GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
12 Nisan 2018 Perşembe 13:30

İzmir'de eğitimcilerden çifte eylem!

Eğitim-İş'e bağlı şube temsilcileri, öğretmenlere yönelik performans sitemini protesto için İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne siyah çelenk bıraktı. Eğitim-Senli öğretmenler de 9 ilçede , merkezi sınav sistemiyle öğrenci alınacak lise bulunmadığını ileri sürdü

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası'na (Eğitim-İş) bağlı İzmir şubeleri, Konak'ta bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Yaklaşık 50 kişilik grup, MEB'in eğitimcilere yönelik hazırladığı performans sistemi düzenlemesini protesto etti. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne siyah çelenk bırakan öğretmenler, 'Mesleğimiz onurumuzdur', 'Performans dayatmasına hayır' sloganları attı. Öğretmenler adına açıklama yapan Eğitim-İş İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, bakanlığın performans sistemi ile öğretmenleri baskı altına almaya çalıştığını ileri sürerek, bu sistemin dünyanın hiçbir ülkesinde örneğinin bulunmadığını, eğitimciler olarak uzman olmayan kişilerce değerlendirilmek istemediklerinin dile getirdi. Öğretmen ve öğrencisi arasına, birbirlerinin notlarına karşılıklı ihtiyaç duymaktan ötürü, bir çıkar ilişkisi oluşturulmaya çalışıldığını ileri süren Yıldırım, "Öğretmenlerin birbirine not verecek olması da kişisel husumetlerin ya da görüş ayrılıklarının bir şekilde kariyerlere yansımasına yol açacak, okullarda çalışma barışını bozacaktır. Yanlış eğitim politikaları ve yöneticilerin hadsiz söylemleriyle son yıllarda öğretmenlik mesleğinin itibarı zedelenmiş, eğitimcilerin maruz kaldığı adli ve idari saldırılar, sosyal medyayı ve gazetelerin üçüncü sayfalarını kaplar hale gelmiştir. Bu sistemle birlikte, öğretmenlik meslek onuru, tamamen ayaklar altına alınmaya çalışılmakta" dedi.

Eğitimcilerin performansının, alanında uzmanı olmayan kişilerin notlarıyla ölçülmeye çalışıldığını, bunun bilimsel ve akademik hiçbir gerçekliğinin bulunmadığını kaydeden Adem Yıldırım, MEB'in birçok konuda olduğu gibi bu önemli aşamada da eğitimin paydaşları olan öğretmenlere fikirlerini sormadığını, hatta yapılan itirazlara dahi aldırmadığını iddia etti. Türkiye'de eğitimde yaşanan sorunların nedeninin öğretmenlerin performansları olmadığını aktaran Yıldırım, "Öğretmen, eğitimin temelidir, ancak öncelikli olan eğitime yaklaşım anlayışının ulusal olması, siyasi değil, milli hedeflerin ön plana çıkarılmasıdır. Eğitimin cevheri olan öğretmenlere kıymet vermeyen bir anlayışın, başarılı ve çağdaş bir eğitim sistemi getirme ihtimali yoktur. Performans sistemi kaldırılıncaya kadar devam ettireceğimiz eylemlerimize, meşru ve demokratik başkaldırımıza, sendikalı-sendikasız tüm öğretmenlerimizi destek vermeye çağırıyoruz" diye konuştu.

Eğitim sisteminin veriminden memnun olmayan MEB'in, eğitimcilerden önce kendi performansına bakması gerektiğini ifade eden Yıldırım, öğretmenler olarak MEB'e verdikleri performans notunun sıfır olduğunu söyledi.

Öğretmenler, açıklamanın ardından dağıldı.

EĞİTİM-SEN DE EYLEMDE
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Liseye Geçiş Sistemi (LGS) kılavuzu yayımladı. Buna göre, İzmir'de 'nitelikli okullar' sınıfında 62 okul bulunuyor. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Vardal, liseye gidecek öğrencilerin, açıklanan liste nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını savundu. Balçova, Bayındır, Beydağ, Dikili, Foça, Karaburun, Kınık, Kiraz ve Seferihisar ilçelerinde 'nitelikli okul' statüsünde olan okul bulunmadığını kaydeden Başkan Vardal, ayrıca Bayraklı, Çeşme, Kemalpaşa, Narlıdere ve Selçuk'ta da sınavla öğrenci alınan okullar arasında yalnızca mesleki ve teknik anadolu liselerinin bulunduğunu söyledi. Vardal, "Bu ilçedeki yüzde 10 dilime giren öğrenciler, meslek liselerine gitmeye zorlanmakta. Yeni sistemde bakanlığın ısrarcı olduğunu, uyarılarımızın ve itirazlarımızın gerektiği biçimde ele alınmadığını görüyoruz. Eğitim-Sen olarak her fırsatta TEOG yerine getirilen sistemin, üniversiteye giriş sınavı gibi olmadığını dolayısıyla öğrencilerimizin ikinci şansının bulunmadığını söyledik. Öğrencilerimiz telafisi mümkün olmayan bir sisteme mahkum edildi" dedi.

'ÖĞRENCİLERİMİZİN GELECEKLERİNİN KARARTILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine seslenen Vardal, öğrencilerin geleceklerinin karartılmasına izin vermeyeceklerini belirterek, "Öğretmenler, öğrencilerimiz ve velilerimiz topluma örtülmek istenen karanlık perdenin farkındalar. Öğrencilerimizin geleceklerinin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Öğrencilerimiz; çocuklarımız çevreye saygılı, üretken, aydın ve ayakları bu topraklarda kafası evrensel bireyler olacaklar" diye konuştu.

Bakanlığın, parası olana özel okulları adres gösterdiğini ileri süren Vardal, yoksul aile çocuklarına ise 'nitelikli okullar' kavramı dışında kalan 'niteliksiz okullar'ın düştüğünü savundu. Tabloya bakınca 2 temel sonuca vardıklarına değinen Başkan Vardal, şunları söyledi: 

"Karma eğitim veren okulların oranı azalıyor. 'Nitelikli lise' diye tanımladıkları okulların büyük bir kısmı üniversitelere öğrenci gönderme başarısı çok düşük olan imam hatip liselerinden oluşuyor. Başarı oranı yüksek anadolu liseleri ise liste dışına itiliyor. MEB'in ortaöğretime geçiş sistemini yeniden yapılandırmasındaki temel amacı, resmi istatistiklerle de kanıtlanmış olan ve öğrencilerin tercih etmek etmedikleri imam hatip ve meslek liselerine gitmek zorunda bırakılmasıdır. Haliyle velilere bu sistemden çıkış yolu olarak da özel liseler işaret edilmekte ve bu nedenle de özel liselere erken tercih imkanı tanınmakta. Yeni sistemin özellikle büyükşehirlerde ve lise bulunmayan ilçelerde neden olacağı sorunların boyutları dahi tahmin edilememekte. Bakanlığın bu soruna bulduğu tek çözüm il ve ilçe milli eğitim müdürlüğü ile okulun bağlı olduğu genel müdürlük tarafından yerleştirmenin yapılmasıdır. Yani öğrencinin ve velinin iradesi, eninde sonunda bakanlığın vereceği kararlara teslim edilmekte. Bizler, eğitim emekçileri ve veliler olarak çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geri dönülemeyecek bir yola sokulmasını kabul etmiyoruz. Her çocuğun, hükümetin siyasi arzularının ötesinde bir önemi, değeri olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerimizin ve çocuklarımızın hayatlarını böylesine olumsuz etkileyecek bir sisteme karşı çıkıyoruz." (DHA)