GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
24 Haziran 2020 Çarşamba 11:42

İzmir Barosu Başkanı Yücel: İktidar sahibi kim olursa olsun, boyun eğmeyeceğiz

“Dikensiz gül bahçesi istiyorlar. Biz o gülleri korumak için mücadele edeceğiz” diyen Yücel, TOBB Başkanı Feyzioğlu’na da yüklendi: “Cumartesi günkü konuşmasıyla tarafını belli etmiştir. Artık gölge etmesin yeter”

MUHİTTİN AKBEL/EGEDESONSÖZ – AK Parti ve MHP’nin, Avukatlık Kanunu’nda ve baroların seçim sisteminde değişiklik yapmak istemesine karşı birçok ilin baro başkanıyla birlikte “Savunma Yürüyor” sloganıyla 19 Haziran’da Ankara yürüyüşüne başlayan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, kente döner dönmez Egedesonsöz’e konuştu.  Başkan Yücel, “Daha yolun başındayız. Bizim hareketimiz, iktidar sahibi kim olursa olsun, kimseye boyun eğmeyeceğiz, tepkisiydi. . Tepkisiydi. Herkes şunu iyi bilmeli ki, yanlış yapan Barolar Birliği başkanı da olsa, ona da biat etmeyeceğiz” dedi.

BARIŞÇIL BİR UYARI EYLEMİYDİ
Sürecin kazananının barolar olduğuna dikkat çeken Özkan Yücel, “Ankara’ya girdik. Anıtkabir’e de gittik ama Meclis’e giremedik. Bizim Ankara girişinde durdurulmuş olmazı, ülkenin gelmiş olduğu yerin neresi olduğunu gösterdi. Binlerce avukatı temsil eden baro başkanları ve yönetimlerinin, böylesine anlamlı barışçıl bir uyarı eylemi engelleniyor. Hepimiz Ankara girişinde alıkonuyoruz. Dört bir yanınız barikatlarla çevrildi. Bu utanç verici bir durumdu. Tuvalete gitmek isteyen arkadaşlarımız oldu. Onlara sordular, ‘nereye gidiyorsun?” diye… Tuvalete gideceğini söylediğinde izin verdiler.Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden seyyar tuvalet istedik. Getirdiler ancak onun kurulmasına bile izin vermediler” dedi.

DİKEN OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, duygu ve düşüncelerini şu sözlerde özetledi: “İzmir’de baromuza kayıtlı avukatların sayısı 12 bine yaklaştı. Bizi ve tüm avukatları, baroları bölmek istiyorlar. İnsan haklarından yana tavır sergiledikçe rahatsız oldular. Sarı barolar oluşturmak istiyorlar. Demokrasiyle, insan haklarıyla, baroların arasına girmek istiyorlar. İnsanları savunmasız bırakmaz, dikensiz gül bahçesi yaratmak istiyorlar. Biz dikenler olmaya devam edeceğiz, o gülleri korumak için… Nerede yanlış görüyorsak, söylemeye devam edeceğiz.”

SESİMİZ KISILDI, AMA FİZİKSEL BİR KISILMA!
Baro olmanın, sorumluluklar getirdiğine değinen Özkan Yücel, “Vicdanı olan herkesin, savunmanın yani baroların parçalanması düşüncesine karşı çıkması lazım” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Sesimiz biraz kısılıyor ama fiziksel bir kısılma bu… Zihinsel bir ses kısıklığı, vicdani bir ses kısıklığı söz konusu değil. Ankara girmemize en sonunda izin verdiler. Eğer bu izin verilmemiş olsaydı, tüm kentlerden meslektaşlarımız Ankara’ya gelecekti. Bundan çekindiler. Avukat arkadaşlarımızın Ankara’ya geleceği haberi, büyük yansı uyandırdı. Bizi barikatların arkasından, bu dayanışma çıkardı. Daha yolun başındayız. Şu an kazandığımız, demokratik bir hakkın kullanımına dair bir şey. Ortada bir kanun teklifi olduğu söyleniyor. Biz o teklifi henüz görmedik. Onu geri çektirmek gerekiyor. Burada vatatandaşlara da sorumluluk düşüyor. Kısılmak istenen, aslında halkın sesidir. Onların da harekete geçmesini bekliyoruz.”

UMUDUN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ
Türkiye Barolar Birliği dışında her kesimden büyük destek aldıklarını belirten Özkan Yücel, TOBB Başkanı Metin Feyzioğlu’na da mesaj yolladı: “Eylemimiz, herkesten destek gördü. Tabipler Odası, TMOB ve pek çok kurum, bizim yanımızda olduğunu duyurdu. Bu süreçte bize destek vermeyen, aramızda olmayan, bizimle birlikte hareket etmeyen tek kurum vardı, Türkiye Barolar Birliği… Birlik başkanı Metin Feyzioğlu, cumartesi günü bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, yürüyen baro başkanlarını terörize etti, yalan yanlış ithamlarda bulundu. Her cümlesiyle, bulunduğu yeri açıkça gösterdi. Bizim tepkimiz, iktidar sahibi kim olursa olsu, kimseye boyun eğmeyeceğiz, tepkisiydi. Yanlış yapan Barolar Birliği Başkanı da olsa, ona da biat etmeyeceğiz. O konuşması, Türkiye tarihine kara bir leke olarak düştü. Biz umudun savunanlarıyız. Bu düşünce, bu ortaklık, bu birlikte mücadelemiz devam ettikçe, umut da olacaktır.”