GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
1 Aralık 2022 Perşembe 13:13

İzmir’de şiddete karşı tepki!

İzmir Tepecik Kadın Doğum Hastanesi’nde Asistan Dr. M. Furkan Balcı’nın bir hasta yakını tarafından darp edilin burnunun kırılması olayı sonrası, yüzlerce hekim, Tepecik Hastanesi’nde eylem yaptı. Hekim Birliği Sendikası Konak Şube Başkanı Dr. Mehmet Bora Bözgeyik’in okuduğu bildiride, hekime şiddet kınandı, “Görevi başında hastane sınırları içinde hekimini , hemşiresini, güvenlik görevlisini, sekreterini ve tüm sağlık çalışanlarını koruyamayan, sağlık sistemini hastaya en iyi hizmeti vermeye çalışırken öncelikle kendi çalışanını korumak üzerine kuramayan herkes sorumludur, suçludur” denildi.

EGEDESONSÖZ – İzmir Tepecik Kadın Doğum Hastanesi’nde dün meydana gelen sağlıkta şiddet olayının yankıları devam ediyor. Doğum Hastanesi ve Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan yüzlerce hekim, hemşire ve sağlık personeli, hasta yakınının saldırı sonucu burnu kırılan, kafa travması geçiren Asistan Dr. Mücahit Furkan Balcı’ya yapılan saldırıyı kınadı. Hekim Birliği Sendikası da bir basın açıklaması okuyarak, olayı kınadı. Sendikanın basın bildirisinde sisteme yönelik sert eleştiriler de vardı.

DR. BOZGEYİK: İKİ GÜN POLİKLİNİK HİZMETİ YOK
Hekim Birliği Konak Şube Başkanı Dr. Mehmet Bora Bozgeyik, bugün ve yarın, Tepecik Kadın Doğum Hastanesi ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi hekimlerinin poliklinik hizmeti vermeyeceğini açıkladı. Bildiride, şu görüşlere yer verildi:

“Yıldık artık sağlıktaki şiddetten; hekime kalkan elden; çekilen bıçaktan , tüfekten..Edilen küfürden, hakaretten, tehditten. Uğruna yıllarımızı verdiğimiz, gençliğimizi heba ettiğimiz, hayatımızdan vazgeçtiğimiz hekimlik mesleğinin ödülü bu mu? Hangi hekime reva, neyin bedeli bu bitmek bilmez şiddet? Gencecik asistan kardeşimiz meslektaşımız Furkan görevi başında işini hakkıyla,  layıkıyka yapmaya çalışırken, darp edildi, burnu kırıldı. Yani hekimlik mesleği bir darbe daha aldı; hepimizin hem onuru hem umudu kırıldı. Umut yoksa, hekim yoksa, yaşam da yoktur; yaşatmak da. Görevi başında hastane sınırları içinde hekimini, hemşiresini, güvenlik görevlisini, sekreterini ve tüm sağlık çalışanlarını koruyamayan; sağlık sistemini, hastaya en iyi hizmeti vermeye çalışırken öncelikle kendi çalışanını korumak üzerine kuramayan herkes sorumludur, suçludur.”

MUAYENE ODALARINA ACİL ALARM DÜĞMELERİ KONMALI
“Hekim Birliği olarak hastane girişlerinde güvenlik taraması yapmak, muayene odalarına acil alarm düğmeleri koymak gibi gerekli önlemlerin uygulanması için taleplerimizi aylardır dile getiriyoruz. Sağlıkta şiddet diğer sektörlere göre 6 kat fazla iken, son 10 yılda beyaz kod vakaları YÜZDE 600 artmışken göstermelik,  geçici, dostlar alışverişte görsün çözümleri istemiyoruz. Gerçek kalıcı önleyici tedbirler alınsın ve uygulansın istiyoruz.Öldürülürsek ancak yapılır dediğimiz caydırıcı yasalar öldürüldüğümüzde dahi yapılmıyor, idari kurallar konulmuyor. Bütün bu yaşananlar, önlemeyen hatta önlenmek istenmeyen  şiddet terörü değil de nedir? HastalarImızı hastanelere gelirken serseri kurşun gibi doldurup , önüne gelen hekime sağlık çalışanına çarpıp geçecek söylemlerden kışkırtıcı sağlık hizmeti beklentisiyle değil; akılcı bilimsel sakin anlayışlı görev ve sorumluluklarını hatırlatıcı bilgilerle donatmak siyasetin , eğitimin, medyanın temel amacı olmalıdır. Artık sağlık bakanlığı bir an önce bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Gerekli hukuki yaptırımlar yerine getirilmeli, sağlık çalışanına şiddet tüm devlet organlarına karşı işlenmiş suç olarak tanımlanmalıdır. Hastanelerde güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarılmalı randevusu olmayan hasta ve yakınlarının hekime ve diğer sağlık çalışanlarına doğrudan ulaşması engellenmelidir.”

BU DÜZEN, ŞİDDETE DAHA ÇOK ÇANAK TUTAR
“MHRS yüküyle/ yetmezmiş gibi süre derdimize tüy diken ek randevularla her 5 dakikada hasta bakmaya mecbur bırakan, bu düzen daha çok şiddete çanak tutar. Hasta muayene sürelerinin en az 15 dakika olacağı, hekimlerin ihtiyaç ve dinlenme molası verebileceği zamanların yaratılmadığı her randevu sistemi hem hasta, hem de hekim için bir dayatmadır, zorlamadır;  bu konudaki ısrarın da anlaşılması mümkün değildir. Dakikayla, zamanla yarışılarak hekimlik yapılabilir mi, sağlık hizmeti  üretilebilir mi? Bu sistemin ortaya çıkan sonuçları dağ gibi büyüyen şiddettir, ölümdür, vahşettir; iyileşemeyen hastalıktır, her geçen gün büyüyen bir yaradır. Ne acı ki artık dikiş de tutmuyor. Sesimizi neden duymuyorsunuz!? Daha neyi bekliyorsunuz!? Hekimler olarak tek  amacımız var, insanca çalışmak; insanca yaşamak ve en önemlisi insanı yaşatmak.”