GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
21 Mart 2017 Salı 07:53

İzmir’deki darbe davasında kritik ifade: Kırılmasını sağladığını iddia etti!

İzmir'de FETÖ'nün darbe girişimi davasında yargılanan eski Korgeneral Demirarslan, 15 Temmuz'da darbe karşıtı emirler vererek darbe teşebbüsünün kırılmasını sağladığını öne sürdü.

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmanın ardından 270 sanık hakkında açılan davada tutuklu yargılanan eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan, 15 Temmuz'da darbe karşıtı emirler vererek darbe teşebbüsünün kırılmasını sağladığını öne sürdü.

 

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada tutuklu sanık Demirarslan, 34 yıllık askerlik hayatında kanun ve yönetmeliklerin emrettiği hususların dışına çıkmadığını, kimseden yasa dışı emir ve talimat almadığını, suç sayılabilecek eylemlerde bulunmadığını ileri sürdü.

Devlete, millete ve silah arkadaşlarına ihanet etmediğini savunan sanık Demirarslan, hakkındaki suçlamaların ise "onur kırıcı ve kara bir leke" olduğunu iddia etti.

Sanık Demirarslan, FETÖ içinde yer almadığını ve darbecilere yardım etmediğini ileri sürerek, "Menfur darbe girişimi, devlet adamlarımızın liderliğinde el ele veren halkımız, ordumuz ve güvenlik güçlerimizce önlenmiştir. Darbenin önlenmesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığının katkısı büyüktür. Darbe karşıtı harekatın hava boyutuna, en kıdemli havacı olarak Eskişehir Harekat Merkezinde komuta ettim. Bunu da gurur vesilesi olarak görüyorum." ifadelerini kullandı.

Demirarslan, "Hava Kuvvetleri Komutanlığında FETÖ/PDY mensuplarının çekirdek kadrolara gelmelerinde aktif rol aldığı, Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin üslerde konuşlanması için destek verdiği ve örgüt mensuplarının MAK'a yerleştirilmesinde rol aldığı" suçlamalarını reddetti.

İddianamede bu suçlamaya yönelik hiçbir somut delil bulunmadığını öne süren Demirarslan, tanık olarak ifade veren Astsubay Erten E'nin, hakkında bilgi sahibi olmadan, dedikoduya yönelik beyanda bulunduğunu iddia etti.

"DARBE GİRİŞİMİ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"
Korgeneral Şanver'in kızının İstanbul'da düğününe katılan eşinin, Korgeneral Fikret Bilgin'in derdest edildiğini söylediğini anlatan Demirarslan, şöyle konuştu:

"Televizyonda Ankara'da alçak uçuş yapan jetleri ve patlamaları gördükten sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığına gitmeye karar verdim. Hiç kimseden emir almadan, Ankara üzerindeki illegal alçak uçuşlara reaksiyon göstermek amacıyla yola çıktım. Bugün olsa aynısını yaparım. Olayı önce bir terör girişimi olarak değerlendirmiştim. Darbe girişimi olduğunu o saatlerde bilmiyordum. Yola çıktıktan kısa bir süre sonra saat 23.09'da Orgeneral Ünal'la yaptığım görüşmede, uçuşları kontrol etmek maksadıyla 'Bir uçak bulabilirsem, Ankara'ya döneyim.' şeklinde bir teklifte bulundum.

Orgeneral Ünal da bana üslerin güvenli olmayabileceğini, bunun için Eskişehir Hava Harekat Merkezinin uygun olabileceğini söyledi ancak darbe ya da kalkışma olduğuna dair herhangi bir şey söylemedi."

Sözde sıkıyönetim görevlendirme listesinde "Hava Kuvvetleri Komutanı" olarak göründüğünü meslekten ihraç edilen Albay Veysel Kavak ile yaptığı telefon görüşmesinde öğrendiğini savunan sanık Demirarslan, bunun üzerine "Olmaz öyle şey, bu liste nereden çıkmış? Saçmalık. Sıkıyönetim emrine kesinlikle uyulmayacak." emrini ilettiğini savundu.

