAKİL, DEPREME DAYANIKLI YERLERDE GÖREV YAPMALIYIZ, ÇÜNKÜ…
İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Muhteber Çolak, ASM’lerin müstakim ve depreme dayanıklı binalarda hizmet vermesi gerektiğinin altını çizerek bunun gerekçesini şu sözlerle dile getirdi:
“Peki ne yapmak lazım, çare nedir? Önceki dönem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, birkaç kez, ASM’leri kamu binalarına geçirmeliydik, geçiremedik, şeklinde açıklaması olmuştu. Olması gereken de budur. Olması gereken bir başka şey de, Aile Sağlığı Merkezlerinin depreme dayanıklı müstakil binalarda hizmet vermesidir. Çünkü 6 Şubat depreminde gördük ki, apartman altlarındaki çok sayıda ASM, göçük altında kaldı ve sağlık hizmeti verilemedi. İzmir de deprem bölgesinde bir kent. Birinci basamakta olan ASM’ler, en kolay ulaşılabilir sağlık merkezleridir. Dolayısıyla olası bir afette, ASM’lerin ayakta kalması gerekir ki, sağlık hizmeti verebilsin.”