GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
23 Ocak 2020 Perşembe 11:46

İzmirlileri rahatlatan açıklama: Büyük deprem endişesine gerek yok!

Manisa’da yaşan depremin ardından açıklamalarda bulunan Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Öziçer, “Ege bölgesinde son 100 yılda 7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmedi. Bu bölgede yaşayanların büyük deprem endişesine gerek yoktur” dedi.

EGEDESONSÖZ- Jeofizik Mühendileri Odası İzmir Şube Bakanı Sinan Öziçer Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege Programı’na katıldı.

Akhisar’da yaşanan 5.6 büyüklüğündeki depremi yorumlayan Oda Başkanı Öziçer, “Ege bölgesindeki hatların yapısı Kuzey Anadolu Fay Hattı’ndan çok farklıdır. Normal fay dediğimiz yine zıt ama aşağı düşen şekilde hareket eder ve 6.6’yı geçen büyüklerde yaşanmaz. Ege’de yaşayanların büyük deprem endişesine gerek yoktur” dedi.

Başkan Öziçer yaptığı açıklamada ayrıca, “Ege Bölgesi için beklenilen depremlerdi. Ege Bölgesi’ndeki illerin hepsini içine alan bir tektonik yapı var ve bu tektonik yapının oluşturduğu fay hattında bir boşalım oldu. Bu normaldir. Vatandaşlarımızın da buna alışması gerekir. Depremi ben de şiddetli bir şekilde hissettim ama nerede diye düşündüm, anlayamadım ilk önce. Biraz uzun sürdü. Sonra İstanbul ve Bursa’da hissedilen deprem haberlerini gördüm, ardından Kandilli Rasathanesi’nden gelen haberle gerçek merkez üssüyle ilgi bilgi aldık’’ diye konuştu.

NEDEN BU KADAR GENİŞ ALANDA HİSSEDİLDİ?
‘Deprem neden bu kadar geniş alanda hissedildi?’ sorusuna cevap veren Öziçer, “İki yorum var. Öncelikle orta büyüklükte bir deprem olması sebebiyle korkutan bir deprem oldu. Dalga meydana geldikten sonra özellikle merkez üssü sığ ise ki 6.8 kilometre derinliğindeydi. Bu da sığa yakın demektir.  Zeminin de özelliğiyle birlikte sismik dalgalar yayılır. Bu dalgalar kayalarda farklı, alüvyonlu ve olumsuz zeminde farklı ilerler ve büyür. İstanbul’a kadar bu dalga yayıldı ve İstanbul’un özellikle zemini kötü yerlerinde hissedilen dalgalar küçük bile olsa acaba İstanbul depremi mi diye düşünülebilir. İkinci bir yorum ise şu;  Akhisar depreminden 10-15 dakika önce İstanbul’da da merkez üssü Marmara olan küçük bir deprem yaşandı ve iki sallantı beraber hissedilip bu şekilde yorumlandı. Zaten sürekli depremler yaşıyoruz. Daha az önce kontrol ettim dün yaşanan Akhisar depreminden şu ana kadar 188 deprem daha olmuş. Bu art arda sarsıntılar birleşip İstanbul’da gerekenden fazla bir sarsıntı yaşanmış olabilir’’ ifadelerini kullandı.

