Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye ve dünyada artan koronavirüs vakaları ülkemizde İzmir başta olmak üzere birçok şehirde korku yaratırken, geçtiğimiz hafta sonu itibari ile belirli saatlerde yeniden sokağa çıkma yasakları ilan edilmişti.
İzmir'de özellikle deprem sonrası vaka sayılarında hızlı bir artış yaşanırken, 18 Ekim'de gazetemize günlük vefat ve toplam korona kaynaklı vefat sayısını açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel'e İzmir Valisi Yavuz Köşger'den yalanlama gelmişti.
Gazetemize konuşan CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Vali Köşger’e yanıt verdi. Adıgüzel, rakamların Sağlık Bakanlığı tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi Cenaze İşlerine gönderilen rakamlar olduğunu söyledi.
“MART AYINDAN BERİ 1848 KİŞİ İZMİR’DE HAYATINI KAYBETTİ”
Türkiye'de ilk kovid vakasını görüldüğü Mart ayından itibaren İzmir'de cumartesi günü itibari ile bin 848 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirten Adıgüzel, "İzmir’de cumartesi günü koronavirüs sebebiyle 46 ölüm vakası yaşandı. Bu rakamlar resmi rakamlardır. Çünkü doktorların, testi pozitif olarak, ölümü bulaşıcı hastalık olarak girerek defin işlerine gönderdiği vakalardan bahsediyorum. Son iki günün rakamlarına henüz ulaşamadık. Ancak İzmir'de ortalama olarak ölüm sayıları 40 ila 50 arasında korona pozitif devam ediyor. Cumartesi itibari ile İzmir'in koronavirüs pandemisi başından itibaren virüs kaynaklı toplam ölüm sayısı bin 848'e yükselmiş durumda" ifadelerini kullandı.
“GÜNLÜK ÖLÜM SAYISININ 100 OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
İzmir'de günlük ölüm sayılarının kovid ile ilişkili hastalıklar, şüpheli vakalar, testi negatif olup yada başka hastalık kodları ile girilen cenazeler ile birlikte ortalama olarak 100 olduğunu belirten CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, "Bulaşıcı hastalık olarak kod girebilmesi için, muhakkak kovid testinin pozitif olması gerekiyor o cenazenin. Bulaşıcı hastalık olarak tanı gelmişse, kesinlikle pozitif olması gerekiyor. Haliyile İzmir'in Büyükşehir'ine defin için bulaşıcı hastalık ile 50 cenazemiz gelmişse, o günkü cenaze sayısı 50'dir. Aslında bu kadar da kovid ile ilişkili hastalıklar, şüpheli vakalar ve testi negatif olup ya da başka hastalık kodları ile girilen cenazeler var ki en az bir o kadar da orada ölümler yaşanıyor. Ben İzmir için kovid ile ilişkili hastalıklar, şüpheli vakalar, testi negatif olup ya da başka hastalık kodları ile girilen cenazeler de sayılırsa günlük 100 cenazenin olduğunu düşünüyorum. Bu da bakanın Türkiye genelinde açıkladığının 3'de 2'sine denk geliyor. Sadece İstanbul rakamı 201'di ancak bakanın açıkladığı sayı 150'lerdeydi. Bundan ne çıkarmaya çalıştıklarını ben anlamıyorum. ABD, Brezilya yada Belçika gibi ülkelerin vatandaşları kadar hakkımız yok mu? Oralarda sadece testi pozitif olanları değil, testi negatif olan ancak şüpheli olanları bile sayı olarak açıklıyorlar. Bakan ise sadece hasta olanları açıkladıklarını, yani hastanede yatanları açıkladıklarını söyledi. Fakat evlerinde olan, şikâyeti olmayan pozitif vakları şimdilik açıklamadıklarını, sonra açıklayacaklarını söyledi. Bu vakaları neden açıklamıyorlar, gerekçe nedir? Yani Brezilya, Amerika gibi bizden çok çok daha fazla vakaları olduğu açıklanan ülkelerin hem pozitif vakaları var, hem de negatif olup şüpheli olan vatandaşlar da var. Aslında onların yerine koyarsanız gerçek tablo ortaya çıkacak. Şu an benim hesaplamalarıma göre Türkiye salgının hızı kapsamında son 1 haftada ABD ile başa baş yarışmakta" dedi.
“DÜNYADA 1'NCİ SIRADAYIZ”
Dünya Sağlık Örgütü'nün hesaplama oranlarına göre vaka sayısında dünyada ilk sırada olduğumuzu belirten Adıgüzel, "Dünya Sağlık Örgütü'nün bir ölçütü var. Milyon nüfus başına vaka. ABD'nin 250-300 milyon nüfusu var bizim 83 milyon. Bu durumda sayıları kıyaslamak doğru değildir, nüfusu oranlamak lazım. Bu kritere göre son 1 haftada ABD'nin ya önündeyiz, ya da beraberiz. Dünyada 1'nci sıradayız. Böyle bir kötü tabloda, Türkiye'de bu işi kötü yönettiklerine dair gerçekler ortaya çıkmaması için yapılan saklama işidir. Biz tam karantina beklerken, bunlar karantinayı bilgiye uyguluyorlar, veri akışına, insanlar bu işten haberdar etmeme noktasına uyguluyorlar" diye konuştu.
