GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
21 Nisan 2020 Salı 18:44

İYİ Partili Kırkpınar: Millet İttifakı belediye başkanlarına teşekkür ediyorum!

İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, koronavirüs sürecinde belediyelerin faaliyetlerine değindi ve “. Hükümet bir iban numarası verdi, inşallah maske de verirler dedik. Yapmakta geciktiler. Yapamadıklarını büyükşehir belediye başkanlarımız yapıyor. Belediyelere söylenecek bir şey şu anda yok! Belediyede çalışanların dahil kimsenin morallerinin bozulmaması lazım. Ben Millet İttifakı’nın belediye başkanlarına ve çalışanlarına teşekkür ediyorum” dedi.

EGEDESONSÖZ- İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, Egedesonsöz canlı yayınına katıldı. Koronavirüs gündemi üzerinden önemli açıklamalara imza atan Başkan Kırkpınar, koronavirüs tespit edilen İl Sekreteri Dündar Tanrıverdi ve danışman Oğuzhan Yar’ın tedavi süreçleriyle ilgili bilgi verdi. Ayrıca evinde karantina sürecini atlatan ve testlere tabi tutulan Kırkpınar kendisine dair de konuştu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen infaz yasası, Millet İttifakı’nın büyükşehir belediye başkanlarıyla merkezi iktidarın süreçte karşı karşıya gelişi ve İzmir’de yürütülen dayanışma kampanyasına dair açıklama yapan Kırkpınar, kamuoyuna açıklanan vaka ve ölüm sayılarına da değindi.

TESTLERİM YAPILDI, NEGATİF ÇIKTI
Kırkpınar, “İl başkanlığımızda nöbetçi ve görevli uygulamamız vardı. Ona son vermek zorunda kaldık. İl sekreterimiz yoğun bakımda. En kısa sürede onu da aramızda görmek nasip olur inşallah. Benim de testlerim yapıldı. Negatif çıktı. Evde karantina süreci geçirdim. Dikkatli olmak ve tedbirli davranmak gerekiyor. Maske takma, sosyal mesafeye uyma konusunda hassas davranmalıyız. İl Sekreterimiz Dündar Tanrıverdi, kendisinde kronik bir rahatsızlık da vardı. Şeker hastasıydı. Nereden bulaştığını test etmek mümkün değil. Kendisi dışında bir arkadaşımızda da koronavirüs çıktı. Oğuzhan Yar arkadaşımız… O 5 gün hastanede kaldı ve geri kalan karantina sürecini evinde tamamladı. İki testi de negatif çıktı. Dündar Tanrıverdi ile aldığımız bilgiler olumluydu ama 2 gündür stabil hale geçti. Tedavisi devam ediyor. Şu an sadece sıkıntısı akciğerdeki antibiyotikle yok edilmesini beklediğimiz bir durum var. Onu da halledebilirsek entübeden çıkar” dedi.  

İNSANA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR AFFEDİLEMEZ
İnfaz düzenlemesini kabul edilmesin dair konuşan Kırkpınar, “Böyle bir salgın döneminde bu infaz yasası kabul edildi. Cumhur İttifakı’nın teklifiyle geldi. Biraz manidar ve düşündürücü! Devleti dolandırmış, rüşvet almış, devleti zarara uğratmış bir kişinin cezası henüz dolmadan 3’te 1’ini yatıp çıkma ihtimali ortaya çıktı. Ama Ümit Özdağ için fezleke hazırlanıyor. MİT görevlisi olan şehit düşmüş insanlarımızın ismini telaffuz etmekten gazeteciler tutuklanıyor. FETÖ taifesinden on binlerce insan bu ülkeyi terk etti. Bunları gözaltına almayı düşünmeyen iktidar, yazar-çizer, toplumu aydınlatmak için haber yapanları bir gece yarısı gözaltına aldı ve sonrasında tutuklandılar. Benim manidar bulduğum şey de bu! Bu ülkede elbette af olabilir ama insanın insana işlediği suç hiçbir zaman af gündeminde olmamalı. Cumhurbaşkanı kendisi, ‘devlete karşı şişlenen suçlar affedilebilir ama insana karşı işlenen suçların affedilemez’ olduğunu söyledi. Ama gel gör ki onlar faydalandı. Herkes bu düzenlemeden yararlanıp çıkmamalıydı. Fikri suç işlediği iddiasıyla yargılananların birinci sırada yararlanması gerekiyordu bana kalırsa. Yararlanması yanlış olanlar devleti zarara uğratmış, ahlaka karşı suç işlemiş soyguncu takımı! Bunlardan çıkanlar oldu” ifadelerini kullandı  

OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDA DEVLET DEVREYE GİRER
Millet İttifakı’nın çatısı altında seçimleri kazanan büyük kentlerde faaliyet gösteren belediye başkanlarının iktidar tarafından engellendiğini söyleyen Kırkpınar, “Deprem olduğunda belediyelerin ortaya koyduğu katkıyı hep birlikte gördük. Devlet, böyle olağanüstü kurumlarla tüm kurum ve kuruluşlarıyla devreye girerler. Ama bakan seviyesindeki yetkililer her yerde her şeyi yapamayabilirler. Buca’da Seyyar Makam geliştirildi, devletin hangi birimi bunu yapabilir? Yapmak durumunda olabilir mi? Yapma alanı var mıdır? Devletin memuru bunu mu dağıtmalı? Yerel yönetimle genel yönetim arasında kurulacak bir koordinasyonda iş bölümü en önemli akslardan biridir. Burada iş bölümü olacak. Belediyenin yapacağı hizmetlerle beraber kamu görevi konumda olan yürütmenin yapacakları arasında koordinasyon olursa hem hızlanırsınız hem de isabetli noktalara hizmet götürürsünüz” dedi.

