Diren ÇELİK/ EGEDESONSÖZ- Gerek pandemi gerek enflasyonda yaşanan yükseliş sebebiyle İzmir’in simge esnafları oldukça zor günler yaşıyor.
Geçtiğimiz hafta içerisinde İstanbul-Beyoğlu’nda bulunan 212 yıllık Lebon Pastanesi’nin yüksek kira fiyatı sebebiyle kapanmasının ardından soluğu simge yerlerde aldık.
Yolumuz 1456’ncı Sokak’ta hizmet veren Alsancak’ın simge mekanlarından olan ve öğrencisinin de iş insanın da gelip yemek yediği Köfteci Turgay’a düştü.
KİRA ÜCRETİ 22 BİN TL’YE YÜKSELDİ
Sözü işletme ortaklarından Şükrü Tekin’e bırakalım:
“Ufacık, 30 metrekare bile olmayan dükkan ama tam 22 bin lira kirası var. Elektrik faturamız, düne kadar camda asılıydı, ama artık utanıp kaldırdık. Elektrik faturası 7 bin TL ile 8 bin TL arasında geliyor. Su faturası ise, 2 bin TL ile 3 bin TL arasında geliyor. Malzemelere de yüzde 30 zam geldi, artık şaşırmıyoruz. Aldığım plastik kaplar, kağıt, kürdan gibi malzemeler de zamlandı. Bin 500, 2 bin lira malzeme fiyatlarına her hafta vermek zorundayım. Ancak müşteriye yansıtamıyorum. Çünkü çoğu işçi ve öğrenci daha fazla yansıtırsak kalan müşteriler de gelmeyecek. Köftenin porsiyonunu 45 TL’ye satıyorum. Her gün zam yaparsam kimse gelmeyecek. Bugün kıymanın kilosu 150-160 TL kıyma. Şu anda istediğin yere git, alışveriş yap, 150 lira, ciğerin kilosu 149 lira. Kıymanın kalitesini düşürmemek için düzgün et kullanmak zorundayız”
“SÜREKLİ GELEN MÜŞTERİLERİM ARTIK HAFTADA BİR ZOR GELİYOR”
Haftada 3 gün yemek yemeğe gelen müşterilerinin artık haftada 1 kere zor gelmeye başladı. Haftada bir kere gelmeyi de vatandaşlar kendisine ödül olarak nitelendiriyor. Yığınla üniversite açılıyor, üniversiteden mezunlar gelip köfteciye, simitçiye iş var mı diye soruyor. Part-time, full-time iş var mı diye soruyorlar. Öğrenciler geliyorlar çalışmak için ama iş ağır geliyor. Masrafı kısmak için az kişiyle çok iş yapmak zorundayız ama işte simgeleşmiş bir mekan olduğumuz ve müşterimizin de fazla olduğu için böyle gidiyor ama ne kadar gider bilemiyoruz? Çoğu esnaf ya da şirket kapatıyor. Kimisi devren satılık, kimisi devren kiralık… En çok şahit olduğumuz durumlardan biri de; bir müşteri buçuk köfte ısmarladığında diğeri ben yemeyeceğim diyor. Bana da çatal versene diyor. Halbuki buçuk köfteyi ikisi yiyecek biz biliyoruz yani 55 liraya 2 kişi doyacak. 2 tane yarım ekmek isteyecek, 27 buçuk 27 buçuk hesabı bölüşecekler. Salatamız 7 çeşit var ve bedava. 1 salata daha versene ağabey, çok güzelmiş diyor müşteri. Oysaki karnı aç, ekmekle, salatayla karnını doyurmaya çalışıyor.
Aslında kaç tane köfte yediği umurunda değil o anda. Az paraya doymak istiyor. Çok üzücü bir konu özgürce yiyememek. Bende bir yerde kahve içelim mi ya da 1 çay içelim mi demeye korkar oldum. İnsanlar da daha yemek yemeden acaba kaç para hesap gelecek diye tedirginliğini yaşıyor”