“UYGULANAN İKİ POLİTİKA DA YANLIŞ”
Hükümet tarafından uygulanan iki farklı algı operasyonu olduğunu belirten CHP Ordu Milletvekili Adıgüzel, aşının tek başına çözüm olamayacağını söyledi. Adıgüzel, "Aşıya kesin çözüm gözü ile bakmak çok büyük bir hata olur. Hükümetin yaptığı 2 tane algı oyunu var bu süreçte. Birincisi sanki yapılan sınırlamalar, sokağa çıkma yasağı ile sanki önlem alıyorlarmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. İkincisi de aşıyı sanki bir kurtuluşmuş gibi sunmak. Bunların ikisi de yanlış. Aşı uzun vadede koruyucu olmayacak. Hastalığı kendisi geçirende bile 5-6 ayda, virüsün antikorları, vücuttaki bağışıklık hücreleri sıfırlanabiliyor. Hastalığın kendisi bile bağışıklığa yetmezken, aşılama ondan daha az bağışıklık kaydeder. Bu bağışıklığın devam edilebilmesi için aşının belirli aralıklarla tekrarlanması lazım. Bunun zaten ilk seferinde bütün vatandaşlar için tedarik edilemeyecek, altından kalkılamayacak. Aşının uzun vadedeki yan etkileri açısından da bir güvenlik sorunu var. Yani aşı ile bu sorunu çözeceğine, yani tamamen buna yönelik politikalar yürütmek yetersiz. Diğer algı da sanki önlem alınıyormuş gibi. Sokağa çıkma yasağı asayiş durumlarında olan bir şey. Gündüz insanlar sokakta. Hastalık ile ilgili sınırlama yapacaksanız, insanların temasını engelleyeceksiniz, insanların daha çok sokakta olduğu zamanları seçmeniz lazım. İnsanlar zaten evine kapanıyorlar gece ama gece sokağa çıkma yasağı var. Asayiş sorunu mu var? Biri hırsızlık mı yapacak?" ifadelerini kullandı.
“ÖLÜMLERDEN ERDOĞAN SORUMLUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan Adıgüzel, "Bir komedi de pazartesi günü yaşadık. Pazar günü yasak 10'da bitiyor, ancak pazartesi günü sabah 5'de bitiyor. Niye işe mi gidiyor koronavirüs? Böyle ekonomi ve iş odaklı bakarsak bu işin altından kalkamayız. Hükümet bu kadar büyük kayıplara ve bu kadar büyük faciaya rağmen ısrarla insan hayatına değil de ekonomiye yönelik tavrını sürdürüyor. Yetersiz önlem alınmadığı için, eksiksiz önlem almadıkları için, tam kapatma yapmadıkları için, ölen her vatandaştan sayın Erdoğan sorumludur. Fazladan ölen, gereksiz ölen, tedbirlerin eksikliğinden kaynaklı ölen her canımızdan Erdoğan sorumludur" ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK BAKANI İSTİFA EDERSE VAKALAR DÜŞER”
Eski Ekonomi Bakanı Berat Albayrak'ın istifa sonrası düşen doları örnek gösteren CHP Ordu Milletvekili Doktor Mustafa Adıgüzel, Sağlık Bakanı'nın istifa etmesi sonrasında vakaların düşeceğini iddia etti. Adıgüzel,"Biz bu rakamları kafamızdan uydurmuyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından Büyükşehir'e gönderilen kovid pozitif bulaşıcı hastalık ölümleridir. Sağlık Bakanlığı bu işi taca çıkarmak için kullandığı bir yöntem daha var. Nüfusu kayıtlı olan yere kaydı yapılıyor diye açıklanıyor. Ancak bunun bir geçerliliği yok. Çünkü Sağlık Bakanlığı'nın verdiği sayılar Türkiye genelindeki sayılar. O gün vefat edenlerin sayısı 50, 3 ilin toplamı 3 bin 50. 80 milyona projeksiyon yaptığınızda 800 cenaze çıkıyor. Bu cenazelerin 20'sinin Gaziantep'te olması, 3'ünü ya da 5'inin başka bir ilde olması bakanın ifadesini değiştiremez ki. Bakan diyor ki tüm Türkiye'de cenazem 150. O zaman bu 3 ilin toplamının senin açıkladığın rakamdan fazla olmasını nasıl açıklarsın? Bu resmen kedi fare oyunu, etraftan dolanma ve rakamlarla dans etme. Berat Albayrak istifa etti, yerine daha biri oturmadan dolar aşağı düştü. İddia ediyorum bu Sağlık Bakanı istifa etsin, bu vakalar aşağı düşecek. Çünkü bakanın kendisinin bu açıklamaları insanları rehavete kapılıp vaka artışlarına neden oluyor. En azından gerçek sayılar insanlara verildiği zaman, Türkiye'de insanlar kendilerini bu bakanın yönetiminden daha iyi yönetir" dedi.