GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
24 Temmuz 2018 Salı 11:44

İl Başkanı Şengül: İzmir’de AK Parti’ye mahalle baskısı var!

Başkan Şengül, “İzmir’de AK Parti’ye karşı mahalle baskısı var. Açık net bir şekilde dile getiriyorum. Özellikle sahilde, herhangi bir yerde birisi ‘AK Partiliyim’ desin! İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ya da ilçe belediyelerinde bir çalışan ‘ben AK Partiliyim’ desin bakalım” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül ve il başkan yardımcıları, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı nedeniyle kentteki basın mensuplarıyla bir araya geldi.

İzmir İl Başkanı Şengül, 24 Haziran seçimleri için geniş çaplı bir değerlendirmede bulundu. Yeni döneme dair de konuşan İl Başkanı Şengül, yerel seçimler hakkında net ifadeler kullandı.

HER ZAMAN CANLI BİR YAPIMIZ VAR
İl Başkanı Şengül, “24 Haziran’da yoğun bir seçim kampanyası geçirdik. Belki erken seçim bekleniyordu ama açıkçası bu kadar bizde beklemiyorduk. Kongre süreci devam ederken seçim kararı alındı. Teşkilatlarımızla süreci tamamlamadan seçime girdik. Ama biz AK Parti olarak her zaman her an yapılacak seçimlere hazırız. Sadece seçim zamanları ortaya çıkmıyoruz. Her zaman canlı bir yapımız var. Seçim zamanı bitince hemen bir sonraki seçimle ilgili çalışmalarımızı başlatıyoruz” dedi.  

DAHA ÇOK YOLUMUZ VAR
24 Haziran seçimlerinde iyi bir süreç yaşandığını ifade eden Şengül, “İyi bir kampanya geçirdik. Vatandaşlarımızla daha çok iftar programlarında beraber olduk. Kısa vadeli süreçte öncelikli hedefimiz mevcut oyumuzu korumaktı. Bunda da büyük ölçüde başarılı oluk İzmir’de. Daha önce 8 milletvekilimiz vardı. 4-4 koruduk ama birinci bölgeden çok az farkla 5’inciyi kaybettik. İttifakın diğer yerlerde olumlu katkısı olurken İzmir’de olmadı. İzmir’de seçim kampanyası boyunca gayet sakin bir süreç yaşadık. Gerilim yaşamadık. Önceki seçimlerde bayraklar, afişler asılırdı. Bu seçimde tüm siyasi partiler buna dikkat etti. Artık seçim kampanyaları da değişiyor. 2002 ile bugünümüz arasında çok büyük farklar var. Sosyal medya yoktu. Şimdi kampanyanın büyük kısmı sosyal medyada yürüyor. Daha çok kat edeceğimiz mesafe var. Daha çok yolumuz var” açıklamasında bulundu.

KOLTUĞUNU, MAKAMINI KORUMAK İSTEYENLERİN DEVRİ BİTMİŞTİR
“AK Parti seçimde istediği hedefe ulaşmıştır” diyen Şengül,  “Cumhurbaşkanımızı seçtirdik. İttifak olarak mecliste çoğunluğu da sağladık. Bu seçimin galibi Cumhur İttifakı, AK Parti ve MHP olmuştur. Hedefine ulaşmıştır. Ülkenin, partimizin beklentileri çok fazla. Bizde bu yeni sistemle beraber Türkiye’ye dinamizm geleceğini düşünüyoruz. Yeni sistemde gerçekten vatanını, milletini seven, iş yapacak bürokratların önü açılacaktır. Koltuğunu, makamını korumak isteyenlerin devri bitmiştir. Çaba sarf eden bürokratın önü açılacak. Siyasetin hızlı karar alma süresi işleyecek. Orta ve uzun vadede ciddi katkılar sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

OY VERENLERE YÜKSEK HİZMET ETMEK, AZ OY VERENLERE HİZMET ETMEMEK GİBİ BİR ANLAYIŞIMIZ YOK
İzmir adına seçimden sonra sevindirici gelişmeler oldu. Başbakanımız meclis başkanı oldu. Mecliste denge unsuru olarak görevine devam ediyor. İl yönetiminde daha önce beraber yürüdüğüm Bekir Pakdemirli Tarım ve Orman Bakanı oldu. Eski milletvekilimiz Nükhet Hanım Dokuz Eylül Üniversitesi’ne rektör olarak atandı. Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. İzmir çok önemli bir şehir. Bizim AK Parti olarak bize oy verenlere yüksek hizmet etmek, az oy verenlere hizmet etmemek gibi bir anlayışımız yok. Siz ülkede gelişmeyi sağlayabilmeniz için ülke genelinde kalkınması sağlamanız gerekiyor. İzmir’in çok önemli potansiyelleri var. Tarım yönü ön plana çıkmış birçok şehirden çok daha fazla katma değer üreten bir şehir. İzmir bir yandan sanayi şehir. Teknolojinin ön plana çıkmaya başladığı şehir oldu. İzmir bir turizm şehir. Muhteşem bir tarihi, doğası var” dedi.

