GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
29 Eylül 2024 Pazar 17:59

İzmir'de sokak hayvanları için ilginç protesto... Kafese girdi!

Hayvan hakları aktivistleri, Alsancak'ta düzenlenen hayvan hakları mitinginde buluştu. Anayasa Mahkemesi'ne çağrı yapılan basın açıklamasında "Hayvanları Koruma Kanunu denilmesine rağmen kanunun adına, amacına, koruduğu değerlere açıkça aykırı olan bu kanun derhal iptal edilmelidir" denildi. Eylemde ilginç görüntüler de oluştu. Bir hayvan hakları savunucusu yasayı protesto etmek için basın metnini bir kafesin içinden okudu

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ - İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları, sokakta yaşayan hayvanlar için Meclis açılmadan önceki son pazar günü İstanbul, Ankara ve İzmir’de yasa karşıtı eş zamanlı miting düzenledi. 

Hayvan hakları aktivistleri, Alsancak Cumhuriyet Meydanı'ndan başlayarak Gündoğdu Meydanı'na kadar yürüdü.  Sokakta yaşayan hayvanların toplanıp tecrit edilmesini ve öldürülmesini öngören yasaya yönelik itirazlarını  dile getiren grup, sık sık "Katillerden hesabı biz soracağız", " Yasalarınız kan kokuyor", "AYM yasayı hemen iptal et" sloganları attı. 

Yürüyüşe birçok hayvan hakları aktivisti, sivil toplum örgütü, siyasi parti katıldı. Basın metnini İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları adına kafes eylemi gerçekleştirerek Kaan Gencer ile Pınar Alp Asil okudu. 



'SOKAK HAYVANLARI SEÇİM PROPAGANDASI HALİNE GETİRİLDİ'
Metin şöyle:

"Tüm ülke olarak aylardır ama aylardır kandan ve katliamdan başka hiçbir şey vadetmeyen bir yasanın nasıl gündemimize girdiğine şahit olduk. İktidar ve ortakları , toplumu kutuplaştırmak üzere yeni türden kirli bir siyasete girişmiş durumda. Rejimin bu saldırıları sadece milyonlarca canlının katliamını ön görmüyor aynı zamanda kendi tabanının omurga kitlesini, yaşam hakkını savunan ve katliam yasası karşıtı olan herkese yönelik azgın bir şekilde harekete geçiriyor. 5199 Nolu yasa tartışmaya açıldığı günden beri, toplumdaki bölünme daha fazla keskinleşmiş ve iktidar yanlılarının tüm “ötekilere” yönelik saldırıları artan oranda çoğalmıştır. Peki bu sürece nasıl geldik? Sokakta yaşayan köpekler yerel seçimlerden önce AKP, YRP ve BBP gibi gerici partilerin seçim propagandası haline getirilerek hedef gösterilip canavarlaştırdı.

'KÖPEKLER NEFRET NESNESİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ'
AKP ve ittifakı yerel yönetim seçimlerinin yenilgisiyle köpekler için “başıboş, saldırgan, hastalıklı” gibi saçmalıklar savurarak, hayvanlara ve hayvanseverlere karşı tamamen etik dışı, vicdan ve bilim karşıtı bir tutum aldılar. Yüzyıllardır birlikte yaşadığımız, yemeğimizi, suyumuzu, sokaklarımızı paylaştığımız, her gün özenle kucakladığımız, selamlaştığımız, beraber yürüdüğümüz, sokaklarımızın sakinleri olan köpekleri birden “nefret nesnesine” dönüştürler.

Şüphesiz bu yaşam hakkına yönelik yeni bir saldırı değildi. AKP,  her daim sokakta yaşayan hayvanların temel hakları olan yaşam haklarını değersizleştirdi ve yok saydı. AKP’nin 23 yıllık iktidarı boyunca, “hayvana karşı şiddet” sadece kabahat olarak sayıldı. Hak savunucuları tarafından suç olarak görülen hayvanlara yönelik sistematik öldürme, işkence ve tecavüz cezasız kaldı. AKP’nin cezasızlandırma anlayışı, ister bireysel, isterse sözde kamu kuruluşu olan belediyelerle net bir şekilde artış gösterdi. Biz sokaktaki bir canı beslemek, ona nispeten sağlıklı yaşam koşulu yaratmak ve uygun yuva bulabilmek için çabalarken, iktidarın yaratmış olduğu yaşam düşmanı siyasi atmosfer binlercesini caniyane bir şekilde katletti. Ve şimdi, Katliam Yasası ile sokakta yaşayan canlarımızı bizden almak istiyorlar! 

