GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
3 Eylül 2018 Pazartesi 14:49

İzmir'in ‘Küskün Başkanı’ndan net mesaj: İki parti ittifak yaparsa...

Menderes Belediyesi eski Başkanı Özgün, adının İYİ Parti adayı olarak anılması karşısında konuştu ve “Ben şu an bağımsız durumdayım, hiçbir parti üyesi değilim. CHP ve İYİ Parti ittifak kurarsa bu ittifakın adayı olmayı değerlendiririm. Ama İYİ Parti’nin adayı değilim” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Türkiye’de 24 Haziran genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin geride kalmasıyla birlikte siyasi partiler 2019 yılında gerçekleşecek yerel seçimlere kilitlendi.

İzmir’de sürecin hareketli geçmesi beklenirken, gözler kentte en güçlü parti konumunda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) olacak. 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde sancılı bir süreç yaşayan ve 8 ilçeyi kaybeden partinin bu kez izleyeceği yol haritası merak ediliyor. İl Başkanı Deniz Yücel’in partinin iktidarda olmadığı bu 8 ilçeye özel bir çalışma programı hazırlayacağı biliniyor.

AK Parti’ye kaybedilen ilçeler arasında yer alan Menderes’te adaylık noktasında sürprizlere açık bir durum olduğu aktarıldı. Menderes’te 15 yıl belediye başkanlığı yapmış olan eski CHP’li Ergun Özgün’ün adı genel seçimler sırasında Millet İttifakı’nın oluştuğu süreçte ‘İYİ Parti’nin adayı olacak’ şeklinde kulislere yansımıştı.  

MİLLET İTTİFAKI ANLAYIŞINA SÜREÇTE KATKI KOYDUK, ŞU AN BAĞIMSIZ DURUMDAYIM!
Egedesonsöz’e konuşan Menderes Belediyesi eski Başkanı Özgün önemli açıklamalarda bulundu. İlk olarak 2014’te aday gösterilmediği ve bağımsız aday olduğu sürece değinen eski Başkan Özgün, “Benim yaşamım boyunca sürdürdüğüm bir siyasi kimliğim var. Bu doğrultuda yerel yönetimlerde daha önce ilçe başkanlığı, meclis üyeliği görevleri yaptım. Sonrasında da 15 yıl belediye başkanlığı yaptım. Benim bir dünya görüşüm var. Bu görüşüm çerçevesinde de yaşam biçimimi şekillendirdim. Geçtiğimiz süreçte de CHP-İYİ Parti, Saadet Partisi- Demokrat Parti oluşturduğu Millet İttifakı anlayışı içinde sürece katkı koyduk. Ben şu an bağımsız durumdayım, hiçbir parti üyesi değilim” dedi.

İTTİFAKIN DEVAM ETMESİ İNANCINDAYIM!
2019 yılının Mart ayında yapılması planlanan seçimler özelinde konuşan Özgün, “Önümüzdeki yerel seçimlerde de ben, ilçemin ihtiyacı olan koşullar gereği durmam gereken yer neresiyse orada duracağım. Bir yurttaş olarak da aday olarak da katkı koymak olabilir, bilemiyorum. Millet İttifakı’nın yerel yönetimler seçimlerinde de devam edeceğini zannediyorum, umuyorum. Çünkü İYİ Parti’nin seçmenleri de mitinglerde ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye slogan atıyorlardı. CHP’nin seçmenleri de aynı şeyleri yüksek sesle dile getiriyorlardı. Cumhuriyet, laiklik, çağdaşlık gibi ana taşıyıcı unsurlarda, aynı yere hizmet eden iki siyasi hareketin yerel seçimlerde de Millet İttifakı’nı devam ettirmesi inancındayım. Cumhur İttifakı zaten devam edeceğini açıkladı. Bu anlamda benim ilçede de CHP ve İYİ Parti’nin iş birliği yapması halinde doğabilecek olan isimlendirmelerin içinde yer alır mıyım, almaz mıyım, o günün şartları belirleyecek” açıklamasında bulundu.

İYİ PARTİ-CHP İTTİFAKININ ADAYI OLMAYI DEĞERLENDİRİRİM!
Kendisine gelecek adaylık teklifi hakkında çarpıcı bir çıkışa imza atan Özgün, İYİ Parti’nin adayı olmadığını kesin bir dille ifade etti. Özgün, “Böyle bir teklif geldiği takdirde CHP ve İYİ Parti ittifak kurarsa bu ittifakın adayı olmayı değerlendiririm. Ama İYİ Parti’nin adayı değilim” dedi.

MENDERES’LE, PARTİMİZLE BİR SORUNUMUZ YOKTU, EKİM’DE KAMUOYU YOKLAMASI YAPTIRACAĞIM!
2014 yılında aday gösterilmemesini değerlendiren Özgün, yeni süreç için anket çalışması yaptıracağını aktardı. Özgün, “2014 yılında hizmetimizin bitmesinin sebebi partimizin aldığı karar değil. İzmir’de siyaseti şekillendiren kişilerin aldığı karar çerçevesinde oldu. Menderes’te halkla bir sorunumuz yok. CHP ile de bir sorunumuz yok. Ekim ayının sonunda bireysel olarak kamuoyu yoklaması yaptırmayı düşünüyorum. Bizim kadrolarımız yerinde duruyor. Eşim, akrabalarım CHP üyesi şu anda. Sadece o günün şartlarında bir adım geriye çekildim. Dünya görüşüm değişmedi. CHP anlayışı hala bizim yaşam biçimimizdir. Yapılacak olan kamuoyu yoklaması bizim için ana taşıyıcı olacaktır” diye konuştu.

PARTİNİN VERECEĞİ KARARLAR BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE, KİŞİLERİN VERECEĞİ KARARLARI TANIMIYORUZ
Özgün ayrıca kaybedilen 8 ilçe hakkında da açıklamalarda bulundu ve “Ben herhangi bir siyasi parti içine girmedim. Bağımsız olarak aday oldum. Hiçbir genel başkana, parti liderine endeksli bir ifade kullanmadım. Yerel tercihleri öne çıkaran bir propaganda süreci yaşadık. İzmir’de o tarihte karar verici kişi partinin MYK ve PM’sinden süzülüp gelen kararları değil kendi tercihlerini ön plana çıkardı. Bu Bornova’da da, Menderes’te de, Karşıyaka’da da, Aliağa’da da, birçok yerde de böyle oldu. Bunların içinde 8 tanesi kaybedildi. Seçimin sonrasındaki gün söyledim; ‘Bu seçimin sonuçlarını değil sebeplerini konuşmamız gerekiyor’ dedim. 8 ilçenin kaybedilmesi sonuç. Sebepleri konuşmaya yüreğimiz yeterliyse gerçeğin ortaya çıkması ve yüzleşme yapacağımız için partiden talep ettim. ‘Gelecek günler için buna kudretimiz varsa sebepleri konuşmak önemli’ dedim. Ama tahmin ediyorum İzmir’deki yapı buna müsaade etmedi. Ama şimdiki günlerde önümüzdeki süreç İzmir’deki o yapının kenara çekilmesiyle birlikte çok daha sağlıklı bir hale dönüşecektir umudundayız. 8 ilçenin çoğu da geriye alınabilecek durumda. Sadece kişiselleştirmemek gerekiyor. Ahbap-çavuş ilişkisiyle siyaset yapılmaması gerekiyor. Partinin vereceği kararlar başımızın üstünde, kişilerin vereceği kararları tanımıyoruz” ifadelerini kullandı.