GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
16 Aralık 2020 Çarşamba 15:07

İzmir için sarsıcı iddia!

Koronavirüs salgını sırasında okula gitmesi doğru görülmeyen çocukların ucuz işgücü olarak çalıştırıldığını belirten Eğitim-Sen İzmir 2'Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, "Pandemi sürecinde eğitim ve öğretim sürecindeki çocuklara izin alarak, usta, çırak ve kalfa olarak gösterilerek bugün birçok işyerinde çalıştırılıyorlar. Yani okula gitmesi doğru görülmeyen çocuklar bugün ucuz işgücü olarak maalesef çalıştırılıyor" ifadelerini kullandı.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından en fazla etkilenen alanların başında eğitim gelmişti. Türkiye'de korona salgınının görülmesinin ardından bazı tedbirler hayata geçirilirken, bunların başında ise okullardaki yüz yüze eğitime ara verilmesi olmuştu.

Eğitim ve öğretim için uzaktan eğitim modeli belirlenirken, özellikle bu alanda yaşanacak fırsat eşitsizlikleri ve EBA sisteminde yaşanan aksaklıklar tartışma yaratmıştı.

Konuyla ilgili gazetemize konuşan Eğitim-Sen İzmir 2'Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, eğitim ve öğretim çağındaki çocukların ucuz işgücü olarak çalıştırıldığını belirtti.

"UCUZ İŞGÜCÜ OLARAK MAALESEF ÇALIŞTIRILIYOR"
Okul çağındaki çocukların uzaktan eğitim ile birlikte ucuz işgücü olarak çalıştırıldığını belirten Eğitim-Sen İzmir 2'Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, "Bizim burada temel muradımız önce salgının kontrol altına alınması sonrasında yüz yüze eğitimin olmasıdır.  Çünkü yüz yüze eğitimin olmaması çocuklarda okul terk oranını artırıyor. Bunun yanında pandemi sürecinde eğitim ve öğretim sürecindeki çocuklara izin alarak, usta, çırak ve kalfa olarak gösterilerek bugün birçok işyerinde çalıştırılıyorlar. Yani okula gitmesi doğru görülmeyen çocuklar bugün ucuz işgücü olarak maalesef çalıştırılıyor.  Bunlarda bizi eğitimci olarak kaygılandırıyor. Sanki alınan bütün tedbirler özel sermayenin yararına olan kararlar gibi" dedi.

"PANDEMİ İLE BİRLİKTE EŞİTSİZLİK İYİCE ARTMIŞ DURUMDA"
Uzaktan eğitim sisteminde İzmir'de en çok etkilenen ilçeleri değerlendiren Eğitim-Sen İzmir 2'Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam, "Sisteme kaç kişi girdiği yönünde istatistikler bizimle ve eğitim paydaşlarıyla paylaşılmıyor. İzmir genelinde özellikle Karabağlar, Buca gibi sosyo ekonomik olarak sıkıntılı olan bölgelerde ailelerin çokça çocuklarına yeterli donanım sağlanamadığını ve bunun eşitsizlğe yol açtığını söyledik. Maalesef bu deprem ve pandemi ile birlikte iyice artmış durumda.  Ekonomik durumda yoksulluklar, eksiklikler, pandemi dolayısıyla işini kaybedenler, çoğu gündelik kazançlarla kendilerini geçindirmeye çalışan ailelerin çocuklarını da etkiledi. Bundan kaynaklı olmak üzere en büyük sıkıntılar da zaten bu kesimlerde oldu" dedi.

"EĞİTİM KRİZİNE DÖNÜŞTÜ"
Pandemi sürecinin ilk anlarda sağlık sorunu olarak ortaya çıktığını belirten Beyazadam, pandeminin şimdi eğitim krizine dönüştüğünü ifade etti. Beyazadam, "Salgın krizi önce bir sağlık krizi olarak başladı ancak şu an eğitim krizine dönüştü. Eğitim krizi ile sağlık krizi artık at başı gidiyor. Bundan çocuklarımız  çok ciddi bir şekilde etkileniyor. Bundan ailelerimiz mutsuz. Ailelerin bu noktada çocuklarının daha derli toplu  okullarda, fiziki olarak  gerekli tedbirlerin alınması ile birlikte yüz yüze eğitime başlamasına dair talepleri var.  Burada özellikle salgını kontrol altına almadan açılacak okulların çokta yüz yüze eğitime bir yarara olmayacaktır. Burada aileler zaten çocuklarını okula göndermek istemeyecektir" diye konuştu.

"ANNE BABANIN İŞE YÖNELMESİ İSTENİYOR"
Alınan yeni tedbirleri de değinen Beyazadam, "Tabipler Birliği'nin de istediği tam kapanma durumu bir türlü yapılamadığı için aslında eğitime dönüş süreci de uzuyor. Bu çok daha çabuk kısaltılabilirdi. Dün yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı’nın  genelgesi ile  okul öncesi kurumların faaliyetlerine başlaması yönünde karar alındı. Özel öğretim kurumları da aynı şekilde eğitimlere başladı. Bunun yanı sıra  yöneticilerin kararı ile belirli okullar belirlenerek bunların açılması planlanıyor. Neden okul öncesi eğitimi açmaya çalışıyorsunuz? O yaş grubu çocuğu anne baba evde bırakıp işe gidemeyeceği için çocuğu özellikle  bakıcı pozisyonuna sokulan okul veya öğretmene verip o noktada anne babanın işe yönelmesi isteniyor. Burada durumu çocuk açısından baktığımızda, kendisini koruyamayacağını var sayarsak, bulaş çocuktan çocuğa yayılarak aile içinde yayılacak" ifadelerini kullandı.

"TARİKAT VE CEMAATLER HAREKETE GEÇTİ"
Çocukların tarikat ve cemaatlerin himayelerine teslim edildiği konusunda duyumlar aldıklarını belirten Beyazadam, "Okullarda bir çocuğun bulunması gereken alan 2 şekilde tarif edilir. Bunların birincisi ailesinin yanı diğeri ise eğitim kurumları. Çocuk için güvenli yaşam alanları öncelikle bunlardır. Bakıldığı zaman okul ortamında bulunmuş olmak çocuğa, sosyalleşme ile olmak üzere akranları ile bir arada bulunmayı ve adaptasyonu sağlıyor. Siz bunu elinden aldığınızda çocuğa farklı kanalları yaşam alanı olarak dayatıyorsunuz. Yani çocuğun okuldan uzak kaldığı her an farklı bir okulun olmadığı bir dünya fikrini tohum olarak atmaktır. Okulun olmadığı bir dünya çocuk için ideal bir dünya değildir. Burada bu sürecin uzamasını bu noktada ele almak zorunda yöneticiler. Bugün bakıldığında okullara özellikle gönderilmeyen çocuklar hakkında maalesef kötü duyumlar alıyoruz. Tarikatlara, cemaatlere, gerici ve o noktada uygun olmayan yapılara hali hazırda sokak aralarında olan kurslarına yada bir biçimde  onların himayelerine teslim ediliyor. Bu da aslında bizim en büyük korkumuz" diye konuştu.

Eğitimcilere koronavirüs aşısının yapılıp yapılmaması gerektiğini konusunu da değerlendiren Beyazadam, "Salgın koşullarında dezavantajlı olarak çalışan sağlık emekçilerini unutmamak lazım. Onlara herkesten öncelikli olarak bu noktada gerekli tedbirlerin kendilerine sunulması gerekiyor. Eğer siz bu noktada okulların açılması çalışmalarını sürdürüyorsanız, eğitim öğretim emekçilerinin aşı konusunda desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.