GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
25 Aralık 2017 Pazartesi 14:08

İzmir için en kahreden haber!

İzmir’de geçtiğimiz hafta iki gün içinde 5 kişi intihar etti. İntihar sayısında İzmir, İstanbul'un ardından ikinci sırada yer alırken Ege Bölgesi'nde intihar artışı dikkat çekiyor. Uzmanlar ise intiharın nedenleri ve nasıl önlenebileceğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

EGEDESONSÖZ- (ÖZEL HABER) İzmir’de geçtiğimiz hafta 2 gün içinde 5 intihar olayı yaşandı. Gerek geride bırakılan notlar, gerekse yakınları tarafından verilen ifadeler ve iddialar göz önünde bulundurulduğunda intiharın ağırlıklı nedenleri arasında psikolojik bunalım ve ekonomik nedenler görünüyor.

Başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi’nde giderek artan (nüfusa bakılmaksızın) intihar olaylarının başlıca nedenleri ve toplumdaki bu artış nedenlerini klinik psikologlara ve sosyologlara sorduk. İntihar nedenleri arasında şiddet, depresyon, yoksulluk, yabancılaşma ve turizm unsurlarının başlıca nedenler olduğu belirtildi.

DAHA ÖNCE TEŞEBBÜS EDENLERE DİKKAT
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Uygulamalı Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülay Dirik, intiharların yaşanmasının temel nedenleri ve nasıl önlenebileceği yönünde önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Dirik özellikle daha önce intihara teşebbüs edenlerin mutlaka gözlenmesi gerektiği, ailede intihar öyküsü olanlara ve ağır depresyondan yeni çıkanlara depresyondaki bireylere karşı çok dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.

Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Uygulamalı Psikoloji Anabilm Dalı Başkanı Dirik “Bireylerin intihar nedeni genelde girdikleri depresyon sonucu. Olumsuz düşüncelerden kurtulamadıklarını, farklı bir alternatifin olabileceğini düşünemediklerini görüyoruz. Genelde ağır depresyon sonucu oluyor. Bu depresyonları tetikleyen nedenler var. Yoksulluk, çünkü yoksulluk kaynaklara ulaşıma engelliyor. Şiddet ve benzeri nedenler depresyona neden oluyor. Özellikle önlenmesine yönelik, dikkat edilmesi gerekenleri belirtmek gerekirse; birincisi daha önce intihar edenlerin bir kez daha deneme ihtimali olabileceği, ailede intihar öyküsü olanların, depresyonda olanlar, içe kapanık bireylerin teşebbüs ihtimal olarak yüksektir. Depresyonda olan herkesin intihar etmediği gibi bazıları da bununla baş edemeyen bireyler de teşebbüs edebiliyor” dedi.

‘DİKKAT ÇEKMEK İÇİN YAPIYORLAR’
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dirik, intihar vakalarına ilişkin bir başka dikkat çekici konuya değindi. Dirik “Dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise kendini öldüreceğini söyleyen ya da deneyeceğine dair konuşan insanlara karşı ‘Dikkat çekmek için yapıyor’ şeklinde yaklaşımlar çok yanlış. Bu insanlara yardım edilmeli. İntihar etmez, dikkat çekmek için yapıyor gibi bakılmamalıdır” şeklinde ifade etti.

İNTİHAR ŞİDDETTİR
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Sergender Sezer, son dönemlerde hızla artan intihar olaylarının öncelikli nedenlerine değindi. İntiharın öncelikle bir şiddet olduğunu, bir takım sebeplerden dolayı başkalarına yönlendirilemeyen şiddetin birey tarafından kendisine, kendi varlığına yöneltme eylemi olduğunu ifade eden Yrd. Doç Dr. Sergender Sezer “Bazı sebeplerden dolayı başkalarına yönlendirilemeyen şiddetin birey tarafından kendisine, kendi varlığına yöneltilmesidir. Türkiye’nin mevcut toplumsal koşulların kaotik olarak tanımlamamız mümkündür. Bu toplumlarda şiddet ve intihar olayları ciddi artışlar gösterir. Hızlı şehirleşmenin ve bireyciliğin sonucu giderek artan yabancılaşma, yabancılaşmanın sonucu güven duygusunun ortadan kalkması. Toplumsal değerlerde derin, hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanması, dönüşümün bireylerin çoğunluğunda kültürel ve sosyal endişeye olması, Bireyler toplumlarına, kültürlerine ve en kötüsü de kendilerine yabancılaşıyorlar Boşanmanın ve aile içi şiddetin artması gibi göstergeleri başlıca nedenler olarak sayabilir” dedi.

