GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
8 Ekim 2020 Perşembe 14:04

İKK'den ‘İnciraltı’ çıkışı: Karara imza atanlar hesabını verecek!

İncirlatı için alınan ‘tarım yapılamaz’ kararını eleştiren TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir "Toprak Koruma Kurulu'nda bu karar imza atanlar görevini kötüye kullanmaktadır. Hukuka ayrı kararların altına imza atanlar buna hesap verecektir" ifadelerini kullandı.

Oktay GÜÇTEKİN/ EGEDESONSÖZ –  TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İnciraltı Planları ve Kültürpark için basın toplantısı düzenledi.

İNCİRALTI’NDA SUÇ İŞLENDİ
'İnciraltı'nda tarım yapılamaz' kararını eleştiren Aykut Akdemir, İl Toprak Kurulu'nun suç işlediğini söyledi. Toprak Kurulu'nun görevini kötüye kullandığını da belirten Akdemir, Balçova Belediyesi'ne de çağrıda bulundu. Akdemir " TMMOB halkı ve doğayı korur. İnciraltı için plan yapmaya çalışanlar öncelikle rantı koruyor. Ne İnciraltı sonradan üretilmiş bir alandır, ne de Kültürpark sonradan yapılmış bir alandır… Kente sonradan gelmiş bütün yerel yönetimler ve iktidarlar sadece betonlaşmayı hedeflemiştir. Eğer İzmir'e önem veriyorlarsa, betonlaşma bırakarak yeşil alanlara önem vermeliler. İşin kolayına kaçıp yeşil alanları imara açmak doğru değildir. Kültürpark için Büyükşehir ile yürüttüğümüz çalışmalar devam etmektedir. Oradan karar çıktıkça bilgiler vermeye devam edeceğiz. İnciraltı için çıkan ve Ziraat Mühendisleri Odası'nın itiraz ettiği bir karar var. İnciraltı'nın imara açıldığı bir karar var. Bu Toprak Koruma Kurulu'nda bu karar imza atanlar görevini kötüye kullanmaktadır. Hukuka ayrı kararların altına imza atanlar buna hesap verecektir.  İncir altı için Balçova belediyesi burayla uğraşmak yerine İncrialtı'nda yapılmış kaçak yapılara müdahile etmelidir" ifadelerini kullandı.

EN ÖNEMLİ YEŞİL ALANLARDAN
Akdemir'in ardından İnciraltı için hazırlanan metni okuyan Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tevfik Türk, arazinin çoklu kırık fay hatlarına sahip olduğunu ve bu nedenle yapılaşmanın olamayacağını belirtti. Türk; " İl Toprak Koruma Kurulu tarafından alanın yapılaşmaya açılmasının dayanağı olan ve “tarım dışı amaçla kullanılabilir” görüşü veren karar oy çokluğuyla alınmıştır. Bu Bölge 2006 yılından beri politikacılar tarafından yöre insanına umut tacirliği yapılarak, arazilerinizi imara açacağız sözleri verilerek, oy simsarlığının sonucu olarak bu günlere gelmiştir. Bu bölge son yıllarda arazi sahibi olup ben buraları imara açtırırım diyerek yöre halkını inandıranların yüzünden bugünlere gelmiştir. Kentimizin batı gelişme aksında bulunan ve doğal, kültürel ve ekonomik anlamda önemli değerler içeren İnciraltı, kentimizin en önemli açık ve yeşil alan olma özelliğine sahip bölgesi konumundadır."  ifadelerini kullandı.

EXPO İLE BAŞLADI
Tevfik Türk'ün açıklamasının devamı şu şekilde;

"İlk defa 9-12 Kasım 2006 tarihlerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde yapılan ''İnciraltı’nın Geleceğini Birlikte Kuralım'' toplantısı ile gündeme taşınmış, ardından 2007 yılında başlayan EXPO-2015 adaylığı sürecinde bölge sağlık turizmi amaçlı planlanmak istenmiştir. Hâlbuki alan özellikle “sağlık” temasının işleneceği Expo 2015 organizasyonunun, insan ve çevre sağlığını gözeten ve bunun gereğini yerine getirebilecek nitelikte bir alan olması gerekirken, İnciraltı’nın aday gösterilmesi temanın kendisiyle ters düşmüştür

Ardından tüm bu uyarılara rağmen İnciraltı bölgesine ilişkin Turizm Merkezi ilanı sonrası onaylanan, alanın ve çevresinin doğal niteliklerini, tarımsal niteliğini, doğal sit olma özelliğini yok sayan, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırı olan, kamu yararı içermeyen Toprak Koruma Kurulu Kararı ve çok sayıdaki mekânsal plan Odalarımız tarafından açılan davalar sonucunda iptal edilmiştir. 2012 yılında tamamlanan dava süreciyle de bölgenin tarımsal amaç dışında kullanılamayacağı tescillenmiştir."

