GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
5 Ağustos 2020 Çarşamba 14:29

İzmir Tabip Odası Başkanı Çamlı, o karara tepkili: Ramazan'dan Kurban'a ne değişti?

İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. M. Lütfi Çamlı, "Ramazan Bayramı'nda bayram namazı bile kılınmadı. Sokağa çıkma yasağı vardı. Kurban Bayramı'nda abartılı bir normalleşme fotoğrafları vardı. O zaman kısıtlama vardı, bugün yoktu. Neden? Ramazan'dan Kurban'a ne değişti de böyle bir karar aldınız?"

EGEDESONSÖZ - İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. M. Lütfi Çamlı, Sonsöz TV'de Covid-19 sürecini değerlendirdi. Gazeteci Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan Başkan Çamlı, "Ramazan Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı vardı. Bayram namazı bile kılınmadı. İki bayram arasında ne değişti de Kurban Bayramı'nda böylesine serbestliğe izin verildi?" diye çıkıştı. Önümüzdeki süreçte pandeminin yeniden pik yapma ihtimalini yüksek gördüğünü açıklayan Başkan Çamlı, bakanlığı şimdiden uyardı: "Sonbaharda yaşanması muhtemel yeni pik veya ikinci dalga için şimdiden gerekli önlemleri alın."

İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı'dan satırbaşları şöyle:

BİRİNCİ DALGA DAHA GEÇMEDİ

"Pandemi başlangıcında tablonun nasıl ilerleyeceği konusunda pek bilgimiz yoktu.  Çünkü bu virüsü bilim insanları çok da iyi tanımıyordu. Çok farklı görüşler ortaya çıktı. Geldiğimiz noktada, virüsün uzun bir süre dünyamızı terk etmeyeceği görüşü hakim. Pandemi, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada etkisini sürdürüyor. Daha birinci dalga geçmiş değil. Sonbaharın yaklaştığı şu günlerde ikinci dalganın gelmesi bekleniyor. Salgının, 2021'de, hatta 2022'de de süreceği tahmin ediliyor. Vaka sayısı, vefat sayısı, sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok ülkesinde büyük boyutlarda. Şartlar ne olursa olsun, rehavete kapılmadan, ciddiyetle Covid-19 ile mücadele etmek gerekiyor. Bu işin şakası yok."

 ORTADA BİR BAŞARI FALAN YOK

"Sağlık Bakanı Fahrettin Koca,iki gün arasındaki farkın, yakın zamanda ilk kez bu kadar belirgin olduğunu söyledi. Bu, aslında yeni bir süreç değil. Pandemi olgularındaki artış, iki gün içindeki artıştan öte bir şey. Normal şartlarda Haziran başında pandemi vakalarındaki kısmi azalma gerekçe gösterilerek, artık kontrol sağlandı, başarı elde edildi, şeklinde açıklamalar yapıldı. Oysa ortada başarı falan yok. Pandemi devam ediyor çünkü. Ardından yeni açılım süreci başladı. Gevşemeler ortaya çıktı. Gevşemeler, bilimsel verilerden çok, ekonomik kaygılar nedeniyle oldu. Derinleşen ekonomik kriz nedeniyle alınan bir karardı. O günlerde açılımı destekleyecek bilimsel veriler yoktu. Hasta yatışları, vefatlar devam ediyordu. Belki kısmi azalmalar görüldü ama rakamlar yeni açılım süreci için yeterli değildi. Mevsimin yaza gelmesi, tatil zamanı olması, vatandaşı da rehavete sürükledi. Kurallara uymama tablosu ortaya çıktı. Tüm bunlar bize pandemi olgularında artış olarak geri dönmeye başladı. Bu artış, haziran ayı başından beri başladı. Kurban bayramında ve bir hafta öncesinde kendini iyice gösterdi. Birçok ilde ciddi doluluk oranlar oluştu. Normalleşmeyi başlatmak için elinizde birtakım bilimsel verilerin olması lazım. Yatışların sayısı, saptanan pozitif olgu gibi parametrelere bakarak buna karar verebilirsiniz. Çok ciddi düzeylere indirdik, demek lazım, böyle bir izin verebilmek için... Ortada böyle bir şey yok. O zaman normalleşmeye geçilebilir. Bilimsel verilerden çıkarılan sonuçtan öte, iş dünyasında yaşanan sıkıntılar dikkate alındı."