YEREL İKTDİARA: ZEYTİN DALINI NE KADAR UZATIRSANIZ UZATIN BELKİ BİR ŞEKİLDE İŞİNE GELMİYOR
İzmir’deki yerel iktidara yüklenen Şengül, “İzmir’in en büyük şanssızlığı yerel yönetimlerle iktidar arasındaki koordinasyon bir türlü istenilen gibi olmadı. Suçlu aramaya kalkarsak buluruz. İzmir gibi bir şehre büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanı olan kişi seçildikten sonra siyasi kimliğini bir tarafa bırakır o şehirde yaşayan herkesi kucaklar. Şehre katkı koyacaksa her türlü projeye katkı koymalı. Siyaset yapmamalı. Seçime kadar yapabilirsiniz ama seçimden sonra siyasi kimliğinizi bir kenara bırakırsınız. Çatışmadan işbirliğine girmek lazım. Maalesef zeytin dalını ne kadar uzatırsanız uzatın belki bir şekilde işine gelmiyor. Özellikle İzmir’de yerel yönetimler gerçek anlamda kendi işlerini yapamadığından şehre yapılacak projelerden uzaklaştırarak kutuplaştırma, ideoloji üzerinden söylemler geliştiriyorlar. İzmir’e zarar veriyorlar.  Verdiği sözleri yerine getiremediğinden dolayı merkezi hükümeti suçluyor. İncir çekirdeğini doldurmayacak meseleler. Kamuoyunda abartıldığı gibi merkezi hükümette bekleyen ciddi proje yok. Belki Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’e yapması gerekenlerin yüzde 3’ü, 5’i bile değil. Ama öyle bir algı var ki İzmir’e yatırımların önü kesildi. Yok böyle bir şey” diye konuştu.

İZMİR’E HİÇBİR ZAMAN AYRIM YAPMADIK!
Şengül, “Biz hükümet olarak İzmir’e hiçbir ayrımı yapmadan tüm katkıyı yapmaya çalıştık. Alt yapı projeleri tamamlanmaya başladı. Liman, yol, havalimanı İzmir’in cazibesini daha da arttırmaya yönelik çalışmalardı. Baktığınızda İzmir, İstanbul’dan sonra katma değer saplayacak ikinci büyük şehir. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı çatışmaya girmeden İzmir’le ilgili daha önce kararını aldığımız projelere hızlı bir şekilde devam edeceğiz” dedi.

İKTİDAR PARTİSİ OLARKA BAŞTA BİZİM YAPMAMIZ GEREKİYOR
Şengül, toplumda yaşanan ayrışma ve kutuplaşmaya değinirken, “Önümüzdeki süreçte stratejimiz insanları kutuplaşmadan çıkarmaya yönelik olacak. Bazen insanlar reel dünyadan ayrılıp ideolojik dünyaya girdiğinde o kadar basit şeylerle duygularını nefret ve kine dönüştürüyor ki bu hakikaten kendi içinizde ayrışmaya götürüyor. Bu ülkemize katkı sağlamaz. Tüm siyasi partilerden bekliyoruz. İktidar partisi olarak başta bunu bizim yapmamız gerekiyor. Yapacağız. Ben iktidar partisi il başkanı olarak bunu yapacağım” diye konuştu.

BİRKAÇ İLÇEMİZDE REVİZYONA GİDECEĞİZ!
2019’da gerçekleşmesi planlanan yerel seçimlere yönelik konuşan Şengül, “Önümüzde yerel seçimler var. 24 Haziran bittikten sonra çalışmalarımıza başladık. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. İlçelerimizdeki eksiklikleri tespit ettik. Birkaç ilçemizde revizyona gideceğiz. Teşkilatımızdan aday olmak isteyen arkadaşlarımız olacak. Boşalan yerlere onları koyacağız. Kadın kollarımızda revizyonlar yapıyoruz. AK Parti il başkanlığı olarak ilçe ilçe hangi stratejileri gerçekleştirmemiz lazım, bunları düşüneceğiz. Büyükşehir’le ilgili çalışmalarımız var. Bugüne kadar neleri yapması gerekirdi? Biz iktidara gelirsek neler yapacağız? Bunlarla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Arkamızda inanılmaz bir teknik ekip var. Ciddi bir hazırlık yapıyoruz. Meclis başkanımız İzmir’e ilk geldiğinde 35 proje vardı. Onları takip ediyoruz. Milletvekili seçimlerinde tüm teşkilat mensuplarına ‘hepiniz milletvekilisiniz’ diyordum. Şimdi de tüm ilçelerimizdeki teşkilat mensuplarına ‘siz belediye başkanısınız’ diyorum. Ona göre çalışsınlar” açıklamasında bulundu.

