Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Avrupa’da olduğu gibi yakın bir zamanda Türkiye’de de covid vakalarında artış olabileceği yönündeki açıklamasının ardından “Covid 19 artık bir korku unsuru olmamalı” sözüne, İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak’tan eleştiri geldi. Başkan Kaynak, Bakan Koca’nın dediği gibi önümüzdeki haftalarda vakaların artabileceğini, ancak pandemi bitmiş gibi sözler sarf edilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını söyledi. Bakan Koca’nın, geçtiğimiz Nisan ayında da da covidin artık bittiği yönünde açıklamalarda bulunduğunu ancak sonrasında yaz aylarında vaka sayılarının sürekli ve kat kat arttığını hatırlatan Kaynak, “Aynı hataya düşmeyelim. Sağlık Bakanı politik olarak covidi bitirmiş olabilir ama tıbben bitmediği ortada” ifadesini kullandı.
BAKAN BEY, NİSAN AYINDA DA COVİD BİTTİ, DEMİŞTİ!
Pandeminin bitip bitmediği konusunun, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada tartışıldığını, bir grup politikacıların covidin bittiği, grip bir hastalığa dönüştüğü şeklinde söylemlerde bulunduğunu belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Bunların başında da ABD Başkanı Biden var. Biden, birkaç yerde covidin bittiği yönünde beyanlarda bulundu. Aslına bakarsanız, bizim Sağlık Bakanı da Nisan ayında covidin bittiğine ilişkin benzer sözler sarf etmişti. O açıklamalardan sonra artan vaka artışlarını, pikleri gördük” hatırlatmasında bulundu.
Politikacının isteğinin, çarkların dönmesi, vatandaşın normal yaşantısını sürdürmesi ve buradan kendine bir başarı hikayesi çıkarmak olduğunu öne süren Başkan Prof. Kaynak, şu değerlendirmelerde bulundu:
SON ÜÇ AYDA 1000’DEN FAZLA İNSANIMIZ HAYATINI KAYBETTİ
“Bu konu, politik malzeme olmaktan çok, tıbbi bir konudur. Olaya tıbbi açıdan baktığımızda aslında pandeminin Nisan ayından bu yana bir sönümleme dönemine girdiğini görüyoruz. Ancak Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında büyük artışlar dikkat çekti. Hatta bu artışların bazen bir ay öncesine göre iki üç kat olduğunu gördük. Covidin bittiğini iddia etmek için, test yapmak lazım. Fakat test yapılmıyor. Tarama şeklinde de yapılmıyor, düzenli şekilde de yapılmıyor. Yurtdışına çıkmak isteyenler, ameliyat olmak, covid mi değil mi diye ayırıcı tanı konulması gereken durumlarda test yapılıyor. Rutin test olmayınca, günlük gerçekçi vaka sayılarıyla ilgili de bilgi sahibi olamıyoruz. Test yapmazsanız, politik olarak hastalık ortadan kalktı, diyebilirsiniz ama gerçekler hiç de öyle olmadığını söylüyor. Tıbbi olarak bu hastalık devam ediyor. Sadece bu hastalığın klinik olarak ağır seyirli tabloları, eskisi kadar kalmadığını söyleyebiliriz. Aşı oranı yüzde 68 civarında. Bir kısım insan da hastalığı geçirdiği için bağışıklık söz konusu oldu. Risk grubunda olan hastalarda covid vakaları tehlikeli olabiliyor. Bununla birlikte son üç ay içinde 1000’den fazla insanımız covid nedeniyle hayatını kaybetti. ABD’de mesela, ocak ayından bu yana gripten ölenlerin sayısı 36 bin civarındayken, sadece covid nedeniyle ölüm sayısı 200 binin üzerinde. Yani 7 kat daha fazla. Bu durumda biz hastalık bitti, pandemi kayboldu, covid defteri kapandı gibi laflar edemiyoruz, edemeyiz.”
KAMU OTORİTESİ, HERHANGİ BİR SORUMLULUK ALMIYOR
Okulların açıldığını, 18 milyondan fazla öğrencinin eğitime başladığını ve 1 milyondan fazla öğretmenin de derse girdiğini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, 5-11 yaş arası çocukların aşılanmamasını da büyük bir risk olarak gördüğünü söyledi. 20 milyonluk bu nüfusun kalabalık sınıflarda, maskesiz bir şekilde sınıfta ve okul koridorlarında yaşadığını anlatan Başkan Prof. Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öğrencilerin yeterli seviyede bağışıklık kazandıklarını söylememiz mümkün değil. Öğrenciler, okulda aldıkları enfeksiyonu pekala ailelerine taşıyabilirler. Bu da kış dönemine girerken, önemli bir risk faktörüdür. Avrupa’da hava, ülkemize göre daha erken soğudu. Muhtemelen oralarda kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilmeye başlandı. Maskesiz, mesafesiz, yeteri kadar hijyenden uzak bir yaşam tarzına dönülünce, bulaş ihtimali de artmış oldu. Türkiye’de ortadan kalktığına dair politik bir düşünce olsa da tıbbi açıdan bakıldığında covid 19 salgınının devam ettiğini biliyoruz. Bu gerçekliğe rağmen sağlığı yönetenler tarafından özel önlemler alınmıyor. Maske tavsiye edilmiyor, mesafe konusunda herhangi bir kısıtlama yok. Dolayısıyla Türkiye’de öğrenciler başta olmak üzere tüm toplum kendi haline bırakıldı. Kişisel olarak korunmayı düşünen azınlık kendini koruyor. Korunma ihtiyacı duymayan çoğunluk ise risk saçıyor. Kamu otoritesinin pandemi yönetimiyle ilgili herhangi bir sorumluluk almadığını görmüyoruz. Sayın bakanın dediği gibi, önümüzdeki aylarda vaka sayısının artma olasılığı yüksek.”
GRİP AŞISINI BU YIL DA YAPTIRMAK ZORUNDAYIZ
Mikrobiyolog ve enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının, her sene özellikle risk grubunda olan 60 yaş üstü, diyabetli, kalp hastası, üst solunum yolu, tansiyon hastalarının grip aşısı olması gerektiği görüş bildirdiğini belirten Başkan Prof. Kaynak, “Grip aşısına bakış açısında değişiklik yok. Uzmanlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da grip aşısının yaptırılması gerektiğini söylüyor” dedi ve ekledi:
“Covid döneminde maske kullanıldığı için olağan grip nezle vakalarında belirgin bir düşüş olmuştu. Bence sadece covidden korunmak için değil, diğer viral enfeksiyonlardan da korunmak için maske kullanmanın faydalı olacağını söylemek istiyorum. Maske kullanımının bizi gripten de covidden de koruyacağını hep söylüyoruz ama bunu esasında Sağlık Bakanının söylemesi lazım. Sağlık otoritesinin, toplumu yönlendirme konusunda, özellikle mesafeyi koruyamadığınızda mutlaka maske kullanın, demesini bekliyoruz. Bakanlık bunu söylemediği için bir denetim ve otokontrol eksikliği yaşıyoruz.”