Bugün buradan bir kez daha daha tüm öfkemizle haykırıyoruz; Hopa Cankurtaran’da yaşamını ve doğasını çetelere teslim etmediği için katledilen Reşit Kibar için, katledilen kadınlar için, failleri bulunmayan Rabia Naz, Narin ve tüm çocuklar için,yok sayılan LGBTİQ+ için, emeğini patronlara teslim etmeyen işçiler için, kendinden olmayan herkese savaş açan bu iktidarın karşısında tek bir canımızı vermemek için buradayız!  yasa iptal edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz!

Bize “önce çocukların yaşamı” diye yalan söyleyen laflar söyleyen iktidara soruyoruz. Önlenebilir hastalıklardan yılda 10 bin çocuğun ölmesinin sebebi kimdir? Her üç çocuğumuzdan birinin yatağına aç gitmesine neden olan sizin açtığınız sefalet değil midir? Okulda olması gereken 671 çocuğumuz son 11 yılda neden iş cinayetlerine kurban gitti? Neden 2017 yılından bu yana 132 çocuğumuz mayın patlamalarıyla,  katledildi ve bir kişi dâhi ceza almadı? 6 yaşındaki çocuklarımızı “rızası vardı” diyerek, tarikatların istismarına maruz bırakan kim? Kutsal aile diyerek çocuk yaşta evlilliklerin önünü açan kız çocuklarını şiddete ve istismara karşı korumasız bırakan kim? Neden sizlerin överek bitiremediğiniz tarikat ellerinde aslında sürekli, ama size göre “münferit” olarak çocuk tecavüzleri yaşanıyor? Ve son bir soru daha; Rabia Naz, Narin gibi katledilen çocukların failleri  neden iktidar vekilleri tarafından korunuyor? Biz gayet iyi biliyoruz ki sizin nazarınızda hiçbir canlının değeri yok! 

Çocukların üzerinden kendi kanlı yasalarınızı temellendirmenize asla izin vermeyeceğiz!



'BELEDİYELERE UYGULATAMADIĞI KISIRLŞTIRMA SEFERBERLİĞİNİN FATURASI HAYVANLARA KESİLİYOR'
Şayet AKP 2004 yılında kendi çıkardığı kanundaki “kısırlaştır-aşıla-yerine bırak” modelini uygulasaydı, üretim ve ticareti yasaklasaydı, barınak diyerek güzelledikleri ölüm kampları inşa etmek yerine kısırlaştırma seferberliği ilan etseydi, birkaç sene içerisinde “yüksek popülasyon” azalabilirdi. Devasa petshop fuarlarıyla, üreticiler ve yetiştiricilerle hayvan rantını sürdürmeyi durdursaydı, 4 yıl içerisinde yurtdışından nesneymiş gibi 3 milyon köpek satın almasaydı, bu sistemde dönen paradan vazgeçebilseydi “yüksek popülasyon” azalırdı. AKP kendi sorumluluğunu yerine getirmediği gibi, şimdi artan hayvan popülasyonundan dem vuruyor ve belediyelere uygulatamadığı kısırlaştırma seferberliğinin faturasını, hayvanlara kesmeye çalışıyor. Tıpkı şiddete, tacize uğrayan kadınlara “O saatte orada ne işi varmış?” dediği gibi, sokaklarda her gün şiddete uğrayan, mağdur olan hayvanları düşmanlaştırıyor.

 'BİZ ELİTİST DEĞİLİZ, HALKIZ'
Bugün buradayız, çünkü onlar kötülük tohumlarını topluma serperek, vahşet üzerine vahşet üretecek bir yasayı, halkın ezici çoğunluğuna rağmen canice uygulamak istiyor. İktidar bizi “elitist” diye yaftalıyor, marjinalize etmek istiyor ve “çok istiyorsanız köpekleri evlerinize alın” diyerek saldırıya geçiyor. Sanki bugün hayvanların yaşadığı sorunun nedeni bizmişiz gibi gösteriyor. Hayır biz elitist değiliz, bizler  korumalı lüks sitelerde yaşamıyoruz! Biz toplumun çeşitli katmanlarından insanlarız, bu katliam yasasına karşı çıkan milyonlarız, halkız! Bizden aldığınız vergilerle aslında sizin bakmakla yükümlü olduğunuz hayvanlara kendi imkanlarıyla bakan, hayvanları ölüm kampı barınaklara göndermemek için cebindeki son kuruşu harcayan gönüllüleriz, hayvan savunucularıyız!

Aylardır tek bir ağızdan “onlar bir avuç, biz milyonlarız” diye, duymak istemeyen tüm kulaklara haykırdık. Yasanın kulis bilgileri geldiği ilk günden beri, 23 Mayıs’tan bu yana gitgide artarak, yüzbinlere ulaşarak sokağa indik. Ve bugün burada yalnız değiliz. Yurdun dört bir yanında eylem seferberliğimize cevap verenler burada! İstanbul burada! Ankara  burada! Antalya burada! Eskişehir burada! Datça burada! Alanya burada! Sokaklara inen, meydanları dolduran öfkeli ve kararlı kalabalıklar olarak bir kez daha haykırıyoruz. Biz bu yasayı durdurabiliriz!