YASALARA UYGUN DEĞİLDİR
"2020 yılında geldiğimiz noktada ise yine bölgenin sağlık turizmi amaçlı planlanmak istendiği önce kamuoyuna ısıtılarak getirilmiş, bölgenin çözümsüz ve atıl bir alan olduğu, tarımsal aktivitelerin yapılamadığı, tarımsal özelliğinin yitirildiği, hatta bölgede binlerce yıldır var olan jeotermalin tarımı bitirdiği, kaçak yapılaşmaya açıldığı gibi hiçbir bilimsel temele dayanmayan gerekçeler ile kamuoyu yaratılmaya çalışılmıştır. Bunun içinde kamu kurumlarının görüşleri olduğu öne sürülerek siyasi bir ortam oluşturulmuş ve en sonunda Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından Koruma Amaçlı İmar Planı yapılması amacıyla planlama süreci başlatılmıştır. Bu açıklamaların yapılmasını getiren süreci yürütenlerin asıl amacı; sadece arazilerinden daha fazla para kazanarak rant elde etmek istemeleridir. Ancak bu kişiler isteklerini bilimsel temellere dayandırmalıdır. Tarım, doğa, planlama, mühendislik bilimi görmezden gelinerek turizm odaklı rant hedefi ile İzmir için eşsiz bir değer olan İnciraltı’nın tahribine izin verilemez. Bir alanın tarım dışına çıkarılması kanunlarda belirtilmiştir. Sadece bölgede alternatif bir alanın olmaması ve kamu yararı olması gerekçeleri ile tarım dışına çıkarılabilir. Yapılan iş ve işlemler yürürlükteki yasalara göre hiçbir şekilde uygunluk göstermemektedir."

KAMU YARARI YOKTUR
"Bölge için tarım dışı kullanıma dönük henüz alınmış bir “Kamu Yararı Kararı” yoktur. Buna karşın belli bir kesimin faydalanmasına yönelik turizmin kamu yararı sayılması bölgenin tarihsel geçmişine, bilimsel ve sosyolojik kriterlerine de aykırıdır. Planlama yapılmak istenen alan “Mutlak Tarım Arazisi” ve “Dikili Tarım Arazisi”dir. Bu yüzden tarımsal amaç dışında ne çeşit bir uygulama olursa olsun kullanımı yasalara uygun değildir. Alan yine kuzeyindeki doğal sit alanı ile güneyindeki kentsel alan arasında tampon görevi görmekte, kentsel kullanımların sulak alan üzerindeki etkilerini düşürmektedir.         Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ve Toprak Koruma Kanunda mevcut tarımsal alanların üretim özelliklerini korumak ve iyileştirmek devletin ve kurumlarının sorumluluğu olarak tanımlanmaktadır. 2006 yılından bu yana tarımsal bir alan olan bölgede tarımı etkileyecek uygulamaların yapılmasına izin verenler ve bölgenin toprak özelliklerinin iyileştirilmesi için görevlerini yerine getirmeyenler için de sürecin özel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Alanın olası bir toprak veya su kalitesindeki bozunumunda, Toprak ve Su Islah projeleri ile rahatlıkla bunun önüne geçilebilir. Bölge geneli jeolojik açıdan yoğun fay kırıklarına sahip yapılaşma için uygun olmayan bir alt yapıya sahiptir. Bu sebeple bölgeyi, yoğun ya da seyrek olsun bir şekilde yapılaşmayı hedefleyen gizli rant hesaplaşması için manivela olarak kullanmak isteyenlere izin verilmemelidir. Siyasilerden beklenen kendi istekleri doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini yorumlamamaları ve halka beyanat verirken de çarpıtmadan sunmalarıdır. Tarım İl Müdürlüğü’nün bölgedeki tarımsal faaliyetler ile yaptığı çalışmalar sürekli olarak kurumun kendi haber ve paylaşımlarında görülmektedir. Marjinal Tarım Arazisi olarak sınıflandırılan bölge uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınmış sulak alan olan Doğal Sit Alanıdır. Bu çalışmalar varken “Tarım İl Müdürlüğü’de yarısını Marjinal Tarım Arazisi olarak tanımlamış” gibi hatalı beyanatlar vermek kurumların güvenilirliğini sarsmaktadır. Öte yandan bir talebin İl Toprak Koruma Kurulu tarafından gündeme alınabilmesi için arazinin ya Büyük Ova sınırları içerisinde olması yada Mutlak-Dikili-Özel Ürün Arazisi olması gerekmektedir. Büyük Ova dışındaki Marjinal Tarım Arazileri zaten gündeme alınmadan ilgili bakanlık tarafından doğrudan uygun görüş verilmektedir. İnciraltı Türkiye’nin 3. büyük kenti olan ve yeşil alan bakımından sıkıntılı olan İzmir için vazgeçilmez bir yeşil alandır. Alanda yapılacak her müdahale bölgenin bütünsel koruma anlayışından uzaklaşılarak bitişiğinde bulunan İnciraltı Kent Ormanı ve İnciraltı lagünü için bir tehdit oluşturacaktır."