BİZE OY VERSİNLER DİYE SÖYLEMİYORUM
Şengül, “Burada öyle bir belediye başkanı olmalı ki iline yatırımcı getirmek için dünyanın öbür ucuna gitmeli. Onları teşvik etmeli. Küçük olsun bizim olsun anlayışı yok artık. Bizim anlayışımız büyük olsun hepimizin olsun. İzmir’de gelir seviyesi artarsa çalışma ortamı iyileşir, refah seviyesi artar. İzmir’de inanılmaz bir eğitimli kitle var. Yerel yönetimlerle ilgili ne zaman bir proje için konuşsak hep kaçak dövüştüler. İzmir’in sloganı şu, ‘Ne yaparım ne yaptırırım’. İzmir küçüktür küçük olsun. Biz de diyoruz İzmir büyük olsun herkesin olsun! İzmir’in empatiye ihtiyacı var. İzmir’de kendisini üst perdede gören, İzmirli kimliği altında saklayan sıkıntılı bir kitle var. Onların da kendini sorgulaması lazım. 2002’den beri iktidardayız. ‘AK Parti gelir yaşam tarzına müdahale eder’ diye bir söylem var. 16 yılda kimin yaşam tarzına müdahale edildi? Somut örnek istiyorum. Somut örnek de yok. Bazen insanların iğneyi kendine batırması lazım. Bize oy versinler diye söylemiyorum. Ama buradaki beceriksiz yerel yönetimleri sorgulasınlar. Eleştirip yine oy verirseniz, ‘yahu ne olacak ki seçime az bir süre kala çıkarım laiklik derim, proje yapsam ne olur der” ifadelerini kullandı.

İZMİR’DE AK PARTİ’YE KARŞI MAHALLE BASKISI VAR!
AK Parti iktidarı döneminde tutuklanan gazetecilere yönelik konuşan Şengül, “Özgürlükleri iyi tanımlamak lazım, adını iyi koymak lazım. Bir söylemi geliştirirken özgürlük ve demokrasi deniyor. Bir ülkenin yasaları ve kanunları vardır. Hiçbir meslek dalı kanunlara yasalara aykırı davranamaz. Yasalar size bunu söyleyemez. Bakanından milletvekiline kadar herkes o yasalara tabiyse gazeteciler de o yasalara tabidir. Türkiye’yle ilgili yurt dışında başlayıp muhalefet partilerinin kendi çıkarlarına kullandığı şeyler var. Bir bakıyorsunuz o basın mensubu dedikleri kişilerin aslında basın mensubu olmadığı, sarı kartı alıp terör faaliyetinde çalışan kişiler olduğu, örtüldüğü kapatıldığı görülüyor. Algı yaratılıyor. Vatanını ülkesini seven bir gazeteci tüm gerçekliği ortaya koyması gerekiyor. Bu koyulmuyor. Susuyor. Birçok basın mensubu siyasi görüşüne uymadığı için susuyor. Basın mensupları içinde de mahalle baskısı var. İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’ni eleştiren basın mensubu var mı? Burada da mahalle baskısı var. İzmir’de mahalle baskısı varsa AK Parti’ye karşı var. Açık net bir şekilde dile getiriyorum. Özellikle sahilde, herhangi bir yerde birisi ‘AK Partiliyim’ desin! İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ya da ilçe belediyelerinde bir çalışan ‘ben AK Partiliyim’ desin bakalım, onu barındırsınlar orada! Beklediğiniz özgürlükleri kendi adınıza ilk başta siz sergilemelisiniz” dedi.  