SUÇU HALKA YÜKLEMEK DOĞRU DEĞİL

"Virüsün nasıl yayıldığını biliyoruz. Önlemek için üç konu üzerinde ağırlıkla duruldu. Maske, fiziksel mesafe ve hijyenik kurallar. Bu, vatandaşlardan beklenen tedbirler. Vatandaşlarda pandemi geçti, olgusu oluştuğu için, kimse bu kurallara uymadı. Eğlence merkezlerinde, sahillerde, Kordon'da, kafeteryalarda, açık havada, maskesiz, yakın mesafede insanlar görmekteyiz. Oysa İzmir'de maskesiz sokağa çıkmak yasak. Peki bir yaptırım, bir denetim var mı? Yaptırım kısmen var, denetim yok gibi. Kurban bayramında bu, çok abartılı bir şekilde karşımıza çıktı. Yoğun tatil trafiği yaşandı. İzmir'e, güney sahillerine çok sayıda tatilci geldi. Uçaklarda sosyal mesafeye uyulmadı. Uçaklar ful doldu, yoğunluk nedeniyle. Oteller de doldu, plajlar da... Maskesiz, fiziksel mesafeye uymadan bu fotoğraflar verildi. Bayramdan önce kamuoyuna açıklama yaptık. Önlemler konusunda uyardık. Pandemi süreci sadece vatandaşın kurallara uyup uymamasıyla yönetilemez. Bu pandemiyi takip eden bir yönetim var. Giderek vakaların arttığı bir gerçek. Tüm sorumluluğu, kurallara uymayan vatandaşa yükleyerek sorumluluğu üzerinizden atamazsınız. Bu doğru bir şey olmaz. Yeni tedbirler almak lazım. Özellikle yoğunluğun yaşandığı yerlere özel kısıtlamalara ihtiyaç duyuldu."

HANGİ KRİTERLERE GÖRE KARAR VERDİNİZ?

"Ramazan Bayramı'nda bayram namazı bile kılınmadı. Sokağa çıkma yasağı vardı. Kurban Bayramı'nda abartılı bir normalleşme fotoğrafları vardı. O zaman kısıtlama vardı, bugün yoktu. Neden? Ramazan'dan Kurban'a ne değişti de böyle bir karar aldınız? Tüm kararlar, sahadan toplanan bilimsel verilere göre alınabilir. Kurban Bayramı ile Ramazan bayramı sürecindeki hasta sayıları arasında pek de bir fark yok. Ülkeyi yönetenler, nedense, Ramazan Bayramı'nda uyguladıkları kısıtlamaları Kurban Bayramı'nda uygulamadılar. Buna gerek görmediler. Bu soruyu aslında onlara sormak lazım. Hangi kriterleri göz önüne alarak, hangi bilimsel verileri dikkate alarak o zaman kısıtlama getirdiniz. Ne değişti de Kurban Bayramı'nda yasaklar yoktu? O zaman sokağa çıkma yasağı vardı. Bayram namazı bile kılınmamıştı. Kurban Bayramındaki yasaksız kutlamaların bize daha yoğun vaka ve ölüm olarak geleceğini öngörmek, hiç de zor değil. "

OKULLARIN AÇILMASI AKLA UYGUN DEĞİL

"Pandemi nedeniyle çocukların eğitim süreci sekteye uğradı. 31 Ağustos'ta okulların açılması planlanıyor. Eğitimin aksaması, arzu edilen bir şey değil. Bir de pandemi gerçeği var. 31 Ağustos'ta okullar açılabilir mi? Sahadan aldığımız veriler çerçevesinde buna karar verilebilir. Şu anda o seviyelerde değiliz. Uzaktan eğitim mümkün. Şu andaki tabloya baktığımızda, o klasik okulların açılmasının uygun olmayacağını düşünüyorum. Akla uygun gelmiyor. "

EVDE BAKIM, TEDAVİ KARARI YERİNDE

"Sağlık Bakanlığı, üç büyük ilde bazı hastaların evde takip edilmesi, tedavi alması yönünde uygulama başlatacak. Bu doğru bir karar.  Covid-19 hastalarının yüzde 75'i, sempton içermeyen kişiler. Dışarıda gezen, şikayeti olmayan kişiler. Bu gruba dahil kişilerin evlerde bakımı, sıkı bir takiple evde izlenmesi mümkün. Kalp, astım gibi kronik hastalığı olmayanlar, evde izlenebilir. Burada bir sorun yok. Çok kolay bir şey değil elbette. Çok güçlü birinci kademe sağlık hizmetlerine ihtiyaç var. Ağır semptom içeren olgular, kesinlikle hastanede izlenmeli."

TABİPLER BİRLİĞİ, BAKANLIĞI UYARDI

"Covid-19 aşınının bulunması zaman alacak gibi. Bilim insanları olarak grip ve zaturre aşılarının yapılmasını öneriyoruz. Sonbahar dönemine gidiyoruz. Mevsimsel grip söz konusu. Yaklaşan süreçte bu hastalıklar artacak. Grip ve zatürre aşılarının yapılmasında fayda var. Kronik hastalığı olan, ileri yaşta herkes yaptırmalı. Ücretsiz dağıtımı için Sağlık Bakanlığının şimdiden bir takım önlemler alması, planlama yapması lazım. Yeterli miktarda aşının bulundurulması lazım. Buna yönelik bir açıklama duymadık. Türk Tabipler Birliği, bakanlığa bir mektup gönderdi. Ortaya çıkabilecek sorunlar için aşılar dahil birtakım tedbirlerin alınması, stokların yapılmasını içeren görüşlerini bildirdik. Umarım dikkate alınır, gereken adımlar şimdiden atılır.