‘’EGE’DE YAŞAYANLARIN BÜYÜK DEPREM ENDİŞESİNE GEREK YOKTUR’’
Öziçer tekrar yaşanabilecek deprem korkusuyla ilgili ise, “Türkiye’de ciddi aktif fay hatları var. Ege Bölgesi’nde de birbirine girmiş fay hatları var ve bu faylar birbiriyle zıt hareketler oluşturabilir. İstanbul’un içinde yer aldığı Kuzey Anadolu fay hattının oluşumu doğrultu atımı fay hattı olarak geçer ve bunun oluşturduğu deprem büyüklükleri 7 ve üzeridir. Zamanı 5-6 yıl gibi sık olmaz. Ama Ege Bölgesi’ndeki hatların yapısı çok farklıdır. Normal fay dediğimiz yine zıt ama aşağı düşen şekilde hareket eder ve 6.6’yı geçen büyüklerde yaşanmaz. Ege’de yaşayanların büyük deprem endişesine gerek yoktur. Vatandaşlarımızın bilimsel verilerle anlatılan inanması gerekir. Sürekli herkesin ağzından çıkan şiddet kelimesi vardır. Çok eski depremleri anlatırken kullanılan bir kavramdır. 1,2,3,4 diye gider ve şiddet,  deprem meydana geldiğinde oluşan hasarla ölçülür. Mesela 4.4 büyüklüğündeki bir deprem, kerpiç binaların, yağma binaları olduğu yerde olursa bu yapılar yıkılır. Hasar fazla olacağı için bu depremin şiddetine 7 diyebiliriz. İzmir’de yerleşim yerine en yakın deprem 2005’te oldu. 5.9 büyüklüğünde uzun süren depremlerdi. İzmir’de de İstanbul’da da depremler bekleniyor tabii. Bilim ve matematiğe göre hareket etmemiz gerekir. Ege Bölgesi’nde son 100 yılda 7 büyüklüğünde bir deprem zaten meydana gelmedi. Bu konuda felaket tellallığı yapılmaması gerekiyor. Kamuya hizmet eden insanlarız. Halkımızın menfaatleri için çalışıyoruz’’ dedi.

BUNUNLA NASIL YAŞARIZ?
Depreme karşı alınabilecek tedbirin önemini vurgulayan Öziçer, “Deprem suistimal edilebiliyor. Bizler tabii ki meslek odaları, sivil toplum örgütleri, belediyeler olarak her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Bu hazırlıklar ve önemler hemen olacak şeyler değildir. Ama vatandaşlar bu suistimalle başa çıkabilir. Daha önce yaşanan depremlerden sonra üzerlerine düşen eşyalarla hayatını kaybeden çok vatandaşımız var. Vatandaşlarımızın öncelikle üzerlerine düşebilecek dinamik eşyaları sabitlemeleri gerekir. Bu alınan önlem yüzde elliye kadar bu sebeple ölüm bu riski düşürür. Bir diğeri deprem anında endişelere yer vermemek ve sert eşyaların olduğu yerlere gidip, örneğin bir sandık, çamaşır makinesi gibi,  sırtlarını oraya dayayıp cenin pozisyonunda depremin geçmesini beklemeli gerekir. İnce ayaklarla tutturulmuş bir masa sağlam değildir. Masa ve kapı altları gibi alanlardan uzak durulması gerekir. Depremin yeri, zamanı ve büyüklüğü maalesef daha önceden bilinemez. Bu yüzden vatandaşlarımız sadece bilimsel gerçeklere inansınlar. Bu depremler daha büyüğünü tetikler mi bilemeyiz. Depremlerin de daha önceden tahmin edilmesi çok çok zor bir şeydir. Bununla ilgili çalışmalar çok sağlıklı değildir bu yüzden bunlara çok inanılmasın. Hangi bilimsel verilere göre bunların söylenildiğine bakılması lazım. Vatandaşlarımız gündelik yaşamlarına devam etsinler, tedbirli korkmadan yaşamaya devam etsinler’’ açıklamalarında bulundu.

EKSİKLER GİDERİLDİ Mİ?
Öziçer, “2019 yılında yeni deprem yönetmeliği girdi. Bu yönetmelik diğerlerine göre daha üst düzeyde. Yine de sahte raporları denetleyebilecek çalışanlar hala bütün ilçelerimizde yok. Belediyelerde jeofizik ve jeoloji mühendislerinin olmaması bir sıkıntı ve çoğu belediyede maalesef istihdam yok ve bu konuyla ilgili bir kaygım var. Önümüzdeki zamanda olmayacak anlamına gelmez fakat bunların istihdamı çok önemli. İleride bir depremde can kaybı yaşandığında yıkılan binaya verilen onay sebebiyle bunun gerçekleştiğini anlar ve bununla ilgili soruşturma başlatma imkanı sağlanır” dedi.