GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
15 Kasım 2023 Çarşamba 11:42

İzmir Tabip Odası gözlemlerini açıkladı... Çalışmak zorunda kalan emekli hekimler!

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, geçtiğimiz ay 65-72 yaş arasındaki hekimlerden atama talebi toplanması ve yeniden göreve çağrılmalarıyla ilgili olarak, “ Profesör düzeyindeki emekliler de dahil 43.433,65 TL olan yoksulluk sınırının altında kaldı. Bir yanıyla da çalışmak mecburiyetinde kalıyorlar. Diğer yandan Yıllık olarak ülkede 3 bin hekim kaybediyoruz. İzmir’de ise 172 hekim göç etmek üzere belge aldı. Kamu, yetiştirdiği hekimleri elinde tutacak politika izlemiyor” dedi.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Doktor atamalarında kadroları boş kalan Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz ay içinde personel açığını kapatmak için üçüncü kez personel ilanına çıkmıştı. Bakanlığın ayrıca 65-72 yaş arasındaki hekimlerden atama talebi toplanması da dikkat çekmişti.

Konuyla ilgili Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulunan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, ülkede her yıl 3 bin hekimin Avrupa ülkelerine göç ettiğini ifade ederek, İzmir’de ise bu yıl bu sayının 172’ye ulaştığını kaydetti. Kaynak, sığınmacı doktorların da Türkiye’de denklik olmadan kamuya alınmalarını eleştirdi. Başkan Kaynak, sağlıkta dönüşüm politikalarıyla hekimlerin itibarsızlaştırıldıklarını belirtti.  

HEKİMLER BANT HALİNE GETİRİLİYOR
Başkan Kaynak emekli hekimlerin yeniden göreve çağrılması için ise şunları söyledi:

“Emekli hekimlerin tekrar kamu kurumlarında görevlendirilmesi ve tekrar bu konuda bir çağrı yapılmasının birkaç yönü var. Birincisi kamu yönetimi açısından değerlendirilmesi… Onun da iki yönü var.  Bir tanesi de kamu gözünde emeklilik kavramı. Belirli bir süre çalışıp yeteri kadar hizmet vermiş olanlar kendi yasal hakları çerçevesinde veya devletin onları mecbur tuttuğu bir yaşta emekliliğe sevk ediliyorlar. Bu da 65 yaş. 65 yaştan sonra devlet kurumunda insanlar önceki gibi çalışmaya devam edemiyorlar. Bununla beraber hekimlerin diğer mesleklerde olduğu gibi emeklilik dönemlerine insanca, uygar ve çağdaş haklarda geçirmesi gerekiyor.  Hiçbir meslekte kamu yöneticileri veya idaresi kamuda çalışmaya devam et diye çağırmıyor. Hekimlik mesleğinde kamunun buna ihtiyacı var. Sağlıkta dönüşüm probleminde hekimlik mesleğini sonuna kadar itibarsızlaştırdı. Çünkü bu politikanın temeli hekimleri itibarsızlaştırmaya dayanıyor.  Hekimler bir bant haline getirilmeye çalışılıyor”

BU DEVLETİN DE AYIBI
Profesör düzeyinde emekli olanların yoksulluk sınırının altında maaş aldığını söyleyen Başkan Kaynak, “Bu mesleği 30-35 yıl icra etmiş emekli olmuş bir hekim ister özel, ister kamuda; eğer çalışıyorsa burada bir ihtiyaç söz konusudur. Hekimler eğer dönmek zorunda kalıyorsa bu maddi ihtiyaç durumuna düşürülmüştür. Bu da devletin bir ayıbıdır. Emeklisine vermediği değer ve itibarsızlaştırarak getirdiği noktadır. Profesör düzeyindeki emekliler de dahil 43.433,65 TL olan yoksulluk sınırının altında kaldı. Bir yanıyla da çalışmak mecburiyetinde kalıyorlar. Oysaki çağdaş batı ülkelerinde bir hekim emekli olduğu zaman çalışmak zorunda kalmaz. Ülkemizde ise hekimleri yoksulluk sınırının altında bırakmak devletin bir kabahatidir” dedi.

YETİŞTİRDİĞİ HEKİMLERİ ELİNDE TUTAMIYOR
Kamunun sürekli hekim kaybı ile karşı karşıya kaldığını aktaran Kaynak,  “Hekimler, bu itibarsızlaştırılmaya karşı kamu sistemi içerisinde olabildiği kadar az kalmaya gayret gösterdiler. Her meslek için böyledir. Hangi meslek itibarsızlaştırılırsa, insanlar o mesleğin içerisinde kalmak istemezler. Sağlıkta dönüşüm programı ana hedefe hekimleri itibarsızlaştırmayı koyduğu için kamu sürekli olarak hekim kaybı ile karşı karşıya kalıyor. İnsanlar emekliliği gelsin veya gelmesin kamu sisteminde kalmak istemiyorlar. Bazıları yurt dışına giderken bazıları özel sektöre geçiyor. Yıllık olarak ülkede 3 bin hekim kaybediyoruz. İzmir’de ise 172 hekim göç etmek üzere belge aldı. Kamu, yetiştirdiği hekimleri elinde tutacak politika izlemiyor. İhtiyacı olan hekimleri birkaç kaynaktan karşılamaya çalışıyor.  Bunlardan bir tanesi emekli olan hekimleri, daha evvel zorunlu emekli olmuş hekimleri de sisteme tekrar çağırmaya gayret ediyor” şeklinde konuştu.

SIĞINMACILAR KAMUYA ALINIYOR
Bir diğer sorunun da sığınmacılar arasında hekim olduklarını iddia edilen kişilerin kamu sistemine dahil olması olduğunun altını çizen Kaynak, “Bu insanların hekim olup olmadıkları belli değil. Dil veya başka bir sınavdan geçirmiyorlar. Bir geçici sığınmacı elini kolunu sallayarak geliyor. Belki bir evrak gösteriyor ancak bu evrak bizim için önemli değildir.  Önemli olan, Türkiye Cumhuriyeti’nde doktorluk yapma hakkına sahip bir Türk vatandaşının geçtiği sınavları geçmek zorundadır. Ayrıca dil sınavından geçmek zorundadır. Türkiye’de resmi dil Türkçe’dir, bu dili bilmek zorundadır. Bu sınavlardan geçmeyenler özelde ya da kamuda görev yapıyorlar. Vatandaşlar hasta olunca, hekim olup olmadığı belli olmayan, hiçbir denklik sınavından geçmemiş bir takım insanların eline düşecek” ifadelerini kullandı.