GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
30 Kasım 2023 Perşembe 09:26

İzmir'in kanser raporu... Erkeklerde 'akciğer', kadınlarda 'meme'!

Türk Toraks Derneği Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr Oğuz Kılınç, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle yaptığı açıklamalarda, “İzmir’de, güncel nüfus üzerinden hesaplanan görülme sıklığına göre her 100 bin erkeğin 61.6’sına, her 100 bin kadının 5.1 ine akciğer kanseri teşhisi konuyor. Kanser türlerinden akciğer kanseri İzmir’de erkeklerde en çok görülen kanser olarak ilk sıradayken, kadınlarda ise ikinci sırada yer alıyor. Kadınlarda ilk sırada meme kanseri görülüyor” dedi. Kılınç, tütün maddelerine uyuşturucularla aynı muamele yapılması gerektiğini de aktardı.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında en sık ölüme neden olan kanser türü. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 2 milyon kişi akciğer kanseri teşhisi alıyor ve bu ölümcül hastalık nedeniyle yaklaşık 1,8 milyon kişi yaşamını yitiriyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 41 bin yeni akciğer kanseri hastası tespit ediliyor.

1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla Egedesonsöz’e açıklamalarda bulunan Türk Toraks Derneği (TTD) Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr Oğuz Kılınç,  “İzmir’de, güncel nüfus üzerinden hesaplanan görülme sıklığına göre her 100 bin erkeğin 61.6’sına, her 100 bin kadının 5.1 ine akciğer kanseri teşhisi konuyor . Kanser türlerinden akciğer kanseri İzmir’de erkeklerde en çok görülen kanser olarak ilk sıradayken, kadınlarda ise ikinci sırada yer alıyor. Kadınlarda ilk sırada meme kanseri görülüyor” dedi.

RİSK MADDELERİNE TEMAS KANSERİ HIZLANDIRIYOR
Bütün kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de erken teşhisin önemli olduğunu ifade eden Profesör Kılınç, “Hastalığın erken tanısı açısından dünyada farklı ülkelerde uygulanan çeşitli tarama programları mevcuttur. Düşük doz bilgisayarlı tomografi taramalarının, akciğer kanserini erken evrede tespit ederek ilişkili ölümleri yüzde 22’ye yakın oranlarda azalttığına dair çalışmalar bulunmaktadır. Özellikle 50-80 yaş arasında bulunan ve 30 paket-yıl ya da daha uzun süre sigara içme öyküsü olan aktif içici ya da bırakmış  kişilere  bu tarama önerilmektedir. Risk grubunda olan hastalarda tarama yapılarak araştırılması gerekiyor ancak daha önemlisi kanserin önlenebilir sebeplerden meydana gelmesidir. Herhangi bir risk maddesine temas etmeden akciğer kanseri olma riski 1 kat ise oluşturacak sebeplere maruz kalan kişilerde olma ihtimali 30 kat daha fazla. Bu risk maddelerinin başında tüm tütün mamulleri geliyor. Akciğer kanserine zemin hazırlıyor. Genetik bir yatkınlık olsa bile bu risk maddelerine temas etmeyince kanser olma riski çok yüksek değil” ifadelerini kullandı.

Kılınç sözlerinin devamında, kanserden korunmak için risk maddelerinden korunmak gerektiğini kaydederek, “Sigara kullanayım ancak kanseri erken taramak için her ay tomografi çektireyim doğru bir anlayış değil. Kanser oluşturacak maddeye devam edildiği sürece bir şekilde kanser ortaya çıkacak” dedi.

YÜKSEK RİSK GRUBU HEKİMLERCE TAKİP EDİLMELİ
Kanser tedavisiyle ilgili sigorta kurumunun gerekli tedavileri karşıladığını  aktaran Kılınç, “ Kanser olmuş kişilerin sosyal güvencesi varsa standart tedavilere ulaşması açısından sıkıntı yok. Sosyal Güvenlik Kurumu bunu karşılıyor. Bazı ilaçlar var, halk arasından akıllı ilaç olarak biliniyor. Geri ödemeli olmayabiliyor ancak bu az bir kısım. Endikasyon dışı dediğimiz o ilaçlardan fayda göreceğini düşündüğümüz hastalar olduğunda Sağlık Bakanlığı’na başvuru yapıp uygun görüldüğü takdirde geri ödemesi alınıyor. Yüksek risk dediğimiz gruplarda, 50 yaşından sonra düşük doz bilgisayarlı tomografi ile tarama yöntemi mevcut ancak halk çok farkında değil bu yüzden göğüs hastalıkları uzmanı tarafından bu takibin hekim eliyle yapılması gerekiyor” 

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI EROİNLE EŞ DEĞER
Kılınç elektronik sigaraların da kansere neden olduğunu vurgulayarak, “Halkın farkında olması gereken bazı noktalar var. Önlenebilir sebepten kanser oluyorlar. Tütün mamülleri, elektronik sigaralar, dumansız  tütün ürünleri diye bir grup var Türkiye’de satılması yasak. Ona rağmen kaçak yollardan ülkeye giriyor ve insanları zehirlemeye devam ediyorlar. Yasak olmasına rağmen daha çok da internet sitesi üzerinden ve Kıbrıs’tan geliyor.  Devlet de bir nevi göz yumuyor. İstenirse uyuşturucu maddeler gibi bunların satışı da kontrol altına alınabilir. Çok önemsenmiyor ancak önemsenmesi gerekiyor. Bu maddelerin hepsi bağımlılık yapıcıdır. Nikotinin bağımlılık gücü eroin, kokoin gibi maddelerle eşdeğerdir. Hiçbir fark yok. Bu maddelere yapılan muameleler türün ürünlerine de yapılmalı. Hepsinin eş değer bağımlılık gücüne sahip olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış. Tütün ürününü deneyen her 4 çocuktan 3’ü bağımlı hale geliyor. Dumansız bir ülkeden tütünsüz bir ülke hedefine yönelmeliyiz. Tütün ürünleri yasaklanmalıdır. Tarayarak ya da erken yakalayarak içerlerse içsinler erken yakalarız tedavi ederiz diyecek bir durum değildir” şeklinde konuştu.