GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
18 Eylül 2023 Pazartesi 13:03

İnciraltı planları davalık!

İnciraltı planlarına karşı TMMOB’un açtığı davanın duyurulduğu basın açıklamasında Büyükşehir Belediyesi'ne çağrıda bulunuldu. Açıklamada "TMMOB olarak bu tip alanlarda hiçbir rant, yada tarafı olduğumuz grup değiliz. Bilim ve teknik açısından tarım alanlarını korumak dışında bir cümle kurmuşluğumuz yoktur. İzmir Büyükşehir Belediyesi davasına sahip çıkması ve düşüncelerini net ifade etmesi gerekmektedir. Sao Paulo’da VBUa’da olduğu gibi bütün halkımızı bu davaya dahil olmaya çağırıyoruz" denildi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir’de yılan hikayesine dönen İnciraltı bölgesi ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, geçtiğimiz aylarda planlama süreci tamamlamıştı.

Planlara başta CHP’li isimler olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi, Balçova Belediyesi ve Narlıdere Belediyesi’nden eleştiriler gelirken, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu süreci mahkemeye götürme kararı aldı.

İzmir Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısı ile planlara itiraz ettiklerini duyuran TMMOB İzmir, sürecin takipçisi olacaklarını açıkladı ve yetkililere seslendi. Katılımcılar adına açıklamayı TMMOB İl Koordinasyon Kurulu  Başkanı Aykut Akdemir yaptı.

Basın açıklamasına İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut da izleyici olarak katıldı. 

GEÇMİŞ PLANLAR UNUTULMUŞTUR! 
Seçim sürecinin fırsata çevrildiğini belirten Akdemir, “İnciraltı, İzmir ölçeğinde değişken süreçleri ile son 40 yıla damgasını vurarak önemli bir mücadele alanına dönüşmüş doğal bir değerdir. Değişen otoritelerin İnciraltı'nı ranta kurban etme konusunda gösterdikleri kararlılık, TMMOB olarak İnciraltı'nı zenginleşme aracı haline getirmeme mücadelesi olarak karşılığını her dönem bulmuştur. Bilindiği üzere 14 Mayıs seçimlerinin hemen 3 gün öncesinde İnciraltı'na ilişkin imar planları askıya çıkarılmıştır. Basında Oda'ları itiraz etmeyerek plana onay verip vermediği tartışılmış, ancak tartışılan konular arasında askıya çıkan planların bir itiraz nedeniyle düzeltilebilecek bir idari işlem olup olmadığı yer almamıştır. Daha öncesinde bu alana ilişkin alınmış ve kesinleşmiş mahkeme kararları yokmuş gibi tartışılan İnciraltı planı süreçleri, bu alanı bugünkü tartışmalara getiren uzun hikayesini görmezden gelmekten öteye gidemeyecektir. Aslında İnciraltı, bu kentin geçmişteki üst ölçekli planlarında, tarımsal niteliğinin korunması ve buna ek olarak geliştirilmesi gereken bir alan olarak öngörülmüş ve gelişme baskısından korunması istenmiştir. Ancak ülkemizde birçok alanda olduğu gibi mekânsal politikalarda da bir dönüm noktasını oluşturan 80'li yıllarla birlikte, kentsel rantlara endekslenen ekonomik beklentiler kent politikalarını şekillendirmiştir. 1989 yılında ilk kez 'Turizm Merkezi' sınırı belirlenerek yetki Turizm Bakanlığı'na verilmiş ve bu sınır süreç içerisinde adım adım genişletilmiştir. Bu süreçle paralel olarak bölgede parçacıl planlar yapılmaya başlanmış ve İnciraltı sürece yayılmış şekilde yapılaşmaya konu edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu süreç İnciraltındaki imar beklentisini doğurmuş ve bu beklenti zamanla sistematik olarak büyütülmüştür. İzmir'in EXPO adaylık sürecinde ise bu imar beklentisini karşılamak üzere projeler üretilmiş ve bölgeye yönelik imar planları yapılmıştır. Ancak takip eden süreçte, bölgenin tarım dışı amaçla kullanılmasına yönelik İl Toprak Koruma Kurulu Kararı ve imar planları idari yargı denetimine tabi tutulmuş, iptal edilmiş ve hukuki anlamda İnciraltı'nın yapılaşmaya açılması defteri kapanmıştır” ifadelerini kullandı.