31 MART VE 23 HAZİRAN’IN SENDROMUNU YAŞIYOR, HALA ATLATAMADILAR!
Kırkpınar sözlerini sürdürdü, “İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi büyük illerde Millet İttifakı’nın başkanları hizmetler yaparken banka hesaplarına el konuldu. Ekmek dağıtma konusuna bile girdiler, ‘niye ekmek dağıtıyorsunuz?’ dediler. Belediye hizmetlerinin yok sayılmasını ifade eden Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı hala 31 Mart ve 23 Haziran’ın sendromunu yaşıyor. Hala kabullenmiş değil! Niye böyle bir makas açıyorsunuz? Bu hizmet akışını tebrik edeceğinize, belediye başkanlarımız tebrik de beklemiyor da, bunun üzerinden siyaset yapılmamalı. A şahsı, B şahsı kime oy vermiş, belli mi? Herkes sandığa gitti oyunu verdi. ‘Bu sandıkta bize az oy çıktı diye ekmek mi, yardım paketini mi vermiyor belediyeler? Böyle bir şey olabilir mi?” açıklamasında bulundu.

FETÖ DE PKK DA SUÇ ÖRGÜTÜDÜR, ELEMANLIĞINI YAPANLAR DA HAİNDİR!
Belediyelere gelen, ‘FETÖ, paralel yapı’ gibi suçlamalara cevap veren Kırkpınar, “Ben İYİ Parti’nin bir üyesi olarak söylüyorum. Zaman zaman aynı suçlamayı bize de yapıyorlar. Biz ne FETÖ’ye ne PKK’ya benzeriz. İkisi de suç ve şebeke örgütüdür. Ona inanmış ve elemanlığını yapanlar da haindir. Yasa gereği böyledir” dedi.

BELEDİYELERE SÖYLENECEK BİR ŞEY YOK ŞU ANDA, BAŞKANLARA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM!
Koronavirüsün Türkiye’de tespit edildiği 11 Mart’tan 1 ay önce parti olarak çalışma yaptıklarını açıklayan Kırkpınar, “Hükümetten bilgi sahibi olmak istedik. Neler yapılabilir diye soru önergesi verdik. Bu virüs bizi gelip yakalarsa, sahra hastanesi yapmayı düşünüyor musunuz? İlaç vaziyetiniz ne durumda? Seçilmiş pilot bölgeler gibi sorular sorduk. Cumhur İttifakı’nın her iki ortağı da bunu toptan reddettiler. Şimdi belediyelerle ilgili FETÖ, PKK, paralel yapı benzetmeleri yapıyorlar. Bunun bir tek izahı var; büyük illerde sendrom yaşadılar. Bunun üzerinden siyaset geliştirmeye çalışıyorlar. Ben bunu ne İstanbul ne Ankara ne İzmir’de görmedim. Siyasi bir argümanla halka yardım edildiğini görmedim. İzmir’de Sayın Tunç Soyer Başkanım salgının ortaya çıkmasından hemen sonra, hükümetin aldığı tedbirlerle paralel olarak hareket etti. Burada bir paralellik var! Sizin hükümet olarak bütün imkanlarınızla uygulamayı ortaya koyacağınız her şey büyük kurullarda yapılmışken Millet İttifakı’nın  büyükşehir belediye başkanları çok hızlı bir şekilde devreye girdiler ve halkın tüm ihtiyaçlarını karşılamak için ortaya çıktılar. Bunlar içinde İzmir de var. İzmir’de kartınızı okuttuğunuzda pat diye maske alıyorsunuz. Hükümet bir iban numarası verdi, inşallah maske de verirler dedik. Yapmakta geciktiler. Yapamadıklarını büyükşehir belediye başkanlarımız yapıyor. Belediyelere söylenecek bir şey şi anda yok! Belediyede çalışanların dahil kimsenin morallerinin bozulmaması lazım. Ben Millet İttifakı’nın belediye başkanlarına ve çalışanlarına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

AK PARTİ’NİN İDDİASINA CEVAP: DÜNYAYI SARAN SALGIN VARKEN BU KUTUPLAŞMAYI YAPMAK DOĞRU MU?
AK Parti’den gelen, “İzmir’de CHP’lilerden liste alındı, oy verenlere ihtiyaç yapılıyor” iddiasını değerlendiren Kırkpınar, “İttifak ortağı olarak sizden liste istendi mi?” sorusunu da yanıtladı. Kırkpınar, “Hayır öyle bir liste sorulmadı, yok! Böyle bir iddiayı ortaya koyarlarsa ‘sizin yaptıklarınız da size oy veren insanlara gidiyor’ deriz o zaman. Bu kutuplaşmadan ne zaman kurtulacağız? Dünyayı saran bir salgın varken bile bunu yapmak doğru bir şey mi? Bu salgından çıkınca ekonomi, tarım ve hayvancılığın nerede olacağıyla yüzleşeceğiz. 100 milyar para verilecek dendi, hani nerede?” dedi.

VAKA SAYISI 700 İKEN 100’E YAKIN İNSANIN ÖLDÜĞÜNÜ BİLİYORDUM
İzmir’deki vaka ve vefat sayılarına dair görüşünü ifade eden Kırkpınar, “İzmir’de vaka sayısı henüz bine ulaşmadan, 700 gibiyken 100’e yakın koronavirüsten hayatını kaybeden olduğunu çevremizden biliyorduk. Ben burada devlete güvenmek istiyorum. Ölüm raporlarına da yazmıyorlar. Bir yandan semptomlar görünmüyor, evinde ölen bir sürü insan var” diye konuştu.