Bu yasanın iktidar ve ortakları tarafından en cazip tarafı 31 Mart seçimlerinden sonra yerel yönetimlerin çoğunun “muhalefet” belediyelerine dönüşmesidir. Belediyeler katliam yasasına uymadıkları takdirde kayyum da dahil olmak üzere bir dizi yaptırım devreye giriyor. Şayet belediyeler katliam yasasını şu ya da bu oranda uygularsa, ezici çoğunluğu yasa karşıtı olan halk, belediyelerle karşı karşıya gelecek ve böylece toplumsal bir huzursuzluk yaratılmış olacak. 

Bu vesileyle muhalif belediyelere, özellikle Özgür Özel ve CHP’ye seslenmek istiyoruz. Birkaç onurlu vekilimizin ve hayvansever siyasetçinin dışında, katliam yasasına dair bizim uzun mücadelemiz sonrasında “bu yasayı hiçbir belediyemiz uygulamayacak” diyenlere sesleniyoruz. Halkın katliam yasasına karşı kararlılığı ve mücadelesi ancak gerçekten vaadedildiği gibi yasa uygulanmazsa iktidarın tüm baskılarına rağmen bu kanlı yasanın karşısında durdukları sürece onlarla beraber olacaktır. 

İktidarın bayrağını sallamaya hevesli  hayvanlara tecridi ve ölümü reva gören iktidar yada muhalif  bu belediyeler halkın öfkesinden payına düşeni alacaktır!

'DOSTLARIMIZI VAHŞET PLANLARINIZA TESLİM ETMEYECEĞİZ'
Dostlarımızı sizin vahşet planlarınıza teslim etmeyeceğiz! Biz yaşamdan yana olanlar; kana susamış bu iktidara, sahte haberlerle toplumu manipüle eden trol ordusuna, sosyal medyada tonlarca para döktüğünüz sahte bot hesaplara, kendisine gazeteci deyip meslek etiğini yok sayarak hayvanların yaşam hakkını anketler açarak bir avuç takipçisiyle tartışmaya açanlara, her gün bilimden uzak, yeni nefret söylemleri ile toplumu kutuplaştıranlara, halkın parkını halka kapatanlara, halkın meclisine halkı almayanlara, protesto hakkını engelleyenlere, gözaltına alanlara karşı; hayvanları, sokakta yaşayan köpekleri, dostlarımızı savunuyoruz! Savunmaktan vazgeçmeyeceğiz! Buradayız! Bir yere gitmiyoruz!



'KANUN DERHAL İPTAL EDİLMELİ'
Yasanın ağustos ayında meclisten geçirilmesinin ardından Anayasa Mahkemesine 16 maddenin iptali için açılan dava yakın zamanda görülecek. Hayvanları Koruma Kanunu denilmesine rağmen kanunun adına, amacına, koruduğu değerlere açıkça aykırı olan bu kanun derhal iptal edilmelidir. 

İnsanlara tanınan ve ölüm hakkı olarak niteleyebileceğimiz, rıza temeline dayanan ötanazi uygulamasının; rıza ve irade beyanı olmayan hayvanlar için söz konusu olamayacağını biliyoruz. Hayvanlar Yaşamak İstiyor! 
Veterinerlerinde hayvanları öldürmeye zorlamanın; mesleğinin doğasına, meslek kurallarına ve mevzuatına aykırı olduğunu biliyoruz. 

Yasa tartışılmaya başlanıldığı günden beri her gün toplama ve şiddet ihbarı geliyor. Ankara Aladağ Belediye yasa meclisten geçer geçmez, barınakta ki hayvanları öldürerek çukurlara gömdü. Anayasa Mahkemesi hukukun gereğini yerine getirmeli ve katliama dur demelidir.

Her şeyin bittiğini söyleyenlere ufak bir mesajımız var; biz daha yolun başındayız ve biz bitti demeden bitmez! Sokakta yaşayan hayvanları bizden koparmak isteyen yasaya karşı, öfkemizi ve bilincimizi daha gür ve daha güçlü örgütlemeye devam edeceğiz! Biz yarattığınız bu çirkinliğin içinden, yaşam için, hayvanlar için, tüm türler için, özgür bir dünya için güzellik çıkarmaya kararlıyız. 

Sizin nefretiniz ve kanlı yasanız kaybedecek, bizim yaşam kararlığımız ve mücadelemiz kazanacak.
Siz öldürmek istiyorsunuz, biz özgür yaşatacağız, yaşatacağız, yaşatacağız"