GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
22 Mayıs 2018 Salı 13:54

İzmir’de o partiden Afro-Türk aday!

HDP İzmir Birinci Bölge 3’üncü sıra Milletvekili Adayı Yalçın Yanık, “Devrimci, komünist bir insanım. Parlamentonun ne işe yaradığını göstermek istiyorum. Biz kaliteli yaşamak istiyoruz. İnsani değerlerimizi korumak istiyoruz. Emek, özgürlük, barış bloğunun genişlemesi taraftarıyız” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Türkiye 24 Haziran erken genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlendi. Siyasi partiler milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslim etti.

İzmir özelindeki listelerde sürprizler yaşandı. Mevcut isimlerin bazıları yeni dönem için bir kez daha aday gösterilirken listede olması beklenen çok sayıda partili ise hayal kırıklığına uğradı.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İzmir’de seçmenin önüne süreceği ve oy isteyeceği listede iki dönem kuralına takılan mevcut Milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü ve Müslüm Doğan yer almadı.

Parti yeni dönem için önemli isimleri listeye yazarken Afrikalılar Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğinde uzun yıllar yöneticilik yapmış, Afrotürk Yalçın Yanık İzmir 1’inci Bölge 3’üncü sıradan aday gösterildi. Asıl mesleği dericilik olan Yanık, Afrika'dan 15'inci yüzyıldan itibaren Anadolu'ya gelen, başta İzmir, Aydın ve Muğla’da gibi illerde yaşayan ‘Afro-Türkler’ olarak bilinen vatandaşların temsilcisi konumunda…

BU SÜREÇTE NİYE ADAY OLMAYALIM?
Egedesonsöz’e konuşan Yanık, milletvekili adaylığı noktasında birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Yanık, “Aslında aklımda hiç milletvekili adaylığı yoktu. Teklif geldi. Ben yıllardan beri işçilerin arasında çalışıyorum Afrotürk olmamdan dolayı mülteci sorunlarını dert ediniyorum. Emek alanında hizmetlerim var. Bu süreçte niye aday olmayalım? Sorumluluk duygusuyla üstüme düşeni yapacağıma inanıyorum” dedi.

PARLAMENTONUN NE İŞE YARADIĞINI GÖSTERMEK İSTİYORUM
Partisinin İzmir’deki oy potansiyeli hakkında konuşan Yanık, “Çalışacağız. Potansiyelimiz var. Emekçiler ve ezilenler adına oy alabileceğimizi düşünüyorum. Toplumun kısmi çıkarlarını değil genel çıkarları için mücadele etmek gerekiyor. Sömürülen, ayrımcılığa uğrayan kesimler için mücadele etmemiz gerekiyor.  Bu insanların oylarına ihtiyacımız var. Bizler gibi emeği temsil edecek kişilerin aday gösterilmeye ihtiyacı var. Bunları savunan partilere ihtiyaç var. Ben HDP’li değilim ama devrimci, komünist bir insanım. Parlamentonun ne işe yaradığını göstermek istiyorum. Parlamentoda ezilenlerin ne kadar temsil edileceğini, sorunlarının çözülüp çözülemeyeceğini insanlara anlatmak istiyorum. Siyasetçiler hep seçim döneminde geliyorlar ama toplumun ihtiyacı olanları yerine getirmiyorlar. İnsanların sorunlarını kimse dile getirmiyor. Bunun için yeni kurucu anayasaya ihtiyaç var. Bu 12 Eylül yasalarıyla ve AKP ile hiçbir yere varılamaz. Toplumun sorunlarını kendine dert eden, toplumun yaşam şartlarını en üst seviyeye çıkarabilecek yasalara ihtiyaç var. Ancak parlamentodaki sıkıntıları bununla aşabiliriz” ifadelerini kullandı.  

İZMİR HALKININ EZİLENLERİN YANINDA OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM
İzmir’e mesaj veren Yanık, “Biz kaliteli yaşamak istiyoruz. İnsani değerlerimizi korumak istiyoruz. Emek, özgürlük, barış bloğunun genişlemesi taraftarıyız. İnsanların oylarını aldığımızda zaten gereken mesajı veririz. İzmir halkının bunu sahipleneceğini düşünüyorum. İzmir halkından ezilenlerin sömürülenlerin yanında olmasını temenni ediyorum” açıklamasında bulundu.

AFROTÜRKLER KİMDİR?
Afrika kökenli Türkler ya da Afrotürkler, Osmanlı İmparatorluğu’nda en erkeni 15. yüzyıla tarihlenebilen, ama ağırlıkla 19. yüzyılın ikinci yarısında köle ticareti yoluyla Anadolu’ya getirilen Afrikalıların çocukları ve torunlarıdır. Bu kişilerin önemli bir bölümü azat edildikten ya da kölelik sona erdikten sonra Ege ve Akdeniz bölgesinde yerleşerek/yerleştirilerek tarım alanında çalışmış, köyler oluşturmuşlardır. Gerek Osmanlı’da gerekse Türkiye Cumhuriyeti döneminde Afrika’dan tek tek gelerek burada yerleşenler de bulunmaktadır.