HALKIMIZ, BAŞLANGIÇTA ÇOK DUYARLIYDI

"Toplu taşım araçlarındaki kabalalıklar, büyük risk anlamına geliyor. Fabrikalarda fiziksel mesafeye ne kadar uyuluyor, bilemiyoruz. Fakat servis araçlarının tıkış tıkış olduğunu görüyoruz. Halkımız pandemi başlangıcında çok daha duyarlıydı. Rehavet, dalga dalga yayılıyor. Pandemi mücadelesi, toplumum tüm kesimlerinin katılacağı bir mücadele olmalı. Pandemi  İl Kurulu var, süreci yönetmeye çalışan bir kurul. İzmir Tabip Odası bu kurulda yok. Ama Büyükşehir'in Bilim Kurulu'nda İzmir Tabip Odası var. İzmir Büyükşehir,halkı aydınlatma, tedbirleri destekleme anlamında çok başarılıydı. Fakat bunun bir bütünlük halinde hayata geçirilmiş olması lazım. Tüm kurum ve kuruluşların da bu çalışmalara destek vermesi lazımdı. Görüş ve önerilerimizi iletiyoruz. Kurul da önerilerimizi hayata geçiriyor. İzmir Tabip Odası olarak yerel yönetimlerle iyi bir işbirliği yaptık."

RAKAMLAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR

"Dünya Sağlık Örgütü, pandemi ile mücadelede, sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Ne yazık ki İzmir'de böyle bir şeffaflık yok. İlimiz sağlık otoritelerinden verilerin paylaşılması yönünde taleplerimiz oldu. Ne yazık ki verilere ulaşmamız mümkün olmadı. Bir siyasi partinin il başkanının, İzmir'e ait verileri açıkladığını gördük. Onun dışında kimseden açıklama gelmedi. O bilgiler olmadan kentimizdeki salgının ciddiyeti konusunda bir şey söylemek doğru olmaz. Bizim de sahadan aldığımız bilgiler var. Özellikle son dönemde hastaneye başvurularda yatışlarda artış olduğu yönünde. 1 Haziran öncesine göre çok fazla olduğu bilgisine ulaştık. Artışın İzmir'de de olduğunu, yatak doluluğundan anlıyoruz. Ülke bazında da durum aynı. Pek çok şehirde yoğun bakımların dolduğu, bazı hastaların bekletildiği duyumları geliyor. Ankara Valiliği, acil durumu olmayan ameliyatların durdurulduğunu açıkladı. Başlangıçta da uzun süre zorunlu ve acil olmayan vakalarda hastalar yatırılmamış, ameliyata alınmamıştı. O günlere döndük. Böyle giderse, diğer illerde de aynısı yaşanacaktır. Vaka sayıları 900-950 sabitlendi. 15-20 arasında vefat sayısı var. Gerçekten böyle mi? 17 kişinin öldüğü bir günde, Diyarbakır'da 8 kişi vefat etti. Ankara Tabip Odası'nın bu konuda açıklaması var. Sadece dört ildeki vefatların, 28 olduğunu bildirdi. Sahadaki sayılar, bakanlığın sayılarıyla örtüşmüyor. İl il, net bir şekilde paylaşımlar yapılırsa, inandırıcılığı yüksek olur."

ÜÇ KURALA UYMAK, HİÇ DE ZOR DEĞİL

"İzmirlilere, tüm vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Zor bir dönemden geçiyoruz. Ülke olarak da dünya olarak da yüzyılın en büyük salgınıyla karşı karşıyayız. Bu tablo halen devam ediyor. Pandemi geçmiş değil. Birinci dalgayı yaşıyoruz. Yanlış uygulamalar yüzünden yakında pik yaşayacağımızı düşünüyoruz. Geçtiğimiz hafta iki hekim arkadaşımızı Covid nedeniyle kaybettik. Koronavirüsün şakası yok. Bana bir şey olmaz demeyin. Uyacağımız tedbirlerin, sadece kendimiz için olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Maske, hijyen ve sosyal mesafeye mutlaka uyun. Bunların çok da zor olduğunu düşünmüyorum. Uyulmamasındaki gerekçeleri anlamakta zorluk çekiyorum.

Ülkenin yönetenlere gelince... Pandeminin kontrolü, sadece vatandaşların kurallara uyup uymadığına bakmakla sağlanamaz.  Bu ülkede sağlığı yönetenlerin de sorumluluğu vardır. Pandeminin nasıl yayıldığını, toplumsal hastalık haline geldiğini biliyoruz., Test sayısının artırılması gerekiyor. Ülkeyi yönetenlerin test sayılarını artırması gerekiyor. Aramızda dolaşan Covid hastalarının erken zamanda saptanması lazım. Bugün yapılan testlerin kime yapıldığını bilmiyoruz. Şunu ısrarla söylüyorum, test yapan merkez sayısı da artırılmalı. Daha çok kişi kontrol edilmeli."