GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
2 Mart 2023 Perşembe 08:43

İzmir’den Samandağ’a 25 iyilik elçisi

İzmir'den 25 kişilik aile hekim grubunun depremin vurduğu Hatay'da görev yaptığını söyleyen İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Muhteber Çolak, “İçinde yaşam olan tek ev dahi görmedik Samandağ’da. Hastalar, hala şokta ve acılarını bastırmış durumda. Mecbursun, bakacaksın, diye çıkışan hastalardan sonra, buralara gelip bize şifa dağıttığınız için çok teşekkür ederiz diyen insanları görünce, iyi ki gelmişiz diyoruz” ifadelerini kullandı.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Kahramanmaraş depreminin acı hatıraları hala hayatımızın bir parçası olurken, bölgede enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Hastanelerin bir kısmının yıkılması sebebiyle bölgede sağlık hizmetleri sekteye uğrarken, yüzlerce, binlerce doktor ve hemşire çadırlarda şifa dağıtıyor. O hekimlerden biri de, İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Muhteber Çolak…

SICAK BİR EVDE, SICACIK YATAKTA UYUMAK NE BÜYÜK BİR NİMETMİŞ MEĞER!
Çok sayıda aile hekimi ile birlikte gönüllü olarak deprem bölgesinde görev yapma isteğini Sağlık Bakanlığı’na ileten ve bakanlığın görevlendirmesiyle Samandağ’da çadırlarda oluşturulan “Aile Sağlığı Merkezi”nde hasta bakmaya başlayan Başkan Dr. Muhteber Çolak, tespitlerini, duygularını Egedesonsöz’e anlattı.

Deprem bölgesinin, paranın geçmediği bir yer olduğunu, hayalet şehirlerin insanların ruh halini bozduğunu anlatan Başkan Dr. Çolak, duygularını şu sözlerle özetledi:

“UMKE’nin kurduğu, Aile Sağlığı Merkezi konumundaki çadırda hasta bakıyoruz. Samandağ, hayalet bir şehir, sanki terk edilmiş. Burada Amerikalı gönüllü ekipler var, Türk Tabipler Birliği, İzmir Eczacı Odası var. Hastalarımıza bakıyoruz ama gerekli ilaçları, gönüllülerin, eczacı odalarının, UMKE’nin temin ettiği ilaçlardan veriyoruz. İzmir’deki gibi reçeteyi yazdır, git eczaneye ilacını al gibi bir hayat yok buralarda. Parmakla sayılacak kadar sağlam bina kalmış Samandağ’da. İçinde yaşam olan, ışıkları yanan ev yok gibi. Enkazlar yollara akmış, yürüyemiyorsunuz. 15 dakikalık yolu bir saatte gidemiyorsunuz. Samandağ’da yeni bir devlet hastanesi yapılmış ama depremde hasar görmüş. Dolayısıyla tadilatta. Bu ilçemizde hayat bitmiş. Ülkemizde sağlık hizmeti verirken çok da alışık olmadığımız şeyler yaşıyoruz burada. Hastalar sürekli, Samandağ'a geldiğiniz için çok teşekkür ederim diyorlar. Mecbursun, bakacaksın, diye çıkışan hastalardan sonra, buralara gelip bize şifa dağıttığınız için çok teşekkür ederiz diyen insanları görünce, iyi ki gelmişiz diyoruz. Umarım buradaki yüreği yaralı insanların acılarını bir nebze olsun azaltabiliriz”

DEPREMZEDELER YAŞADIKLARI ACILARI BASTIRIYOR
Bölgede ciddi anlamda organizasyonsuzluğun hakim olduğunu, buna rağmen insanların depremzedelere yardım etmek için çırpındığını belirten Dr. Muhteber Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizden önce İzmir’den 25 kişilik bir aile hekimi grubu deprem bölgesine geldi. Onlar Hatay merkezde görev yapıyorlar. Hastalarımızın çoğu ya dikişlerini aldırmaya geliyor, ya da pansumana. Enfeksiyon kapmış, ishal şikayeti olan hastaların yanı sıra kronik hastalığı olup da ilaç almaya gelenler var. Onları gördüğümüzde içimiz acıyor, bu kent nasıl toparlanır, burada artık nasıl yaşanır, bilemiyorum. İnsanın sıcacık evinde, sıcacık yatağında yatması, bir banyo yapması, ne büyük bir nimetmiş, buraya geldiğimizde daha iyi anladık. İnsanın dişini fırçalayabilmesi bile ne büyük bir nimetmiş meğer! Bizden çadır isteyen birkaç kişi dışında hiç kimse bir şey istemiyor. Hastalarımızın çok ilginç psikolojileri var. Depremle ilgili konuşmak istemiyorlar, şikayetlerini söylüyorlar, sözü kısa kesiyorlar. O acı dolu duyguları yaşamayı ertelediklerini düşünüyorum.  Onlar sadece bugünün telaşındalar. Muhtemelen bu sorunlar aşılınca, enkaz kaldırılınca, o acılar yeniden küllenecek. Bir insan yakınını kaybetse ağlar, üzülür. Herkes o kadar büyük bir şokta ki, bu duygularını bastırmışlar, ağlayamıyorlar. Herkes bugünü kurtarma telaşında, barınma, karnını doyurma, ilacını bulma gibi.”