TEMEL SIKINTIMIZ ŞU; HEP SEÇİME 2-3 AY KALA ÇALIŞMALAR YAPTIK
‘İzmir’de iktidar olamamanız noktasında kendinize getirdiğiniz özeleştiri nedir?’ sorusunu yanıtlayan Şengül, “Her yerde iktidar olacağız diye bir şey yok. Niye yanlış yapıyoruz diye bir şey yok. Bazen doğru yapsanız bile yaşam tarzı ve kutuplaşma üzerinden seçmen oy vermiyordur. Yaptığımız kamuoyu yoklamalarında soruyoruz, ‘AK Parti belediyeciliği mi CHP mi’ diye… İnanın seçmen AK Parti diyorlar. Ama sizin başarınıza inanması size oy vereceği anlamına gelmiyor. Analiz ettik. Biliyoruz. Temel sıkıntımız şu; hep seçime 2-3 ay kala çalışmalar yaptık. Seçim atmosferine girdiğiniz zaman bazı şeyleri yapmanınız bir şeyi değiştirmiyor. Biz 2011 seçimlerinde Binali Bey ile bunu kırdık aslında. Nerdeyse CHP ile aynı milletvekili çıkardık. Bizim böyle bir potansiyelimiz var. Bu kentte geçmiş seçimlere bakıldığında yüzde 50 üzerinde AK Parti’ye oy vermiş kitle var. Bize oy verecek ciddi bir kitle var. Ben biraz önceden hazırlanmaya bağlıyorum. Hep son dakikalara bıraktığımız için böyle oluyor. Siz milletin kanaatinde çok büyük değişiklik yapamazsınız. Seçmen yüzde 70 tarafını değiştirmez. Yüzde 15 sandığa gitmez. Yüzde 15 üzerinde seçim yapılır. O yüzde 15’i kim ikna ederse seçimi o alır. Seçim o yüzde 15 için yapılır.  Seçim biter bitmez o çalışmayı yapmak gerekiyordu” ifadelerini kullandı.

İKTİDAR OLURSAK TRAMVAYI ŞEHRİN İÇİNDEN KALDIRACAĞIZ!
Şengül tramvay projesine değinirken flaş bir çıkışa imza attı ve “Tramvay nostalji olsun diye yapılmış bir şey. Arka planı çok araştırılmamış. Biri çıkmış yapılsın demiş yapılmış. Trafik sorununu çözmeyi bırakın daha da çekilmez hale getiriyor. Anladık biz CHP yavaş şehri seviyor. Seferihisar’da bir yavaş şehir modası başladı. İzmir de yavaşlıyor ama çağımız hız çağıdır. Tramvayda millet gezer, görür. Bir yere ulaşmak için kullanılmaz. Tarihi yerlerde olabilir ama. İktidar olursak direkt şehrin içinden tramvayı kaldıracağız. İzmir’de iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız şey otopark sorununu çözeceğiz. İki tane bina kamulaştırırsınız, kaldırımları genişletirsiniz” dedi.

BASIN BAYRAMI NEDİR? 
Basın Bayramı veya Gazeteciler ve Basın Bayramı, tarihi konusunda üzerinde anlaşmazlık bulunsa da Türkiye'de Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanan önemli gündür.

Osmanlı Devleti zamanında çıkan tüm gazeteler sansür memurlarının kontrol ve denetiminden geçtikten sonra yayınlanıyordu. Türk basınında sansürün ilk uygulandığı tarih ise 10 Mayıs 1876'dır. 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet yürürlüğe girdikten sonra bu uygulamaya son verilmesi günümüzde "sansürün kaldırılması" olarak adlandırılmaktadır. 10 Haziran 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bir basın günü oluşturmayı planlamıştır. Türkiye'de ilk gazetenin çıkış tarihine göre düzenlenmesi planlanan bu güne "Basın Bayramı" adı verilecektir. Ancak ilk gazete konusunda çeşitli görüşler bulunduğundan dolayı bir görüş birliği sağlanamamış, daha sonra Falih Rıfkı Atay tarafından bayramın her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanılması fikri ortaya atılmış ve kabul edilmiştir.

İlk gazetenin çıkışı konusundaki tartışmalarda ise bazı kişiler, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilinde ilk Osmanlı Türk gazetesi olan Takvim-i Vekayi'nin yayınlandığı 1831 çıkış tarihini doğru olarak kabul etmişlerdir. Ancak Takvim-i Vekayi'nin resmi gazete olmasından dolayı ilk çıkan Türkçe gazete olmadığını savunanlarda bulunmaktadır. Bu öngörüyü savunanlar ise ilk Türkçe gazetenin 1861 yılında yayınlanmaya başlanan Tercüman-ı Hakikat olduğunu iddia ederler.

Türkiye'de Basın Bayramı özellikle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde Bâb-ı Âli ile kutlanmakla birlikte, her il ve bazı ilçelerde de Basın Bayramı ayrı ayrı kutlanmaktadır. Basın Bayramında pek çok siyaset adamı, rektörler ve bazı belediye başkanları tarafından bildiri yayınlanmaktadır. Bildirilerde Basın Bayramının önemine değinilerek, özellikle Türk basınındaki sansür ile ilgili konular bu bildirilerde yer almaktadır.