GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
10 Ekim 2021 Pazar 14:21

İnciraltı’nda büyük tehlike uyarısı: İzale-i şuyu davası!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından planlama süreci devam eden İnciraltı’nda bulunan mülk sahipleri son dönemde büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldı. İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut arsa simsarlarının hisseli yerleri satın alarak sonrasında izale-i şuyu davası açarak geri kalan kısımları hukuk yoluyla ele geçirdiğini anlattı.

EGEDESONSÖZ- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yıllardır planlama süreci devam eden İnciraltı’ndaki çalışmalarda sona yaklaştı. Bakanlığın, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli yürüttüğü çalışma sürerken İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut uzun süredir gündemde olan büyük tehlikeye dikkat çekti. Karabulut, arsa simsarlarının hisseli tapulardan pay alarak mahkemeye başvuru yaptıklarını sonrasında geri kalan hisseleri ise izale-i şuyu davalarıyla ele geçirdiğini söyledi.

Karabulut yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“İzale-i şuyu davası, genelde miras yolu ile kalan ve tek bir kişi veya ailenin kullanımına uygun olan taşınmaz malın paylaşımı noktasında tarafların uzlaşamaması nedeniyle açılan dava türüdür.  Bugünlerde sıkça duymaya başladığımız; hak sahibi olmuş (hisse almış) bazı sermayedarlar tarafından açılan izlale-i şuyu davaları konusunda uyarmak istiyoruz.

Son yıllarda bazı arsa simsarlarının bölgemizde sadece hisseli yerleri alarak, sonrasında hukuktan alınan hakları da kullanıp , beş nesildir hak sahibi komşularımıza izale-i şuyu davası açarak mağdur etme girişimleri bugünlerde maalesef artmıştır.  Sahibi olduğunuz tapuda bulunan her bir hissedar hukuken ortağınız, bir kardeşiniz gibidir. Tapunuzda bulunan bir hissedarın, hakkı  1 metrekare dahi olsa, yabancı bir kişiye satması veya aranızdaki bir kişinin kötü niyetli olması ile yarın ortağınız olarak (sizin rızanızı beklemeden) tüm tapunun icra yoluyla satışını talep edebilir.

Hissedar olduğunuz tapudaki tüm tarafları tanımalı ve diyalog içerisinde olmanız başta kendi çıkarınız için çok önemlidir. Planların askıya çıkmasıyla ve sonraki aşamalarda hep birlikte ortak hareket edebilmek, omuz omuza olabilmek çok önemlidir.

Bugün veya ilerleyen süreçlerde imkansızlık veya başka tür sebeplerle hissedar olduğunuz tapuda bulunan haklarınızı satmak istediğinizde, ilk başta tapuda yıllardır ortak olduğunuz hissedarlara danışarak, bilgi vererek (almak ister mi) hareket etmeniz, sizin ve diğer hissedarların geleceği için çok çok  önemlidir. İlerleyen dönemlerde planların tamamlanması ile hak anlaşmazlıkları veya paylaşımları nedeniyle bu tür davalar (izele-i şuyu) elbet olacaktır. Ancak bugünden (ucuzken) imkanı olmadığını bilip, İzmirli toprak sahibinin ağlayarak atalarından kalma tapusunu elden alma çabası en hafif tabirle “Hak Yemektir”. Bu süreçte bunu yapan sermayedarları kamuoyuna da açıklamaktan çekinmeyeceğimizi de bildiririz.

İzale-i şuyu davası açılan veya bilgi sahibi olmadan sahibi olduğu tapudan yabancıya satılan hisseler için toprak sahibimizin de , elbette hukuki hakları vardır. Konuyu hafife almadan , muhakkak hukuki hakların bilgisi için bir avukata danışılmalıdır.

Planlama bekleyen İnciraltı ve Bahçelerarası hak sahibi olan toprak sahibi sayısı  2700’den son 2 yılda  2100 civarına inerek 600 den fazla komşumuz, imkansızlık umutsuzluk veya bu tür davalar yüzünden satmak durumunda kalmıştır. Sadece İzmir’in değil, ülkemizin en değerli toprağı olan İnciraltı ve Bahçelerarası’nın planlama sürecinin, sonuna kadar geçen sürede;  fazla sayıda İzmirli hak sahibi ailelerin var olması başta izmir’in ve İzmirlinin çıkarınadır.

 İnciraltı ve Bahçelerarası’nı gecekondulaştırmayan , yıllardır tarım vasfı bitse de kanun nizamdan ayrılmadan , izmir’in yararına planlama olsun diye sabırla toprağını koruyup, mürvedini bekleyen , İzmirli hak sahipleri, bu şehrin has evlatlarıdır. Ve has İzmirli toprak sahiplerine sahip çıkmak , geciken planların fırsatından faydalan kötü niyetli sermayedarların önünde, bizleri yalnız bırakmamak, İzmir’in , İzmirlinin boynunun borcu olmalıdır”