İZMİR – İzmir’in Kemeraltı Çarşısı’ndaki tarihi Hisar Cami’nde yaşanan anons ayıbı ülke gündemine oturdu.
- TEODORA HACUDİ YAZDI: BİR MAÇ, BİR CENAZE, İKİ SERGİ…
Kemeraltı’nda yaklaşık 50 yıldır esnaflık yapan Musevi Yosef Hoba geride kalan hafta yaşamını yitirdi. Çarşı’da ‘Basmacı Yusuf’ olarak tanınan 78 yaşındaki Hoba’nın vefatı esnafın büyük üzüntüsüne neden oldu.
Hoba’nın vefat haberinin gelmesinin ardından komşusu Ercan Leka duyuru için Hisar Camii’ne müracaat etti ve anons talebinde bulundu. Ancak Leka önce camiden sonra ilçe ve il müftülüğünden son olarak da Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan olumsuz yanıt aldı. Kemeraltı Çarşısı ‘Basmacı Yusuf’a birçok esnaf dostu olmadan, vefatından haber alıp son görevini yerine getiremeden veda etti.
- ‘BASMACI YUSUF’ GİTTİ… GERİYE O AYIP KALDI!
Egedesonsöz’ün gündeme getirdiği olay sonrası İlçe ve İl Müftülüğü’nden herhangi bir açıklama gelmezken gözler Diyanet İşleri Başkanlığı’na çevrildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye’de büyük tepki çeken olay hakkında, “Tamamen mevcut mevzuat uygulandı. Olayın, vatandaşımızın dini inancıyla herhangi bir ilişkisi yoktur” açıklamasını yaptı.
Sözcü Gazetesi’nin ulaştığı Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri 2007 tarihli Başkanlık Hizmetler Genelgesini adres gösterdi.
Diyanet açıklamasında, Genelgenin 21′inci maddesinin “Ç” bendinde yer alan hüküm nedeniyle, Yusuf Hoba’nın cenazesine ilişkin duyuru yapılamadığı ifade edildi.
Genelgenin “cami ve minare hoparlörlerinin kullanılması” başlıklı 21. maddesinin Ç bendi, hoperlörlerin “hangi şartlarda kullanılacağını” belirliyor. İlgili madde fıkrasında aynen şöyle deniliyor;
” ç)Millî güvenliğin icap ettirdiği durumlar ile yangın, deprem, sel felaketi gibi olağanüstü durumlar hariç olmak üzere cami hoparlörleri, ezân ve gerektiğinde salâ dışında kullanılmayacaktır.”
“VATANDAŞIMIZIN DİNİ İNANCIYLA İLGİSİ YOK”
Açıklamada, “cami görevlileri, mevzuat hükümlerini yerine getirmişlerdir” denildi. Ancak açıklamada, yapılan işlemin “vefat eden vatandaşın dini inancıyla ilgisi olmadığı” da, “yapılan asla inançla ilgili bir uygulama değil. Sadece mevcut mevzuatın uygulanmasıdır” sözleriyle vurgulandı.