Tutuklu sanık Demirarslan, Çiğli'de kimlerin ne gibi faaliyet yürüttüğünü bilmediğini, oradaki gelişmelerin Kaklıç'a varmadan önceki saatlerde gerçekleştiğini söyledi.

"Fiziki olarak Kaklıç'taydım ancak beyin olarak Ankara ve Eskişehir'deydim. Karargah, darbecilerin eline geçmedi. Sürecin bu hale getirilmesinde kritik zamanlarda müdahalem nedeniyle çok önemli katkım olduğunu düşünüyorum." diyen Demirarslan, darbecilerin karargah ve harekat merkezinden kanunsuz emir veremediğini öne sürdü.

Sanık Demirarslan, şöyle devam etti: "Kritik zamanlardaki müdahalemin, Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında dengenin darbeciler aleyhine değişmesine neden olduğunu şimdi daha iyi görüyorum. Eskişehir'deki Tuğgeneral Recep Ünal ya da Albay ismail Üner'e, 'Uçuşların kontrol altına alınması ve uçakların indirilmesi için ne gerekiyorsa yapın. Gerekiyorsa uçakları vurun.' emrini verdim. Akıncı Üssü'nden uçak ve helikopterlerin kalkışının engellenmesi, darbe girişiminin kırılmasını sağladığı gibi darbecilerin kaçmasını da engellemiştir. Hain FETÖ'ye karşı kararlı duruşumuz olmasaydı kalkışmanın çok daha uzun süreceğini, daha çok masum canın yanacağını söylemek bir kehanet olmaz. Görüleceği üzere komutayı devralarak darbe karşıtı hava harekatında en üst seviyede sorumluluk alarak tereddütsüz emirler verdim, darbe teşebbüsünün kırılmasını sağladım."

"YAZILI EMİRLE İLGİM YOK"
Eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan, en başından itibaren hükümetin ve milletin yanında yer aldığını savundu.

Saf değiştirmediğini, olan biteni seyretmediğini iddia eden Demirarslan, "Darbe karşıtı verdiğim emirler, kimlerle görüştüğüm dikkate alınmadığı için gözaltına alındığım sırada yapılan yayınlarda 'part time darbeci' şeklindeki haberlerle yargısız infaz yapılmış, soruşturma makamı olumsuz etkilenmiştir." beyanında bulundu.

Sanık Demirarslan, şunları dile getirdi: "Başbakan Binali Yıldırım'ın uçakların vurulması direktifi vermesi üzerine kendisinden 'yazılı emir istediğim, FETÖ tarafından kullanılan uçakların düşürülmesini zorlaştırdığım, direnç gösterdiğim' yönünde haberler verildi. Halbuki bu direktif, Başbakan Yıldırım tarafından Korgeneral Cemal Ziya Kadıoğlu'na verilmiştir. Yazılı emirle hiçbir ilgim yoktur. Bu emri yerine getiren kişiyim, karşı çıkan değil. Gerçekler tutuklanmamdan 5 ay sonra ortaya çıktı. Bu lekeyi silmem mümkün değil. Eskişehir Harekat Merkezinden icra edilen darbe karşıtı hava harekatını Başbakan Binali Yıldırım ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın emir ve talimatlarıyla icra ettim.

Yaptığım telefon görüşmeleri ve hava harekat merkezindekiler buna delildir. Başbakan Yıldırım ve Bakan Işık ile 30-40 telefon görüşmemiz olmuştur. Bakan Işık ile çok yakın çalıştık, kendileri yaptıklarıma şahittir ki benimle ilgili tanıklık yapacağını ifade etmiştir. Faaliyetlerim, hükümetin emriyle darbecilere karşı olmuştur. Başbakan Yıldırım ve Bakan Işık'tan aldığım emirleri tereddütsüz uygulayan bir kişi olarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engelleyemeye teşebbüs suçlamasını reddediyorum." (AA)