YAŞLI-ÇOCUK İNTİHARI
İntihar vakalarında turizmin de etkili olduğunu düşünen sosyolog Sergender Sezer “Ege Bölgesi’nin kıyı kesimlerindeki turizm faaliyetleri de ailenin zayıflamasında oldukça etkilidir. Zayıflayan aile kurumu bireylerin intiharlarında oldukça etkilidir. İntiharları incelediğimiz zaman yaşlı ve çocuk yaşta intiharların olduğunu görüyoruz. 2016 yılında 15 yaşından küçük çocuklardan 78 çocuğun, 65 yaşın üstünde ise 364 yaşlı bireyin  intihar ettiğini görüyoruz. Yaşlıların içinde 176’sı 75 yaşın üstündedir. Çocuklarda intiharın 8 yaşa kadar düştüğü görülmektedir. Özellikle çocuk intiharlarında cinsel istismar, aile içi şiddet ve ailenin sorunlu olması önemli etkenlerdendir” şeklinde ifade etti.

EN FAZLA İNTİHAR EGE’DE
İntihar vakalarında bireylerin geçmişte yaşadıkları travmaların, tedavi edilmesinin de etkili olduğunu, ekonomik krizler, iflaslar, işsizlik, aşırı borçlanma gibi sebeplerin de ciddi intihar sebepleri olabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Sezer, intihar olaylarının Türkiye’de en fazla yaşanan bölge olarak Ege Bölgesi olduğunu kaydetti. Öğretim Görevlisi Sezer “İntiharların en yüksek olduğu bölge Ege Bölgesi’dir. (İç Ege’yi dışında tutarsak) Kuzey, Batı ve Güney Ege Türkiye ortalamasının oldukça üstündedir. İller içinde de oransal olarak en yüksek il Aydın’dır. Ege’nin en önemli sorunu yoğun göç alması ve yine yoğun turizm faaliyetlerinin sonuçlarıdır.

GELENEK VE BATI TİPİ MODERNLEŞME
Bölgenin fazla göç almasıyla beraber söz konusu bölgelerin turizm merkezleri olması ilginç bir tablo ortaya koyuyor. İntihar vakalarının sosyolojisine bakıldığında Akademisyen Sezer, aile ve akrabalık yapısındaki değişimlerin öne çıkmasını önemli buluyor. Nedenler sırlandığında göreceli olarak Ege illerindeki Batıya özgü sosyalleşme ve yaşam tarzının geleneksel dayanışma ağlarını zayıflatması, özellikle cinsel istismarların yaşanması gibi etkenlere dikkat çekiyor.

Doktora tezi ‘İşadamlarının İntiharı’adlı çalışmasıyla bölgede tanınan sosyolog Sezer “Ege illeri huzurlu kentler olarak görülseler de kır-kent arasında ciddi farklılıklar bulunuyor. Örneğin Muğla’nın turizm faaliyetlerine paralel olarak; alkol, uyuşturucu, kumar, cinsel istismar, boşanma ve aile içi şiddete bağlı intihar olaylarının yüksek olduğunu görüyoruz. Kırsal yaşamdan turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu yerlere göçenler buradaki yaşama uyum sağlamakta zorlanmakta gelenekle modern arasında ciddi bir çatışma yaşamaktadırlar” değerlendirmesi yaptı.

İNTİHARI NASIL ÖNLERİZ
Toplumda artan intiharları değerlendiren Sergeden Sezer, verdiği bilgiler doğrultusunda konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Son yıllardaki turizm sektöründe yaşanan krizden dolayı birçok turizmci iş insanı intihar etmiştir. İntiharın önüne geçilebilmesi için tüm ülkeyi kapsayan ciddi bir araştırma yapılması gerekir. Maalesef bu konuda ülkemizde ciddi bir ketumluk söz konusudur. Devlet bu konuya devlet sırrıymış gibi yaklaşmaktan vazgeçmeli ve önlemek için önce sebeplerin doğru tespit edilmesini sağlamalıdır. Tüm intihar olayları olmasa da %90’ından fazlasının sebebi toplumsaldır. Toplumsal sebepler belirlendikten sonra ulusal ölçekte ve yerelin kendi ihtiyaçlarına uygun özel çözümler üretilmelidir. Ulusal ruh sağlığı politikası yeniden gözden geçirilmelidir.  Okullardaki rehberlik servisleri psikolojik danışmanların yanında sosyologlarla güçlendirilmelidir. İntiharı konuşmak intiharı tetikler anlayışından kurtulmalıyız. Medyadaki intihar haberleri denetlenmeli. Dizilerdeki şiddet herkesin TV başında olduğu saatlerde yayınlanmamalı.”

İNTİHARLAR TRAFİK KAZALARI İLE YARIŞIYOR
Geçen yıl trafik kazalarında 7300 kişi öldü, 307, 619 kişi yaralandı. İntihar eden sayısı ise 3064, her 1 intihara karşı en az 15 kişi de intihara girişmektedir, yani 500 bine yakın kişi de intihara girişmiştir ve bunların % 3 ile 5'i hayat boyu sakat kalmaktadır. Aslına bakarsanız hem ekonomik, hem psikolojik hem de toplumsal olarak maliyeti oldukça yüksektir intiharların.