GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
24 Eylül 2016 Cumartesi 12:34

İzmir’deki utanç davasında o karara tepki!

STK’lar, Menderes ilçesinde 2 yıl önce yaşları 6 ila 11 arasındaki 6 kız öğrenciye cinsel içerikli film izlettiği ve cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında 102 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan emekli öğretmenin davasında mahkeme heyetinin, müdahillikleri kaldırmasına tepki gösterdi.

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Sare Aydın Yılmaz ile Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, Menderes ilçesinde yaşları 6 ila 11 arasında değişen 6 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 102 yıl hapis istemiyle yargılanan emekli öğretmenin dün gerçekleşen ikinci duruşmasına yönelik, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

KADEM Başkanı Yılmaz, bu tip davalarda sivil toplum kuruluşlarının müdahillik talebinin genellikle reddedildiğini belirterek, bunun kırılması gerektiğini, sivil toplumla bu davaların kamuoyuna duyurulması ve deneyimlerini aktarması açısından işbirliği yapılması gerektiğini ifade etti.

Söz konusu davalara müdahillik taleplerinin reddedileceği kanısı olmasına karşın her seferinde başvurduklarını aktaran Yılmaz, "Biz de bu davaların müdahiliyiz. Dinlenmemiz gerekir. Biz her seferinde bu taleple mahkeme heyetinin karşısına çıkıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Bir gün bu anlayışın da kırılacağına inanıyoruz. Çünkü bizim müdahilliklerimiz davanın seyrini değiştiriyor. Kamu vicdanını rahatlatmayacak en ufak bir kararda bile mahkeme heyeti, bizim orada oluşumuzu göz önünde bulunduruyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, "Nasıl ki mesela 28 Şubat sürecinde bir kadının başörtüsünün çekilmesi, ona hakaret edilmesi gibi olaylara tepki gösterdiysek, otobüste şort giyen kadının yaşam biçimine yapılan saldırıya da aynı şekilde tepki gösteriyoruz. Mahkeme heyetlerinde kamu baskısı çok önemli. O davada da saldırgan önce salıverilmişti ama tepkilerin ardından tutuklandı. Bu açıdan bizler de mahkeme önlerinde sesimizi yükselterek, bu süreçlerde kamuoyu vicdanı adına bir baskı unsuru olmaya çalışıyoruz. Bir gün davalara müdahillik taleplerimizin de kabul edileceğine inanıyoruz." diye konuştu.

"Mahkeme heyetinin kararını değiştirmesini talep ediyoruz"

TKDF Başkanı Güllü ise söz konusu davada hakim heyetinin 15 Temmuz sonrası değiştiğini ileri sürerek, mahkeme başkanının davaya oldukça gergin başladığını, izleyicileri azarladığını iddia etti.

Büyük bölümü baroların çocuk hakları birimi üyesi olan avukatların 17'sinin mağdurlardan özel vekaletname alarak bu davaya katıldığına işaret eden Güllü, duruşmada İzmir, İstanbul ve Mersin barolarının daha önce kabul edilmiş müdahillik taleplerinin iptal edildiğini, sivil toplum kuruluşlarının da zaten ilk andan itibaren müdahillik taleplerinin kabul edilmediğini söyledi.

Güllü, benzer şekilde özel vekaletli mağdur avukatlarının müdahilliğinin de suçtan zarar görmemeleri gerekçesiyle reddedildiğini aktararak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarının davaya müdahil olmasının yeterli olarak görüldüğünü ve bunu doğru bulmadıklarını dile getirdi.

Bu tür davalarda sivil toplum kuruluşlarının takibinin bu tür suçların azalmasına katkı açısından çok önemli olduğuna işaret eden Güllü, "Yani amaç suçtan zarar görme değil, zararın meydana gelmemesi adına kamuoyu yaratmaktır. İstanbul Sözleşmesi'nin 55/2 maddesi gereğince, 'Suçtan zarar gören' olarak müdahilliğinin kabul edilmesi maddesi yanlış algılanarak, direk zarar görme bahse konu edilerek müdahillik talepleri iptal edilmiştir. Yargının ülkemizde son aylarda sıkça rastladığı çocuk taciz, tecavüz ve şiddetleri konusunda atacağı adımlarla uygulayacağı kararlar çok önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.

Güllü, "Bu tarz suçların oluşmasının engellenmesi adına barolar ve sivil toplum örgütleri, bu tip davalarda mutlaka olmalıdır. Sivil toplumun görüşleri alınmalı, deneyimlerine başvurulmalıdır. Çünkü bu kamuoyu nezdinde de bu tip davaların takip edilmesinde bir algı oluşturuyor, bu tip suçların tekrar edilmesini önlüyor. Kırmadan, dökmeden birlikte yol almak en güzeli. Mahkeme heyetinin 1 Aralık'taki duruşmada bu kararı değiştirmesini talep ediyoruz." dedi. (AA)