Afrika kökenli “Türklerin”, İç Anadolu, Kuzey Anadolu ya da Doğu Anadolu gibi Türkiye’nin diğer bölgeleri yerine, neden ağırlıklı olarak Batı Ege Bölgesi’nde yaşadıkları sorusunu tarihi kaynaklar kısmen aydınlatmaktadır. Yazılı kaynaklara göre 19. yüzyılın ikinci yarısında, özellikle Batı Ege’de yabancı yatırımların artmasıyla birlikte tütün ve pamuk tarımında çalıştırılmak üzere Afrika’dan çok sayıda insan getirilmiştir. 

Batı Ege Bölgesi’ndeki Afrotürk’lerin nerelerde yaşadıklarına baktığımızda, yerleşim yerlerinin kuşaklar arasında farklılık gösterdiği görülmektedir. Türkiye genelindeki iç göçün nedenleri ve dönemleri ile Afrika kökenli ailelerin yer değiştirme hareketleri birbirine benzer özellikler göstermektedir. Eski adıyla Tepeköy, yeni adıyla Torbalı ve çevresindeki köylerde, geçimlik tarım ve hayvancılık yapan ve görece az tarım arazisine sahip Afrotürk ailelerin bir kısmı, sosyal güvencesi olan ücretli bir iş edinebilmek ya da çocuklarının eğitimi için 1970’lerin sonu ile 1980’lerin başında İzmir’in alt gelir gruplarının yaşadığı mahallelere göç etmiştir. Benzer nedenlerle Balıkesir/Ayvalık’tan, Aydın/Söke veya Bağarası’ndan ya da Muğla/ Milas, Bafa’dan İzmir’e gelenlerin sayısı da azımsanmayacak düzeydedir. Bunun yanı sıra nüfus hareketliliği sadece İzmir’in çevresindeki kentsel ve kırsal alanlardan İzmir’e doğru olmamış, Torbalı çevresinde yaşayan bazı ailelerin Muğla/Dalaman’a göç ettikleri de görülmüştür. Geçmişte Manisa’nın Gölmarmara Beldesinde de çok sayıda Afrika kökenli olduğu biliniyor, ama bugün bu kişiler aileleriyle birlikte diğer yerlerdekiler gibi İzmir ya da Aydın’da yerleşmiştir.

Yaşadığınız coğrafyanın tarihi olarak farklı kültürel ve toplumsal grupları barındırdığına, bu farklı toplumsal grupların evliliklerle iç içe geçtiğine ilişkin bilgisi olmayan ‘beyaz’ bir Türkiyeli iseniz, gördüğünüz her ‘siyah’I  Amerikalı, Tanzanyalı ya da Ganalı zannetmeniz de olasıdır. Geçmişin bilgisi, bugün iç içe geçmiş toplumsal ve kültürel farklılıkların nereden kaynaklandığının ya da nasıl biçimlendiğinin öyküsünü aktarır. Batı Ege Bölgesi’nde yaşayan Afrotürk’lerin yaşam anlatılarına bakıldığında, ten rengi nedeniyle farklı toplumsal ve kültürel gruplarla aralarında ne kentlerdeki mahallerde, ne de köylerde keskin mekânsal ayrışmaların olduğundan söz etmek güçtür. Oturulan mahalleyi belirleyici olan, toplumsal ve kültürel özelliklerden çok, ailelerin sosyoekonomik durumlarıdır.

Afrika kökenli Türklerden yaşlı kuşak kendisini genelde eski sahiplerinin onları adlandırmalarına uygun olarak ‘Arap’ olarak tanımlarken, kentte yaşayan genç kuşak ise kendilerinden ‘Afrortürk’ olarak bahsetmeyi tercih etmektedir.

Afrotürkler 1926 yılında Medeni Kanun ile resmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Ancak insan ticaretine cevaz veren ve onun uzantısı olan yasaların yürürlükten kaldırılması 1964’ü buldu. Fakat bu hukuksal düzenlemeler, sosyal yaşamda fazla olanak sağlamadı. Çok azı zincirlerini kırıp hayatlarını başkalaştırabildi.

Günümüzde Afrotürkler, bir araya gelerek yıllar önce kopan ilişkileri onarmaya veya yeniden kurmaya, yalnız ülke içerisinde değil ülke dışında da yakınlarını, kökenlerini aramaya başladı. Örgütlendiklerini Afrikalılar Dayanışma, Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Afrotürk Derneği) aracılığıyla bir yandan Anadolu coğrafyasında yaşanan kölelik gerçeğiyle yüzleşmek ve hesaplaşmak isteyen Türkiyeli siyah topluluk, diğer yandan atadan miras mülksüzlük ve yoksulluktan kaynaklanan sorunlarına; sağduyulu, sorgulayan, barışçı, farklı düşünce ve inançlara saygılı, insan ilişkilerinde cinsiyet, ırk, din, dil farkı gözetmeyen dostları ile birlikte çözümler üretmeyi amaçlıyor.

2006 yılında kurulmasından bu yana, mütevazı kaynaklarına karşın çok sayıda proje ve etkinlik hayata geçiren Afrotürk Derneği, Türkiye toplumunda kölelik tarihi ve günümüzdeki yerli siyah/melez toplumun günümüzdeki sorunları ve talepleri konusundaki çalışmalarını, uluslararası boyutlara taşımıştır.