14 MAYIS’I FIRSATA ÇEVİREREK…
Herkesi davaya müdahil olmaya davet eden Akdemir, “Bu kararlar sonrasında ise bölgeyi tehdit eden Körfez Geçiş Projesi ile İzmirlinin karşısına çıkıp bölgedeki planlarını başka kanaldan yürütme gayretleri sürmüştür. Körfez Geçiş Projesi'ne karşı İzmirlilerin verdiği örgütlü mücadele de kısa denilebilecek bir sürede karşılık bulmuş mahkeme kararıyla bu proje de iptal edilmiştir. Bu mahkeme kararlarının 40 yıldır İnciraltı rantının peşinde olanları iştahını kesmeye hiçbir zaman yetememiş olması sonucu 14 Mayıs'tan tam 3 gün önce seçimi de bir fırsata çevirerek Körfez Geçiş Projesi'nin bağlantı yollarını içeren bir imar planını onaylayıp askıya çıkarmışlardır. Her ne kadar alelacele seçime yetiştirme kaygısıyla yapılan planlarda bir sürü teknik problem olsa da bahsettiğimiz süreç İnciraltı'nda teknik olarak tartışılacak bir konu ölçeğinde düşünülemez. Gerek merkezi gerek yerel idarelerin işi gayrimenkul alanları oluşturmak ve geliştirmek değildir. Hele ki kentin İnciraltı gibi önemli bir karbon yutak alanı olması özelliğinin kent genelinde sağladığı faydalar düşünüldüğünde tablo daha net ortaya çıkmaktadır. İklimsel değişimler ile artacak taşkınlar ve taban suyu yükselmelerinin kritik bir noktaya varacağı öngörülen bu günlerde, önemli bir tampon ağı oluşturan Çakalburnu Lagünü, göçmen kuşlarıyla, endemik bitki türleriyle, nadir rastlanan özel ekosistemi ile, yarattığı biyoçeşitlilik rezervi ile, tarım alanlarıyla bugüne kadar taşıyabildiğimiz koruyabildiğimiz değerleri ile rant odaklı yaklaşılmasına hiçbir şekilde kurban edilemez. İdarenin asıl görevi işi sürekli planları, plan kararlarını rant odaklı müdahalelerle delik deşik hale getirmek yerine kentin planlarına sadık kalmak ve kentin planlı gelişmesini sürdürmektir. 14 Mayıs seçimleri öncesinde onaylanan imar planlarının kamu yararıyla, şehircilik ilkeleriyle, hukuka uygunlukla hiçbir ilgisi yoktur. Bu kapsamda TMMOB olarak söz konusu imar planlarına dava açmış bulunuyor ve tüm İzmirlileri İzmir 8’inci İdare Mahkemesi 2023/26 E. no'lu dosyada görülen davada TMMOB yanında müdahil olmaya çağırıyoruz” dedi.

BAŞKA BİR TARIM MÜMKÜN DİYENLER.. 
Alanın maddi olarak getirisinin ne olduğu ve 'ranttan kastınız ekonomik olarak nedir' sorusuna yanıt veren Akdemir, "Rantın miktarı konusunda hesap yapmadık. Bizim görevimiz korunması gereken alanlara sahip çıkmak. Oradaki 1 dönümlük tarım alanı ile 100 metrekarelik evi karşılaştırmak bizim görevimiz değil. Rakamsal büyüklük bizim açımızdan önemli. Önemli olan kentin bu alanı ne kadar kullandığıdır. Büyükşehir Belediyesi bu sürece dava açtı. Diğer tarafı ile Büyükşehir 'başka tarım mümkün' diyorsa kentin tarıma alanını korumasına ihtiyaç vardır. Burada tarım alanının yok edilmesine karşı yapılacak her türlü projeye itiraz etmesi gerekiyor.  Tarım alanlarının yok edildiği bütün yaşam alanlarının ranta kurban edildiği dönemde İzmir’de 3,5 milyonda anca oluşmuş bir alanın ranta bırakmak hiç akıllıca değil. Başak bir tarım mümkün diyen herkes sesleniyoruz. Şu zaman kadar yapılan hataların tekrarlanması lazım" ded.

Planlardaki 'yeşil alan' bilgilerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Akdemir, "Planlar hakkında sade bir dille söylerse tarım alanında yeşil alanı vurgulamak gerçekçi değil. Bu da itirazlarımız içinde.  Gerçekle ilgili olmayan ne kadar madde konulursa algı oluşturuluyor Asşli olan alanın korunması ihtiyacıdır. TMMOB olarak bu tip alanlarda hiçbir rant , yada tarafı olduğumuz grup değiliz. Bilim ve teknik açısından tarım alanlarını korumak dışında bir cümle kurmuşluğumuz yoktur. İzmir Büyükşehir Belediyesi davasına sahip çıkması ve düşüncelerini net ifade etmesi gerekmektedir. SaoPaulo’da VBUa’da olduğu gibi bütün halkımızı bu davaya dahil olmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı. 

GELECEK KUŞAKLARA GÜZEL BİR GELECEK BIRAKABİLİRİZ
Ziraat Mühendisi  Ferdan Çiftçi ise, "Burası bir tarım alanı. Biz şu anda en fazla neden şikayetçiyiz? Gıda fiyatlarında… Dünya gıda fiyatlarından mağdur. Burası bu anlamda çok değerli bir alan. Tarım alanın üzerinde oraya orman yapmak yanlışsa, ormanı da tarım alanı yaptık demek yanlıştır. Orası üretim alanıdır. Orayı okul, hastane veya herhangi bir yapı yapmakta fark yoktur. Oranın tarım niteliğinin korunması önemlidir. Korursak gelecek kuşaklara güzel bir gelecek bırakabiliriz" dedi.