TÜM MÜCADELEYİ VERECEĞİZ
"TMMOB, kurulduğu günden bu yana plansız programsız, ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla, kamu yararı ve hukuk ilkelerini hiçe sayan ve ranta hizmet eden politikalara da her zaman karşı çıkmıştır. İnciraltı’nın tarımsal potansiyeli dikkate alınarak, bölgedeki hak sahiplerinin sürdürülebilir bir şekilde arazilerinden gelir elde edebilecekleri bir uygulama kararında TMMOB’a bağlı odalar olarak tüm desteği vereceğimizi, ancak bölgede yapılacak ranta yönelik tüm uygulamalarında karşısında mücadeleyi kamu yararı,kent ve İzmirli yurttaşlarımız için büyüteceğimizi kamuoyu ile bir kez daha paylaşıyoruz…" ifadeleri kullanıldı.

KÜLTÜRPARK’TA AKSİ BİR DURUM KABUL EDİLMEYECEKTİR
Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi Başkanı Elvin Sönmez Güler ise İzmir kentinin tarih, ekonomi, kültürel ve sosyal yapısı üzerinde son derece önemli izler bıraktığını belirtti ve şunları söyledi; “Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığı çalışma sürecinde ; ilgili Meslek Odalarımız ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Bürokratlarından oluşan çalışma gurubu her hangi bir ön koşul olmaksızın çalışmalarına başlamıştır. Bu çalışmalar kapsamında Kültürpark’ın korunabilmesi için en önemli bileşen olan “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın hayata geçirilmesi çalışmaları halen yürütülmektedir. Çalışma kapsamında eksik görülen bilimsel veri ve analizlerin tamamlanması konusunda çalışma grubu tarafından ortak karar alınmış ve bugün gelinen aşamada söz konusu çalışmaların tamamlanması beklenmektedir. Bilimsel veri ve çalışmaların tamamlanmasının ardından “ekolojik hassas bir bölge” olan Kültürpark’ın “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın yapılması çalışması yine ilgili Meslek Odalarımızın içerisinde yer aldığı bir süreçte yürütülecektir. Kültürpark’a Koruma Amaçlı İmar Planı tamamlanana kadar da hiçbir müdahalede bulunulmamalı, bu süreçte alanın zarar görmeden korunması sağlanmalıdır. Bunun aksi bir durum Kurulumuzca kabul edilmeyecektir" ifadelerini kullandı.

KÜLTÜRPARK’TA ÜRETİCİ PAZARI OLMAMALI
Güler sözlerine şu ifadeler ile devam etti;

"Bu görüşlerle birlikte 2014 yılında İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak yapmış olduğumuz basın toplantısında dile getirdiğimiz aşağıdaki hassasiyetlerimizin aynı şekilde devam ettiğini ve hassasiyetlerimizin giderilmediği bir çözümün paydaşı olmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz; Kültürpark’a yapılacak aşırı yüklemeler doğal ve tarihi yapısının çökmesine neden olacağından bu yaklaşımlardan vazgeçilmelidir. İzmir’in kongre ihtiyacı, daha önceden, Yeni Kent Merkezi olan Bayraklı’da öngörüldüğü şekliyle karşılanmalıdır. Kültürpark içerisinde yeni bir kongre merkezi alternatifinin oluşturulmak istenilmesi İzmir’in planlı gelişiminin önünde engel oluşturacağı bilinmelidir. Kültürpark alanının tarihi süreç içerisinde edinmiş olduğu fuar, yeşil alan, rekreasyon, kültür ve tarihi işlevlerine sadık kalınmalıdır. Ayrıca, kurulduğu günden bu yana gelişen açık hava müzesi niteliği ve dolayısıyla kazandığı eğitim işlevi mutlaka desteklenmelidir. Kültürpark alanının kültürel değerlerini taşıyan mevcut işlevlerinin sürdürülmesinin devamlılığı sağlanmalıdır. Kültürparkta, kesinlikle yoğunluk artırıcı her türlü müdahaleden kaçınılması gerekmektedir. Kültürpark’a kapalı otopark haricinde zorunlu durumların dışındaki resmi veya sivil araçların girişi ve belediyelere veya diğer kurumlara ait araçların bu alanı otopark olarak kullanması engellenmelidir. Hatta mümkünse yeraltı otoparkının araç giriş-çıkışları da yaya sirkülasyonunu kesmeyecek şekilde revize edilmelidir. Kültürpark’ın hassas ekolojik yapısı mutlak korunmalıdır. Kentimizdeki tüm doğal ve açık yeşil alanlarda olduğu gibi;  Kültürpark Alanı’nın da yapılaşma odaklı değil, günümüz kentlerinin daha da belirginleşen açık ve yeşil alan ihtiyacı gözetilerek doğa ve toplum yararı öncelikli ele alınması ve kent belleğinde yer etmemiş fonksiyonların (üretici pazarı vb.) alana entegre edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz."