GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
22 Ekim 2019 Salı 15:45

İzmir'in cennet köşesindeki 'sit ayarı' mahkemelik!

Seferihisar’daki Doğanbey bölgesindeki 1’nci, 2’nci ve 3’üncü Derece Doğal Sit Alanlarının koruma statülerinde değişikliğe gidilmesi sonrasında Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi dava açtı. İdare Mahkemesi’ne başvuru yapan oda adına konuşan Başkan Kocaer, ayrıca yerel yönetimlere seslendi. 2 yıldır süreci takip ettiklerini belirten Kocaer, “Bu konuda İzmir kamuoyunu daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Yerel yönetimlere, sivil topluma, kurumlara sesleniyoruz. Bunu tek başımıza bizim üstlenmemiz mümkün değil. Yerel yönetimlerin üzerine düşen vazifeyi gerçekleştirmesi gerekiyor” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, geçtiğimiz Temmuz ayında yayınladığı raporla Seferihisar’daki Doğanbey bölgesindeki 1’nci, 2’nci ve 3’üncü Derece Doğal Sit Alanlarının koruma statülerinde değişikliğe gidildiğini duyurdu.

Alanların nitelikli doğal koruma alanı ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak tescil edilmesinin uygun bulunduğu aktarıldı.

İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun 2018 yılında aldığı kararın Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ilgili maddesine göre ‘Bakanlık Makamı Olur'u ile onaylandığı ifade edildi. Gelişme o süreçte kamuoyunda sitlerin derecelerinin düşmesi ve kıyıların yapılaşmaya açılması şeklinde yorumlanmıştı. Bakanlığın hazırladığı değişiklik için Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından İdare Mahkemesi’ne dava açıldığı belirtildi.

Gelişmeyle ilgili geniş çapta açıklamalar yapan ve süreç hakkında bilgiler veren Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Şenyol Kocaer net ifadeler kullandı.

2 YILDIR TAKİP EDİYORDUK
Kocaer, “İzmir’in genelini 39 bölgeye ayırdılar. İzmir ve Manisa İlleri Doğal Sit Alanı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi diye geçiyor. Bu çalışmayı çıktığından beri, 2 yıldır takip ediyoruz. Peyderpey ilçe sınırlarının dışında, bölge bölge ama hiçbir düzen olmadan, ‘şu bölgeyi bitirelim’ şeklinde bir işleyiş olmadan hangi gün hangi bölgenin açıklanacağını bilmediğimiz bir sistem var. Doğal sit değişiklikleri bakanlık tarafından yayınlanıyor” dedi.

ALAN CİDDİ BİR YAPILAŞMAYA AÇILACAK, İMAR KONUSUNDAKİ ENGELLER KALDIRILACAK
Geride kalan süreçte benzer davalar yürüttüklerini aktaran Kocaer, “Bu da o davalardan biri olacak. İdare Mahkemesi’ne davamızı açtık. Doğanbey’in sit değişikliklerine baktığımızda eski sit derecelendirmesine göre üçüncü ve ikinci derece diyebileceğimiz sürdürülebilir kontrollü kullanım ve nitelikli koruma alanı şeklinde ikiye bölünmüş. Sit dereceleri aslında ciddi oranda düşürülmüş ve yapılaşmada sınırlayıcı engeller kaldırılmış. Alanın özellikleri var. Doğal korunması gereken özellikleri var. Değişiklik yapılan bölge özellikle fokların üreme bölgesi ve flora fanus açısından da zengin bir alan. Diğer taraftan da bu alanın jeotermal kaynakları da ön plana çıkıyor. Jeotermal kaynaklarla ilgili de bu sürdürülebilir kontrollü kullanım alanlarında ekstra izin tanıyan bir ilke kararı var. Jeotermal kuyuların kazılmasına izin tanıyan karar 2017 yılında çıktı. Bunların birbiriyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Önümüzde bu alanın ciddi bir yapılaşmaya açılması, imar konusunda önündeki engellerin kaldırılması bu değişikliğin bir parçası olacaktır” açıklamasını yaptı.

DOĞAL ALANLARI KORUMAK İÇİN ÇIKTI RANTA DÖNDÜ
“Bu sit değişikliği yapılan yerlerde bizim tespit ettiğimiz ama takip etmemizin çok zor olduğu, kurul komisyon kararlarıyla parsel bazlı yapılaşma kararları çıkıyor” diyerek sözlerini sürdüren Kocaer, “Bu yapılaşma kararları yasalara aykırı ayrıcalıklı imar hakları taşıyan, geçiş dönemi yapılaşma koşulları belirtilmemiş alanlarda sit değişikliği yapılan yerlerde böyle bir açıklık oluşturulmuş durumda. Ne yazık ki Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü komisyonunun burada ileride ciddi sorun yaratacak, hakkaniyeti tamamen ortadan kaldıracak uygulamalarını görüyoruz. Bunun örneklerini gördük. Bunun gibi örneklerle de doğal alanlarımız, kıyılarımız kontrolsüz yapılaşmaya açılmış durumda. Çalışmanın temeli doğal alanların korunmasına yönelik yeniden bir değerlendirmeydi ama uygulamaya geldiğimizde hem parça parça hem de parsel bazlı verilen imtiyazlı imar uygulamaları konunun aslında doğal alanları korumaktan öte yine bir rant meselesine döndüğünü göstermekte. Bu da hepimizi endişelendiriyor” dedi.

YEREL YÖNETİMLERE ÇAĞRI: BİZİM TEK BAŞIMIZA ÜSTLENMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL!
İzmir’deki yerel yönetimlere çağrıda bulunan Kocaer, “Kıyılarımız, bu bakir alanlarımız doğal niteliği korunması gereken alanlarımız. Turizmin gelişmesini istiyorsak bu doğal yapıya sahip çıkmalıyız. Doğanın güzelliği turizmin gelişmesine katkı sunacak. Biz de mahkemeye başvurumuzu yaptık. Bu konuda İzmir kamuoyunu daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Yerel yönetimlere, sivil topluma, kurumlara sesleniyoruz. Parça parça hiçbir düzen olmadan bakanlık yeni yeni ilanlar çıkarıyor. İlanları yeniliyor ama neye göre olduğunu bilmiyoruz, eksiklikler olduğunu görüyoruz. Bunu tek başımıza bizim üstlenmemiz mümkün değil. Yerel yönetimlerin üzerine düşen vazifeyi gerçekleştirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.