GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
27 Ekim 2017 Cuma 10:46

İyi Partili Çıray: Amacım CHP'yi çekici kılmaktı!

CHP’den istifa ederek İyi Parti’ye katılan Milletvekili Dr. Aytun Çıray Kılıçdaroğlu’nun kendisini iki dönem İzmir’den merkez sağ oylarını alabilmek için aday gösterdiğini söyledi. Öte yandan Çıray yeni partisinde Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü görevine getirildi.

EGEDESONSÖZ - Meral Akşener’in liderliğinde kurulan İyi Parti’ye transfer olan İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray CHP’de iki dönem kendisinin aday gösterilmesinin bir anlamı, manası olduğunu söyledi. Çıray, kendisinin misyonunun merkez sağdan CHP’ye oy getirmek olduğunu belirtti.

Oda TV Yazarı Rafael Sadi’nin sorularını yanıtlayan Çıray, şöyle konuştu.

“2011’de Kemal bey beni CHP’ye davet ederek İzmir’den milletvekili adayı gösterdiği zaman durum çok basit, çok açık bir gerçekle ilgiliydi: Bu da mensup olduğum geleneğin asli partilerinin 2002’de yaşadıkları derin krizden çıkmayı bir türlü başaramamış olmalarıydı. 2002 genel seçimlerinde, DYP ve ANAP gibi demokratik sağ geleneğin iki asli ama rakip partisi seçim barajını aşamamışlar ve parlamentoya girememişlerdi. AKP ise köklerini oluşturan asli Milli Görüş’ten koptuğu iddiasına inandırıcılık kazandırmak için DYP-ANAP saflarından kamuoyunda tanınan bazı isimleri saflarına katmıştı. Maksat biz gerçekten değiştik, merkeze geldik, izlenimi vermekti. Çeşitli etkenler Erdoğan liderliğindeki AKP’nin işini kolaylaştırdı, ekmeğine yağ sürdü. Demokratik merkez, sağ geleneğini ayağa kaldırmak için yapılan teşebbüsler şimdi işleyişini çok daha iyi kavradığımız karanlık mekanizmalarla akamete uğratıldı.

Bunun sonucunda Erdoğan ve AKP 2002’den itibaren girdiği her genel seçimden büyük başarıyla çıktı. En büyük rakibi olan CHP başta olmak üzere muhalefet partileri değil tek başına iktidar olmak, koalisyon ortağı bile olabileceklerini adeta hayal edemez hale geldiler, getirildiler. Bu durum 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerine kadar devam etti.

Şimdi 7 Haziran 2015’le 1 Kasım 2015 ve 16 Nisan 2017 arasındaki dönemin çok ayrı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Bu dönem, mutlak bir otokrata dönüşmüş bir liderin kuruduğu tek adam devletinin organik aracı olan partisiyle birlikte çöküş sürecinin ilk safhası olarak tarihe geçecektir. Bu safha ise benim neden CHP’ye geçtiğimle değil, niçin CHP’den ayrıldığım sorusuyla ilgilidir.

O halde yeniden 2011’e, Kemal Bey’in beni CHP’ye davet ettiği ve beni CHP’den İzmir milletvekili olma onurunu verdiği sürece dönelim. Benim Kemal Bey tarafından CHP’ye davet edilmemin gayet pragmatik nedeni vardı: Demokratik merkez geleneğinin tarihsel olarak güçlü olduğu İzmir kırsalında bu geleneğe mensup seçmenler için CHP’yi çekici kılmak! Bu seçim politikasını Kemal Bey keşfetmemişti; Deniz Bey'den bir bakıma devralmıştı.

Bu esasen gayet anlamlı ve etkili bir politikaydı. Çünkü demokratik merkez geleneği CHP’nin içinden doğmuştu ve gelenek Celal Bayar gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok büyük değer verdiği siyaset ve devlet adamları tarafından inşa edilmişti. Atatürk saygısı ve sevgisi CHP’nin temsil ettiği kamuyu-devleti öne çıkaran bakışla ve DP’nin temsil ettiği ekonomide serbest teşebbüsü öne çıkaran millet merkezli yaklaşımı birleştiriyordu. Bu yakınlığın en çok hissedildiği yer demokratik merkez geleneğinin asli toprakları olan İzmir ve onun hinterlandı Ege topraklarıydı. Dolayısıyla Kemal Bey'in beni İzmir’den aday göstermesinin sağlam bir politik temeli vardı. Ben de CHP’ye giderken işte bu yakınlığı esas aldım ve kendimi bu tarihsel olgudan da güç alarak CHP’de yabancı olmadığıma ikna ettim. CHP’de olmam demokratik merkez geleneğin tarihsel topraklarında merkez seçmenin AKP tarafından asimile edilmesine set çekebilir, en azından buna katkıda bulunabilirdi. O halde benim Kemal Bey’in gayet sağlam bir politik akla dayanarak yaptığı daveti geri çevirmem söz konusu olamazdı. Bu altın tepside sunulan bir fırsat olduğu için değil, takiyye yapmayı huy edinmiş ikiyüzlü bir siyasi zihniyeti daha güçsüz kılmanın hem siyasi hem de insanlık görevi olduğuna inandığım için”.

İYİ PARTİ'DE GÖREV DAĞILIMI BELLİ OLDU

CHP'den istifa ederek Meral Akşener liderliğinde kurulan İyi Parti'ye geçen Aytun Çıray'ın partisindeki görevi belli oldu. İyi Parti'nin başkanlık divanında yapılan seçimde Çıray, Parti Parti Genel Sekreteri ve Sözcülüğü görevine getirildi.

Divanda yapılan seçimde görev dağılımı şu şekilde oldu; Hayrettin Nuhoğlu Genel Muhasip, Koray Aydın Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Mustafa Erdem Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Şenol Bal Parlamento ve Siyasi İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Ayfer Yılmaz Uluslararası İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Müsavat Dervişoğlu Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Durmuş Yılmaz Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Ümit Özdağ Medya ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Vedat Taylan Yıldız İletişim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Şule Doğan Eğitim, Kültür ve Sanat Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Ahmet Ersagun Yücel Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevlerine geldi.

KILIÇDAROĞLU'NDAN ÇIRAY YORUMU!
Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aytun Çıray'ın partisinden istifa ederek İyi Partiye geçmesini ilk kez yorumladı. Katıldığı bir tv programında gazetecilerin Çıray ile ilgili sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu; ''Ben milletvekillerinin seçildiği partilerin içinde görev yapmalarını arzu ederim. Ama zamanla uyumsuzluklar olabilir, o zaman istifa edebilir bağımsız olurlar. Ama parti değişimlerini tutarlı bulmuyorum.
Aytun Bey’i aday göstermekten pişman değilim. Darbe Komisyonu’nda da görev aldı. Görevini yaptı, çalıştı. Anladığım kadarıyla merkez sağda bir oluşumu gerçekleştirmek için Meral Hanım’in yanında yer almak istedi.
Bir kadının siyasette yer almak demokrasi açısından bir kazanımdır'' şeklinde konuştu.